Kısmetsizlik Şans Kapılarını Açar – El Fettah Esmasının Sırrı İlm-i Havvası

Ve zaruret oluştuğuna kanaat getirdikleri zaman okurlar.

Mesela şansı zaten yaver giden, hedeflerine genellikle varan birisinin bu esmaya başvurması ancak şükretme ve farkındalıkta kalmak için olmalıdır.

5000-10000 kere bu esmaya devam ederse șansı kapanabilir, devinimi durabilir, Esma onu engelleyebilir.

Zaten 10000 kere okumuyorken bile o fetih enerjisi onda akıyordu. İhaleleri alabiliyor, insanları etkileyebiliyordu. Üstüne bu esmaya ihtiyaç duyması kesinlikle belli bir büyümeden sonra gelen o kaybetme korkusunu (veya kapasitesinin doğal sınırlarına dayanması) yüzeye çıkarır ve bu sefer de iç farkındalığını göremezse kaybetme deneyimini fetheder. Bu da zenginliğin bir gizli parçasıdır aslında. Ve Esma ona daha büyük bir kazanç için önce tamamen herseyini yitirmesini ve ruhani zenginlikte kalması gerektiğini öğretmek için enerjisini safileștirmek isteyebilir. Korkular tüm esmaların bir üst seviyeye seni taşımasına engeldir çünkü. Ve ısrarla esmaya yüklenirsen, kesinlikle ilgili korkularınla yizlesirsin.

Fakat kaybetme deneyimi ile beraber, çok daha geniş çaplı ve vizyonel bir kazanma tılsımını yine de çağırmış olursun. Yeter ki bunu görebilecek basiretini o sıçrama halinde iken bile muhafaza etmiş ol.

Esmaların şakası olmaz yani. 10000 küsür kere okunan her Esma bir noktada mahrumiyet getirir ki, en düşük direnç eșiğinde iken bile o esmanın ozguveni ile yüklenerek büyüyebilesin. Sonrasında ise sarsılmaz dağlar gibi olan bir duruşun olur. Seni buna hazırlar aslında.


İnsanların çoğu maddi veya manevi durumlarındaki dalgalanmalara hatta gelgitlere karşı dayanıklı değillerdir. Stresi pek taşıyamazlar. O yüzden de bu Esma bir çok kişiyi derinden urpertebilir. Çünkü okudukça birșeyler geliyorum der.
 
Son düzenleme:
@Retro şöyleli birşey sorayım aklıma takılan fikrinizi öğrenmek istedim.Esmaları zikrediyorum bunu belli bir amaca yönelik yada değil belli bir amaca yönelik yaptığımda da hani sonucu olur yada olmaz. Bende, öyle okuyorum olsun diye bi bağlanma durumu yok.onu aştım daha doğrusu okurum olursa olur olmazsa takdir-i ilahi bu diğer isteklerim ve dualarım içinde böyledir.Lakin işlediğimiz bir takım müslümanlığa uymayan ve bunun bilince olduğumuz günahlar var bu okuduğumuz esmaları ne kadar etki eder? Hem zikir ediyorsun hemde dininin yasakladığı bir takım günahları kimseye zararımm yok günah kendi günahım diyorsun ( kul hakkı yada ona benzer bir günah olmadıktan sonra) böyle bi durumda esmaların etkisi azalır mı? ya da tutmaz mı ?
 
Lakin işlediğimiz bir takım müslümanlığa uymayan ve bunun bilince olduğumuz günahlar var bu okuduğumuz esmaları ne kadar etki eder?

Illa Etki eder ancak, duaya, zikre, niyete, arınmaya kesinlikle devam edilmelidir.

Ayet var : ölçüyü taşırsan da sakın Allahtan umudunu kesme, yoksa kâfir olursun diyor. Küfür İngilizce'ye "cover" olarak geçmiș. Yani üstünü örtmek, perdelenmek, ilişiği kesilmek demektir. Küfrün ayetteki tanımı da zaten hakikatin engellendiği, üstünün örtüldüğü durumlardır ki, evvela senin sezme ve içinde bulunduğun durumu farkedebilme kabiliyetinden götürür.


İnsan psikolojisinde hatta insanın beyin yapısında da ayriyetten tuzak bir motor davranış modeli vardır :

Bir şeyi tam yapamıyorsa o şeyin tüm unsurlarını temelden inkar etmeye çok meyillidir insan. İlk emareleri Çocukluktan gelir. Mesela kartlardan kule yaparken birazı yıkıldı mi sinirden tüm yaptıklarımızı da bozarız vs. Bu, anlık gelişen bir isyan dürtüsü ve özde yatan restleșme psikolojisidir. Bu damar ilerde de çok önemli roller oynayacaktır.

Iste Allah bu durumlar için kesinlikle uyanık olmamız ve bozuntuya vermememiz gerektiğini söylüyor. Günahlar asla duaların ve zikirlerin huzuruna engel olmamalıdır.

Tabi günahları meșrulaștırmak gibi de olmasın 🤣
 
:D Eeee yani zaten günahtan kastım sarhoşken namaz kılmak değildi ;) Daha duygusal ihtiyaçvari günahlar diyelim bilim buna günah da demiyor :D Anladın diye umuyorum ;)
İmam nikahı yaptır, bağlama yaptırcaklar bile nikah yaptırıyor, senin öyle bir durum da yok zaten evlenirsin sen O'nunla şimdiden alışsın ;)
 
İmam nikahı yaptır, bağlama yaptırcaklar bile nikah yaptırıyor, senin öyle bir durum da yok zaten evlenirsin sen O'nunla şimdiden alışsın
İsteyen yapabilir ama bana o tip bi düzen çok saçma geliyor 😬 evli desen evli değilsin bekar desen bekar değilsin 😂 Hangi kategoriye gireceğimizi şaşırıyoruz bi yere gidecek olurken 😁 @Keira bulursam sıkı bi açılım istesem olacak baya😉
 
iyi akşamlar konu ilgimi çekti ben kendi esmamı nasıl ogrenebiliirim oldukca yıldızım düşük nazara da çok geliyorum
Merhabalar @sarışıngirl biraz bilgin yoksa zor anlayabilirsin google den ebced hesaplama diye incelersen anne adın ve kendi adının sayılarını bul topla her esmanın sayısı var hangi esma en yakınsa senin adının esması odur.
 
Aynen katılıyorum, zaten esmanın ismi değil, duyusu çekilir. Duyusu sende yoksa ismen yaptığın tekrarlar ilk dakikadan itibaren mana kaybına uğrar ve kelimenin zihnindeki karşılığını dahi yitirerek aptallașırsın. Kendini aptal gibi hissedersin çünkü mekanizma devreye girmez ve bilinç altın sana bu işin saçmalığa doğru gittiğini, bu işe bir son vermen telkin eder.



Zikir çekmek aslında o özgün hisleri çekmektir. Çünkü anca hissettiğin şeyleri etrafına da hissettirebilirsin. Mizah enerjisi ile yüklü değilsen anlattığın fikraya da gülmezler mesela. Mizah enerjisi ile yüklü isen de Kemal Sunal gibi bir mimikle kitlenin enerjisini yükselterek onları gülme krizine sürükleyebilirsin. İşin sırrı herzaman yukendigin ve akmasına izin vermeyi öğrendiğin enerjilerdedir.

Sonuç itibari ile kullandığımız tüm sebepler, bilgiler, mizah araçları, yatırım araçları vs eğer enerji yollarımız açık ise istediğimiz o olumlu sonucu verir. Tüm işi esmaların sürekliliği sağlar eğer evren okumamızı Esmalar ekolü ile doğru anlayabildiysek. Esmaların salınım enerjisi kesildi mi, ne kadar profesyonel olduğunun bir önemi kalmıyor. Yıldızın kayabiliyor, gözden düşebiliyorsun. Gerileyebiliyorsun.
 
Son düzenleme:
Evet topluyorsun bulduğun değer tam oturuyorsa kaderinin enerjisi o minvalde dönüyor. Esma endexli olduğu için de mükemmelin en nadide formunu yakalaman kolaylașıyor.
ben kendi ismim ve annemin ismini topladım ebced değeri 304 yapıyor. maalesef tam oturan esma yok. peki en yakın esmayı çeksem etkisi olmaz mı?
 
ben kendi ismim ve annemin ismini topladım ebced değeri 304 yapıyor. maalesef tam oturan esma yok. peki en yakın esmayı çeksem etkisi olmaz mı?

Tam oturan esma olmak zorunda değil, yüzlerce isim var oturmayan. Tabi ki en yakın olana bakacaksın. Mesela bazı isimlerin ebcedi küçük oluyor. 15- 16 - 22- 27 vs. Bunların karesini alacaksın mesela. Büyük salınımdaki yerini de bulacaksın.

Ama şunu da söylemem lazım :
Hayatını ebcede göre yaşamayan kişi zaten bu işe girmese de olur.
 
Hayatını ebcede göre yaşamayan kişi zaten bu işe girmese de olur.

Fazla da zorlamayın derim kendinizi.

Eski elitler ve münevverler ebcede göre yaşardı çünkü. Biz dümdüz yaşıyoruz.


Mesela bir şiir yazarlardı ve şiirdeki, "Yarime kavuştum" mısrasına, ebced olarak bakıldığında, kavuştugu tarihi verecek şekilde bir kelime ve harf seçimi yaparak, rakamsal uzaydan da çarpıcı bir incelikte bulunurlardı.

Ya da işte bir kaside veya mani yazılırdı. Kişinin ismi doğrudan verilmezdi, ama her mısranın ebcedi atıyorum 128 olarak çıkardı. Böylece atıyorum adı Ayşen olan biri kendi ebded değerini her satırda bulurdu. O da tabi bakmak aklına gelirse. Elitlerdense yani.

Ya da şiirin içinde atıyorum hangi satira bakılması gerektiği de şiirin içinde bir yan anlam olarak üstü kapalı olarak verilirdi vs .. yani akıl içinde akıl dolu bir keşif koridoru hazirlanırdı.

Ayrıca ticarette de ebced kullanılırdı. Misal "Hayırlı işler bol satışlar olsun, yarın bir ara görüşelim" diye çeklilen bir telgrafın ebced değeri kişinin tahsil edeceği borcunun miktarına denk getirilirdi.

Kenahette bulunacaklar için de ebced harika bir kriptolama olanağı sağlardı.

Eskiler ebcedi kullanırdı çünkü bazı şeyler vardır ki açık açık konuşulduğunda fetih ve keşif özelliği de kalmaz. Bazı ince şeyler vardır ki damardan bir girer ve artık seni ele geçirir. Bunun da usulü ebcedi bir paralel ima olarak kullanmaktır.

Şimdi soralım kendimize : ebcedi hayatımızın hangi alanında kullanıyoruz ? Beynimiz ebced ile ne kadar senkronize bir motor döngüsüne sahip? Ne kadar antrenmanlıyız ve zihnen ne kadar sayılarla hizalanmış bir motival durumdayız ?

Cevap belli sanırım. SIFIR :D O halde sayıların uzayı ile atmayan kalpler için esmayı ebcede denk getirmek o kadar da destekleyici bir durum değil. Çünkü esmanın kendi özgür manasını gölgede bırakma tehlikesi doğar. Ehil olmayana ebced kaygısı gütmemesini, mananın kendisi ile bütünleşerek kendini bu yolla keşvetmesini tavsiye ederim.
 
Son düzenleme:
Fazla da zorlamayın derim kendinizi.

Eski elitler ve münevverler ebcede göre yaşardı çünkü. Biz dümdüz yaşıyoruz.


Mesela bir şiir yazarlardı ve şiirdeki, "Yarime kavuştum" mısrasına, ebced olarak bakıldığında, kavuştugu tarihi verecek şekilde bir kelime ve harf seçimi yaparak, rakamsal uzaydan da çarpıcı bir incelikte bulunurlardı.

Ya da işte bir kaside veya mani yazılırdı. Kişinin ismi doğrudan verilmezdi, ama her mısranın ebcedi atıyorum 128 olarak çıkardı. Böylece atıyorum adı Ayşen olan biri kendi ebded değerini her satırda bulurdu. O da tabi bakmak aklına gelirse. Elitlerdense yani.

Ya da şiirin içinde atıyorum hangi satira bakılması gerektiği de şiirin içinde bir yan anlam olarak üstü kapalı olarak verilirdi vs .. yani akıl içinde akıl dolu bir keşif koridoru hazirlanırdı.

Ayrıca ticarette de ebced kullanılırdı. Misal "Hayırlı işler bol satışlar olsun, yarın bir ara görüşelim" diye çeklilen bir telgrafın ebced değeri kişinin tahsil edeceği borcunun miktarına denk getirilirdi.

Kenahette bulunacaklar için de ebced harika bir kriptolama olanağı sağlardı.

Eskiler ebcedi kullanırdı çünkü bazı şeyler vardır ki açık açık konuşulduğunda fetih ve keşif özelliği de kalmaz. Bazı ince şeyler vardır ki damardan bir girer ve artık seni ele geçirir. Bunun da usulü ebcedi bir paralel ima olarak kullanmaktır.

Şimdi soralım kendimize : ebcedi hayatımızın hangi alanında kullanıyoruz ? Beynimiz ebced ile ne kadar senkronize bir motor beceriye sahip? Ne kadar antrenmanlıyız ve zihnen ne kadar sayılarla hizalanmış bir motival durumdayız ?

Cevap belli sanırım. SIFIR :D O halde sayıların uzayı ile çarpışmayan beyinler için esmayı ebcede denk getirmek o kadar da destekleyici bir durum değil. Çünkü esmanın kendi özgür manasını gölgede bırakma tehlikesi doğar. Ehil olmayana ebced kaygısı gütmemesini tavsiye ederim.
Bu durumda ebcedi hiç karıştırmadan sayı sekanslarıyla çalışmak daha pratik değil mi ayrıca esmaları da basit işlere alet etmemiş oluruz.
 
Bu durumda ebcedi hiç karıştırmadan sayı sekanslarıyla çalışmak daha pratik değil mi ayrıca esmaları da basit işlere alet etmemiş oluruz.

Evet.

Kuran indiği dönemde edebi ustalığı üzerinden de ayriyetten kısa sürede çok büyük bir yankı yaptı.

Hatta bazı bedeviler Allahı ve peygamberini inkar inkar etmeye devam etseler de, ayetlerin güzelliğini itiraf etmeye başladılar.

"Ben edebiyatın kendisini sevdim, hayranlığım senin ilahına değil, belagatın kendisinedir" diyenler bile oldu 😃

Nuh diyip Peygamber dememek tabiri o dönemde de karşılık buldu yani. Ak deyip beyaz dememek çok akıllıca bir duruş, tam dahilere göre. Xd

İşte edebi yönden herkese meydan okuyan Kuran nasıl ki dönemin şairlerini çaresiz bıraktıysa, dönemin ebcetçi gizemcilerini de çaresiz bıraktı. Hem de üstünden asırlar geçtikten sonra. Bir sürü tarih gizlidir ebdetlerde. Birsuru ebcetsel bağlantı vardır Kuranda. Neden? Çünkü devrin ebced takıntılı modasına bile meydan okudu Kuran. O halde ebcetle doğru bakmayı bilen göz için kıyamete kadarki tüm kadersel kirilmalarin tarihleri de gizlidir ayet aralarında diyebiliriz.

Yukarıda anlattım, şiirlerde ebcetler olurdu. Ebcedi de zeki olanlar ve kurgu kabiliyeti olanlar uyarlayabilirdi.

Allah ta, biz yaparsak işte böyle yaparız dercesine bir ebcet yoğunluğu saklamıştır ayet ayet. Orası ayrı bir ilim konusu.


Daha giriş seviyesi Kuran gereksinimlerini karşılayamayan, hatta açık emirleri bile boşlayan kişilerin ebcedine göre Esma çekmeye başlaması öyle zannediyorum ki biraz 3 kağıtçılığa kaçıyor 😀 e onun da bir getirisi olur.
 
Son düzenleme:
@Retro benzer bir soruya cevap vermişsin ama bunu da cevaplarsan sevinirim.
Kimlikteki ismim ile günlük hayatta kullandığım isimler farklı. Kimliktekini sadece işyerinde ve beni, kimliğimdeki ismimi görerek tanıyanlar kullanıyor. Bunun dıışnda aile içinde ve yakın çevremde kullandığım ismim annemin bana verdiği isim.
Şimdi; hangisine cevap veriyorsan onunla hesap yapacaksın demişsin ilk sayfada ama ben ikisine de cevap veriyorum. Annemin verdiğine daha yatkınım ve onu daha çok seviyorum. Hangisi üzerinden hesaplama yapmam daha doğru olur?
 
@Retro benzer bir soruya cevap vermişsin ama bunu da cevaplarsan sevinirim.
Kimlikteki ismim ile günlük hayatta kullandığım isimler farklı. Kimliktekini sadece işyerinde ve beni, kimliğimdeki ismimi görerek tanıyanlar kullanıyor. Bunun dıışnda aile içinde ve yakın çevremde kullandığım ismim annemin bana verdiği isim.
Şimdi; hangisine cevap veriyorsan onunla hesap yapacaksın demişsin ilk sayfada ama ben ikisine de cevap veriyorum. Annemin verdiğine daha yatkınım ve onu daha çok seviyorum. Hangisi üzerinden hesaplama yapmam daha doğru olur?

Daha güzel olan ismi seç. İsimlerde ilk bakılacak şey manasının pozitif olmasıdır. Negatif çağrısım yapan isimlerden kaçınmak gerek.
Peygamberlik icraatlarından biri de güzel olmayan isimlerin tez vakitte değiştirilmesi ve itibarsızlaştırıcı lakapların şaka yollu bile olsa terkettirilmesi olmuştur. Çünkü lakaplar da enerji yüklerler. Tutumlu birine cimri diye lakap takmak, o kişi cimri olsa bile enerjiye iyice gömülmesi demek olur çünkü. Ya da korkak birine korkaklığını ima edecek bir lakap takmak o kişinin tekamül etmesini de zora sokar. Adeta korkaksın korkak kal demek olur. gibi. Lakaplara bile dikkat etmek gerek.


Uzun lafın kısası daha güzel bulduğun isim herzaman kafidir. Çok fazla üstünde durma.
 
@Retro bir şey daha soracağım, hesaplama sonucu 206 çıkıyor. Bu da El-Cebbar'a tekabül ediyor.
İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan...

Bende sıkıntı çoğu zaman ne istediğimi bilmemekte. Aradaki çatışmayı nasıl çözeceğim? Esmayı okudukça kendiliğinden çözülür mü?
 
Geri
Üst