Sayın üstadım, duyumlar düzen efendileri olarak kendilerini tanıtan kişilerin insanları bir yerde korkutarak insanların kullanmalarını engellemek amacıyla çıkarılmış şehir efsaneleri olduğunu iyice kanaat getirdim. Hiç kullanmayan kişilerin dahi birazcık araştırmayla gümüş suyunun ne derece güvenli ve hastalıklara karşı kesin çözüm olduğunu anlayabilirler. 1930'lu yıllara kadar antibiyotik diye bilinen ilacın adı yokken gümüş suyu kullanılmaktaydı. Öncelikle 1937 yılında rockefeller ailesince tıp kitaplarından ismi çıkarıldı. Sonra da ilaç piyasasının daha da yükselmesi için devlet kurumlarına empoze edildi.
Sorunuzun gerçek cevabı: Hayır aşırı tüketim yapılmadığı sürece herhangi bir zararı yoktur gümüş suyunun. Zira İnsan çok hücreli bir canlıdır. Gümüş suyu sadece tek hücreli canlıları yok eder. İlaveten gümüş suyu alındığında samırsak kullanılmamalı. Hatta bazı balık türleri de kullanılmamalı. Bunun sebebi içeriğindeki bazı metallerin gümüşle tepkimeye girmesi ve derideki renk pigmentlerine zarar vermesi. Bu zarar neticesinde derimiz KANIMIZIN ORJİN RENGİ OLAN MAVİYE DÖNÜŞÜR. Bu işlemin günümüz teknolojisiyle geri dönüşümü henüz yok. Bu sebeple ömür boyu mavi renkte gezmek zorunda kalmak dışında sağlığa zararlı bir durumu da yok. Çünkü yine gümüş sayesinde vücutta ne mikrop ne de toksin madde kalabiliyor. Bu mavi renk meselesi bu düzen efendilerince hastalıkmış gibi reklam edildi. İşin gerçeği budur üstadım. Yine ufak bir araştırmada göreceğiz ki bugün Çingene olarak bilinen Romenler 10binlerce yıldır gümüş suyu kullanırlar ve gümüş çatal, kaşık ve yemek tabaklarında yemeklerini yerler. Ne tesadüf ki hiç birinde ne bir hastalık var ne de bulaşıcı bir durum. (Gümüş suyunu araştıran bir doktorun HIV virüsünün şuanki tek çözümünün yine gümüş suyu + kral suyunu kullanmaktan geçtiğini yazdığını biliyorum. Gel gelelim bu doktor bu makalesinden birkaç ay sonra trafik kazasında öldü/öldürüldü) Durum gerçek manada budur. Saygılarımla bilgilerinize arz ederim URUMHAMATAHAYİL