Konu çok uzun zaman önce açılmış olsa da düşüncelerimizi buraya bırakma gereksinimi duydum. Buraya bu soruları sormadan evvel, bilinçsizce –rica ediyorum okuyorsanız hakaret olarak algılamayın- sormanız bir hata; bunun için evvela Kuran’ı okumanız gerekiyor, ki dikkatinizi celbederim, dinin –mevzubahis İslamiyet ise- ya da dinlerin diğer yapı taşlarını saymıyorum. Sözgelimi cennet ırmaklarından akan şarap! Güzel insan, bu dünya üzerindeki şarabın insanı sarhoş ettiğinden, algılarını ve duyularını geçici olarak körelttiğinden ve sonuç olarak insanı aciziyete sürüklediği için yasak olduğunu bilmiyor musun? Madem mantığınızla hareket ediyorsunuz, öyleyse sarhoş eden, insanı bilincini devre dışı bırakan bir şeyin iyi olduğunu söyleyemezsiniz herhalde. Ancak biraz araştırmış olsaydınız –İslam dinini ele alıyorum- benim dinimdeki o şarap akan nehirlerde sarhoş edici bir özellik bulunmadığını görürdünüz, sebebi budur… Ve şunu da düşünmenizi öneririm… Yaratan yaratılmıştır diyorsunuz; ancak bu mevzu daha değil kâinatı, yaşadığımız şu dünyanın ancak belirli bir kısmını anlayabilmiş insanoğlunun kullandığı bir kalıp, bir varsayım. Tanrı’nın tanrı olmasının sebebinin insanlar gibi özelliklere sahip olmadığı ve onlar gibi yaratılmadığı için olduğunu bilmiyor musunuz? Neden sadece bizim lügatımız, düşünce tarzımız ve kalıplarımızla hareket ediyorsunuz? Hangi kitapları okudunuz da bu kadar etkilendiniz? Dünyadaki tüm dinleri araştırıp, derinliklerine dalıp, tüm düşünce ve fikirleri tarttınız mı da cennet-cehennem, dinlerin bizi sömürme biçimini gündeme getiriyorsunuz? Din sizin tam olarak neyinizi sömürüyor? Sizi ahlaka davet ederek, insanlara kötülük yapmayı yasak ederek mi sömürüyor? Yoksa bilimsel olarak da test edilmiş ve kanıtlanmış olan ve yalnızca hareketlerini göz önünde bulundurursak namaz gibi sağlığa yararlı olan bir ibadet şekli mi sömürüyor pek değerli vaktinizi? İnsanları öldürmemeliyiz, sözüne din gerekmez bunun için diyorsunuz. E peki siz doğduğunuzda size her şeyi öğreten ebeveynleriniz, onlar doğduğunda onları eğiten ebeveynleri diye uzar gider bu zincir… Peki ilk insan daha hiçbir şey bilmeden nasıl mantık yürütebiliyordu acaba? Kötülüğün kötülük olmadığını bilmeden neyin bilincinde olacaktı? Siz size öğretilmese kaleme masa da diyebilirdiniz sözgelimi… Ha sezgiler diyorsanız orası başka, ancak sezgiler sizi nereye kadar götürebilir? Elbette ehemmiyetleri büyük ancak bir şey öğrenmek isterken o şeyin ilhamla içinize mi doğacağını düşünüyorsunuz? Ayrıca tanrı öldü, cümlelerine de naçizane karşı çıkmak mecburiyetindeyim. Niye kendi özelliklerinize göre Tanrı'yı yargılıyorsunuz? Siz ölüyorsunuz diye onun ölebileceğini nereden çıkardınız? Tanrı kavramını gerçekten bildiğinize emin misiniz? Okuduğunuz kitaptan yola çıkarak şunu söylüyorum: Bu yargılara yalnızca birkaç ya da yalnızca onlarca kitap okuyarak varmak sizce de mantıksız ve amatörce değil mi?
Köle kılmak kavramına sizce de fazla yüklenmemiş misiniz? Konu ilk olarak İslam’dan açıldığı için örnek veriyorum: Siz kendinizi aşağılık görüyorsanız tabii ki ibadet etme fikrine kibirle yaklaşıp birine köle olma sıfatını kullanabilirsiniz ama ben silah zoruyla namaz kıldırılıp bir kimsenin zorla Allah’ı düşündürülerek diz çöktürüldüğünü görmedim… Köle kelimesinin anlamına bir daha bakmanızı yine naçizane öneririm. İlahiyatçıların zayıflığı kısmına da katılmıyorum… Çokluğunun hayal edemeyeceği kadar bilgi birikimi olan insanların ve bazıları arayış içinde olan bu kimselerin bu kadar kolay yargılanması size de haksızlık gibi gelmiyor mu? Ve sizin de dediğiniz gibi ‘’hiçbir şeyin bir yaratıcı olmadan yaratılamayacağıydı’’ biz insanlar için yine sizin dediğiniz gibi bu yalnızca bir ‘’tez.’’ Bunu ''biz'' savunuyoruz...
Ben bilgi birikimine sahip bir insan değilim, sadece sizin gibi çok düşünen ve yukarıda da gördüğünüz gibi çok soru soran bir insanım ve yukarı da yazdıklarım yalnızca düşüncelerinize karşı görüşlerimdir... Ne yazık ki bazı cevaplar ''var'' denilebilecek kadar doyurucu değil, bazılarının hiç cevabı yok. Sorular cevaplardan daha önemli bir hale geldi, bu soruları kendinize sorduğunuz için sizi tebrik ediyorum ancak bu kanılara varabilmek ve arkasında bu denli güçlü kuvvetli durabilmek için yazık ki yılların emeği ve her bir yılın bilgiyle, araştırmayla dolup taşması gerekiyor. Sezgilerinizi ve mantığınızı burada kullandınız, şimdi sıra araştırmak, öğrenmek ve bir şeyleri dinlemek de… Sevgiyle ve sağlıkla kalın!