Eril/Dişil Dengesi Nasıl Olur?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan cathrine
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Böyle de sanki itiraz ediyor gibi anlaşılmasın yani size karşı anti tez üretmiyorum. Bazen benim cümlelerim sert gelebiliyor. Sadece bildiğimi aktarıyorum.

Tuz ilahi kabul ediliyor. En temel de Tevrat ve incil ayetleri var bu konuda. Türk şamanik geleneğinde de göksel kabul ediliyor. Çok çok örnek var bu konuda. Davetlerin tamamında tuz hava olarak kullanılır. Vb devam ediyor işte
 
Tuzun hava olarak kullanımı ve ilahi görülmesi aşırı mantıklı geldi.
Havada gezinen ( koku dediğimiz ) görünmeyen kimyasalları kendi bünyesine çekip absorbe ediyor. Yani bir şekilde havayı da temizliyor.
 
Tuz çok güzel negatif emici. Hastayı tuzun üstüne yatırmalı ritüeller var.

Avrupa'da bir dönem gezginler ve mezar avcılarının borsası çok modaydı. Bu meceraperestler Mısır'dan yağmalanan mezarlardan mumya sargısı, mumya iskeleti, iskelet kemikleri vs getirir satarlardı.

Satarken de bu kalıntıların hala sihirli olduklarını, kemiklerin firavun hanedanından kalma olduklarını, kadim Mısır majileri üzerinden uzun yaşam ve sağlık getirdiklerini söylerlerdi.

Hakkaten de kemik kalıntıları toz haline getirilip yaralara sürülünce merhemden daha hızlı bir iyileşme sağlıyordu. Duyanlar duymayanlara anlattı ve elitler Mısır'dan mumya kemikleri sipariş vermeye başladılar.


Sonradan anlaşıldı ki Mısırlılar 2000 yıl önce cesetlerin çürümesini engellemek için sadece tuz kullanmışlar. Keramet kemikte fosilde değil, tuzdaymış. 🤣


Bunu öğrenene kadar kemikleri şifa niyetine yiyenler bile olmus..


2000 yıl öncenin bilgeligi nereee, modern yy'ın durumu nere..
 
Son düzenleme:
Şu an çok yoğun bir aydınlanma yaşıyorum.
Tuz, su elementi de olabilir.
Dünyanın 4'te 3'ü su.
4'te 1'i toprak. Su elementi şu an daha çok hak sahibi tuz üzerinde.

Ateş elementi de olabilir. Çünkü tuz lambası açıldığı anda radyasyonu ve yüksek gerilim hatlarından yayılan elektromanyetizmayı da negatif iyon yayarak blokluyor.


Diğer elementler tuzumuzu kıskanmasın dedim 😀
Bizim tuzumuz kuru olunca işte.. Xd
 
Yükleme dönüştürme ile yapılıyor.
Eğer ritüel ile dişil enerji artırmak istediğimde dişil unsurları kullanıp yüklemek istediğim unsurla bağlıyorum.

Örneğin bir iş var bu iş de müşteri sayısı eksik.

Konu eril, marsinyen bir konu.
Eril enerji düşük arttırmam lazım
Hedef yeri bir mekan
Mekanda bibebir uygulama yapacağım.
ses ritüeli kullanacağım. Ses aracım kendim.
Mekanın kuzey batısı ile çakırım. Eril enerjidir. Değnek asa ile çakırım.
Sözlerimi asası yere vura vura söylerim ve ateş yakarım.

Bunlar hep eril. Ne söyleyeceğim örneği de bana kalsın ☺️

Bir mekana eril enerji yükleme örneği olarak düşünebilirİz.

Özelikle insan örneği vermedim.
 
Şu an çok yoğun bir aydınlanma yaşıyorum.
Tuz, su elementi de olabilir.
Dünyanın 4'te 3'ü su.
4'te 1'i toprak. Su elementi şu an daha çok hak sahibi tuz üzerinde.

Ateş elementi de olabilir. Çünkü tuz lambası açıldığı anda radyasyonu ve yüksek gerilim hatlarından yayılan elektromanyetizmayı da negatif iyon yayarak blokluyor.


Diğer elementler tuzumuzu kıskanmasın dedim 😀
Bizim tuzumuz kuru olunca işte.. Xd

Ever bu tartışmaya çok hakim özelikle genostikler arasında. Ve dediğin gibi yapıyorlar. Kabalacılar da bına cevap olarak ilahi olduğu için tüm elementler olabiliyor işte hava diyor ☺️
 
Şu an çok yoğun bir aydınlanma yaşıyorum.
Tuz, su elementi de olabilir.
Dünyanın 4'te 3'ü su.
4'te 1'i toprak. Su elementi şu an daha çok hak sahibi tuz üzerinde.

Ateş elementi de olabilir. Çünkü tuz lambası açıldığı anda radyasyonu ve yüksek gerilim hatlarından yayılan elektromanyetizmayı da negatif iyon yayarak blokluyor.


Diğer elementler tuzumuzu kıskanmasın dedim 😀
Bizim tuzumuz kuru olunca işte.. Xd
Sunagın dört tarafına da tuz koysak olur diyorsun. Tutsuyle, ateşle suyla urasmaya gerek yok yani.off ne güzel en kolayı. Tuz!!! Yaşasın!!
 
Eskiler "tuz ustur" demişler. Us akıl demektir. Uslu dur demek aslında öz Türkçede akıllı dur demektir.

Buna bir destek te Tuzsuz Deli Bekir karakteri.
Hacivat Karagöz oyununda mahallenin kabadayısıdır. Belalı ve akli düzlemden uzak, dürtüsel hareket eden delirmeye yer arayan bir tiptir.

Tuzsuz denir ona. Yani akılsızdır.

Sonuç :
Tuz hayatında hiç yoksa, aklın hiç çalışmıyor demektir. Belki de topraklanamadığın için.
 
Dişi hissetmedikçe tırnaklarına kırmızı oje sürmen, dişileşeyim derken aslında erilliğine daha çok hizmet etmen demektir. Çünkü avcılık, rekabet ve siyaset te devreye girer. Farkına varamazsın.

Eril hissetmeden yönetmeye veya düzeni değiştirmeye kalkışman ise, erilliğine değil tam tersi dişiliğine hizmet etmek olarak sana dönecektir. Çünkü gücün yetmediğinde erilliğinden beslenmeye yani mücadeleye devam edemezsen, en iyi senaryoda kabule geçmek zorundasın. Uyumu yakalayamazsan hiç olmazsa dışlanmayasın ve tutunabilmeye devam edebilesin diye mecburen daha da dişileşmek zorunda kalırsın.



Enerjileri şifalandırmada öyle yanlış tavsiyeler veriliyor ki, bu tavsiyeler işleri çok daha temelden bozabiliyor.
Bunun sebebi de kavramların tanlış temeller üzerine inşaa edilmiş olmasından kaynaklanıyor.
 
Son düzenleme:
Dişi hissetmedikçe tırnaklarına kırmızı oje sürmen, dişileşeyim derken aslında erilliğine daha çok hizmet etmen demektir. Çünkü avcılık, rekabet ve siyaset te devreye girer. Farkına varamazsın.

Eril hissetmeden yönetmeye veya düzeni değiştirmeye kalkışman ise, erilliğine değil tam tersi dişiliğine hizmet etmek olarak sana dönecektir. Çünkü gücün yetmediğinde erilliğinden beslenmeye yani mücadeleye devam edemezsen, en iyi senaryoda kabule geçmek zorundasın. Uyumu yakalayamazsan hiç olmazsa dışlanmayasın ve tutunabilmeye devam edebilesin diye mecburen daha da dişileşmek zorunda kalırsın.



Enerjileri şifalandırmada öyle yanlış tavsiyeler veriliyor ki, bu tavsiyeler işleri çok daha temelden bozabiliyor.
Bunun sebebi de kavramların tanlış temeller üzerine inşaa edilmiş olmasından kaynaklanıyor.
Hastalanmadan şifalanamazsin...😉
 
Hastalanmadan şifalanamazsin...😉

Evet.

Manevi Hastalıkların tohumları düşünce bozukluğu ile atılır. Şifa ise arınmayla ve doğru bilişsel farkındalıkla gelir.

Sinir sistemini de, immun sistemini de, dolaşım sistemini de, hormonlar yönetir.

Hormonları duygular, duyguları düşünce kümeleri yönetir.

Düşünce akışını ise farkındalık becerin yönetir.
Doğrudan doğruya hormonlarını yönetemezsin. Onlar düşünce sisteminden doğan dengeler üzerinden kendi kendilerini yönetmeye programlılar.


Yani içindeki çoğunluğun en az yüzde 50+1 ini alamazsan kendin üzerinde kontrol sahibi bile olamazsın ve hormonal bozukluğunu da doğal fıtratın zannedersin.
 
Evet.

Manevi Hastalıkların tohumları düşünce bozukluğu ile atılır. Şifa ise arınmayla ve doğru bilişsel farkındalıkla gelir.

Sinir sistemini de, immun sistemini de, dolaşım sistemini de, hormonlar yönetir.

Hormonları duygular, duyguları düşünce kümeleri yönetir.

Düşünce akışını ise farkındalık becerin yönetir.
Doğrudan doğruya hormonlarını yönetemezsin. Onlar düşünce sisteminden doğan dengeler üzerinden kendi kendilerini yönetmeye programlılar.


Yani içindeki çoğunluğun en az yüzde 50+1 ini alamazsan kendin üzerinde kontrol sahibi bile olamazsın ve hormonal bozukluğunu da doğal fıtratın zannedersin.
Ne yapmamız gerekiyor peki retro sürekli arınmami yapicaz.Birde benim enerjim kuvvetli sanırım.Bulundugum Ortama düşüncelerimin enerjimin etkisi çok oluyor.Yönetmeye çalışıyorum.
Düşünce gücü ile şifada veriyorum pozitif oldumda.Negatif oldum da ise kötüde yapabiliyorum yani bana öyle geliyor.
 
Ne yapmamız gerekiyor peki retro sürekli arınmami yapicaz.Birde benim enerjim kuvvetli sanırım.Bulundugum Ortama düşüncelerimin enerjimin etkisi çok oluyor.Yönetmeye çalışıyorum.
Düşünce gücü ile şifada veriyorum pozitif oldumda.Negatif oldum da ise kötüde yapabiliyorum yani bana öyle geliyor.
Aslında tarikat dersi mi yapican aşırı pozitif enerji oluyor üzerimde.Esmalarda negatifde gelebiliyor.Ve bu çevreye yayılıyor.

Bir gece koltukda ders yapıyorum.Annemde yan koltukta uyuyor.Biraz yükselince.Annem uyurken ruhsal olarak cezbeye kapıldı yanımda böyle şeyler yaşıyorum.

İşte doğuru zikir çekince pozitif oluyorsun.Boyle olduğun da dışarı çıktığım da insanlar bana çok güzel yaklaşıyor.Negatif olduğumda ise Uzak.
 
Ne yapmamız gerekiyor peki retro sürekli arınmami yapicaz.

Evet. Özellikle de bu dönemde. Korkunç subliminal etkiler altındayız çünkü. Küçük bir telkin, moda akımı, ihmal veya boşlama bir anda iç alemimizdeki kavramların ve değerlerin altını oymaya da başlıyor.

Dönüşüyor olduğumuzu canlı takip edebilecek kadar yavaştan alabilecek algılama frekansına değiliz. Bu büyük bir dezavantaj. Öyle büyük bir dezavantaj ki, kişi durumun farkına varır varmaz paniğe kapılıp, herseyi kontrol etmeye çalışan tutucu bir hale bile gelebiliyor. Bu da ayrı bir tuzak.
 
Son düzenleme:
Evet.

Manevi Hastalıkların tohumları düşünce bozukluğu ile atılır. Şifa ise arınmayla ve doğru bilişsel farkındalıkla gelir.

Sinir sistemini de, immun sistemini de, dolaşım sistemini de, hormonlar yönetir.

Hormonları duygular, duyguları düşünce kümeleri yönetir.

Düşünce akışını ise farkındalık becerin yönetir.
Doğrudan doğruya hormonlarını yönetemezsin. Onlar düşünce sisteminden doğan dengeler üzerinden kendi kendilerini yönetmeye programlılar.


Yani içindeki çoğunluğun en az yüzde 50+1 ini alamazsan kendin üzerinde kontrol sahibi bile olamazsın ve hormonal bozukluğunu da doğal fıtratın zannedersin.

Şeytan, "onların mallarından ve evlatlarından pay alacağım" diyor.

Arapça bilmediğimiz için, bunun ne kadar ürpertici ve derinlemesine bir keşif yolu olduğunu anlamakta güçlük çekebiliriz.

Evlatlarından pay alıcam ne demek ?
Psikolojik rahatsızlıkların oluşturduğu sorunları fizik bedendeki semptonlarda değil, doğum öncesi aile karmaşasında (aile diziminde) arayın der aslında. Çünkü evlatlardan pay alıcam derken aslında doğmamış evlatların evebeynlerini hedefliyor. Yani evlatların zeminini daha atadan kaydırıyor.

Başka ne der ?
Mallarından pay almak nedir ? Harcama bozuklluğu. Harcadıkça devamlılık sağlaması gereken şifa döngüsünün yitirilmesidir. Harcama, evrenle olan fiziksel alma-verme dengendir. Bir şey verirsin ve ederince bir şey alırsın. Bunun istikametini ruhaniyetinin kodları yönetir. Kısır getirileri olan harcamalar yapanlar, yani kara büyüye, bağlamaya, birilerinin ayağını kaydırmaya, kumara, maddi gücünü durup dururken düşman çatlatmaya vs harcayanlar da ciddi manevi sorunlar yaşayacakları bir döneme zemin hazırlarlar aslında. Parayla satın aldığımız her şey aslında enerjidir cinsinden de içinize paralelden akar çünkü.


Ayet çok açık : mallarından ve evlatlarından pay alınması demek, şifalanma zaafiyeti demektir. Denge öyle bir kurulmuş ki zengin de olsan nasipsizsen ilacını satın alamıyorsun, fakir de olsan milyon dolarlık terapilere gerek kalmadan da kendi ruhani merkezinde kalabiliyorsun oyunun kuralları biliyorsan.
 
Dişi hissetmedikçe tırnaklarına kırmızı oje sürmen, dişileşeyim derken aslında erilliğine daha çok hizmet etmen demektir. Çünkü avcılık, rekabet ve siyaset te devreye girer. Farkına varamazsın.

Eril hissetmeden yönetmeye veya düzeni değiştirmeye kalkışman ise, erilliğine değil tam tersi dişiliğine hizmet etmek olarak sana dönecektir. Çünkü gücün yetmediğinde erilliğinden beslenmeye yani mücadeleye devam edemezsen, en iyi senaryoda kabule geçmek zorundasın. Uyumu yakalayamazsan hiç olmazsa dışlanmayasın ve tutunabilmeye devam edebilesin diye mecburen daha da dişileşmek zorunda kalırsın.



Enerjileri şifalandırmada öyle yanlış tavsiyeler veriliyor ki, bu tavsiyeler işleri çok daha temelden bozabiliyor.
Bunun sebebi de kavramların tanlış temeller üzerine inşaa edilmiş olmasından kaynaklanıyor.
peki bu dişil ya da eril hissetme bir seçenek mi yani değiştirilebilir bir şey mi? yoksa burçlarımızdan gelen sabit bir şey mi?
dişil hissedenler yönetme iç güdüsüne sahip değil mi diyorsunuz ?
 
peki bu dişil ya da eril hissetme bir seçenek mi yani değiştirilebilir bir şey mi? yoksa burçlarımızdan gelen sabit bir şey mi?
dişil hissedenler yönetme iç güdüsüne sahip değil mi diyorsunuz ?

Her iki enerji de iyi yöneticidir.
Dişil enerji konfor alanının içini çok iyi yönetir. Eril enerji konfor alanının dışını çok iyi yönetir.

Konfor alanında kalmayı seven enerji dişil ağırlıklı enerjidir. Girişimci ve atılımcı olan, rekabetçi enerji eril enerjidir.


Eril enerjini arttırmak istiyorsan kılık kıyafet, imaj veya dıştan rütuşlar yapmak yerine daha fazla risk alarak, yüzleşerek, atılarak ve kaybetmeyi göze alarak hareket etmek daha içten gelen bir eril şifalanma sağlar.

Dişil enerjini arttırmak istiyorsan da kabule geçemediğin, direnç gösterdiğin şeyleri farkedip akışa teslim olmayı denemelisin.

İkisini eşit bir şekilde dengeli götürmek tabi ki daha önemlidir. Ama bu durum çoğu zaman hayatına giren partnerin cinsel ejerjisinden rol çalmaya da girebilir. Eril - dişil enerjisinin 50-50 olmasından yana değilim o yüzden. Yalnızlığa alıştırılıyoruz ve cinsiyetsizleştiriliyoruz çünkü bu yolla. Gerçekler ortada. Ve bu gerçekler Suni sprituel akımların eserleri artık.
 
Geri
Üst