Acaba hangi anlamda izin? Çünkü kanguru derisi kıyafetler giyen ve avcılıkla beslenen bir halk için ilginç bir bilgi bu..
Kayalarin arasindaki bir yariktan su çektigimiz bir gün, kokumu o bölgeye bulastirmamam ve hayvanlari
rahatsiz etmemem için nasil dikkatli davranmam gerektigi ögretildi. Çünkü bu su ayni zamanda o
hayvanlara da aitti ve ayni su üzerinde onlarin da hakki vardi. Kabile, buldugu suyun asla tümünü
almiyordu; kaynakta su çok az bile olsa, hep ayni noktadan içmeye özen gösteriyordu. Anladigim
kadariyla hayvanlar da ayni seyi yapiyorlardi. Bu kuraldan haberi olmayanlar sadece kuslardi ve onlar
suyu istedikleri gibi içiyor, saçiyor ve de pisliklerini buraya birakiyorlardi
Bundan sonraki bir kaç gün boyunca, bitki soganlarini,. yumru köklerini ve yer altinda yetisen ve patatese
benzeyen bitkileri yedik. Bitkileri, yer üstüne çikartmadan onlarin ham mr olgun mu olduklarini
anlayabiliyorlardi. Ellerini bitkinin üzerinde gezdiriyor ve söyle diyorlardi: "Bu daha büyüyor. Henüz
olmamis." Ya da söyle bir. yorumda bulunuyorlardi: "Evet, bu can vermeye hazir." Bana sorarsaniz bitki
saplarinin tümü birbirinin ayniydi, bu nedenle pek çok bitkiyi yanlislikla sokmustum ama onlar yeniden
yerine dikmislerdi. Bu nedenle ben artik uzaktan seyretmeyi yegliyordum. Bana anlattiklarina göre bu
yetenek tüm insanogullarina verilmisti ama benim yetistigim toplum, üyelerinin sezgilerine kulak vermesini
doga' üstü ya da kötücül buldugu için onaylamayan bir tutum sergilemisti. Simdi benim dogal olarak
içimde bulunan bu yetiyi gelistirmem gerekiyordu. Bu nedenle bana bitkilere, varolma nedenlerini
onurlandirmama hazir olup olmadiklarini sormayi ögrettiler. Evrenden izin
aldiktan sonra elimin ayasini bitkilerin üzerinde gezdiriyordum. Olgun'bir bitkinin üzerindeyken elimin ya
ayasi isiniyor ya da parmaklarimin ucunda bir kivilcimlanma duyuyordum. Bunu yapmayi ögrendigim
zaman, büyük bir adim atmis olmamdan Ötürü kabile tarafindan daha içtenlikle
benimsendim.
Sayfa 27-28 Sn alin eklemiş