Sohbet Muhabbet

Köklenemiyorsan hasat edilirsin. Buna katılıyorum.

İncilde İsa çok güzel bir örnek veriyor. Göklerin hükümranlığına ilişkin. Aklımda ilk okuduğumdan beri hep yer etmiştir :


"Bir ekinci tohum ekmeye çıktı.

Ekerken tohumların kimi yolun kenarına düştü, kuşlar inip onları yedi.

Bazı tohumlar ise kayalıklara düştü. Toprak derin olmadığından hemen filizlendi.

Güneş doğunca kavruldu, kök salamadığından kuruyup gitti.

Bazıları dikenlerin arasına düştü, dikenler onları boğdu. Köklendiler ama gelişemediler.

Bazıları ise verimli toprağa düştü ve ürün getirdi. Bazısı yüz, bazısı altmış, bazısı otuz kat oldu.

"Kulağı olan işitsin."

Kuşlar, kayalıklar, dikenler, güneş, köklenme, yolun kenarı ve kısa dönem filizlenme burada çok derin ve anlaşılması gereken metaforlardır.

Yani başlangıçta yeryüzüne serpilen tüm tohumlar (ruhlar) eşit ve aynı kaynaktan geliyor.
Ve başlangıç şartları doğru bir şekilde sağlanamazsa, sonradan işin işten ne zaman geçtiğini tespit etmek çok zor oluyor. Hatta belki de tohumlar elden çıktıktan sonra henüz havadalarken, (ruh üflenirken) akıbetimiz de çoktan yazılmış oluyor.

Kaderci değilim, tam tersi özü kapsayan bilgi arttıkça kaderi yöneten üst kaderlerin denkleminin de kolayca değişebileceğini düşünüyorum. Ama doğru yüksek bilgi eksik olduğu için 3B yasaları boşlukları oto-programla dolduruyor. Bunu da kader zannediyoruz. Aslında o da bir kader ama alt kader. Üst kaderdeki inanç boşluğunun, alt kaderde karşılıksız kalması ve akışın 3B katı gerçekliğinde sıkışması dolayısı ile oluşan bir kısır kader.
 
Son düzenleme:
Kaderci değilim, tam tersi özü kapsayan bilgi alttıkça kaderi yöneten üst kaderlerin denkleminin değişebileceğini düşünüyorum. Ama doğru bilgi eksik olduğu için 3B yasaları boşlukları oto-programla dolduruyo
Doğru bilgi dediğimiz 3 kurabiyenin dayandığı tek paydada oluşturulmuş yasa : '' İdrak edebileceğin kadarını bildiririm. '' İnsanın ortak deneyimi yalnızca bu yasa. İdrakte yetersizsen oto pilota bağlarsın. Hatta bir kuklacının ipine sadık olduğunu dahi bilemeden ölürsün.
 

Bazen diyorum ki kendi kendime, acaba ben mi içinden geldiği gibi eğlenmesini çok iyi beceren insanları taşıyamıyorum artık? Onlarla aynı frekansa girip, sonuna kadar gevşeyip, onlarla beraber eğlenememe sorunu benden mi kaynaklanıyor diyorum .. bende mi bir eksiklik var diyorum, yoksa diyorum bunların eğlence anlayışı hakkaten de çin malı, ucuz, boş, beleş, leş, 3B hatta 2B mi?

Şu eğlence gözümün önünde olsa vallahi olay çıkarasım gelir benim.

Anlayamadım gitti. B*k gibi eğleniyorlar gibime geliyor. 😀
 
Mesela dün aklıma bir video esti. Aradım buldum tekrar izlemek için. Çünkü ilk izlediğimde gülmüştüm. Şu video :



Ve sonra bu saf çocuğun son halinin short videoları önüme düşmeye başladı :

Hepsi aşağı yukarı bu şekilde :


Eğlencem eğlendircem diye cin çarpmışa dönüyorlar artık. Önüme çıksa vallahi kafa atarım.
 
İzlenme sayıları da yeterince açık mı belirsiz.Ayrıca bilgi toplayanlar veya insanları delirtmeye çalışan nette insanlar var.Eski üç boyutlu bir satrançta belli açıklar var bu açıkları bulmak imkansız.Sen o açıklarla oynayınca üst liglere çıkıyorsun diğer yandan para aklayanlar da var 5 10 derken bağımlı oluyorsun.Bunların dışında bazıları takip ediliyor ses tekrarlıyor.

Kocasını delirten her yerde kamera var diyen var.Kod alıp bu koddaki kodla bilgi toplayan ama ürün olan var.O kadar yanlışın içinde sorguluyorsun.En son özet olarak bir yapı var demek için oyunun içinde oyun var.Sobelenmemeye çalışıyorsun.
 
Doğum günün kutlu olsun sevgili King_Solomon. Umarım yeni yaşın huzur ve mutluluk getirir. Nice senelere olsun.
 
Geri
Üst