Sohbet Muhabbet

Fedakarlığı nasıl tanımlarsın Retro ?

Şimdi yazmaya başlıcam ama bağlantıları kurmak uzun gidecek ve laf lafı açacak. O yüzden kısa bir bağlantı ile kendimi franlemeyi denicem.

Hayattaki en önemli değerimiz özgüvenimizdir. Çünkü özgüven diğer tüm değerlere dışarıcan kolayca uzanabilirken, kapıları da içeriden açtırtan fethedici bir süper güç türüdür.

Özgüven nerede başlar peki ? Özgüven hangi aşamada bir bireye aşılanır ? İlk özgüveni nerede hissederiz ?

Şimdi herkez anne ile olan ilişkimiz diyecek. Kesinlikle doğru. İlk Anneye güveriniz. Baba sonradan devreye girer. İçe dönük özgüven anneden, dış aleme karışınca dışa dönük özgüven de sosyalleşme aşamasıda babadan (babanın istidadı kadarı ile) geçer.

Peki,
Annemize bu kadar güvenmemimizin de altında yatan sebep nedir ? Tek bir sebep var :
Anne koşulsuzca fedakardır ! Başka hiç kimsenin olamayacağı kadar. Sevgisini fedakarlıkları besler. Bebeğini büyütürken kendinden her türlü fedakarlığı yapar. Bunu iyi bir anne olamayan kadınlar bile yapar. Hatta kötü anneler bile.. Fedakarlık, sevginin gerçek ve derinlikli olmasındaki en gizli ama en katalizör etkisi olan faktördür. Özgüven dediğimiz güç bir sonuçtur. Fedakarlıklarla dolu yaşanmışlıklar zemininden gelen doğal bir sonuçtur. Karşı koyulmazlık enerjisinin batınında feda edişler vardır. Birinin size gösterdiği sevginin sahte olup olmadığını nasıl anlarsınız ? Cevap artık belli.


Sonuç :
Yine çok uzun gitti ama Allah sırf bizden eksilsin de canımız yansın diye infakta bulunmamızı istemiyor. Özgüvenimizin sırrını daha derin bir bilinçte köklendirmek için infakta bulunmamızı istiyor. Her özgüvenin bir dayanan noktası vardır. Günümüzde bu paradır. Daha zengin biri karşına çıkarsa özgüvenini de isterse kırar geçer.. Sonra sen de kırılan özgüvenini onarmak için daha zengin olmak zorunda kalırsın vs. Çünkü köklendiğin tabakanın dinamiklerinden beslenebiliyorsun. Özgüven en gerçek yaşam enerjisidir. Bir kere tadarsan, asla bırakmak istemezsin..

Sadaka, azar arar ama sürekli damlayan bir fedakarlık türü iken, infakta bulunmak toplu halde yaptığın bir fedakarlık türüdür.
Bunu anlatmaya çalıştım. Sadakayı 3B'den bakınca bir dilenciye versek te, 4B+ den bakınca aslında evrene veriyoruz. Evrenle bağımızı bu şekilde kuruyoruz. Aidiyet hisleri ile olan sorunların da bu noktada şifalanmaya başlıyor. Fedakarlık özgüven getirir demiştik.

Not : Kuran zaten içinde inanç olmayana karşı, bir ızdırap ve sabotaj etkisi göstereceğini yine kendisi söylüyor. Sadaka ve infak meselesini anlamak istemeyen insanın aklı bazı şeylere yatmıyor olabilir. Ters duyduları canlanıyor da olabilir. Bu gayet normal. Bu noktada ben kimseyi ikna etmek mecburiyeti hissedemem. bildiğimden şaşmam ama.
 
Son düzenleme:
Anne koşulsuzca fedakardır
Katılmıyorum.

Annede olan fedakarlık koşulludur çünkü temelde yatan hissiyat içsel ( genetik / yaratımsal ) bilgidir. Bebeği büyütme evresinde yaptığı fedakarlık, anne olmaya karar verdiği günden itibaren içine girdiği sorumluluk ile alakalıdır. Hamilelik evresinde kurulan duygusal bağ ise koruma güdüsünü harekete geçiren temel etkenleri taşır.

Özgüven dediğimizde ise ; her iki ebeveynin farkındalığı önemlidir çünkü çocuk, gelişimi boyunca taklit eder. Ve bunu yaparken güven duygusunu kullanmaz. En yakınında olanı gözlemler. Ebeveynlerin ilgisi neredeyse çocuğun da oradadır.

Birey yetiştirdiğinin bilincinde olmayan kişiler mümkünse çocuk sahibi olmasın. Mıncıklamak için yapılan çocuklardan Allah'a sığınmakta fayda var.
 
Katılsaydın nerde yanlış yazdım diye süpheye düşerdim.
Süper mantıklı.

Koşulludur. Ben de onu diyorum işte. Matematiği vardır bu işin. O matematik, anne sonrası hayatta da kuralına göre devam eder.
Ya ne dediğini bilmiyorsun ya da ben yorgunluktan anlamıyorum. Ve tabi ki ikinci seçenek imkansıza yakınken ilk seçenek aşırı imkanlı görünüyor.

Genel bakış açında ; sevgiyi besleyen fedakarlıklardır. Özellikle batıni boyutta.
Fakat bana göre fedakarlık doğru kelime değil. Hatta kişiyi kurban bilincine sokabilecek kadar uçuk bir kelime.

Bende, bana ait ne var ki neyi feda ediyorum ?

Annemin travmaları, babamın madde düşkünlüğü, atalarımın gelenekleri vs vs

Üstüme giydiğim örtü, gerçek olarak algıladıklarımdan öte değil. Haliyle kendimden feda ettiğim hiçbir şey yok.
Aksine, görünenden ziyade kendime katmaya çalıştıklarım var. Doğumunu izlediğim yeni fikirler, yaşamak istediğim hayat, sevdiğim dondurma, profiterol..

Sevgiyi besleyen dokunduğun özündür. Bu kadar. Öze dokunamıyorsan, adına fedakarlık dersin.
 
Bende, bana ait ne var ki neyi feda ediyorum ?
Fedakarlık bazen bırakmayı bilmektir. Ayrışmayı bilmektir. Kendi merkezinde kalabilmek için başka enerji merkezlerinin cezibesinden sıyrılma pratikleri yapmak ve bu konuda ömür boyu antrenmanlı kalmanın önemini kavramaktır.

Doğru fedakarlık bilinci bir joker kartı gibi, bir maymuncuk anahtar gibi cebinde hazır olmalı, bu meleke oluşmazsa sende, kendi kendini bütünden feda etmek zorunda kalacağın bir geleceğe doğru ilerlemek mecburiyetinde kalırsın.

Sadaka belayı defeder. Biliyorum parçaları birleştirmek çok zor. Hatta imkansız. Biliyorum. Şemanın oradan bakınca nasıl boş gözüktüğünü de biliyorum.

 
Öyle değil ama zorlaştırmadıkça için rahat etmeyecek. Bu yüzden, senin dediğin gibi olsun.

O yüzden bir mekanizmanın içini açıp bakarak anlamak herzaman mühendislere kolay gelir. Geri kalan herkes için o iş karmaşıktır. Zorluklar karmaşık faydaları birleştirememekten doğar.

Mühendis sözü dinleyin. Mühendisler bir şeyi dümdüz söyledikleri zaman haaaaa demek bu kesin önemli birşey olmalı deyin mesela..
 
O yüzden bir mekanizmanın içini açıp bakarak anlamak herzaman mühendislere kolay gelir. Geri kalan herkes için o iş karmaşıktır. Zorluklar karmaşık faydaları birleştirememekten doğar.

Mühendis sözü dinleyin. Mühendisler bir şeyi dümdüz söyledikleri zaman haaaaa demek bu kesin önemli birşey olmalı deyin mesela..
Fedakarlık mekanizmasını sadaka bobini ile sarmalayan kişi bana mühendislik harikasından bahsediyor ?
Klavyeyi egon ele geçirdiğine göre, Retro saatim bitmiş demektir.


( breh demek yasak )
 
Breh Breh Breh..

Ben orda ironi yaptım. 18,30 dan sonrası makarna gibi yamulma saati çünkü.

Retro saatin bu gün de 2 kere doğruyu gösterdiğine göre dağılabiliriz.
 
Değerli mabet üyeleri, size bir konuyu danışmam lazım? Bir şekilde bir kişi üzerinden beni çeken karanlık bir enerjinin etkisine girdiğimi düşünüyorum. Belki de biraz demonik, varlıksal. En başta çok keyifli gelse de zaman geçtikçe hayat enerjimin çalındığını, enerji akışımın tıkandığını hissediyorum. Varlıksal bir çekicilikle insanları kendisine çekebilen biri üzerinden. Bu kişiden uzaklaştım ancak enerji dengemi yeniden nasıl sağlayabilirim? Frekans dengemi yeniden nasıl düzenleyebilirim? Bir şeylerin kapandığını o kadar net hissediyorum ki... Ki hayatımdaki olumlu olayların çekilimi de azaldı...
 
Bağ kesmek. Arınma yapmak, cakralari tek tek işlemek, enerji akımın tüm tıkanıklıkları yok etmek. Enerji arttıran pratikler beye egzersizler. Frekans yükseltme meditasyonlar ve gün içinde frekansinizi takip etmek için farkındalık .
Sağlam savunma kurmak.
 
Değerli mabet üyeleri, size bir konuyu danışmam lazım? Bir şekilde bir kişi üzerinden beni çeken karanlık bir enerjinin etkisine girdiğimi düşünüyorum. Belki de biraz demonik, varlıksal. En başta çok keyifli gelse de zaman geçtikçe hayat enerjimin çalındığını, enerji akışımın tıkandığını hissediyorum. Varlıksal bir çekicilikle insanları kendisine çekebilen biri üzerinden. Bu kişiden uzaklaştım ancak enerji dengemi yeniden nasıl sağlayabilirim? Frekans dengemi yeniden nasıl düzenleyebilirim? Bir şeylerin kapandığını o kadar net hissediyorum ki... Ki hayatımdaki olumlu olayların çekilimi de azaldı...

Denklemi biraz daha büyütmeni ve zamanın dışarıdan bakmanı tavsiye ederim.
Hayatına biri girdi de enerjin düşmeye başlamadı,
Ama sen kendi merkezinde kalma konusunda epey bir süredir ihmalkar davranıyordun, çünkü direnç görmüyordun hatta belki de rüzgarı da arkana almış vaziyetteydin ve birisi sana bunun böyle gitmeyeceğini göstermek sureti ile hayatına müdail olacaktı bir noktada. Yani sorunun kaynağı çok daha evvelki ihmallerine dayanıryor olmalı ki, hayatının çok daha öteki evrelerini ilgilendirecek eksikliği daha bugünden görebil.

***

İnsanların çoğu aslında pamuk ipliğine bağlı yaşamlar yaşarlar. Arınma ve korunma meselelerini başları belaya giridikten sonra dikkate almaya meyilli oldukları için de, arınmayı arı kalmak için değil, başlarındaki belayı bir an önce defedip eski hallerine bir an önce dönmek için tercih ediyorlar. Bu da taklidi bir arınma çabası oluyor. Evren de bunu nankörlük olarak kabul ediyor. Niyetin başka amellerin başka konuşuyor çünkü. Halbuki arı bilinçte kalmaya devam etmek bir yaşam adanmışlığı gerektirir. Bu da fedakarlıklarınla ispatlanır. Bu olmazsa serbest radikallerin izin verdiği kadar şifalı oluruz. Serbest radikallerin vurduğu kadar yara alırız. Dış güdümlü oluruz yani yaprak gibi. Uzun süre rüzgar çıkmıyor diye kurumuş yapraklar hala yaşama iddialarını sürdürebilirler. Ama o yaprakların pıt pıt düşmesi için bir serçenin o dala konması bile yeterli olur. O halde hayatta daha çok köklenmek ve sağlamlaşmak için vakitlice kendi merkeziminiz enerji alanını korumayı öğrenmemiz lazım. İşler yolunda giderken gösterdiğimiz ihmallerden geliyor ne geliyorsa.
 
Son düzenleme:
Geri döndürme, bağlama türü işlemlere benim kafa hiç basmıyor. Adamın/kadının iradesini yapay şeylerle etkilemeye çalışıyorsun. Bırak seni sen olduğun için sevsin, hatalarınla, günahlarınla, her şeyinle seni kabul etsin. Belki o kişi sana bir şey katmayacak, senin hayrına hiçbir faydası olmayacak, ne bu ısrar?
Yanlış yunluş konuşup abuk subuk şeyleri de çekmek istemiyorum ama tutamıyorum da kendimi. En azından neler olabiliyor hayatta, az buçuk kesitini görebiliyorum.
Teşekkürler mabetciğim.
Daimi üyen vivalavida.: ))
 
Yanlış yunluş konuşup abuk subuk şeyleri de çekmek istemiyorum ama tutamıyorum da kendimi. En azından neler olabiliyor hayatta, az buçuk kesitini görebiliyorum.
O kadar konuşuldu ki sırf merakımdan bağlama yemeden ölmek istemiyorum :D
Kimse bağlamazsa ; kendimi, kendime bağlar yine kendi üstümden hevesimi alırım. Dolana dolana dolaşırım mabetin konularını :D

Kendime çok aşığım yazılarımı görürseniz idare ediniz.

I ❤️ Elnora
 
O kadar konuşuldu ki sırf merakımdan bağlama yemeden ölmek istemiyorum :D
Kimse bağlamazsa ; kendimi, kendime bağlar yine kendi üstümden hevesimi alırım. Dolana dolana dolaşırım mabetin konularını :D

Kendime çok aşığım yazılarımı görürseniz idare ediniz.

I ❤️ Elnora
Himm istersen ben deneyebilirim. Aklımda seni bağlamak için uygun gördüğüm bir aday var 😂
 
Geri
Üst