Bazen sorularına şaşırıp kalmak istiyorum ama ne mümkün.. Bu sorunun cevabını ölüm ötesini tam olarak bilmeden kim verebilir ? Ne gelen varlığı bilebilirsin ne de kendi akıl sağlığını kestirebilirsin. Ama biraz olsun araştırıp akıl yürütebilirsin.
Ölüm ötesini anlatan kesin kaynak olmadığı için dinlerin kitaplarından örnek ile gitmekte fayda var. Kuran, birbirine karışmayan sular için ; geçişi engelleyen perde manasında kullanıyor '' Berzah '' kelimesini. Aynı kelimeyi başka bir ayette ; ölen kişilerin, ötelerinde duran engel olarak kullanıyor. Demek ki eylemsizlik / zamansızlık var.
İki denizin karışmaması ne demek diye üzerinde durmamız gerekli. Başka türlü akıl yürütemeyiz ! Neden akıl yürütmeliyiz ? Yukarıda bahsi geçen ayetlerden biri Furkan suresi olduğu için. Furkan '' İdrakın idrakıdır ''. Neyi anlamaya çalıştığını da anla der, kısaca.
Bilim bize diyor ki ; suların birbirine karışmaması söz konusu değildir. Her su birbirine karışır fakat süre gözlem noktasında yavaştır. Çünkü hareket zamana bağlı değişimdir. Zaman dediğimiz de dünyevi bir birimdir, hareketin gerçekleştiği zemindir. Zaman olmadan, hareketin nasıl gerçekleştiğini anlamanın bir yolu yoktur.
Büyü kelimesine baktığımızda, zamanı daraltabilen ya da genişletebilen bir hareket türü değil midir ? Bir noktadan ( bilinçten ) başka bir noktaya ( bilince ) uzanan iplik gibi. Yani bir ivmesi olduğunu söyleyebiliriz. Demek ki zamandan bahsedebildiğimiz yerde büyüden söz edebiliriz.
Bu yürütme ile varacağımız sonuç : Ölüye büyü yapılamaz varsayımıdır.
Rahim sıfatıyla bahşedilmiş ruhun Rahman sıfatıyla var edilmiş bedenden alınmasıdır ölüm !
Ölünün yattığı bir yer yok. Mezara konan, yaşam fonksiyonu kalmamış beden.. Ölüye kadar kinlenmek ve üstüne '' hak yerini bulsun '' demek garip değil mi ? Bırak, gittiği yerde ne olacağına da karışma artık.
