Eril/Dişil Dengesi Nasıl Olur?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan cathrine
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
@Absoluta Virtute Sabah konuştuğumuzla ilgili olarak bazı frekanslarda kalmanın bu konuyla da ilgisi var.
Örneğin sürekli ihmal edilen, görmezden gelinen bir kadının eril enerjisi baskındır. Çünkü kendisi, her zaman sunma halinde olması ve hareket hali beklenmesine dair bir titreşimde. Alıcı haline geçemiyor ve ilgiyi alamıyor. Muhteşem biri olsa da, çok iyi şeyler yapsa da görmezden geliniyor hatta diğer insanlar bunu icgüdüsel olarak yapıyor. Kasti olmadan unutuluyorlar.
Arada bu gibi çözümlemeler yapmaya çalışırsak farkındalıklara faydası olabilir. Bu eril dişil meselesi de çoğu düğümün kaynağı, tam bir derya zaten.
Sürekli ihmal edilen, görmezden gelinenin nasıl bir kompleks kazandığını açıkça bilemiyorum, ama, çok nazlatılan, aşırı süslü elbiseler giydirilen ve bir ruj ve ayna ile vakit geciren bir kız çocuğu aşırı teslimiyetci olduğunu düşünüyorum.
 
Size bir soru?

Elektrik ısıtıcı bir enerji mi ? Soğutucu bir enerji mi ?
Fırına sorsan fırın der ki "elektrik ısıtıcı bir enerjidir" ispatı kendindedir.
Buz dolabına sorsan sana elektriğin soğutucu bir enerji olduğunu söyler. İspatı yine kendindedir.
Klimaya sorsan elektrik hem soğutucu hem ısıtıcı bir enerjdir. İspatı kendindedir. Kalıbını basar kendi türünü eksiksiz temsil etmek için hatta :D
İşin hakikati şu ki elektrik ne ısıtıcı ne ne soğutucu bir enerjidir.


Şimdi Fırın, klima ve buzdolabı elektrik nedir, neye hizmet eder diye bir felsefi tartışmaya girseler hem işin içinden çıkamazlar. Hem de kavramları kendi dünyalarına indirgeyerek ilmin özünü ıskalayarak üstüne bir de ayrımcılık yapmış olurlar.

Çakralar için de bu geçerlidir.
Tek bir yaşam enerjisi vardır ve baskın olduğu çakraya göre tezahürlere vesile olması, enerjiyinin kendisini de o kalıba sokarak izah etmek gerektiği anlamına gelmez.
 
Bence hepsi de aynı şeyi söyler sonuçta kendilerine neyin girdiğini biliyorlardır.
Senin hikayene göre Çıkan değişiyor.

Herkese sormayacağız zaten enerji işini. Nasıl böbrek ameliyatı nasıl yapılır diye herkese sormadığımız gibi.

Bilen anlatacak, bilmeyen idrak edecek. Edemeyen de olduğu kadarını yaşayacak.
 
dişi yada erkek , bu iki yanı taşıdığımız bir gerçek sonuç da. Bunların bir bedende düşük ve yüksek olmasını da enerjiye bağlayamayız bence, kendini yetiştirme tarzına, yani kendini neye daha dazla dönüştürmesine bağlarım, öyle düşünürüm kendi adıma. Ama belki bir varlığı dokuz ay içinde var ettiği ve bedeninle beslediği için kadının şefkat duyusu programı daha yüksek tir erkeğin koruma iç güdüsü gibi. Çünkü beslediği erkeğin tohumu.

Ama, sonra yaşam koşulları bunu deformasyona uğratması şeklinde değişebilir....sizin de dediğiniz dibi özellikle kadınlara uygulananlar ve yine de maalesef diyerek bizim gibi bilicsel gelişimden yoksun toplumlar içinde diyerek noktalıyorum.

Ama spirutiel ortamda bu enerji durumunu sekse dönüştürme sapkınlığı, sapıklığa dönüştüğü inkar edilemez, bir ata sözü, ne olursan ol, fikrin neyse zikrin odur, bir kız yada oğlan babası da olsa...
Bahsettiğiniz şey cinsiyet. cinsiyet rol davranışları. Halk arasındaki eril dişil enerji sorulmadı diye düşündüm mabet de. Yoksa bize ne ki ruj sürmüş, kim tesbih sallamış.

43 yalındayım 5 yaşında manevi eğitim almaya başladım. Eril dişil enerji diye hiç öğrendim seks ile alakalı bir şey ve de rastlamadım.

Seks majisi ya da bazı ekoller de cinsel enerji kullanımı bambaşka bir şey. Eğer birileri eril ve dişil enerjiyi böyle anlatıyor ise baya bir cahil demektir.
 
Lbgt bir yönelimdir heteroseksüellik gibi yani bir anomali değil. Örnek vereceğim derken insan haklarına hakarete kayıyorsunuz. 2024 de artık bu konuyu tartışmayalım lütfen.
Yanlış anlaşılma olabileceğini farkettim ama engelleyemedim sanırım. Anomali olarak kesinlikle bahsetmedim sadece bir mücadele alanı açıyor olmasından dolayı karmik olabileceği vurgusunu yaptım. Yani bu seçimi yapmak isteyen bireyin bu coğrafyada doğmuş olması...Mesela bu da ağırlaştıran bir parametre. Örneğin hetero bir birey maddi gelir blokajlarını nasıl karma yönünden inceleyip farkındalığa ulaşmayı amaçlıyorsa bu durumu da ele alıp merak etmesinde bir sakınca görmüyorum. Bu yaklaşımın, el sürülmeyecek bir hassaslık algısından kurtarıp aksine normalliğini desteklediğini düşünüyorum. Yine de yanlış anlayan olduysa kendi adıma özür dilerim. Bu tür yargılara en karşı olan insanlardan biriyimdir.
 

Mesela bir soru daha :

Çoşku enerjisi eril mi dişil mi ?
Tatmin olma enerjisi peki ? Eril mi dişil mi ?
Şehvet ? hangi cinsiyetin enerjisi şehvet ?


Yaradan eril mi dişil mi mesela ?
Melekler de durum ne ?


Enerjiler eril dişil diye kategorize edilmemeli. Bu çok daha büyük yanılgıların kaygıların önünü açar, zeminini oluşturur. Hormonlar kategorize edilebilir. Testestorona erillik ver mesela. Onun alanı belli ve diğerlerinden ayrılan keskin hatları var. Özrtojene dişillik ver. Onun da etki alanı ve etkisiz alanı belli. Ama hormonları yöneten enerjisi saf tek tip enerji olarak kabul edilmelidir. Meleklerde cinsiyet aranmaz. Cinlerde aranır ama. Enerjileri cinsiyetlere indirgemek çok ta vizyonel bir yaklaşım değil. Freud güzel tespitler yapsa da bütüncül bakış açısını temelden ıskalamış.



Ben şahsen kaynak olarak Kuranı baz alıyorum. En azından kadim bir kaynak olarak 1400 yıllık bir referans noktasından bir şey söyleyebilirim.

Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, meleklere dişi isimler takmaktadırlar. (ayet)
Yani takan taksın sorun yok. Sonuçta cinsiyetçi yaklaşma hakkımız da var olaya.
Ama ben enerjiye bile temelden cinsiyetçi yaklaşan disiplinlerin özün özünü ıskaladığını düşünüyorum.


 
Son düzenleme:
Size bir soru?

Elektrik ısıtıcı bir enerji mi ? Soğutucu bir enerji mi ?
Fırına sorsan fırın der ki "elektrik ısıtıcı bir enerjidir" ispatı kendindedir.
Buz dolabına sorsan sana elektriğin soğutucu bir enerji olduğunu söyler. İspatı yine kendindedir.
Klimaya sorsan elektrik hem soğutucu hem ısıtıcı bir enerjdir. İspatı kendindedir. Kalıbını basar kendi türünü eksiksiz temsil etmek için hatta :D
İşin hakikati şu ki elektrik ne ısıtıcı ne ne soğutucu bir enerjidir.


Şimdi Fırın, klima ve buzdolabı elektrik nedir, neye hizmet eder diye bir felsefi tartışmaya girseler hem işin içinden çıkamazlar. Hem de kavramları kendi dünyalarına indirgeyerek ilmin özünü ıskalayarak üstüne bir de ayrımcılık yapmış olurlar.

Çakralar için de bu geçerlidir.
Tek bir yaşam enerjisi vardır ve baskın olduğu çakraya göre tezahürlere vesile olması, enerjiyinin kendisini de o kalıba sokarak izah etmek gerektiği anlamına gelmez.
Yazıyı başta çok beğendim. Sonra da elektrik te zıt enerjilerin birlesimiyle oluşuyor diye aklıma geldi. İki kablo: - ve +....

Bir de İng Yang eşit şekilde birleşip bir bütün oluşturuyor. ( Yazar bu paragrafta ne anlatmak istediğini kendisi de bilmiyor, ama açıklama ekibinin bunu açıklayacağından umutlu.) :)
 
Yazıyı başta çok beğendim. Sonra da elektrik te zıt enerjilerin birlesimiyle oluşuyor diye aklıma geldi. İki kablo: - ve +....

Elektrik zaten kelime olarak elektrondan geliyor. Elektron eksi yüklü, proton artı yüklü. Çarpışıp kavuşamadıkları için de elektrik akımı oluşuyor.
Peki oluşan o akım neyle yüklü ? Cinsiyeti ne o akımın ? eşcinsel mi :D işte bak herşeye cinsiyetçi enerji kalıbından bakarsan bazı nötr kavramları açıklama noktasında mecburen eşcinselliğe düşersin. Çünkü cinsiyetçi yaklaşıma göre eşcinsellik bütünlüğü ifade edecek bir kavram olarak önüne belirir. Ben sadece ironisini yapıyorum. Gerisini sen anla. Batının haline bakarak anla ama işin kolaylaşsın. Çünkü cinsiyetçi yaklaşımı da batıdan aldık.

Bir de İng Yang eşit şekilde birleşip bir bütün oluşturuyor.

Tabi ki.
Sırrın sırrını ıskaladın yine.
Enerji dualitenin içine düştüğü anda haklısın. Peki dualitenin içine düşmeden önceki hali nedir enerjinin ? artı mı eksi mi ? Bunu da bil tamam. Tanrı eril mi dişil mi sence ?


( Yazar bu paragrafta ne anlatmak istediğini kendisi de bilmiyor, ama açıklama ekibinin bunu açıklayacağından umutlu.) :)

Ben hepinizi çok iyi anladım aslında. Çok cinsiyetçi yaklaşıyorsunuz, ben de cinsiyetçi yaklaşmayı çok seviyorum ama o kadar da değil. : D
 
Son düzenleme:
Yorum yapıp cevapladığınız için hepinize çok teşekkür ederim...Biraz daha beyin fırtınası yaparsak aklıma takılanları daha iyi anlayabileceğim...Mesela dişi enerjisi yüksek bir erkekle eril enerjisi yüksek bir kadının ilişkisinin devam etmeyeceğini kaç kere tartışmışızdır bazı konu başlıkları altında...Ama dönüp de gereklere bakınca öyle olmayan örnekler de var...Hani kadın öyle bir heybetlidir ki adam da onun yanında daha sessiz ve görünmez gibidir...Geçmiş kuşaklarda olduğu gibi günümüzde de var...Bazı ilişkiler bu dengeye göre sürmüyor bence...Her zaman insan olmanın önemli olduğu yönünden davrandığımızı düşünüyorum ama o kadar bilgi kirliliği var ki...Katı birer kural gibi sunuluyor....Kadınlara nasıl olmaları gerektiği ile ilgili çok fazla makale ele alınıyor....Bütün orijinalliğimizin ,özgünlüğümüzün bozulmaya çalışıldığını hissediyorum...Bu tanımlamaların,olmazsa olmaz kuralların içine sıkıştırılıyoruz farkında olmadan....İstemeyen zaten kabul etmez ,sadece her yerde okuya okuya ,dinleye dinleye bütün bilinçaltımızı etkilediğini hissediyorum....Hayat biraz da sürprizlere dolu olsa daha çok eğleniyoruz,öyle değil mi?Bir rol biçilmiş,onun üzerinden hayatlarımızı şekillendirmeye çalışan uzman görüntesindeki insanlardan çok sıkıldım...Burada bu konuyu açarak belki içimi dökmek istedim...Kalıplaşmış bazı kurallar var ya ;örneğin ;Erkek dediğin küsmez ya da kadın dediğin önce aramaz,erkekler bir yere davet eder...Ne bileyim kadın duygularını önce belli etmez ,erkek önce söyler...Önceden bunları bilmezken daha doğal değil miydik?Hesapçılık işin içine girerse duyguların saflığı da bozulmaz mı?Dişil gibi olmak için ya da eril gibi olmak için uğraşmak çok yapay...Çünkü o zaman biz biçilen o rollere göre davranmış oluyoruz ve belki de gerçek kişiliklerimizle birbirimizi daha çok seveceğizdir....Sadece sosyal medyada verilmeye çalışılan bir eril-dişil tipi var,bunun dışına çıkmakla ''kaybedeceğimizi''vurgulayan bir sistem...Bunlara uymadığımız için ''suçlu''hissedeceğiz neredeyse...İki kişi de yeri gelir dişi enerji çalıştırır yeri gelir eril eneri çalıştırır...Bunu ayarlamaya çalışmak saçma değil mi?Bir de ''Bolluk/bereket''üzerinde de böyle bazı bilgiler var...Kariyer ya da iş konuları bile buna dayandırılıyor...Bu kadar da değil diyesim geliyor....Sanki herşeyin sebebi bu gibi gösterilmeye çalışılıyor...
 
Yazıyı başta çok beğendim. Sonra da elektrik te zıt enerjilerin birlesimiyle oluşuyor diye aklıma geldi. İki kablo: - ve +....

Bir de İng Yang eşit şekilde birleşip bir bütün oluşturuyor. ( Yazar bu paragrafta ne anlatmak istediğini kendisi de bilmiyor, ama açıklama ekibinin bunu açıklayacağından umutlu.) :)

Elektrik zaten kelime olarak elektrondan geliyor. Elektron eksi yüklü, proton artı yüklü. Çarpışıp kavuşamadıkları için de elektrik akımı oluşuyor.
Peki oluşan o akım neyle yüklü ? Cinsiyeti ne o akımın ? eşcinsel mi :D işte bak herşeye cinsiyetçi enerji kalıbından bakarsan bazı nötr kavramları açıklama noktasında mecburen eşcinselliğe düşersin. Çünkü cinsiyetçi yaklaşıma göre eşcinsellik bütünlüğü ifade edecek bir kavram olarak önüne belirir. Ben sadece ironisini yapıyorum. Gerisini sen anla. Batının haline bakarak anla ama işin kolaylaşsın. Çünkü cinsiyetçi yaklaşımı da batıdan aldık.



Tabi ki.
Sırrın sırrını ıskaladın yine.
Enerji dualitenin içine düştüğü anda haklısın. Peki dualitenin içine düşmeden önceki hali nedir enerjinin ? artı mı eksi mi ? Bunu da bil tamam. Tanrı eril mi dişil mi sence ?




Ben hepinizi çok iyi anladım aslında. Çok cinsiyetçi yaklaşıyorsunuz, ben de cinsiyetçi yaklaşmayı çok seviyorum ama o kadar da değil. : D

Arz ve talep eğrileri gibi mi yani :ROFLMAO:
 
Yanlış anlaşılma olabileceğini farkettim ama engelleyemedim sanırım. Anomali olarak kesinlikle bahsetmedim sadece bir mücadele alanı açıyor olmasından dolayı karmik olabileceği vurgusunu yaptım. Yani bu seçimi yapmak isteyen bireyin bu coğrafyada doğmuş olması...Mesela bu da ağırlaştıran bir parametre. Örneğin hetero bir birey maddi gelir blokajlarını nasıl karma yönünden inceleyip farkındalığa ulaşmayı amaçlıyorsa bu durumu da ele alıp merak etmesinde bir sakınca görmüyorum. Bu yaklaşımın, el sürülmeyecek bir hassaslık algısından kurtarıp aksine normalliğini desteklediğini düşünüyorum. Yine de yanlış anlayan olduysa kendi adıma özür dilerim. Bu tür yargılara en karşı olan insanlardan biriyimdir.

Bu coğrafya da bence lbgt bireyler için cennet gibi. 🤣

konu konuyu açıyor eril dişil enerjiden çıkıyoruz ama evet yönelimler karmamı diye merak ettim bende. Kendi çapında gözlemelerim olmadığı yönünde. Yani deneyim evet ama bir ödül ya da ceza değil.

Anne olmak, öğrenci olmak, bir ülke vatandaşı olmak hiç bir karma ödül ceza değil. Özetle kimlikler karmik değil. Duygular karma.

ABD de bir lbgt birey 15 yaşında intahar ederken. İran da bir lgbt birey çok mutlu bir hayat yaşabiliyor.

Japonya da bir anne çok kötü bir hayat yaşarken. Somali de bir anne mutlu hayat yapabiliyor.
Vs vs.
 
Dişil gibi olmak için ya da eril gibi olmak için uğraşmak çok yapay...

O yüzden eril gibi olmak istiyorsan daha mücadeleci, gözü kara, girişken, oyunbozan olman lazım. Ağırlık kaldırman lazım hormonal destek için. Bunun doğal bir getirisi olarak eril hormonlarında tetiklenme olur. Hormon fransızca bir kelimedir ve kelime itibari ile işlevi tetikleyen/başlatan anlamında öztürkçeleştirilebilir.

Eskiden çocuğu olmayan genç evlileri oduna gönderirlerdi, ağaç kesip kütük taşımaya yani. Ve bir yapmur mesvimi sonrasında da çocukları olurdu. Neden ? Çünkü erkek gibi görünmek için kaş göz yaparak durum kasmak başka, erkekliğini doğal yoldan olduğu gibi yaşamak başka.

Bir şeyi oldurmak için, her zaman o şeyi doğal yoldan tetikleyecek faktörlere yönelmek lazım. Asla doğrudan O şeyin kendisine değil. Yoksa erkeklik gururun kırıldığı zaman hayata asılmayı da terkedecek hale gelirsin. Halbuki erkeklik duygun hayata asılıyor oldugunun doğal bir getirisi olarak yaşanmalıdır. İkisi çok farklı şeyler. Erkekler neden yumuşadı ? Çünkü erkek olamadan erkeklik sergilemeye yeltenmeye başladılar. Bu da ilk terslikte gururlarına dokunuyor ve hemen alınganlık yapıp küsüyorlar :D Küsmez len erkek :D
 
Son düzenleme:
Mesela bir soru daha :

Çoşku enerjisi eril mi dişil mi ?
Tatmin olma enerjisi peki ? Eril mi dişil mi ?
Şehvet ? hangi cinsiyetin enerjisi şehvet ?


Yaradan eril mi dişil mi mesela ?
Melekler de durum ne ?


Enerjiler eril dişil diye kategorize edilmemeli. Bu çok daha büyük yanılgıların kaygıların önünü açar, zeminini oluşturur. Hormonlar kategorize edilebilir. Testestorona erillik ver mesela. Onun alanı belli ve diğerlerinden ayrılan keskin hatları var. Özrtojene dişillik ver. Onun da etki alanı ve etkisiz alanı belli. Ama hormonları yöneten enerjisi saf tek tip enerji olarak kabul edilmelidir. Meleklerde cinsiyet aranmaz. Cinlerde aranır ama. Enerjileri cinsiyetlere indirgemek çok ta vizyonel bir yaklaşım değil. Freud güzel tespitler yapsa da bütüncül bakış açısını temelden ıskalamış.



Ben şahsen kaynak olarak Kuranı baz alıyorum. En azından kadim bir kaynak olarak 1400 yıllık bir referans noktasından bir şey söyleyebilirim.

Gerçek şu ki, ahirete iman etmeyenler, meleklere dişi isimler takmaktadırlar. (ayet)
Yani takan taksın sorun yok. Sonuçta cinsiyetçi yaklaşma hakkımız da var olaya.
Ama ben enerjiye bile temelden cinsiyetçi yaklaşan disiplinlerin özün özünü ıskaladığını düşünüyorum.
Terapiler de her duyguyu her organı her davranışı eril dişil diye arıyoruz ve gerçekten çok işe yarıyor.

Saf ya da ilk enerjiden bahsetmiyoruz burada sen gene gittin en başa.

Bir tanımlama meselesi tanımlamadan kaçmak yerine doğru anlar ve anlatırsak başkaları da doğru öğrenir.

keşke böyle bir şans olsa ses çanakları ile size eril ve dişinin işleyiş prensibini göstersem.
 
Kalıplaşmış bazı kurallar var ya ;örneğin ;
Kalıplar sadece cinsiyetçi olmuyor. Örneği zenginler şöyle fakirlet böyle. Bu insan grupların ortak dünya tablosu oluşturmaya hizmet eder. Bilişim noktalarımızı aynı yerde sabitler. Ve zıt görüşlerin ( enerjilerin) carpismasina yol açar.
Kuralcilar ve kuralsizlar bile çarpışır. Kutuplu sistem. Mükemmel işliyor.
Ne için işliyor?
 
Kalıplar sadece cinsiyetçi olmuyor. Örneği zenginler şöyle fakirlet böyle. Bu insan grupların ortak dünya tablosu oluşturmaya hizmet eder. Bilişim noktalarımızı aynı yerde sabitler. Ve zıt görüşlerin ( enerjilerin) carpismasina yol açar.
Kuralcilar ve kuralsizlar bile çarpışır. Kutuplu sistem. Mükemmel işliyor.
Ne için işliyor?

Önce iki renk lazım gördüğünü anlamak için
İki ses lazım duyduğunu anlamak için
İki insan lazım yaşadığını anlamak için
İkililik ile başlar ki çokluk oluşabilsin.
Akıl dediğimiz şey de durmadan 0 1 0 1 diye sayar aslında. Tüm ikilikleri bitirsen bir saniye sonra hemen yenisini başlatırız.

İşe yaramaktan çok sistemin kendisi bu.
 
Son düzenleme:
Hop ne oluyor. Ben bu konuda sizin tarafındayım.

:D
Ben sana demedim. Ben de senin tarafındayım. Uruma da katılmakla birlikte derdim şu :

Anlamak kavramları kullanarak olur. Kavramlar ise herkeste farklı açılımlar ve indexler çağrıştırabilecek kadar yetersiz veya gereksiz kalabalık yapacak yan anlamları da cezbederek ortalığı bulandırabilir. Derin ingilizcede işte bu yüzden 130 bin kelime var. Ama biz ileri ingilizcemizle anca 8 bin barajında konuşabiliyoruz.

Ben size işin sıırını söyliyeyim mi absoluta :
İşin aslı : bir kavram farklı disiplinlerde tamamen farklı (hatta zıt) açılımlara sahipse, o kavramlar özelinde ilim yapılamaz. Örnekleme yapılabilir bir derece.

Bir öfke duygusunu bile yeteri kadar özgün kavram çeşitliliğine sahip değilsen bir başkasına tam izah edemezsin. Öfkede hüzün mü var, kibir mi var, umutsuzluk mu var, tükenmişlik mi var, bunlardan birkaçı mı var bir bakmada anlarsın belki ama naklederken özgün ve nokta atışı kelimelerin yoksa, kaşı çatık herkes senin için sadece öfkelidir. Öfkeliydi der geçersin. Aktarmada kesinlikle mana kaybı yaşatırsın.

Bunu anlatmaya çalıştım biraz da.

Eril dişil konusunun biraz dışına çıkacağım. Ben enerjinin nötr (saf) olduğuna inanıyorum. Enerjiyi değiştiren insanlar. Hepimiz birer transformatöruz.

Kesinlikle katılıyorum.
 
Bu coğrafya da bence lbgt bireyler için cennet gibi. 🤣
konu konuyu açıyor eril dişil enerjiden çıkıyoruz ama evet yönelimler karmamı diye merak ettim bende. Kendi çapında gözlemelerim olmadığı yönünde. Yani deneyim evet ama bir ödül ya da ceza değil.
Evet ödül veya ceza kesinlikle değil.
Beni heyecanlandıran kısmı, mesela lgbt bir bireyin geçmişinde Osmanlı'ya devşirme olarak getirilip isteği dışında zorla hadım ettirilmiş bir atası olduğunu keşfedip, onun hissettiği zorluk veya öfkeyi bugün hissedip onu onurlandırması ve anlaması gerektiğini bulduğu an. O saatten sonra ona kendi tercihleri ile ilgili ne x coğrafyası zorluk verebilir ne y kişisi ne z grubu...
Keşifleri ve keşif yolundaki her merakı kutsal buluyorum 😊
O yüzden laf lafı açınca eril-dişil enerjilerin bedendeki yansımalarını tırtıklamış olabilirim.
 
Terapiler de her duyguyu her organı her davranışı eril dişil diye arıyoruz ve gerçekten çok işe yarıyor.

Tabi ki işe yatarabilir. Eril dişil olduklarını zaten biz varsayıyoruz. Denklemde X 'e değer verir gibi organlara değer veriyoruz. Netice itibari ile cinsiyetçi bir yaklaşım üzerinden terapiyi tamamlıyoruz.
Ben işe yaramıyor demedim ki. Cinsiyetçi yaklaşmadan da olur dedim.

Organların mizacı var mesela : sıcak, soğuk, nemli, kuru gibi. Bunları da biz uydurduk. Ama bu daha cinsiyetsiz bir yaklaşım mesela.
keşke böyle bir şans olsa ses çanakları ile size eril ve dişinin işleyiş prensibini göstersem.

Katılırım. Niye katılmiyim. Doğrudur.
 
Geri
Üst