Kaygı bozukluğu

Ölümden sonra sevap hanesinin açıklığından bahsediyorsun, bu fikre tutunmanın altında yatan ayet hangisi ? Neden takılı kaldığını daha iyi anlayabilmek için özellikle soruyorum.



Yasin 12:
Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de ardında bıraktıkları eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.

Önden gönderdikleri ayrı, eserleri ayrı. Eserleri ne peki? Ardında bıraktıkları. Ardında bıraktıklarına önden göderdikleri ile ortam hazırlamaları. Yani başta Evlatları. Evlatlarının ahlakları. Varsa travmaları. Varsa blokajları, Varsa nasipsizlikleri. Ya da vatana millete faydalı bir komutan, lider, alim, fikir önderi olmalarına öncül ortam hazırlamış olmaları.

Bu konu çok uzun ve teferruatlı bir konu. Hassas ta bir konu o yüzden bu konuyu iştahlı bir şekilde tartışmak gelmiyor içimden pek. Herkes dilediğini düşünebilir.

Ama her halükarda Kuran bizi sorumlu davranmaya teşvik ediyor. Kendimizden sonrası için bile sorumlu hissetmeliyiz.
 
Son düzenleme:
Soyunun hesabının peşine düşersen Retro'dan Adem'e yol çizersin. Atalarınla helalleşmeli ve iyi bir insan olmak için çabalamalısın. Bu kadar basit.

Soyun hesabının peşine düşmek başka, işlerin nasıl yürüdüğünün matematiğine uyanarak daha sorumlu hareket etmeyi öğrenmek başka şeylerdir. Doğru anlamak istersen kolayca anlayabilirsin bunu.

Dediğin doğru, atalarınla helalleşmelisin. Hatta ve hatta atalarının zulmettiği, zan altında bıraktığı, ahlarını aldığı, ölümlerinden önce beddua etme gereği duyan başka komşu atalardan gelen enerjilerle bile helalleşmelisin. Çünkü bu enerjiler senin başlangıç şartlarını oluştururlar. Ama bu helalleşme sandığın kadar kolay olsaydı tek celsede olurdu. Bu kadar basit dediğin şey aslında teorik olarak basit. Etme-bulma dünyası. E demek ki ha dedin mi olmuyor bu helalleşme ki insanlar bunun için bir pazar bile kurmuşlar. Aile dizimi artık derin tarama yapan bir sistem haline geldi.

Ben de diyorum ki, birşeylerin hesabını ince ince yapmak zaten çok yüksek bir matematik gerektirir, peşine düşersek içinden çıkamayız.

Bize düşen, yılan kendi kuyruğunu ısırana kadar pozitif karma yaratmaya ve bunu sonsuz düngüye ulaştırmaya devam etmektir. Tabi bunu idrak etmek başka, yürürlüğe koyacak özveride bulunmak başka şeylerdir.
 
Bazı şeylerin ne kadar fark yarattabilme potansiyelinin olduğunu anlamak için uçlardan düşünebilmek herzaman yeni idrak alanı da açacaktır.

Ben 5 tane cani seri katil evlat yetiştirsem, ben ölene kadar da o seri katiller hiç kimseyi fiilen öldürmemiş olsalar, bu durumda ben sadece kötü bir baba günahı yüklenerek ölmüş olurum. Ama ölümüm benim amel defterimin artık kapandığı anlamına gelmez. Çünkü ben eserlerimden de sorumlu kalmaya devam ederim. Ayet diyor bunu.

Ben öldükten sonra eğer o cani seri katil evlatlarım, hayatta karşılaştıkları her sorunu birilerini acımasızca öldürerek çözmeye çalışırlarsa, ben kabir hayatımdan ne kadar kötü başlangıçlar (eserler) bıraktığımı da çaresizce izlemekle yetinirim ve hesap günü için vereceğim hesapların altında daha da ezilmek zorunda kalacağımı anlamaya başlarım. Asıl aydınlanma ölümden sonraki şoklarla gelir. Çünkü perdeler bir anda düşer. Yasin suresi ölmeden önce ölün der. Yoksa hergün yeni bir davacın eklenebilir. Asıl suç her zaman suçu işleyenindir. Orada okeyiz. Ama evlatlarına doğuştan itibaren kaynaşan ve değişmesi çoğu zaman çok zor olan o kök inançları aşılayanlar her zaman pay sahibi olacaklardır.

Çünkü ayetin deyimi ile önden gönderdiklerim (başlangıç şartlarını bizzat oluşturduğum amellerden) ayrı, sonuçlarından ayrı mesul olurum. Bunlar yazılmaya devam eder. Kuran bunları hesapla demiyor. Bil ve sorumluluk hissederek yaşa diyor. Hesaplamak yazıcı meleklerin işi bizim değil.

Hatta belki de o 5 evladın bir trafik kazasında ölmesini bile dilerim kabir hayatımda. Çünkü hayatta işleyecekleri tüm suçların başlangıç şartlarından kısmen ve hükmen ben mesulüm. Allahın adaletinde benden bu kadar demek yok. Başlattıklarının Sonuçlarından da kısmen ve resmen mesulsün.
 
Son düzenleme:
Her koyun kendi bacağından asılır demek, aslında kendi merkezinde kalabil ki başrolün devam etsin demektir. Başkalarının merkezine fazla kayarak kendini ıskalama demektir. Ama ilimde ilerledikçe kendi merkezinden çıkarak bütünün işleyişi içinde bir seyri süluka kapılabilirsin. Ama geriye döndüğünde kendi merkezinde kalmanı daha da pekiştirmiş olmalısın. Bu böylerdir. Doğru ayardan kalmak gerekir.
 
Geri
Üst