Alevilik Nedir, Ne Değildir? ( Bildiklerimizi Paylaşalım Lütfen)

sevgili kasyopya ben zaten düşüncemi yazmışım insanları iyi ve kötü olarak algılayıp görmeliyiz.içki içen yada barlara giden insanları kötülemedim.arkadaş alevilerin yanlızca bu tarafını görüp yazmış. içen ibadet etmeyen vs..bende böyle yaşayan birsürü insan var demek istedim.ve bunun da bana göre ölçü olmadığını amacımızın aynı yollarımızın farklı olduğunu yazdım.sanırım yanlış anlaşıldım.sevgiler...
 
sevgili kasyopya ben zaten düşüncemi yazmışım insanları iyi ve kötü olarak algılayıp görmeliyiz.içki içen yada barlara giden insanları kötülemedim.arkadaş alevilerin yanlızca bu tarafını görüp yazmış. içen ibadet etmeyen vs..bende böyle yaşayan birsürü insan var demek istedim.ve bunun da bana göre ölçü olmadığını amacımızın aynı yollarımızın farklı olduğunu yazdım.sanırım yanlış anlaşıldım.sevgiler...
Sevgiler
....
 
Sayın kwanyin,
Alıntı yaparak yorumladığınız yazıda bence anlatılmak istenen şuydu;
alevi önderi diye bahsi geçen kişiler üzerine düşeni yapmadılar, göz boyadılar.Yaptıkları yanlış davranışlar sonucunda farklı anlamlar yüklenildi.Kimse içtğiyle yediğiyle yadırganmadı.Alevilikte yola girildiği zaman yapılacak ve yapılmayacak belli başlı hususlar vardır.Aksi yapıldığında o kişiler düşkün sayılır ve tabiri caiz ise alevi meclisine alınmazlar. Sayın Valentina'nin vurgulamak istediği buydu bence. Bahsettiği kişiler ayrıca "dede" sıfatına sahip kişilerdi.

Konun açılma amacı bilgi paylaşımında bulunmak lütfen kişileri değerlendirmeyelim.

buarada konu başlığını açan arkadaş alevi midir merak ettim?

Alevi soyundan geliyorum ancak alevilikte ,alevi sayılmak için şartlardan biri musayip (dünya-ahirette yol kardeşi) ile cem ayininde bulunmalı.Bu da henüz gerçekleştirmediklerimden ..
 
sayın kwanyin benim anlatmak istediğimi yazdığım yazıdan sadece bir kesit alarak anlayamazsınız
çünkü siz de biliyorsunuz. Ben dedeyim diyen yedi, yedi, yedi de yedi yani. Dedeyim dediler ibadet ettiler sonra içki masasına oturdular. Alevilik eğer bir inançsa bu inancı çok yıprattılar. Sonra ne oldu aleviler kuran nedir bilmez, sürekli alkol kullanırlar, eniğinden cücüğüne içerler. Ya ben etrafımdaki çoğu insandan alevileri yaratık gibi anlattıklarını duyuyorum. İslamiyetten ayrı olarak görürler tabii çünkü başa geçenler bu şekilde lanse ettirdiler aleviliği. Gerçek özü bilen yok ben inanmıyorum kalmadılar. Şimdikiler sadece politika peşinde. Sunnilerde aynı şekilde başlarındakiler yedikçe yedi.Hepsi aynı yani.
Kandırılmışlığımıza yazık...
ben aynı şeyi sunni görüşe sahip vatandaşlarımız için de olduğunu söylemiştim zaten Başından beri hangi soruya hangi cevabı getirdiğime bakarak okursanız asıl anlatmak isteidiğimi anlıyacağınızı umuyorum sevgiler
 
Aleviliği uzun yıllar hiç araştırma gereği duymadım.
Ancak son aylarda benim de bazı nedenlerle yollarım kesişti bu dinle.Öğrenme fırsatı buldum.
Sevginin,aşkın,adaletin dini benim tanıdığım alevilik. Çok güzel öğretileri var.
Merak eden herkesin araştırmasını isterim. Hiç olmazsa az çok herkese katabileceği şeyler var.
Ben keşke daha önce merak edip araştırsaydım diyorum.
Şöyledir böyledir diye anlatmak istemiyorum.
Alevi olmayan biri olarak alevilerin adına konuşmam saygısızlık olacaktır.
Tek birşey diyebilirim. Araştırılırsa kişiye faydası olabilir.
Ayrıca doğru bir kaynaktan öğrenmek en güzelidir.
Her konuda bilgiyi en temiz ve sağlam kaynaktan almak iyidir.
Bulabilirseniz bu işin üstatlarına, gerçek alevilere sormanızı tavsiye ederim.
 
Kimse kabul etmek istese de,istemese de,bazı Alevilik kollarında Ali,Allah olarak görülür.Şöyle ki,Hristiyanlıkta ki İsa gibi,aynı felsefededir.Bizzat Hatayda ki,eski alevilerden biliyorum.Belki tepki çekmemek için,belki de inanç ayrılıkları yüzünden,bu görüş reddedilir.
 
bende.:( çok farklı kültürlerden alevi gördüm ama şimdiye kadar Allah yerine koyulduğuna hiç şahit olmadadım.tam tersi Allahın arslanı denir.
Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali denir zaten sıralamada ortada... sevgiler
 
Kimse kabul etmek istese de,istemese de,bazı Alevilik kollarında Ali,Allah olarak görülür.Şöyle ki,Hristiyanlıkta ki İsa gibi,aynı felsefededir.Bizzat Hatayda ki,eski alevilerden biliyorum.Belki tepki çekmemek için,belki de inanç ayrılıkları yüzünden,bu görüş reddedilir.

Bunu yadırgasamda buna ilişkin anlatılan bir hikaye duymuştum.Böyle bir kabulleniş akla mantığa aykırı bence.Söylenen bir hikaye her duyan tarafından biraz daha abartılıp aktarıldığı için böyle bir şeyin ortaya çıktığını düşünüyorum. Lakin buna inanlar alevi topluluğu içinde ne kadarlık bir kesimdir bilemem.Alevi cemlerinde Allah,Muhammed(s.a.v),ya Ali söylemi vardır ki bu da alevilikte Hz.Ali'nin hem peygamber olmadığının hemde (haşa) Allah olarak görülmediğinin kanıtıdır..
Sevgiler..
 
Haddim olmayarak söylüyorum ben şimdiden özür dilerim.
Meshepler saçma geliyor bana Peygamber döneminde mezhep yoktu şimdi bize dayatılan şey meshepleri kutsal olarak görmek.Birkaç imam çıkmış kendine göre dini çevirmiş şimdi islamın şartlarından biri meshepdir diyecek vaziyete gelmiş toplum.

Alevilik dediğiniz gibi Hz.Ali ile bağlantılı ancak benim görüşüm arap milliyetçiliğine karşı bir akım.İslamı arap unsurundan uzaklaştırmak adına.Hatta Aleviliğin Tengricilik-İslam sentezi olarak görenler çok şahsen bende o görüşteyim İslamın içine kültür katılmış sunnilikte ise aynı şekilde arap kültürü katılmış.
 
Hz Ali bir halife idi, ve Rasulullah'in vefatindan sonra insanlar halifeler önderliginde hareket etti.Cünki "sadiklar ile beraber olun "
bu durumda bir sikinti yokki. Rasulullah hayatta iken böyle bir durumda yoktu.
Ve aleviler Hz.Ali'yi bir imam halife olarak kabul etmistir, ne bir peygamber sifati nede hasa Allah yerine koymadilar.
O bir Imam halife idi ve aleviler onu sectiler kendi cemaatleri icin. Ona uyan nasil yoldan sapabilirki ? Sapkinlik mükmkün degildir alevi inancinda tam aksine cok güzel bir ahlak ve iman vardir onlarda. Ama hersey zamanla degisebildigi gibi bu cemaate birakim olumsuz seylere maruz kalmis olabilir, dedikodu fitne vsa, ama arastirmadan bunu böyle kabul etmekte büyük zulum.
Hz.Ali cesaretin hidayetin hakikatin sembolu iken nasil ona uyan onun istemedigi birseyi onaylayabilirki ?
Buna ragmen bunu yapabilen ise ben aleviyim demesin degildir cunki ve bu hali ile ancak hakikati gölgeler.
 
Cem deyince akla Alevi toplumu gelmektedir. Alevilerin bir araya gelip yaptığı ibadete cem denir. Cem kelime anlamı olarak da ‘bir araya gelme’, ‘toplanma’ anlamlarına gelmektedir…

Cem, Alevi toplumunda cemal cemal gelinen bir ibadet şeklidir. Bir anlamda cemde, insanlar halka oluşturup birbirlerine yüzlerini dönerek ibadetlerini gerçekleştirirler. Bu ibadet şekline başka bir açıdan halka namazı da denmektedir…
Cemin temel amacı; insanların olgunlaşması, insanların insan–ı kamil olmasına vesile olmaktır.

Cem ile ruhani olarak Allah’a ulaşmak, Allah’ın emirlerini cehenneme gitme korkusundan arındırmış şekilde yerine getirmek Alevi toplumunun arzusudur. Aleviler için, Allah’a ulaşmak, O’ndan korkarak değil; O’na gönül ilişkisi ile bağlı kalmayla gerçekleştirilebilir…
Bu yüzden O’nun yasakları korkudan ya da cennete gitme düşüncesinden uzak; “insan olma”nın temel koşuludur.

Cenneti kazanmak, “insan olma” ile birlikte zaten gelecektir. Temel husus, kendinde O’nu aramaktır. Çünkü Allah, insanı kendi suretinde yaratmıştır ve insan, Allah’tan bir parçadır. Hatırlanacağı üzere Hallac – ı Mansur “En – el Hak” (ben Hakk’ım) dediği için idama uğramıştır. Yani Mansur, burada En – el Hak diyerek Allah’ın varlığının insanda vücut bulduğunu söylemiştir…
Aleviler, o yüzden cenneti Allah’tan korkmak yerine, O’na ulaşmanın yolu olarak görmüşlerdir. Hatta Allah aşkı ile yanan Yunus’ta bir ilahisinde bunu şöyle ifade etmektedir:

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni

İşte mesele de budur. Yunus da bunu farklı bir şekilde dile getirmiştir. O yüzden Alevilikte Allah’a ulaşmanın yolunun korkmaktan ziyade insan–ı kamil olmaktan geçtiği belirtilmektedir.

Alevilerin cem ibadetinde yaptıkları diğer bir şey ise “semah”tır. Semah Allah’a yaklaşmanın diğer bir önemli adımıdır… Dede’nin karşısında dönerek yaptıkları inanç ritüelidir diyebiliriz. Dedenin önünde 3 mum yer alır ve yer alan bu 3 mum da Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’yi sembolize etmektedir. Cemde “Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali”üçlemesi yer almaktadır…

Cem ibadetinde: “ben”, “sen” yoktur; “biz” var!
Cem ibadetinin özünde asla “ben”, “sen” yoktur; “biz” vardır. Alevilik felsefesi de bunun üzerine inşa edilmiştir ve o yüzden Aleviler, “Gelin can bir olalım!” düşüncesindedirler.

Alevilikte her şey “eşitlik” üzerine kurulduğu için cem ibadetinde de bunun vurgusu yapılır. O yüzden “Bizim kırkımız bir, birimiz kırktır; ulumuz ulu, küçüğümüz de uludur.”derler. Hatta “Yetmiş iki millete bir nazarda bakarız” düşüncesiyle yoğrulup yetişirler.

O yüzden eşitlik kavramı üzerinde önemle durulur ve sosyal yaşamlarında olduğu gibi cem ibadetinde de kadın – erkek eşittir. Kadınlarda cem ibadetinde erkeğin yanındadır. Çünkü cem ile birlikte kadın – erkek durumu ortadan kalkar ve bacı – kardeş kavramları ortaya çıkar. Allah aşkı ile bütünleştikleri bu ortamda da “bir olma”, “can olma” yolundadırlar. Bunun yanında her türlü sosyal statü kapı dışında kalmıştır…
Cem ibadetinin olmazsa olmazlarından biri de “rızalık”tır. Yani Kuran’da Allah’ın tebliğ ettiği “Bana kul hakkı ile gelmeyin” emri cem ibadetinde çözüme kavuşturulmaya çalışılır. Camide ibadetin öncüsü nasıl imam ise; cemde de “dede”dir ve dede, ceme başlamadan önce hem cemi yerine getirmesi için toplumdan izin ister, razı olup olmadıklarını sorar hem de toplumdaki her kişinin birbirinden razılığını sorup karşılıklı olarak kul hakkının çözülmesini ister. Bu tür durumu olanların ceme katılmaması gerektiği ifade edilir. Burada amaç ayrıştırmak, onları bölmek değil; aksine onları sulha yöneltmektir…

Cem törenin olmazsa olmazlarından biri de “lokma”dır. Lokma, cem evine gelen “can”ların evlerinden getirdikleri yiyecek, içecekleri kendi aralarında paylaşmalarını ifade eder ve her canın bu yiyecek içecekten alınmasını içerir. Bu lokmalar daha önceden dualanmıştır. Bu yiyecek içeceklerin paylaşımı yapıldıktan sonra dede “Herkes lokma aldı mı, herkes hakkına razı mı?” diye yine bütün canlara sorusunu sorar… Bu lokma toplumun birliğine, eşitlikçi oluşuna birer örnek teşkil eder.

Namaz, kimi zaman yanlış anlaşılmaktadır. Zihinlerde sanki camide, 5 vakit yapılan şekilsel bütünsellik olarak algılanıyor. Halbuki namaz, Kuran’da “salat” olarak geçer ve kelime anlamı olarak “Allah’a dua etmek, boyun eğmek” anlamındadır. O yüzden cem ne demekse, namaz da aynı anlamdadır. Tıpkı cami ve cem evlerinin aynı anlama geldiği gibi…

Camide ve cem evinde yapılan ibadetlerde sadece küçük şekilsel farklılıklar vardır. Bunun yanında cem evinde sureler Türkçe okunup halkın anlaması sağlanmaya çalışılır…

ALINTI
 
Deyişlerde geçen Kandil kelimesi ışık ve nur ile birlikte kullanılır. Buna örnek Nesimi'nin dörtlüğü verilebilir :

Eğer sual eder isen sırrımdan
Cümlemizi var eyledi varından
Hak yarattı Muhammed'i nurundan
Kandilde balkıyan nurdan gelirim ( Balkıyan = parlayan, ışıldayan )

Üzerine düşünülecek bir çok deyiş vardır ki, düşünebilen bir toplum için temeli anlamak zor değildir.

Ayrıca belirtmek isterim ki ; Alevi kültüründe ikilik kavramı yoktur. Her şey birdir. Yolu, insanlık yoludur.
 
Çok eski tarihlerde yeryüzünde bir takım insanlar canlarını kurtarmak için göç etmek zorunda kaldılar.Gittikleri yerde daha önceden yerleşmiş insan toplulukları da vardı.Fakat bu topluluklar çok ilkel ve farklı form ve genetik yapıdalardı.LUVİLER her yönden farklıydılar bir kere ışığın bilgisine sahiptiler üstün yetenekleri vardı.Bilinmeyenden korku her devirde her insan türünün ortak özelliği.Böyle olunca yer insanları bu göksel insanlardan korktu ve tehditi ortadan kaldırmak için Luvileri avladılar.Bu sürek avı uzun yıllar hatta yüzyıllar sürdü.Yakın tarihlerde de bu ava şahit olduk.Anadoludaki pek çok yeraltı şehri Luvilerce kullanılmış mesela paganlarca hrıstiyanların katledildiği onların da yer altına sığındığı hadi kısmen yalan diyelim aslı luvilerin her toplum tarafından katledildiğidir.Osmanlı da çıkarılan bir belge ile luvilerin görüldüğü yerde başı vurula denmiştir.Bu yüzden ışık insanları her dönem saklanmış,kimliğini gizlemiş,günün geçer dinini benimsemiş gözükerek yer yer asilimile olmuş yer yer özünü koruyarak bugüne gelmiştir ama aslını unutan çoktur.Bugün onları Aleviler olarak görüyoruz .İçlerinde ne kadar luvilik kaldı bilmiyoruz.
 
Çok eski tarihlerde yeryüzünde bir takım insanlar canlarını kurtarmak için göç etmek zorunda kaldılar.Gittikleri yerde daha önceden yerleşmiş insan toplulukları da vardı.Fakat bu topluluklar çok ilkel ve farklı form ve genetik yapıdalardı.LUVİLER her yönden farklıydılar bir kere ışığın bilgisine sahiptiler üstün yetenekleri vardı.Bilinmeyenden korku her devirde her insan türünün ortak özelliği.Böyle olunca yer insanları bu göksel insanlardan korktu ve tehditi ortadan kaldırmak için Luvileri avladılar.Bu sürek avı uzun yıllar hatta yüzyıllar sürdü.Yakın tarihlerde de bu ava şahit olduk.Anadoludaki pek çok yeraltı şehri Luvilerce kullanılmış mesela paganlarca hrıstiyanların katledildiği onların da yer altına sığındığı hadi kısmen yalan diyelim aslı luvilerin her toplum tarafından katledildiğidir.Osmanlı da çıkarılan bir belge ile luvilerin görüldüğü yerde başı vurula denmiştir.Bu yüzden ışık insanları her dönem saklanmış,kimliğini gizlemiş,günün geçer dinini benimsemiş gözükerek yer yer asilimile olmuş yer yer özünü koruyarak bugüne gelmiştir ama aslını unutan çoktur.Bugün onları Aleviler olarak görüyoruz .İçlerinde ne kadar luvilik kaldı bilmiyoruz.

Teşekkür ederim değerli görüşleriniz için. Bahsettiğimiz bilgiler kaynak olarak "Aleviliğin Gizli Tarihi" isimli kitaptan ise çok doğru bulmadığımı söylemem gerekiyor. Aleviler kendi sözlü edebiyatlarından ve kendilerinin dahi öğretileri hakkında tam olarak bilgi sahibi olmamalarından dolayı bir çok konunun öznesi olmuşlardır.
 
O kitabı okumadım bu bilgiler akış bilgileridir,asırlarca kimliklerini saklayan bir toplumun en sonunda hafızasının sıfırlanması beklenen bir durumdur haliyle sizin dediğiniz gibi 'bir çok konunun öznesi' olmaları normal..Şu an her coğrafyada yaşayan Türklerin durumu da bu oyüzden her taşın altında her medeniyetin çıkış noktasında bizler olunca sözde medeniyet kurucu toplumlar bu barbarları gömme konusunda yarışı hızlandırıyorlar bizdeki sıfır hafıza problemi olan kişilerde bunlara delil yetiştirip şakşaklıyorlar özbenliğine sahip çıkamama geleneksek bir kod gibi bizde.
 
Geri
Üst