"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ece gürel olayı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan ekinnn
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Nasıl bir sürü psikolojisiyse bu... Düne kadar bilen bilmeyen, eline koluna 777 yazıp gezerken iki gün içinde nasıl değiştiler herkes birden pozitif bilimci olmuş. Videoların altına girip kuantumcuları falan linçliyorlar. Düne kadar moda oldu diye vizyon panosu yapanlar bir gecede oraya buraya şarlatan demeye başladı. Kimse hiçbir şey düşünmez olmuş koyun gibi ot gösterilen yere yürüyor sadece. Evet kasıtlı karalamalar ve organize bir saldırı var bence de, fakat ısrarla, bu olayın sistemlerin kof güruhlardan arınması gereğini karşıladığını düşünüyorum. Arınmalar bazen düşman saldırısına maruz kalınma sebebiyle de olur.
 
Nasıl bir sürü psikolojisiyse bu... Düne kadar bilen bilmeyen, eline koluna 777 yazıp gezerken iki gün içinde nasıl değiştiler herkes birden pozitif bilimci olmuş. Videoların altına girip kuantumcuları falan linçliyorlar. Düne kadar moda oldu diye vizyon panosu yapanlar bir gecede oraya buraya şarlatan demeye başladı. Kimse hiçbir şey düşünmez olmuş koyun gibi ot gösterilen yere yürüyor sadece. Evet kasıtlı karalamalar ve organize bir saldırı var bence de, fakat ısrarla, bu olayın sistemlerin kof güruhlardan arınması gereğini karşıladığını düşünüyorum. Arınmalar bazen düşman saldırısına maruz kalınma sebebiyle de olur.
Beladan fayda çıkartırız belki bu süreçte. Şarlatanlar, sahteler ortadan kalkar, gerçekler kalır belki bu olaylardan sonra. Ama bu başlayan cadı avı beni ürkütmüyor, rahatsız etmiyor değil. Hedef alınıyoruz açık ve net bir şekilde.
 
Ama bu başlayan cadı avı beni ürkütmüyor, rahatsız etmiyor değil. Hedef alınıyoruz açık ve net bir şekilde.
Doğru ama işte her arınmanın sancılı bir tarafı oluyor. En basiti, daha kendi kafasıyla düşünmeyi bile beceremeyip trende göre ne varsa oradan davranış alan insanlar aklı sıra bizimle dalga geçmeye başlayacak. Mesela ben bu insanlarla uğraşmamayı, bir şey ispat etmek veya onlarla mücadele edip çürütmek zorunda olmadığımı öğrenmeye çalışacağım. Biraz sapla samanı ayırma ve içe dönme zamanı gibi görünüyor.
 
Doğru ama işte her arınmanın sancılı bir tarafı oluyor. En basiti, daha kendi kafasıyla düşünmeyi bile beceremeyip trende göre ne varsa oradan davranış alan insanlar aklı sıra bizimle dalga geçmeye başlayacak. Mesela ben bu insanlarla uğraşmamayı, bir şey ispat etmek veya onlarla mücadele edip çürütmek zorunda olmadığımı öğrenmeye çalışacağım. Biraz sapla samanı ayırma ve içe dönme zamanı gibi görünüyor.
Söyledikleriniz çok önemli. Hepimiz çok dışa açıldık sosyal medyanın da etkisiyle. Bu hızlı tüketim süreci bizi olumsuz etkiledi. Ancak maneviyat biraz içsellik de gerektirir. Dengeyi yine kaybetmiştik. Herkes kendi sürecine göre bu içe dönmeyi olumluya çevirebilir belki.
 
Bu olayın varlıklarla ilgili olduğunu düşünüyorum.

Çünkü varlıklarla olan perdesini yırtan, hayatına varlıkları musallat eden, manevi direnci kırılma noktasında olan birinin, evvela rızkının tehlikeye girdiğini görmüş biriyim. Rızık sürekliliği olan bir enerji biçimidir ve kesildiği anda da ikili iliskilerinde aksamalar ve sorunlar çıkmaya başlar.

İs yerinde mobbinge uğramak bana göre bir sonuçtur. Varlık enerjilerini üstünde gezdiren insanlar malesef ki buna bir çözüm bulamazlarsa sosyal hayatta da yalnızlaşırlar. İkili ilişkileri zayıf olur, özel ilişkileri zaten korkunç bir huzursuzluk içinde geçer, bunu bir müddet sonra amirleri ile olan ilişkilerinin bozulması takip eder.

Defalarca kez bunu gördüm. Kendim de bunu yaşadım. Dünya insanın üstüne üstüne geliyor gibi oluyor ama sen aslında kendi enerjini bozduğunu ve diğer insanları aslında sabote etmeye başladığını göremiyorsun. Belki şifa ve arınma geldikten sonra eski hallerini daha objektif bir şekilde analiz edecek duruma geliyorsun. Ama olayları sıcağı sıcağına yaşarken herkesin kendi şeytanını görüyorsun. Amirin veya sevgilin belki kendi şeytanını kontrol altında tutabiliyorlar ve sana makul davranıyorlar, Ama sen kendi cinni frekabsınla gördüğün için onların toxic varlıklarını görüyorsun sadece. Filtreli görüyorsun. Gerçek bir kesit görüyorsun ama gerçeği asla yansıtmıyor bu gördüklerin. Herkesin melekleri de var, iğrenç iğrenç şeytanları da. Bu varlıklar hali hazırda oradalar ve bizim secimlerimize göre aktif veya pasif rol oynuyorlar. Basiretin bir kere manipülasyona uğradı mı geçmiş olsun. İnsanların sadece kötü varlıklarını görmeye başlıyorsun.




Bu durumlardan geçmiş biri olarak insanın akli melekelerini nasıl temelden bozabileceğini çok iyi anlayabiliyorum.





***



Ayrıca bu kadin bana göre gerçekten samimi ve iyi olanı arayan biri olabilir. Çünkü varlıklar dönüştürebilecekleri kişileri genellikle gittiği yere kadar desteklerler ve o beden üzerinde tamamen söz sahibi oldukları zaman onu bu dünyaya girip çıkmak için bir portal olarak kullanırlar. Günümüzde çok fazla portal insan var artık. Bu kadın dönüşemeyecek kadar özünde arı bir kadın olduğu için belki de bir anda yüklendiler kadına. Kadın da kaderindeki eceli gelmiş olarak hakka yürümüş oldu. Allah rahmet eylesin.
Merhaba yine siz en isabetli ve birçok şeye bu şekilde anlam yüklediğim yorumu yapmışsınız.

Şu an ekonomik sorunlardan, sosyal medya ve televizyon programlarından dolayı ciddi bir yozlaşma, ahlaki çöküntü, ruhunu satma, faiz ve haram yiyerek rahat yaşama ama enerjilerin şeytanlaşması durumu var diye düşünüyorum.

Böyle yoğun kötü bir sinerjinin olduğu toplumda temiz duranın rızkının azalması ve başarısız olması, uyum sağlayamaması ve ne kadar dirençli olsa da çıkış yolu bulamaması mümkün mü? Böyle durumda saf enerjide kalmak isteyen nasıl korunarak rızkını kazanabilir? Çok fazla yanlışın arasında doğru rahatsız ediyor ve yer bulamıyor artık.
 
Ece Gürel ile ilgili rahatsız edici bir vizyon gördüm. Sık vizyon görmem genelde olayı içselleştirmem gerekir. Ama o şeyleri ormanda gördüyse akıl sağlığını yitirmesi gayet normal. Ancak algıladığım şey Urum'un dediği gibi oraya manipüle edilerek, biri tarafından yönlendirilerek bir uygulama için gitti. Bu kişi de büyük ihtimalle Hale Özen denen kişi. Kendisinin de işin bu noktaya geleceğini anlayacak kadar bilgili olduğunu sanmıyorum.
Ne gibi şeyler gördünüz varlık gibi mi? Hislerim ilk duyduğumdan beri bu yöndeydi hep.
 
Ne gibi şeyler gördünüz varlık gibi mi? Hislerim ilk duyduğumdan beri bu yöndeydi hep.

Önce şunu belirteyim. Ben vizyonlar üzerine çok çalışma yürütmüyorum. Aksine kişisel sebeplerden dolayı vizyonlardan kaçarım. Bazı şeyleri görmek iyi değildir diyenlerdenim. O yüzden özel olarak bazı olaylar için çok gerekmedikçe görmeye çabalamam. Bu çaba da nadiren olur. Bu görünün bir noktasından sonra da epey ürkerek ve çok yoğun bir korku enerjisi hissederek de kendimi daha fazlasını görmeye kapattım. Böyle bir görü tecrübesini ise ormanda yaşamak istemezdim. Aklı yitirtebilir.

Bir varlık tipi görünümüydü. Ancak bunlar sürü halindeydi. En az 5-6 taneydi. Birinin kimin gözünden gördüysem onun üzerine doğru hamlesini, saldırır biçimde dibine kadar gelmesini de gördüm. Biçimini de gördüm. Ancak kapkaraydı. Hissettiğim bilgi birinin yönlendirilmesiyle bir ritüel için oraya gidildiğiydi. Fakat bir cümle kafamda net yankılanıyor, "İnsan haddini bilmeli" Bunu da kendisi için fazla gelecek bir çalışma yaptığı sınırı aştığı yönünde yorumladım. İnsan bilmeden ve eksik yaptığı çalışmalarda zarar da görebilir. İnsanların ve teknolojinin uzak olduğu orman gibi alanlarda da bu zararı biraz daha fazla görmek olağan.

Fakat şunu belirtmek isterim. Ben bu konuda özel çalışma yapmadım. Bir kanal karışması, yanıltma, yönlendirme olabilir. Çünkü artık kolektif bilincin düşündüğü ve teoriler ürettiği bir konu. Bilgilerden her zaman şüphe etmek lazım. En yanılmam diyen bile yanılabilir.
 
Varlıklar öldürdü belki de.. hipotermi olabilir, ortamın ısınını düşürebiliyorlar, donma hissi oluyor nerden bildiğimi hiç anlatmayım :sneaky:
Ortam zaten soğuk, üstelik montu çıkarmış kenara koymuş; bence ortamın ısı düşmesi dışında ısı artması olmuş 😏

Ece Gürel ile ilgili rahatsız edici bir vizyon gördüm. Sık vizyon görmem genelde olayı içselleştirmem gerekir. Ama o şeyleri ormanda gördüyse akıl sağlığını yitirmesi gayet normal. Ancak algıladığım şey Urum'un dediği gibi oraya manipüle edilerek, biri tarafından yönlendirilerek bir uygulama için gitti. Bu kişi de büyük ihtimalle Hale Özen denen kişi. Kendisinin de işin bu noktaya geleceğini anlayacak kadar bilgili olduğunu
Orada yalnız olabileceğini bende sanmıyorum. Bu bayan büyük ihtimalle birinden yardım aldı fakat dört günlük bir kayıp durumu var. Ölü bulunmadığına göre o son günle evveli bir kaç gün içinde bir yaşanmışlık var. O bir kaç gün ne oldu ve kiminleydi. Ceketin katlı bulunması, onun üşünmekten çok vücudunun ısınmasını gösterir.

Kişisel fikrim, Akrep burçları genelde biraz korkak olurlar ve zihinsel karışıklıkta kontrolsüz bir duygusallık yaşarlar. ... neyse, rahmetler olsun yazık olmuş...
sadece bir hissiyat, hoca yalan söylüyor.
 
Orada yalnız olabileceğini bende sanmıyorum. Bu bayan büyük ihtimalle birinden yardım aldı fakat dört günlük bir kayıp durumu var. Ölü bulunmadığına göre o son günle evveli bir kaç gün içinde bir yaşanmışlık var. O bir kaç gün ne oldu ve kiminleydi. Ceketin katlı bulunması, onun üşünmekten çok vücudunun ısınmasını gösterir.

Kişisel fikrim, Akrep burçları genelde biraz korkak olurlar ve zihinsel karışıklıkta kontrolsüz bir duygusallık yaşarlar. ... neyse, rahmetler olsun yazık olmuş...
sadece bir hissiyat, hoca yalan söylüyor.
Ben aksine yalnız olduğunu düşünüyorum. Görüntülerde tek gittiği belli orada belki biriyle buluşmuş bilemiyorum ancak kaybının planlı bir şey olmadığını, yaşananların ters gitmesiyle olduğunu düşünüyorum.

O ormanda tilki, domuz vs gibi hayvanlar var. Kurt da var diye biliyorum. Üzerine oturmak için çıkartmış olması olası. Hayvan görüp kaçmış olabilir. O bölgede var. Ya da bir şey gördü, biri peşine takıldı kaçtı ve bulamadı yolunu. Bu da bir ihtimal.

Bahsettiğim yönlendirme ve manipülasyon olaya neden olan durum olarak. Yani biri şunu şunu yap demiş ama kadın tek gitmiş diye düşünüyorum. Olay bölgesinde başka birinin izine de rastlanmadı.
 
Merhaba yine siz en isabetli ve birçok şeye bu şekilde anlam yüklediğim yorumu yapmışsınız.

Varlıkları, yaşamımızın bir döneminde hayatımıza sonradan uğrayan bir tür zannediyoruz. Halbuki ilk insan daha yaratılır yaratılmaz ilk siyasi musallatlı da oradaydı. Karşı çıktı. Muhalefet etti. İnsanı görür görmez sabote oldu ve düşmanlık beslemeye başladı. Bu varlık iblis denen bir cindi ve kendi Krallığı dünya denen bir gezegendi. İnsan türünün görücüye çıkacağı galaktik konseye dünya lideri olarak katılmıştı iblis. Fetihlerine çok fazla güvendiği için güç zehirlenmesi yaşadığı ve istilacı bir türe dönüştüğü hemen fark edildi o toplantıda.

Allah ta insanı bizzat iblisin mekanına indirdi. Fetih ettiği yerlerin (güneş sistemi) insan tarafından iblisten geri alınışını görmek istedi belki de bu sürgün dolayısı ile.

Yani Kozmik irade cinleri değil insanı destekleyecekti artık yeryüzünde. Psikolojik üstünlük herzaman insanda olacaktı. Tabi insan, tanrısı ile doğru bir bağ içinde kalabilirse. İblisin tek bir kazanma şansı vardı : insanı köklerinden uzaklaştırmak ve onu uyutarak oyalamak.


Şimdi hal böyleyken, bütün işlerin arkasında şeytanlar(düşmüş melekler) ve melekler vardır.

Bütün işlerimiz, o işlere uyumlu enerjilerin akması veya akmaması üzerinden yürür (veya bloke olur) . Enerjisi akmayı bırakan herşey doğallığını yitirir ve istop eder. Buna ölüm, ayrılık, boşanma, aldatma, bereketsizlik, kısırlık, sefalet veya depresyon gibi faktörler de dahildir.


Evreni, gizli yönetici unsurları üzerinden okuyamayan herkes yaşadığı sorunları sadece semptomları üzerinden değerlendirme eğilimindedir. Bu da bir sorunu bastırmaya çalışırken başka sorunlara sürüklenmemize yol açan bir durumdur. Böyle devam eden bir hayat çok değil daha 50'li yaşlarına varamadan yaşama sevincini yitirmeye başlayacaktir ve Araf denen boşluğa suruklenecektir. Anlam ararsın ama aradığın anlamı sana hiç bir insan yapımı new age felsefesi bir türlü tam olarak veremez.


 
Son düzenleme:
Varlıkları, yaşamımızın bir döneminde hayatımıza sonradan uğrayan bir tür zannediyoruz. Halbuki ilk insan daha yaratılır yaratılmaz ilk siyasi musallatlı da oradaydı. Karşı çıktı. Muhalefet etti. İnsanı görür görmez sabote oldu ve düşmanlık beslemeye başladı. Bu varlık iblis denen bir cindi ve kendi Krallığı dünya denen bir gezegendi. İnsan türünün görücüye çıkacağı galaktik konseye dünya lideri olarak katılmıştı iblis. Fetihlerine çok fazla güvendiği için güç zehirlenmesi yaşadığı ve istilacı bir türe dönüştüğü hemen fark edildi o toplantıda.

Allah ta insanı bizzat iblisin mekanına indirdi. Fetih ettiği yerlerin (güneş sistemi) insan tarafından iblisten geri alınışını görmek istedi belki de bu sürgün dolayısı ile.

Yani Kozmik irade cinleri değil insanı destekleyecekti artık yeryüzünde. Psikolojik üstünlük herzaman insanda olacaktı. Tabi insan, tanrısı ile doğru bir bağ içinde kalabilirse. İblisin tek bir kazanma şansı vardı : insanı köklerinden uzaklaştırmak ve onu uyutarak oyalamak.


Şimdi hal böyleyken, bütün işlerin arkasında şeytanlar(düşmüş melekler) ve melekler vardır.

Bütün işlerimiz, o işlere uyumlu enerjilerin akması veya akmaması üzerinden yürür (veya bloke olur) . Enerjisi akmayı bırakan herşey doğallığını yitirir ve istop eder. Buna ölüm, ayrılık, boşanma, aldatma, bereketsizlik, kısırlık, sefalet veya depresyon gibi faktörler de dahildir.


Evreni, gizli yönetici unsurları üzerinden okuyamayan herkes yaşadığı sorunları sadece semptomları üzerinden değerlendirme eğilimindedir. Bu da bir sorunu bastırmaya çalışırken başka sorunlara sürüklenmemize yol açan bir durumdur. Böyle devam eden bir hayat çok değil daha 50'li yaşlarına varamadan yaşama sevincini yitirmeye başlayacaktir ve Araf denen boşluğa suruklenecektir. Anlam ararsın ama aradığın anlamı sana hiç bir insan yapımı new age felsefesi bir türlü tam olarak veremez.
Peki enerji akışı kesilen bir şeyde enerji akışını nasıl sağlayabiliriz? Evreni gizli yönetici unsurları üzerinden nasıl okuuyabiliriz?
Gerçekten de spiritüel çalışmalarda gözlemlediğim bir şey, bir şeyin düzelirken başka şeyin blozulması oldu. Youtube'da seyretttim bir kadın reiki sayesinde alkol bağımlılığından kurtulmuş ama başka konularda sorunlar çıkmış. Ben de bir konuyu düzeltmek için çalışma yaptım başka yerde slorun çıktı. Tıpkı Isaac Asimov'un Sonsuzluğun Sonu romanı gibi. Orada da bilimadamları zamanda yolculup yapıp kötü bir olayı yok etmek için geçmişe gidip olayı önlüyorlardı sonra başka yerde sorunlar çıkıyordu hop bir daha geçmişe gidip onu siliyorlardı bu sefer başka sorun vb. Artık benim de umudumu ve yazınızdaki gibi yaşama sevincimi yiritmeye başladığım oldu.
 
Ben aksine yalnız olduğunu düşünüyorum. Görüntülerde tek gittiği belli orada belki biriyle buluşmuş bilemiyorum ancak kaybının planlı bir şey olmadığını, yaşananların ters gitmesiyle olduğunu düşünüyorum.

O ormanda tilki, domuz vs gibi hayvanlar var. Kurt da var diye biliyorum. Üzerine oturmak için çıkartmış olması olası. Hayvan görüp kaçmış olabilir. O bölgede var. Ya da bir şey gördü, biri peşine takıldı kaçtı ve bulamadı yolunu. Bu da bir ihtimal.

Bahsettiğim yönlendirme ve manipülasyon olaya neden olan durum olarak. Yani biri şunu şunu yap demiş ama kadın tek gitmiş diye düşünüyorum. Olay bölgesinde başka birinin izine de rastlanmadı.
Kamerada tek, ama orman içinde ne olduğu gelirsiz, aslında çok olasılık var.
Ama büyük ihtimal, kadın moralman çok yıkkın, işi ve özel hayatı, evliliği; normal bir meditasyon uygulaması bile , zihnen tehlike arzeder. Zaten o moral ile bir karanlık orman içinde içe dönüldüğünde, karanlık gölgelerin oluşması bence çok doğal.

gecenin ayazında üstündekileri çıkartıp üzerine oturması bence uzak bir ihtimal;
dediğim gibi olasılık çok.
Ama giysinin katlanıp kenarda durması, en çok şüphemi çeken kısmı......evet?
 
Ece Gürel ile ilgili aklımda bir soru daha var. Hipotermi geçirdiği tıbbi olarak son 3 ila 6 saat arasındaydı. Hatta bir iki saat önce bulunsaydı sağ kalabilirdi. Daha önceki günlerde de hava hipotermiye müsaitti. Montu bile üzerinde olmayan bu kadın 3-4 gün boyunca neredeydi? Bu kadın neredeydi de açlıktan, susuzluktan, en önemlisi hipotermiden korundu?
 
Peki enerji akışı kesilen bir şeyde enerji akışını nasıl sağlayabiliriz?

Enerjinin durup dururken neden kesilmiş olabileceğine bir bakmak lazım.

Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmüyor. Yaşama sevincim azaldığı zaman, hayattan tat alamadığım zamanlar oluyor. Yataktan çıkmak bile istemiyorum. Öyle zamanlarda kimlerin hayatını kötü etkilemiş olabileceğimi düşünüyorum. Birilerinin şevkini kaçırdım mı ? Birilerinin hevesini kursağında bıraktım mı? Hayattan tat alamayan birinin neler yaşamış olabileceğini düşünmeden onu itham edip daha da kapanmasına sebep oldum mu?

Sonuçta art niyet gütmesek bile bir çok nefsani davranışlarımız da karma üstlenmemize sebebiyet verebiliyor.


Yaşama sevincimizin çoğunu kınama, lanet etme, kötü zan ile hareket etme, hakka girme ve bizden olmayanı ötekileştirme gibi davranışlarımızdan doğan kırılan kalplerin negatif duyguları ile gelecekte eşleşerek kaybederiz aslında. Bu bir çeşit dengelenme halidir. Anahtan-kilit uyumudur. Anahtar bizin girdilerimizdir. Kilit ise girdilerimize göre şekil alan simetrik karmamızdır.


Enerjilerimiz kesildiği zaman bunu nazar veya büyüye yormak, altında musallat aramak kesinlikle çok yersizdir. Evet bir musallat zaten gelir seninle uğraşır. Ama neden yanındaki kişiyi seçmiyor da seni seçiyor ?

Enerji hata yapmaz. Mükemmel eşleşmeler (karmik alacaklılar) zaman aşımına uğrarlar ve bir anda hayatımıza borç tahsilatına gelirler.



Yani iyi halde olmak için iyi işler yapmaya devam etmek gerek. İyi işlerin karması da bolluk bereket ve huzur olarak zaten geliyor.
 
Enerjinin durup dururken neden kesilmiş olabileceğine bir bakmak lazım.

Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmüyor. Yaşama sevincim azaldığı zaman, hayattan tat alamadığım zamanlar oluyor. Yataktan çıkmak bile istemiyorum. Öyle zamanlarda kimlerin hayatını kötü etkilemiş olabileceğimi düşünüyorum. Birilerinin şevkini kaçırdım mı ? Birilerinin hevesini kursağında bıraktım mı? Hayattan tat alamayan birinin neler yaşamış olabileceğini düşünmeden onu itham edip daha da kapanmasına sebep oldum mu?

Sonuçta art niyet gütmesek bile bir çok nefsani davranışlarımız da karma üstlenmemize sebebiyet verebiliyor.


Yaşama sevincimizin çoğunu kınama, lanet etme, kötü zan ile hareket etme, hakka girme ve bizden olmayanı ötekileştirme gibi davranışlarımızdan doğan kırılan kalplerin negatif duyguları ile gelecekte eşleşerek kaybederiz aslında. Bu bir çeşit dengelenme halidir. Anahtan-kilit uyumudur. Anahtar bizin girdilerimizdir. Kilit ise girdilerimize göre şekil alan simetrik karmamızdır.


Enerjilerimiz kesildiği zaman bunu nazar veya büyüye yormak, altında musallat aramak kesinlikle çok yersizdir. Evet bir musallat zaten gelir seninle uğraşır. Ama neden yanındaki kişiyi seçmiyor da seni seçiyor ?

Enerji hata yapmaz. Mükemmel eşleşmeler (karmik alacaklılar) zaman aşımına uğrarlar ve bir anda hayatımıza borç tahsilatına gelirler.



Yani iyi halde olmak için iyi işler yapmaya devam etmek gerek. İyi işlerin karması da bolluk bereket ve huzur olarak zaten geliyor.
Bunlar atalardan gelen karma ile de oluyor.
Baktığında doğru düzgün miras birakamayacak fasfakir ataların kabus gibi bir hayat yasamana neden olacak karma bırakabiliyor.
Ben önceden aileyi ataları seçip geldiğimize inanmıyorum açıkçası, çok fena oyuna getirilmiş gibi hissediyorum.
 
Enerjinin durup dururken neden kesilmiş olabileceğine bir bakmak lazım.

Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmüyor. Yaşama sevincim azaldığı zaman, hayattan tat alamadığım zamanlar oluyor. Yataktan çıkmak bile istemiyorum. Öyle zamanlarda kimlerin hayatını kötü etkilemiş olabileceğimi düşünüyorum. Birilerinin şevkini kaçırdım mı ? Birilerinin hevesini kursağında bıraktım mı? Hayattan tat alamayan birinin neler yaşamış olabileceğini düşünmeden onu itham edip daha da kapanmasına sebep oldum mu?

Sonuçta art niyet gütmesek bile bir çok nefsani davranışlarımız da karma üstlenmemize sebebiyet verebiliyor.


Yaşama sevincimizin çoğunu kınama, lanet etme, kötü zan ile hareket etme, hakka girme ve bizden olmayanı ötekileştirme gibi davranışlarımızdan doğan kırılan kalplerin negatif duyguları ile gelecekte eşleşerek kaybederiz aslında. Bu bir çeşit dengelenme halidir. Anahtan-kilit uyumudur. Anahtar bizin girdilerimizdir. Kilit ise girdilerimize göre şekil alan simetrik karmamızdır.


Enerjilerimiz kesildiği zaman bunu nazar veya büyüye yormak, altında musallat aramak kesinlikle çok yersizdir. Evet bir musallat zaten gelir seninle uğraşır. Ama neden yanındaki kişiyi seçmiyor da seni seçiyor ?

Enerji hata yapmaz. Mükemmel eşleşmeler (karmik alacaklılar) zaman aşımına uğrarlar ve bir anda hayatımıza borç tahsilatına gelirler.



Yani iyi halde olmak için iyi işler yapmaya devam etmek gerek. İyi işlerin karması da bolluk bereket ve huzur olarak zaten geliyor.
Yalnız ben bir şey farkettim kendi hayatımda ve gözlemlediğim hayatlarda. Örneğin birine arkamı dönüp gittiğimde veya acımasız olduğumda hayatım daha güzel oluyor. Diyelim ki bu size zararı çok dokunmuş bir aile ferdi olsun, ne kadar davranışları düzeliyor gibi yapsa da affedicilik göstermediğimde daha dengeli oluyor sanki, tabir-i caizse azmıyor ama gardımı düşürdüğüm an yine canavarlaşıyor.

Gözlemlediğim çevrede de böyle hep duygularını ve iyiliğini dökülüveren yıpranıp, ağır depresyon geçiriyor ama acımasız olan, nankörlük gösterenin yolları açılıyor. Bu neyin dengesi ya da adaleti olabilir ki. Karma sanki yanlış tarafa doğru işliyor ya da iyiliğin karması da kötü olabiliyor gibi gözüküyor.
 
Yalnız ben bir şey farkettim kendi hayatımda ve gözlemlediğim hayatlarda. Örneğin birine arkamı dönüp gittiğimde veya acımasız olduğumda hayatım daha güzel oluyor. Diyelim ki bu size zararı çok dokunmuş bir aile ferdi olsun, ne kadar davranışları düzeliyor gibi yapsa da affedicilik göstermediğimde daha dengeli oluyor sanki, tabir-i caizse azmıyor ama gardımı düşürdüğüm an yine canavarlaşıyor.

Gözlemlediğim çevrede de böyle hep duygularını ve iyiliğini dökülüveren yıpranıp, ağır depresyon geçiriyor ama acımasız olan, nankörlük gösterenin yolları açılıyor. Bu neyin dengesi ya da adaleti olabilir ki. Karma sanki yanlış tarafa doğru işliyor ya da iyiliğin karması da kötü olabiliyor gibi gözüküyor.
Bir söz var.. kötüler kendilerine tahammül edildikçe daha da azarlar.. kendi hayatımdan biliyorum bunun ne kadar doğru olduğunu.
İyilerin kaybedip kötülerin kazanması kötülerin organize olmasından kaynaklı olabilir mi.. yani mesela kocasını/sevgisilisi aldatan kadın/erkek her türlü önlemi alır yakalanmamak için yakalansa bile suç bastırmak için karşı tarafı itham eder senin yüzünden oldu, bana bunu yaptın ondan dolayı der.. tipik narsist taktiğidir bu.
Kötüler kendini iyi göstermeyi biliyor, ve karşılarındakinin iyi olduğunu fark ediyor ama iyi anlamıyor herkesi kendi gibi sandığından.. hazırlıksız oluyor darbelere karşı.
 
Gözlemlediğim çevrede de böyle hep duygularını ve iyiliğini dökülüveren yıpranıp, ağır depresyon geçiriyor ama acımasız olan, nankörlük gösterenin yolları açılıyor. Bu neyin dengesi ya da adaleti olabilir ki. Karma sanki yanlış tarafa doğru işliyor ya da iyiliğin karması da kötü olabiliyor gibi gözüküyor.

O bahsettiğin kişilerin gölgeleri henüz önlerine düşmedi ama.

Karma, uzun vadede simetri oluşturan bir ilahi adalettir.



Şeytanlar bile ilk 40 yıl ve sonraki 40 yıl için anlaşma yapmaya gelirler. İlk 40 yıl öyle güzel yaşarsın, öyle güzel işler yaparsın ki, bir bodrum katında yaptığın davetle ruhunu şeytana sattığını daha ilk iş teklifi geldiğinde unutursun. Ama anlaşma anlaşmadır. 40 yaşından itibaren artık mutluluk hormonların bir anda durur. Neşeli ruhun bir anda neşesini yitirir. Hayatın ruhsuz ve anlamsız bir döneme girer. Çünkü seni 40 yıl boyunca taşıdılar. Ve onlara artık hak doğdu. Şeytanla yapılan anlaşma bile karma süreci ile uyumludur. İlahi adaletin sağlanması noktasında şeytanlar kendilerine hak doğduğu zaman ne kadar kötü bir anlaşma yaptığını sana ispatlamak için tüm güçleri ile hayatı sana zindan ederler.


Karma uzun vadede fatura ödetir. Zaten en uzun vadesi hesap günüdür. Hesap günü dediğimiz sorgu, karmanın artık matematiksel ve aleni olarak hesaplandığı ve kalıcı sonuca bağlanacağı son celsedir.

Karmanın gerçek olduğunu zaten hesap gününden biliyoruz. Davranış kaliplarimiza göre muamele göreceğimiz bir sistemin içinde tasarladık. Tek sermayemiz yaptığımız iyilikler.
 
Bu işin içinde bende başka şeyler hissediyorum bu kızın olayı ile ilgili hiç iyi enerjiler almadım ben burdaki tecrübeli arkadaşlarımız çok daha iyi yorum yapabilecektir diye düşünüyorum ama ben durumun nedense hipotermi vs olduğuna inanamıyorum bir türlü
Zaten o kız posesyon tarzı birşey geçirip son anlarında yazmış adamakıllı korunarak çalışsana kardeşim
 
Ece Gürel ile ilgili aklımda bir soru daha var. Hipotermi geçirdiği tıbbi olarak son 3 ila 6 saat arasındaydı. Hatta bir iki saat önce bulunsaydı sağ kalabilirdi. Daha önceki günlerde de hava hipotermiye müsaitti. Montu bile üzerinde olmayan bu kadın 3-4 gün boyunca neredeydi? Bu kadın neredeydi de açlıktan, susuzluktan, en önemlisi hipotermiden korundu?
Dediğim gibi, bilinenden öte birşey var...aslında ilk aklıma geleni ifade etmek isemiyorum, sonuç da ölmüş biri...kendine yazık etmiş, rahmetli.
 
Geri
Üst