Maneviyat yükümlülük ve iradeyle alakalıdır. İnanırsın veya inanmazsın, iyilik veya kötülük yapmayı tercih edersin vs vs... Bunlar senin iradi seçimlerindir ve kişiliğinle alakalıdır. Ama zeka ve yetenek sahibi olmayı sen kendin seçemezsin. Mesela ressam dedemin resim yeteneği bana değil kuzenime geçsin diyemezsin. Genetiktir çünkü. Kendi hür iradenle böyle seçimler yapamazsın.
Yetenek (hele ki aynı alanda) geçmez gibi geliyor. Zeka ne çeşit bir zeka bilmiyorum. Zeka A kişisinde geçse bile, B kişisinde geçmeyebilir. Yani söylediğinize ters durumlarda yaşanabilir.
Ama gözlemlediğim kadarıyla dünya görüşü önce aileden sonra çevre, okul ve iletişim araçlarından elde ediliyor.
Kişilikle alakalı olan ise bence görgü veya kültür değil de, iyi huyluluk veya kötü kişilik gibi. Yani bir insan beğenilebilecek bir karakterde değildir, ama pek ala dualar okuyup, her gün namaz kılabilir. Siz nasıl ''varlık ile yapılan anlaşmalardan'' söz ediyorsanız, o kimse de ''Allah ya da Tanrı ile bir anlaşmaya'' gitmiş olabilir. Mesela çok istediği bir şey için duasının kabul olması.
Gerçi biz insanlar karıştırıyoruz. Dinsel ritüellere bağlı olanlara da, iyi yürekli insanlara da ''dindar'' diyoruz. Belirli bir ölçümüz yok.