Niyetlerin tezahürü

Ben ona Bahtsız Bedevi sendromu diyorum.. Bizler imkansızlıktan, aksiliklerden dolayı dişimiz tırnağımızla uğraşırken iyi bir şeyler olsun diye, bir de kolaylıkla bizim istediğimiz şeylere ulaşanlara seyirci oluyoruz.. kötü bir şaka gibi.. ben çok yaşadım 😐
Ama buna üzülmek değil de durumun tuhaflığına dikkat çekmek istedim..Başka insanların da başına geliyor..Nedenini merak ediyorum...Bir enerji mi yayıyoruz acaba?😂
 
Niyetlerin tezahürü sorusu aklıma başka bir soruyu getiriyor..Daha önce diğer insanların da şikayet ettiği bir tezahür durumundan bahsedeceğim...Hatta örneklerle daha iyi açıklayabilirim...Mesela biz kendimiz için bir dilekte bulunuyoruz ya da niyet,amaç diyelim....Kedi beslemek istiyorum diyelim....Çevremdeki herkes ''ben hariç''kedi beslemeye başlıyor...Ya da çocuk sahibi olmak istiyor bir kişi...O hariç çevresinde herkes hamile kalıyor....Bazı dönemler sizin istedikleriniz sürekli size seyrettirildi mi?Mesela içinizden İspanyolca kursuna gitmek istiyorsunuz,tanıdığınız kişiler sizden önce kursa yazılmaya koşuyor...İsteyen herkes kendisi geliştirsin ya da hayvan baksın ya da anne olsun ama garip değil mi?Hiç bu şekilde istekleriniz size seyrettirildi mi?Bunun da bir sistemi,adı var mı?Algıda seçicilikten bahsetmiyorum,onu da belirteyim...
Bu durum var. Hatta yaygın. Tezahürünüz güçlü ancak kendinize haketme bilinci tanımadığınız zaman ortaya çıkar. Yani bilinçaltınız bu durumu çeker ama siz layık değilsiniz diye sizi sekip görebileceğiniz başka yere. O zaman karşıda görünce şükrederek sıradaki benim derseniz kurtulursunuz. Ama kıskanarak neden ben deģilim derseniz karşıda görmeye devam edeceksiniz
 
Bu durum var. Hatta yaygın. Tezahürünüz güçlü ancak kendinize haketme bilinci tanımadığınız zaman ortaya çıkar. Yani bilinçaltınız bu durumu çeker ama siz layık değilsiniz diye sizi sekip görebileceğiniz başka yere. O zaman karşıda görünce şükrederek sıradaki benim derseniz kurtulursunuz. Ama kıskanarak neden ben deģilim derseniz karşıda görmeye devam edeceksiniz
Farkında değilim ama kıskançlık oluyorsa özenme ,imrenme şeklinde olduğunu sanıyoruzdur belki...Bu soruyu sorarken ''kıskançlık''cevabının da gelebileceğini düşündüm...Ama başka sebepleri de olmalı...Yorumunuz için çok teşekkür ederim..
 
Bu durum var. Hatta yaygın. Tezahürünüz güçlü ancak kendinize haketme bilinci tanımadığınız zaman ortaya çıkar. Yani bilinçaltınız bu durumu çeker ama siz layık değilsiniz diye sizi sekip görebileceğiniz başka yere. O zaman karşıda görünce şükrederek sıradaki benim derseniz kurtulursunuz. Ama kıskanarak neden ben deģilim derseniz karşıda görmeye devam edeceksiniz
Bende kıskançlık olmuyor ama hiç hak etmediğini bildiğim kişilerde olunca bir rahatsızlık hissediyorum. Mesela kadının düzgün kocası var, abartı bir sorunu yok, her şey iyi giderken sırf macera yaşamak için aldatıyor, kocası fazla harcama yapıyorsun diye uyardığında başkasıyla yatmakla tehdit edeni bile duymuştum. İster istemez bunların bile ailesi var diyorum 😕
 
Bende kıskançlık olmuyor ama hiç hak etmediğini bildiğim kişilerde olunca bir rahatsızlık hissediyorum. Mesela kadının düzgün kocası var, abartı bir sorunu yok, her şey iyi giderken sırf macera yaşamak için aldatıyor, kocası fazla harcama yapıyorsun diye uyardığında başkasıyla yatmakla tehdit edeni bile duymuştum. İster istemez bunların bile ailesi var diyorum 😕
Düzgün ailesi olduğu halde kocasını yada kocasının ailesini erkek çalışanına şikayet eden tipleri görünce, yada ailesi olduğu halde macera, eğlence, lüks hevesi için çocukları kocayı ortada bırakıp kaçanları görünce noluyor diyorum ister istemez..
 
Kıskançlık kötü olduğu için ön bilinç elbette bunu ayıp olacağından dolayı kabullenmeyerek gıpta veya özenme gibi yorumlayabilir ama amaç aslında kıskandığını görmek. Kıskançlık yetersizlik bilincinin duygusu. Sistem niyetini sana vermek için bu düşük yetersizlik frekansını değiştirmeni bekliyor
 
Bu durum var. Hatta yaygın. Tezahürünüz güçlü ancak kendinize haketme bilinci tanımadığınız zaman ortaya çıkar. Yani bilinçaltınız bu durumu çeker ama siz layık değilsiniz diye sizi sekip görebileceğiniz başka yere. O zaman karşıda görünce şükrederek sıradaki benim derseniz kurtulursunuz. Ama kıskanarak neden ben deģilim derseniz karşıda görmeye devam edeceksiniz
Farklı bakış açısı ile değerlendiğimizde işyeri üzerinden örnek vereceğim.
Ahmet çok çalışkan kendi işini yapıyor işini bitiremeyen Mehmet e yardım ediyor ama patron Mehmete aferin işi tamamladın terfi aldın diyor. Peki patron iki kişinin işini en iyi şekilde yapmasına rağmen Mehmet i terfi ettirmiyor. Çünkü Mehmet te nazar enerjisi var nazar enerjisi duvar ördüğü için Ahmete terfi veriyor. Övgüler Ahmete gidiyor.

Yani nazardan dolayı duvar olduğu için almamız gerekenleri çevremizdekiler alıyor
 
Çakralara dikkat ettiysek, dar alandan geniş alana doğru açılımlanırlar.

Kök çakra dünyadır. Dünyalıktır.
Taç çakraya geldiğimizde kainatın tamamı ruhun uçsuz bucaksız ruhani aydınlanma alemidir.


Çakralar dar alandan geniş alana doğru bir katalizör olarak yükselirler, her üstteki çakra bir alttakini katalize ederek yükseltir ve genişletir.. Bu konumlanmada ise zihin 3. çakra iken, kalp 4. çakrada yer alır.

Bir şeyi zihinsellik odaklı istemek daha dar ve kısır bir alana yayılacak kullanım sunarken, kalple istemek kullanım ve etkileşim alanına sevgi ve tatmin de getirecek tamamlayıcı yan faktörleri de kazandıracaktır.

***

Zihni iyi anlamak lazım. Zihin açıklığı dileriz Allahtan çoğu zaman. Zihin aslında tek başına ele alınırsa yardımcı bir yapay zekadır. Yani otomatik ezberlerimizdir. Zihnimizin ezberlerini işletirken, kalp te ona her seferinde doğaçlama ve can kattığı için rutinlerimizi aslında kalbi duygularımız keyifli hale gelir. Kitap okumak zihninin sana bir hatırlatmasıdır. Otomatik bir tekrardır. Ama kitabi eline alıp satırlara daldığın anda kalbi duyguların ve daha üst çakralarının destekleri devreye girer.


Zihnin zihin olarak kavramak önemlidir. Materyalistler ve tanrı tanımazlar genellikle zihinsellikte kalmış ve üst boyutlara çıkamayan insanlardır. Bu da onların bu gibi new age akımlarından istifade edememelerini hatta maneviyatı aptalca bulmalarını sağlar.

Kendileri aptaldırlar der ayet.
Konu biraz dağılacak ama geçenlerde alakasız bir şey okurken maji ile uğraşanlar da ve parapsikoloji ile ilgilenenlerde sakral çakra problemleri olur yazıyordu. Neden sakral çakra ?
 
Niyetlerin tezahürü sorusu aklıma başka bir soruyu getiriyor..Daha önce diğer insanların da şikayet ettiği bir tezahür durumundan bahsedeceğim...Hatta örneklerle daha iyi açıklayabilirim...Mesela biz kendimiz için bir dilekte bulunuyoruz ya da niyet,amaç diyelim....Kedi beslemek istiyorum diyelim....Çevremdeki herkes ''ben hariç''kedi beslemeye başlıyor...Ya da çocuk sahibi olmak istiyor bir kişi...O hariç çevresinde herkes hamile kalıyor....Bazı dönemler sizin istedikleriniz sürekli size seyrettirildi mi?Mesela içinizden İspanyolca kursuna gitmek istiyorsunuz,tanıdığınız kişiler sizden önce kursa yazılmaya koşuyor...İsteyen herkes kendisi geliştirsin ya da hayvan baksın ya da anne olsun ama garip değil mi?Hiç bu şekilde istekleriniz size seyrettirildi mi?Bunun da bir sistemi,adı var mı?Algıda seçicilikten bahsetmiyorum,onu da belirteyim...
Benim 20 li yaslarim tam olarak böyleydi herkes yaşamaya gelmiş ben onları izlemeye gelmişim gibi. Hangi ise girsem aynı bölümden mezun arkadaşlarımdan daha zor iş yapıyor daha az kazaniyordum. Bir sevgilim vardı ama ilişki bir türlü ciddi boyuta geçmiyordu. Kazandığım parayla ne doğru dürüst tatil yapabiliyordum ne de eğlenebiliyordum. O yıllara asla dönmek istemem.
Sonra tek bir şey değişti hayatımda herşeyden o kadar sıkıldım ki sevgilime sen yoluna ben yoluma dedim. Gitseydi bir kaç gün üzülür sonra devam ederdim bir beklentim yoktu artık çünkü. Evlenelim dedi halen evliyiz.
Evlendikten kısa bir süre sonra işimi bıraktım kariyer falan umurumda değil dedim. Biraz işsiz ve parasiz kaldım tabi ama sonra bambaşka işler yaparken buldum kendimi. Bu arada arkadaşlarımla kiyaslamayi bıraktım, pek çoğu çok iyi konumlarda çok iyi paralar kazaniyordur eminim ama beni ilgilendirmiyor. Çünkü o onların hayatı. Ben onlar degilim benim ruhum dünyam farklı. Bana tuhaf dediklerine kaçık dediklerine de eminim ama umurumda değil. Kıyas yapmayı bırakınca izlemeyi de bırakıyorsun. Bazen iyi bazen zor kendi hayatını yaşamaya başlıyorsun günahıyla sevabıyla. ,@cathrine bana hayat hikayemi anlattirdin.😍
Bu kadar yazının özeti kıyaslama izleme . Izledikçe izleyici olursun. Ego bu illa ki durter rahatsız eder kaçış yok ama duygunun farkına varmak egoyu susturuyor.
 
Normalde dua tavsiyesi vermem Felak, Nas, Ayetel Kürsi ve Fatiha haricinde.

Ama dip akıntımızdaki darboğazı çözen bir dua tavsiye ediyorum, nokta atışı bir dua, yaşamın güzelliklerini haketmeme ve layık olamama hislerine hitap eden ve özümsendiği taktirde tüm kapıları kilitlediğimiz yerden açan bir dua :


"La ilahe illa ente subhabeke inni küntü minezzalimin"


Bu duanın bir hikayesi, geçmişi, yaşanmışlıklar üzerinden tescilli olan ve kişinin ulaşamadığı derin benliğinde yatan tüm sıkıntıların ana kaynağına nuru ulaştıran bir yönü var. Kendi kul hakkını kendine iade etmen için gereken tertip ve farkındalığa gelebilmenin yoğun talebi var bu duada.


Şimdi uzun gider methiyeler düzmek ama sonraki aşamada konuşuruz duanın altlıklarını.
 
Son düzenleme:
Benim 20 li yaslarim tam olarak böyleydi herkes yaşamaya gelmiş ben onları izlemeye gelmişim gibi. Hangi ise girsem aynı bölümden mezun arkadaşlarımdan daha zor iş yapıyor daha az kazaniyordum. Bir sevgilim vardı ama ilişki bir türlü ciddi boyuta geçmiyordu. Kazandığım parayla ne doğru dürüst tatil yapabiliyordum ne de eğlenebiliyordum. O yıllara asla dönmek istemem.
Sonra tek bir şey değişti hayatımda herşeyden o kadar sıkıldım ki sevgilime sen yoluna ben yoluma dedim. Gitseydi bir kaç gün üzülür sonra devam ederdim bir beklentim yoktu artık çünkü. Evlenelim dedi halen evliyiz.
Evlendikten kısa bir süre sonra işimi bıraktım kariyer falan umurumda değil dedim. Biraz işsiz ve parasiz kaldım tabi ama sonra bambaşka işler yaparken buldum kendimi. Bu arada arkadaşlarımla kiyaslamayi bıraktım, pek çoğu çok iyi konumlarda çok iyi paralar kazaniyordur eminim ama beni ilgilendirmiyor. Çünkü o onların hayatı. Ben onlar degilim benim ruhum dünyam farklı. Bana tuhaf dediklerine kaçık dediklerine de eminim ama umurumda değil. Kıyas yapmayı bırakınca izlemeyi de bırakıyorsun. Bazen iyi bazen zor kendi hayatını yaşamaya başlıyorsun günahıyla sevabıyla. ,@cathrine bana hayat hikayemi anlattirdin.😍
Bu kadar yazının özeti kıyaslama izleme . Izledikçe izleyici olursun. Ego bu illa ki durter rahatsız eder kaçış yok ama duygunun farkına varmak egoyu susturuyor
Yorumunuz için çoook teşekkür ederim....Anlattıklarınız yaşadıklarıma ışık tuttu....Bunları toparlayıp yazdınız,emeğinize sağlık:love:
 
Farklı bakış açısı ile değerlendiğimizde işyeri üzerinden örnek vereceğim.
Ahmet çok çalışkan kendi işini yapıyor işini bitiremeyen Mehmet e yardım ediyor ama patron Mehmete aferin işi tamamladın terfi aldın diyor. Peki patron iki kişinin işini en iyi şekilde yapmasına rağmen Mehmet i terfi ettirmiyor. Çünkü Mehmet te nazar enerjisi var nazar enerjisi duvar ördüğü için Ahmete terfi veriyor. Övgüler Ahmete gidiyor.

Yani nazardan dolayı duvar olduğu için almamız gerekenleri çevremizdekiler alıyor
Normalde dua tavsiyesi vermem Felak, Nas, Ayetel Kürsi ve Fatiha haricinde.

Ama dip akıntımızdaki darboğazı çözen bir dua tavsiye ediyorum, nokta atışı bir dua, yaşamın güzelliklerini haketmeme ve layık olamama hislerine hitap eden ve özümsendiği taktirde tüm kapıları kilitlediğimiz yerden açan bir dua :


"La ilahe illa ente subhabeke inni küntü minezzalimin"


Bu duanın bir hikayesi, geçmişi, yaşanmışlıklar üzerinden tescilli olan ve kişinin ulaşamadığı derin benliğinde yatan tüm sıkıntıların ana kaynağına nuru ulaştıran bir yönü var. Kendi kul hakkını kendine iade etmen için gereken tertip ve farkındalığa gelebilmenin yoğun talebi var bu duada.


Şimdi uzun gider methiyeler düzmek ama sonraki aşamada konuşuruz duanın altlıklarını.
Ama birde o duygu ile yüzleşmek gerekiyor. O duyguyla yüzleşince iliklerine kadar tekrar o anı yaşayıp eteklerindeki taşları döküp hesapları kapatınca o duygunun negatif etkileri de üzerinden gidiyor.....
Hepinize yorum yaptığınız ve cevapladığınız için binlerce kere teşekkür ederim....Bu cevaplarla içimden geçenleri biraz olsun çözmeye,derine inmeye ve yüzleşmeye başlıyorum...Cevaplarınızın ne kadar değerli olduğunu bilmeniz için yazıyorum...Herşeyi okuyup idrak etmek zor olabilir ama bazen çok işe yarıyor,en azından bazı açılımlar yaşamaya başlıyorum ve hayatımda etkilerini de görüyorum...O yüzden burada soru sormayı,konu açmayı önemli görüyorum ve diğer tereddüt eden arkadaşlarıma da öneriyorum....Aklınızda dönüp duran soruları burada paylaştığınız zaman gerçekten değişim dönüşüm yaşama olasılığınız artıyor....Hepinize tekrar tekrar şükranlarımı sunarım,iyi ki varsınız hepiniz:love:
 
Şimdiki zamanı da vermişsin. Hezimete uğratmak üzere bol bol düzenli aralıklarla düşman çekersin. Bu olumSUZlamayla hiç düşmansız kalmazsın 😀
Zaman geçinde bu cevabı ve Sonraki mesajınızı bu gün tecrübe ederek daha iyi anladım. En azından tesellim düşmanlarımın hezimete uğradığını anladım. Artık banasalça olmaya cüret edemez. Zaten madde dünyasına tezahürüyakında tecelli eder.
 
Niyetlerin tezahürü sorusu aklıma başka bir soruyu getiriyor..Daha önce diğer insanların da şikayet ettiği bir tezahür durumundan bahsedeceğim...Hatta örneklerle daha iyi açıklayabilirim...Mesela biz kendimiz için bir dilekte bulunuyoruz ya da niyet,amaç diyelim....Kedi beslemek istiyorum diyelim....Çevremdeki herkes ''ben hariç''kedi beslemeye başlıyor...Ya da çocuk sahibi olmak istiyor bir kişi...O hariç çevresinde herkes hamile kalıyor....Bazı dönemler sizin istedikleriniz sürekli size seyrettirildi mi?Mesela içinizden İspanyolca kursuna gitmek istiyorsunuz,tanıdığınız kişiler sizden önce kursa yazılmaya koşuyor...İsteyen herkes kendisi geliştirsin ya da hayvan baksın ya da anne olsun ama garip değil mi?Hiç bu şekilde istekleriniz size seyrettirildi mi?Bunun da bir sistemi,adı var mı?Algıda seçicilikten bahsetmiyorum,onu da belirteyim...
bu söylediğiniz şeyi bir kitapta ya da bir yazıda okumuştum. eğer istediğiniz bir şeyi bu dünyada yaşayan insanları görüyorsanız siz de paralel evreninizde onu yaşıyorsunuz demektir diyordu. yani o kısmı net hatırlamıyorum ama senin sorunun net cevabı orda vardı. yani paralel evrendeki yaşamınla alakalı bir açıklaması vardı bu sorduğun sorunun keşke bulabilseydim ama yine de bu yoldan gidersen bişeyler bulabilirsin belki.
 
Dünyevi istekler de aslında o kodları bulalım diye verilmiş ödüller. O yüzden onları da küçümsememeliyiz. Bir şeyi istemek ruhumuzda ona engel koyan kirli şeyi temizlemeye yarar. İsteğe ulaşmak da test sonucu, temizliğin başarısını gözlemlemek olur. Bu da şükür seviyesidir.
Zaten olmuş hissiyle imgelemek (ki o noktada zorlanılır) şükür ifade eder. Çünku zaman yok ve belki dibimizdeki isteğin tek eksiģi oradaki şükür. Şükürleri baltalayansa şüphe ve güvensizlik
"Bir şeyi istemek ruhumuzda ona engel koyan kirli şeyi temizlemeye yarar. "
bu cümlenin diğer bir açıdan bakılırsa anlamı, aslında Allah bize bir şeyi verecek ama aradaki engeli kaldırmak için mi istek duygusu veriyor? böyle mi anlamalıyız acaba. yani isteklerimiz zaten verildi gibi bir anlamsa eğer ne harika bi sonuç çıkıyor 🙃
 
@Retro ama bir yerden sonra zaten olmuyor. Yani falanca iş yerini olduğu gibi düşünürken bile bilinçaltı kalıplarında oraya layık olmamak varsa bir süre sonra hayaline o işyerindeki kötü bir patron karışabiliyor farkedilmeden hatta. Bir memnuniyetsiz duygu araya karışıyor. Bu da ya komple bloklatıyor ya da öyle bir yere gidip memnun kalmayacak seylerle, yani niyette hissedilmiş olan negatif duygunun aynısıyla karşılaşmakla sonlanıyor
işte sır burda ya, işte layık olmama hissini aşabilmek. bunu aşan insanlar için çok şey mümkün olabiliyor. ben de burada tıkanıp kalıyorum.
içimize isteklerimiz ile ilgili negatif duyguların yerleşmesinin sebebi de bu layık olmadığını bilinçli ya da bilinçaltından hissetmekten geçiyor.
bunu öyle basit olumlama cümleleri ile aşamıyorsun. bunu direkt bilinçaltını etkileyecek şeylerle ancak aşabiliriz. bunun da ancak yaratıcının gücü ile ya da ona ait araçlarla aşabileceğimizi düşünüyorum.
belki arınmak, belki şükür, belki frekansını yükselterek. birçok yolu var yok değil.
ama evet oldu kısmına geçmenin yolu nedir bilen var mıdır, ya da öyle bir yol belki de hiç yoktur : (
 
ama evet oldu kısmına geçmenin yolu nedir bilen var mıdır, ya da öyle bir yol belki de hiç yoktur : (

Bir şeyin olacağı varsa "evet oldu" kısmı sana kolay gelir. Çünkü levhi mahvuzdan çıkmıştır artık ve sinerjisini hissedersin.
Bir şeyin olacağı yoksa "evet oldu" kısmı sana zor gelir. Çünkü olmayacağını sezersin ve psişik olarak oldurtmakta zorlanırsın. Esasında bunun senin kozmik kapasiten belirler.

Olmayanı oldurtmak, zeminin elverişli ise çok kolay olur. Zeminin uygun değilse evren sana yine bu şansı verir ama önce doğru zeminini oluşturarak seni bir değişime yönlendirir. Bu değişimi kucaklayamayacak bir halde kalmayı seçersen de dileklerini sürdürebilecek ilhamların da serini sevmeyen bir bitki gibi kökten kesilmeye başlar.

Gerçekleşen tüm dileklerimiz aslında doğru maddi-manevi zemini oluşmasının ve sürdürülebilirliğine emin olmanın bir sonucudur. Dua, dilekleri gerçekleştirmez, dua dilekleri gerçekleştiren iklimin şartlarını sana sağlamaya başlar. Dileklerinin gerçekleşmesi için uzun süre istemek işte bu yüzden çok önemlidir. Çünkü altyapısal özelliklerinin ve ikliminin dileklerini karşılayamadığını ancak gecikme dolayısı ile anlayabilirsin. Bu gecikme ise aslında seni en uygun tarihe hazırlamak için gerekli olan nizami bir değişim fırsatıdır. Bunu ilimle anlayamazsan hiç bir şekilde anlayamazsın ve sırların özünü ıskalarsın.

Yani mucizelere inanmak bile bir ilme ve akl-ı selimin kıstaslarına sadık kalmakla gerçekleşir.
 
Son düzenleme:
Bir şeyin olacağı varsa "evet oldu" kısmı sana kolay gelir. Çünkü levhi mahvuzdan çıkmıştır artık ve sinerjisini hissedersin.
Bir şeyin olacağı yoksa "evet oldu" kısmı sana zor gelir. Çünkü olmayacağını sezersin ve psişik olarak oldurtmakta zorlanırsın. Esasında bunun senin kozmik kapasiten belirler.

Olmayanı oldurtmak, zeminin elverişli ise çok kolay olur. Zeminin uygun değilse evren sana yine bu şansı verir ama önce doğru zeminini oluşturarak seni bir değişime yönlendirir. Bu değişimi kucaklayamayacak bir halde kalmayı seçersen de dileklerini sürdürebilecek ilhamların da serini sevmeyen bir bitki gibi kökten kesilmeye başlar.

Gerçekleşen tüm dileklerimiz aslında doğru maddi-manevi zemini oluşmasının ve sürdürülebilirliğine emin olmanın bir sonucudur. Dua, dilekleri gerçekleştirmez, dua dilekleri gerçekleştiren iklimin şartlarını sana sağlamaya başlar. Dileklerinin gerçekleşmesi için uzun süre istemek işte bu yüzden çok önemlidir. Çünkü altyapısal özelliklerinin ve ikliminin dileklerini karşılayamadığını ancak gecikme dolayısı ile anlayabilirsin. Bu gecikme ise aslında seni en uygun tarihe hazırlamak için gerekli olan nizami bir değişim fırsatıdır. Bunu ilimle anlayamazsan hiç bir şekilde anlayamazsın ve sırların özünü ıskalarsın.

Yani mucizelere inanmak bile bir ilme ve akl-ı selimin kıstaslarına sadık kalmakla gerçekleşir.
Olmayanı oldurtmak, zeminin elverişli ise çok kolay olur.
demişsin ya, duanın kabulüne inanç noktasında ancak bana zor gelir, yoksa malum Allah ol deyince şartlar öyle bir oluşur ki zorluk kalmaz, hatta zekeriya as ın duasının kabulünde ayette geçiyor, sorunca nasıl olacak diye Allah da seni ilk yaratana hiçbir şey zor gelmez diyor. yani aslında Allah dua nasıl edilir, nasıl inanç oluşturulur hepsinde bize örnekler vermiş. evet o bir peygamber olabilir ama en nihayetinde kuran bize de indi.
bu zemin hazırlama olayına çok katılmak istemiyorum ya, maalesef çok pozitif açılmalar yapmıyor bende, o ancak bizim inancımızla alakalı bize negatiflik çıkarabilir onun dışında kabulüne inandığın noktada zemin her zaman hazır sonuçta. bunu sen de biliyorsun, diğer yazdıklarınla bu yazdığın çelişiyor o zaman retrocuğum : )
ama şuna kesinlikle katılıyorum. en nihayetin Allahın da bir şeye ol demesinden sonra malum yasalara göre biz insanların dünyasında tezahür etmesi için bir oluş sürecine girmesi elbette gerekir. belki senin bahsettiğin o zemin de oluş sürecidir.
belki de tüm isteklerimiz veriliyordur sadece o oluş sürecini sabır ve şükür ile bekleyenler isteklerine kavuşuyordur
 
Geri
Üst