Yaradılışın Sırları

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan marble
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İnsan varlıklarının şuurları uyanmaya başlarken yaratılmış ne varsa hayranlık ve şaşkınlık içinde seyrettiler. İnsanoğlu Kozmos’un mükemmelliğine tanık oldukça yaratıcılığın zevkini paylaşma ihtiyacı hissetti.
Yaratıcı, gezegen tanrılarının her birine güçlerinin bir parçasını insanlıkla paylaşmasını emretti. Yaratıcının iradesiyle iş birliği yapan herkes, beceri ve bilgilerini kozmosun güzelliğini arttırmak için uygular.
İnsanlık tarafından icat edilen sanatlar ve bilimler Kader’in o muazzam planını tamamlar, sanat da doğada kalan boşluğu doldurur.

Buradan sonrasını keşfetmek sizlere kalmış çünkü bilginin verilmesi tehlikelidir öğrenmeniz gerek. :)

Tebrik ederim sizi !
Aklım aciz kaldı. Basit bir bilgiyi mi edebi bir ustalıkla verdiniz yoksa basit bir uslupla mı bu muazzam bir sırrı verdiniz hala karar veremedim.
Kaleminize saglık !
 
Hiçbir çocuk bebek eşcinsel doğmaz. Bu konuda tek bir gerçekçi bilimsel delil yoktur.
Var olduğunu iddia edenler de var elbette. Ama bunu iddia eden bilim adamları da eşcinsel :)
Escinsellik sonradan oluşan bir durum. Kişinin nefsine yenik düşmesi, şehvetiyle yeni ve daha fazlasini istemesi ve arzularını kontrol edememesiyle oluşur

Yıl olmuş 2019 sen eşcinsellik doğal değildir diyorsun. Başka ne doğal değil biliyor musun? Asırlar öncesinden kalma bir masal kitabındaki karakterlere inanmak. Daha yeni kitaplara tapmanı tavsiye ederim.
 
Hiçbir çocuk bebek eşcinsel doğmaz. Bu konuda tek bir gerçekçi bilimsel delil yoktur.
Var olduğunu iddia edenler de var elbette. Ama bunu iddia eden bilim adamları da eşcinsel :)
Escinsellik sonradan oluşan bir durum. Kişinin nefsine yenik düşmesi, şehvetiyle yeni ve daha fazlasini istemesi ve arzularını kontrol edememesiyle oluşur

Merhaba,
Öncelikle görüşünüzde bir hata ve bilgi eksikliği söz konusu. Eşcinsellik ya da hemcinslik yaradılıştan gelen bir özdür. Vücutta ki her hücrenin çoğalımı tanrının varlığıyla paralellik gösterir. Eşcinsellik vücutta ki bir hormanların diğer insanlarınkine nazaran daha farklı şekilde salgılanmasıyla oluşur. Bu bilimsel olarak ta Küba da, İngiltere de, Fransa da ve İsviçre de bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır. Lakin Müslümanlık, teokratik bir bakış açısıyla takip edildiğinden insanlar tarafından bunu kabul etmek güç bir durumdur. Çünk Müslümanım diyerek, gıybet yapan, para hırsına yenik düşen, bir şeyleri küfürle anlatmaya çalışan, sürekli haklı haksız durmadan eleştiren ve yargılayanlarıda görüyoruz. Lut kavmi hakkında bilinen en büyük yalan ise sadece eşcinsel oldukları için helak olduklarıdır... Lakin Vatikan arşivlerinde ki yaradılış, gök kubbe koruyucuları bölümünde ve anıtkabir kütüphanesinde bu durum tüm gerçekliğiyle açıklanmıştır. Lut kavmi yaradılışlarıyla birlikte verilen bu seçim hakkını doğru ve hakkaniyetli bir şekilde kullanamadı. Allah Cebrail ile Lut kavmine bir uyarı gönderir ve en doğru şekilde mahremiyete önem vererek yaşamalarını söyler. Ancak kavim Cebrailin bir melek olduğuna dahil inanmaz ve devam ederler. Ardından Allah kudretini göstererek kavmi helak eder. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz ve Milenyum çağı olarak geçem bu çağda neye inanmamız isteniyor ise ona inandırılıyoruz. Zihinlerimize "Din" başlığı altında o kadar çok müdahale ediliyor ki bunu anlamamız imkansız.


Bilginize Saygılarımla.
 
Bu tip soruların cevaplarını sadece insanlar ile iletişime geçerek bulmak uzun sürebilir. Türümüze ait zihin yapısının dışında bir zihin yapısına sahip canlıların da görüşlerinin büyük önemi olabilir. Mesela zihin yapısı üçüncü boyuta ait ikilem çevresinde değil de dördüncü boyuta ait üçlem çevresinde gelişen bir canlının görüşünü almak bakış açımızı değiştirebilir veya soruları çözebilir. Bu bakış açısının biraz faydası olabileceğini düşünüyorum.

Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri/benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım.
[Zariyat 56]
Üç boyutlu olan insan 4. Boyuttan aldığı düşünceyi kavrayabilir mi? Düşüncenin boyutu nedir? Soyut şeylerin boyutu?
 
Merhaba,
Öncelikle görüşünüzde bir hata ve bilgi eksikliği söz konusu. Eşcinsellik ya da hemcinslik yaradılıştan gelen bir özdür. Vücutta ki her hücrenin çoğalımı tanrının varlığıyla paralellik gösterir. Eşcinsellik vücutta ki bir hormanların diğer insanlarınkine nazaran daha farklı şekilde salgılanmasıyla oluşur. Bu bilimsel olarak ta Küba da, İngiltere de, Fransa da ve İsviçre de bilim adamları tarafından kanıtlanmıştır. Lakin Müslümanlık, teokratik bir bakış açısıyla takip edildiğinden insanlar tarafından bunu kabul etmek güç bir durumdur. Çünk Müslümanım diyerek, gıybet yapan, para hırsına yenik düşen, bir şeyleri küfürle anlatmaya çalışan, sürekli haklı haksız durmadan eleştiren ve yargılayanlarıda görüyoruz. Lut kavmi hakkında bilinen en büyük yalan ise sadece eşcinsel oldukları için helak olduklarıdır... Lakin Vatikan arşivlerinde ki yaradılış, gök kubbe koruyucuları bölümünde ve anıtkabir kütüphanesinde bu durum tüm gerçekliğiyle açıklanmıştır. Lut kavmi yaradılışlarıyla birlikte verilen bu seçim hakkını doğru ve hakkaniyetli bir şekilde kullanamadı. Allah Cebrail ile Lut kavmine bir uyarı gönderir ve en doğru şekilde mahremiyete önem vererek yaşamalarını söyler. Ancak kavim Cebrailin bir melek olduğuna dahil inanmaz ve devam ederler. Ardından Allah kudretini göstererek kavmi helak eder. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz ve Milenyum çağı olarak geçem bu çağda neye inanmamız isteniyor ise ona inandırılıyoruz. Zihinlerimize "Din" başlığı altında o kadar çok müdahale ediliyor ki bunu anlamamız imkansız.


Bilginize Saygılarımla.


Eşcinselliğin yaradılıştan gelen bir öz olduğunu söylemek çok büyük bir hata olur.
Tanrı İnsanlığa çoğalma melekesi verir. Bu süreci Kozmos’u yaratan madde ve ruhun evliliğini yansıtacak kutsal bir sevgi eylemi haline getirir. Kutsal sevgi bağı erkek ve kadını birleştirir, bu sayede temel niteliklerini birbirleriyle paylaşabilirler.
Her cins kendisini diğerine akıttığında iki tabiatın birbirine karışmasından dolayı, kadın erkeğin gücünü kazanır, erkekte kadının yumuşaklığında rahatlar. Eşcinsellik ise seçimdir yani maddesel dünyada yapılan bir seçimdir yaradılışla bir alakası yok. lütfen söylediklerimize biraz dikkat edelim...
 
Eşcinselliğin yaradılıştan gelen bir öz olduğunu söylemek çok büyük bir hata olur.
Tanrı İnsanlığa çoğalma melekesi verir. Bu süreci Kozmos’u yaratan madde ve ruhun evliliğini yansıtacak kutsal bir sevgi eylemi haline getirir. Kutsal sevgi bağı erkek ve kadını birleştirir, bu sayede temel niteliklerini birbirleriyle paylaşabilirler.
Her cins kendisini diğerine akıttığında iki tabiatın birbirine karışmasından dolayı, kadın erkeğin gücünü kazanır, erkekte kadının yumuşaklığında rahatlar. Eşcinsellik ise seçimdir yani maddesel dünyada yapılan bir seçimdir yaradılışla bir alakası yok. lütfen söylediklerimize biraz dikkat edelim...

Merhaba,
Ben söylediklerime emin olun ki dikkat ediyorum. Eşler, üreme gibi faaliyetleri gerçekleştirmeseydi kadın ya da eş kavramı gene de sizin için önemli olur muydu? Mucize ve yaradılış kavramlarını subjektif yorumladığınızdan bu bakış açısını kazanmışsınız. İçinde yaşadığımız dünyayı maddesel ya da fiziki olarak adlandırmaktan vazgeçerseniz olan her şeyin ruhani boyut ile ilgisi olduğunu görürsünüz. Kimse çoğalma yetisinin yüceliğini inkar etmiyor, ben eşcinselde değilim lakin bu durumun seçim ya da karar olarak adlandırılması çok yanlış. İçinde yaşadığımız bu çağ neye inanmamızı istiyorsa ona inandırmak için enerjisini sonuna kadar yakıyor ve sizde bu ateşin ardındakini görmek istemiyorsunuz. Biyolojik ve Anatomik olarak araştırmanızı rica ederim.

Bilginize Saygılarımla.
 
Merhaba,
Ben söylediklerime emin olun ki dikkat ediyorum. Eşler, üreme gibi faaliyetleri gerçekleştirmeseydi kadın ya da eş kavramı gene de sizin için önemli olur muydu? Mucize ve yaradılış kavramlarını subjektif yorumladığınızdan bu bakış açısını kazanmışsınız. İçinde yaşadığımız dünyayı maddesel ya da fiziki olarak adlandırmaktan vazgeçerseniz olan her şeyin ruhani boyut ile ilgisi olduğunu görürsünüz. Kimse çoğalma yetisinin yüceliğini inkar etmiyor, ben eşcinselde değilim lakin bu durumun seçim ya da karar olarak adlandırılması çok yanlış. İçinde yaşadığımız bu çağ neye inanmamızı istiyorsa ona inandırmak için enerjisini sonuna kadar yakıyor ve sizde bu ateşin ardındakini görmek istemiyorsunuz. Biyolojik ve Anatomik olarak araştırmanızı rica ederim.

Bilginize Saygılarımla.

Her şeyin ruhani boyut ile ilgisinin olması yaşadığımız dünyanın maddesel dünya olduğunu değiştirmez. Mekanik yasalar altındayız bu dünyada ve bedenimize bağlıyız yani maddeseliz :)
 
Merhaba,
Ben söylediklerime emin olun ki dikkat ediyorum. Eşler, üreme gibi faaliyetleri gerçekleştirmeseydi kadın ya da eş kavramı gene de sizin için önemli olur muydu? Mucize ve yaradılış kavramlarını subjektif yorumladığınızdan bu bakış açısını kazanmışsınız. İçinde yaşadığımız dünyayı maddesel ya da fiziki olarak adlandırmaktan vazgeçerseniz olan her şeyin ruhani boyut ile ilgisi olduğunu görürsünüz. Kimse çoğalma yetisinin yüceliğini inkar etmiyor, ben eşcinselde değilim lakin bu durumun seçim ya da karar olarak adlandırılması çok yanlış. İçinde yaşadığımız bu çağ neye inanmamızı istiyorsa ona inandırmak için enerjisini sonuna kadar yakıyor ve sizde bu ateşin ardındakini görmek istemiyorsunuz. Biyolojik ve Anatomik olarak araştırmanızı rica ederim.

Bilginize Saygılarımla.
Bu bizim her birimizi oluşturan BEDEN ve RUHUN birleşmesidir. Dolayısıyla bütün insanların ikili bir tabiatı vardır, yani ölümsüz bir ruhla ve ölümlü bir bedenin birleşimidir.
 
Geri
Üst