Varlıklarla iletişim

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan HeadShot
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Hangi ayette ? Ben böyle bir ayete denk gelmedim. Bahsettiğiniz Nesep bağı mı ?
Çok güzel tepki verdiniz hoşuma gitti. kaynak sormanız gerektiğinde araştırmanız çok güzel bir alışkanlık. Ayetlerde yazmayabilir. Ancak şahsi tecrübelerime dayanarak, konuyla ilgili bilsili olan abzı dostlarım ile geçmişte yaptığımız sohberlerden alıntıdır bilgim. Şöyle ki üniversitede okurken eğitim fakültesinde arkadaşım bir tanıdığım vardı. şirinlerden bir dostu vardı. kendisi erek , dostu şirin bayandı. Kendi halindne memnun olduğu için kendisine onu ondan kurtarıveiriri teklifimi de kabul etmedi zaten. Hem o kişiden hem diğer başka konuyla ilgili bilgisi olna başkala tanıdklardan edindim bilgiyi. Çocuk sahibi olabiliyorlar. Çocuklar insan sıfatında oluyor. ayırt etmek çok zor. malumunuz şirinlerde insan şekline girip insan gibi görünebiliyorlar. bu şekilde yaşşıyorlar evli olanlar da bildiğim kadarı ile. ancak şöyle fak bir ayrıntı var. hepsi birebir insan suretine tam giremiyor. göğün üst katmanlarından inmiş çok güçlü olanlar ve belirli yartıllış özelliğindne olanları insandan ayırt etmek çok zor. ateşin su ile, hava ile ve toprak ile temas ettiği alanlardan yaratılmış olanlar arasında farklar var. mesela bazılarının ayaklaarının ters olduğu. ayaklarının baktğı yöne olmadığnı ço kişi duymuştur. ayağı ters olanalrı ayırmak yada fark etmek bir nebze kolay. sonradan da olsa fark edebilrisinzi. ancak sadece ama sadece göz bebeklerinde farklılık olan haricinde bildiğimiz isan suretine girebilenlerde var. özelliklede bu son bahsettiğim özellikte olanlar insnalarla evlendikten sonra insanların arasına karışıp normal bir insan mış giib yaşayıp görünebilme yeteneğine sahiipler diğerlerine nazaran. ayağı ters yöne bakanlar uzun süre insan suretinde duramıyorlar , güçleri - yetenekleri insan suretinde uzun süre durmaya yetmiyor. yetenekleri sınırlı bahsettiğim göz bebekleri harici fark olmayanlara oranla. sadece göz bebeklerinde fark olanlar daha güçlü ve yeteneklidirler olarak duydum. inanmak, inanmamak ve araştırmak size kalmış. ancak şunuda söyliyim geçmişte benimde karşılaştığım, hatta mücadele ettiğim sonundada allahın izni ile benden kaçarak kendini kurtaran oldu. Tabi bunların ve mücadele edebilmemin sebebi küçüklüğümde bir aile dostumuz alimin, hocanın evinin bahçesinde onlarla oynamam. bahsettiğim hoca Allah gani gani rahmet eylesin ilmi derin bir insandı. İlmini allah için vesadece iyiye kullanırdı. Bir defasında tırnağıma bakmamı istedi ne gördüğümü anlatmamı. görüntü gördüm aileme ait. ancak görüntü ateşler içinde daha doğrusu ateşten bir daire içinde idi el baş parmağımın tırnağında görüyordum gösterilenleri. ama hoşuma gitmeyen başka şeyler beni kızdıran bir şey görünce kapattım görüntüyü. nasıl yaptığımı bilmiyorum ama kapattım. hocada şaşırdı. kapattığımı anladı. nasıl kapattığım anlayamadı. söyledi ama, " kendi kapattı nası yaptı bunu. Neyse ona sonra bakarız " dedi. sonrasında İlerleyen zamanlarda evinin bahçesine alıp evinin bahçesinde oynamama izin verdi. sonradan öğrendim, kendisi vefat ettikten sonra büyüyünce. evinin bahçesne kismeyi almazmış. ne büüyk ne çocuk. evinin apğısı direk dışarı açılıyor. bahçeye açılan tek kapı bahçeye tek giriş ise evinin mutfagındandı. şu kadarını söyliyim bahçede yalnız oynamıyordum. defalarca bahçeye alındım ve oynadım. ama tek şartı sözle diğil kalben söyleyip kalbime ilettiği bahcede yalnız oynadğımı asla kimseye bunu söylememem gerektiğiydi. şimdi niye söylüyorum yaklaşık 45 yıl önce kiimin bahçessinde olduğum yada 40 yıl önce vefat etmiş biri için artık sır olmaz. Ancak o zamanlarda verilmiş, yada apılmış bazı şeyler nedeni ile tam olarak benimde çözemediğim bazı yeteneklerimi zor durumda veya lazım olduğunda nası olduğunu bile tam anlayamadan kullanıyorum.

zorda kalan bi başka arkadaşım ve babası üç gece uyutulmamış rahatsız edilmiş sabaha kadar. üçüncü gece sosnrası kendisini görüp farklılık görüdm. gözleri şimişti resmen uykusuzluktan ve psikolojisi alt üst olmuştu. sordum önce söylemedi. biraz yüklenince açtı konuyu. babası ve kendisi aynı anda uyutulmuyordu üç gecedir. gelenlerden biri, üzerine oturan bir tanesi yüzünü gösteriyor ve kahkaha atıyordu. seini duyuyor ama elini ayağıını kıpırdatamıyor karşı koyamıyordu. o birinin sadece yüzünü görüyordu. intikam alıyorlardı baba oğul ikiisinden resmen. araya bir şeşit engel koydum. ertesi gece geldiklerinde direk abna geldiler. 5 tane şirindi gelen. sabaha kadar mücadele ettik. kaçıyorlardı ama bir şekilde onların boyutuna geçmiştim ve bana en yakın olanın peşine gidip yakalıyordum. diğerleri onu kurtarmk için geir geliyordu. hepsi ile birden mücedele ediyordum. gücüm yetiyordu. en son sabah ezanını duyunca son kaçmaları elimden kurtulmaları anına denk geldi kısmen elimden kurtumalarına izin verdim, ezan yarıda iken kaçmalarına izin verip peşlerine tekrar gitmedim. birdaha da gelmediler.

evllik yapabildikleri ayrı konu. diğer bir olayda kontrol altına alıp sahiplenmek. ilim gerektiren bir işlem sonrası kontrol altına alıp sahiplenebiliyorsunuz. hocaların bir kısmı yada medyumlar bu şekilde sahipleniyor. tabi onun da saıncaları var. sahiplendikleri müslüman değildir. asla iyi niyetli olmaz. kurtulmaları sahiplenen kişinin ölümü ile olur diye biliyorum. ama asla sahiplenmeyi yada böyle bir yaptırım uygulamayı istemem.
 
Ayetlerde yazmayabilir. Ancak şahsi tecrübelerime dayanarak, konuyla ilgili bilsili olan abzı dostlarım ile geçmişte yaptığımız sohberlerden alıntıdır bilgim.

Şahsi tecrübelerinizi ayetlere bağlayamazsınız. Yanlış yönlendirilmeler yüzünden ortada gezen binlerce çöp bilgi var. Eğer ayetlerden çıkardığınız bir örnekleme varsa bunu bağlı olduğu ayetle sunarsanız veri üzerinden karşılıklı tartışabiliriz.

Kuranın bir ayrıcalığı cebrail aleyhisselamın kuranı kelime kelime, cümle cümle bizzat allahın buyurduğu şekli ile indirmesidir. Diğer din ler hiristiyanlık, musevilik yada ilk 10 emirde olan aynı şey değildir. diğer din ve kitaplar mana olarak indirilmiştir. onlarıda cebrail aleyhisselam geitrmiştir peygamberelere ancak manayı kalplerine vermiştir. Kuranda ise bizzat söz, kelime ve cümleler olarak Allahın buyurduğu şekilde indirilmiştir. Diğerleri bu neden ile Allahın bizzat birebir sözleri değildir.

Bu cümleden sonra hadislere bakabilirsiniz demek ne kadar doğru ? Luka İncil'i M.S 60+ yıllarda , ilk incilin ise İsa'nın ölümünden 100 yıl kadar sonra yazıldığı tahmin ediliyor. Bir başkasının yazımı için tahrip edilmiştir ibaresi kullanıyorsunuz ama hadisler için geçerli görmüyorsunuz. Peygamberin ölümünden 300+ yıl sonra derlenen sohbetlerden bahsediyoruz, sizce doğruluk payı yüzdelik hesapta kaç olasılıktır ?

Diğer kitaplar için mana olarak indirilmiş diyorsunuz oysa Kuran'da bir mana kitabıdır. Söz öbekleri okunarak anlaşılabilseydi Kuran peygamber aracılığı ile kitap olarak iner ve tüm sahabenin kucağına bırakılırdı. Allah katında matbaa sıkıntısı çekildiğini düşünecek herhangi biri yoktur sanırım..

Bknz neden mana kitabıdır :

''Ey Âdemoğulları! İçinizden, ayetlerimi size okuyup/anlatan resûller geldiğinde her kim korkup sakınır ve ıslah ederse, onların üzerine korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.'' A'râf 35

''(Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler.'' Nahl 44
 
Şahsi tecrübelerinizi ayetlere bağlayamazsınız. Yanlış yönlendirilmeler yüzünden ortada gezen binlerce çöp bilgi var. Eğer ayetlerden çıkardığınız bir örnekleme varsa bunu bağlı olduğu ayetle sunarsanız veri üzerinden karşılıklı tartışabiliriz.



Bu cümleden sonra hadislere bakabilirsiniz demek ne kadar doğru ? Luka İncil'i M.S 60+ yıllarda , ilk incilin ise İsa'nın ölümünden 100 yıl kadar sonra yazıldığı tahmin ediliyor. Bir başkasının yazımı için tahrip edilmiştir ibaresi kullanıyorsunuz ama hadisler için geçerli görmüyorsunuz. Peygamberin ölümünden 300+ yıl sonra derlenen sohbetlerden bahsediyoruz, sizce doğruluk payı yüzdelik hesapta kaç olasılıktır ?

Diğer kitaplar için mana olarak indirilmiş diyorsunuz oysa Kuran'da bir mana kitabıdır. Söz öbekleri okunarak anlaşılabilseydi Kuran peygamber aracılığı ile kitap olarak iner ve tüm sahabenin kucağına bırakılırdı. Allah katında matbaa sıkıntısı çekildiğini düşünecek herhangi biri yoktur sanırım..

Bknz neden mana kitabıdır :

''Ey Âdemoğulları! İçinizden, ayetlerimi size okuyup/anlatan resûller geldiğinde her kim korkup sakınır ve ıslah ederse, onların üzerine korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.'' A'râf 35

''(Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler.'' Nahl 44



Evet tekrar geri dönüp yukarı yazdıklarımın bir kısmına geri baktım. kurandan örnek vereceğim diyerek başalamışım. hata etmişim ama içerikte kendi bilgilerim, kendi görüp öğrendiğimi düşündükleirm anlamında belirtmişim. ama iyi oldu.çünkü bakın kendi bilgilerim kendi cümlelerim söz konusu. buna şurdan geldim. kuran Allahın sözleir cebrail aleyhisselam tarafından birebir indiirlmiştir demişim dikkat ederseniz. sdece kuranın özelliğinde vardır bu şekilde indiirlme vahiylerin direk allahın öz sözü oalrakindirilme şekli. diğer din ve emirlerde mana cebrail aleyhisselam tarafından ilgili peygambeirn kalbie aktarılmış anlam aktarılmış. bunu inananlarına peygamberler kendi kurduğu cümleler ile anlatmıştır demek istedim. Hepsi mana içeriir elbet. ama burda kast ettiğim fark indirilim peygambere veriliş aktarılış şeklidir. bununla ilgil ayet örnekleyemeyeceğim ancak bunu mollalara yada ilahiyat fakultesi mezunu kendin geliştirmiş ilim sahiplerine sorarsanız anlattığım şekilde bilirler. kaynak gösterebilirler sanırım. bende el eser üniversitesi bir molladan öğrenmiştim.

Değiştirildiğini, insanlar tarafından yazılıp, masa üstüne koyularak ayıklandığın bile bile matta markus luka incilleri gibi örneklerle kıyas tutuyorsanız bence hata sizde var. özür dileyerek amacımın siiz kırmak yada illaki eleştirmek olmadığın belirterek bunu söylüyorum. gerçek incile yakın bbile diğildir bu inciller. hepside alakasız kişiler tarafından yazılmıştır. iillaki inciil dersenzi gerçek incile yakın olduğ düşülen barnabas inciline bakın. ben onada bakmadım açıkçası. aynı siiz gibi benimde yalan borcum yok. sizin gibi bende dürüst bir şekilde düşüncelerimi söyleyeceğim. bildiklerimi aktaracağım. lütfen alınmayın hiç bir şekilde. ancak bilinen kesin bir şey varsa ve islam alimlerinin aktardığı vahiy geldiginde peygamber efendimizin yanında her daim hazır bulunan katiplere derhal yazdırdığıdır. ve yazılan bu nushaların gereğince korunduğudur. kime hangi alime bakarsanız bakın kuranın indiriliş süreccinde ki uygulama budur. yanlış aktarımlar, yanlış bilglendirmeler yüzyıllar sonra ortaya çıkmaya başamıştır. buna ragmen kim aracılığı ileaktarılırsa aktarılsın bilgilerin hiç birinde, aktarılanların hiç biirnde kuranı keirmde değişme, yanlışlık, tuutmsuz, birbirinden farklı yazılım ve anlatımlar yoktur günümüze kadar. bu noktada kuranı kerimin güvenilirliiğini sorgulamaya asla gerek yoktur. bende kendi aklımca bu doğrultuda diğer kitaplara bakmaya, arada kıyas tutumaya gerek duymadım. kesinkes doğruluğu ve insanlar tarafından değiştiirlmediği sabititir kuranı kerimin vede içeriğinin. Hadisler konusunda şaibe vardır. yalan veya yanlış aktarımlar söz konusudur. bu durumda ise aktarana değil. aktaranlara bakılır. hangi alimler aktarmış bu hadisi. aktaranlardan hangisi yada hangileri daha önce hiç bir şahibeli hadis aktarmışmı. aktardıkların da en ufak bir şahibe olan kişiin aktardığına zaten bakılmaz. hemde hiç bir aktarımına bakılmaması gerekir üzerinde şahibe olan kişinin...
Asla şahibeli bir aktarımda bulunmayan, tüm aktardıkları aynı şekilde şahibeli aktarımda bulunmamamış allimlerden destek görüp aynı şekilde üzerinde şahibe bulunmayan alimlerinde aktardığı bir kaç alimin ortak olan ve birbiri ile birebir örtüşen hadisler güvenilirdir. bunları ayırt etmek ise kişinin kendine bağlıdır. kimi tek bir alime güvenir %100 tüm aktardıkalrını kabul eder doğru olduğunu düşünür. daha araştırmacı, daha doğrucu olan başkası araştırıp gevenilir bulduğu 4 alimin kitaplarına bakıp bunlardan kıyasla seçer doğruluğunu kabul eder. kimi kendine göre bir şeyhe tabi olur tek kaynağa tam itimat ile bakar ve güvenir. o kaynağın doğru gösterdiği alimlerin kitaplarına bakar. örnek verecek oursam erzurumlu ibrahim hakkı hazretlerine, imam gazaliye, imam rabbaniye, hasanı basriye, imam ebu hanifeye, imam buhari, ,imam tirmizi gibi güvenilir alimlere ve bu alimleri kaynak gösteren kaynakalara güvenirim sadece.

''(Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler.'' Nahl 44


bahsettiğim ayrıntı burda var aslında. kendi anladığım şekli gördüğüm şekli le ayette allah peygamberrimize biz bu ayeti sana indiridk, verdik, bu bizim söylediğimiz şekli. onlara sen açıklayacaksın.açıklamak anlamayanalra anlayacağı şekilde anlatmak senin görevin buyrulmuştur açıkça. diğer kitaplarda bu şekilde aktarım yoktur tamda kast etiğim gibi. çünkü diğer kitaplar alalhın kendilerine cebrail aleyhisselam aracılığı ile kalplerine verdiği anlamı peygamberler kendi cümleleri ile anlatmıştır. diğer taraftan diğer peygamberlerin hiç birinin aktardığı orjinal incil yada diğer kitapların mevcut olmadığını unutmayalım. bu sebeble aslolan, değiştiirlmemiş birrebir orjinal şekliyle muhafaza olmuş olan, değişmemiş ve değiştirilmemiş olan kurandır.
 
Şahsi tecrübelerinizi ayetlere bağlayamazsınız. Yanlış yönlendirilmeler yüzünden ortada gezen binlerce çöp bilgi var. Eğer ayetlerden çıkardığınız bir örnekleme varsa bunu bağlı olduğu ayetle sunarsanız veri üzerinden karşılıklı tartışabiliriz.



Bu cümleden sonra hadislere bakabilirsiniz demek ne kadar doğru ? Luka İncil'i M.S 60+ yıllarda , ilk incilin ise İsa'nın ölümünden 100 yıl kadar sonra yazıldığı tahmin ediliyor. Bir başkasının yazımı için tahrip edilmiştir ibaresi kullanıyorsunuz ama hadisler için geçerli görmüyorsunuz. Peygamberin ölümünden 300+ yıl sonra derlenen sohbetlerden bahsediyoruz, sizce doğruluk payı yüzdelik hesapta kaç olasılıktır ?

Diğer kitaplar için mana olarak indirilmiş diyorsunuz oysa Kuran'da bir mana kitabıdır. Söz öbekleri okunarak anlaşılabilseydi Kuran peygamber aracılığı ile kitap olarak iner ve tüm sahabenin kucağına bırakılırdı. Allah katında matbaa sıkıntısı çekildiğini düşünecek herhangi biri yoktur sanırım..

Bknz neden mana kitabıdır :

''Ey Âdemoğulları! İçinizden, ayetlerimi size okuyup/anlatan resûller geldiğinde her kim korkup sakınır ve ıslah ederse, onların üzerine korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.'' A'râf 35

''(Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler.'' Nahl 44
Sonunda biri bunu yazdı. Teşekkür ederim kendi adıma.
 
kitaplar alalhın kendilerine cebrail aleyhisselam aracılığı ile kalplerine verdiği anlamı peygamberler kendi cümleleri ile anlatmıştır.
Peygamberler zaten birer elçi olduğundan kendi cümleleri ile anlatmış demeniz yanlış olmuş.
Bir de ondan duydum bundan duydum demek yukarıdaki arkadaşın dediği gibi çok bilgi karmaşası yaratıyor. Öyle mollalar var ki dini onlardan dinleseniz soğursunuz
Kuran açıp okumak için var, Allah, bize başkasından değil direkt kendimiz okuyalım diye emretmedi mi Kuran’ı okumamızı? Peygamberler zamanındaki olaylar ile kıyaslamayın okuma yazma bilmeyen bir topluma bir aracı gerekiyordu. Arapça lehçelerinde bile o kadar farklı tasvir ve anlamlara çıkıyor ki oradaki kelimeler herkes farklı yorumluyor.
 
kuran Allahın sözleir cebrail aleyhisselam tarafından birebir indiirlmiştir demişim dikkat ederseniz. sdece kuranın özelliğinde vardır bu şekilde indiirlme vahiylerin direk allahın öz sözü oalrakindirilme şekli. diğer din ve emirlerde mana cebrail aleyhisselam tarafından ilgili peygambeirn kalbie aktarılmış anlam aktarılmış. bunu inananlarına peygamberler kendi kurduğu cümleler ile anlatmıştır demek istedim. Hepsi mana içeriir elbet. ama burda kast ettiğim fark indirilim peygambere veriliş aktarılış şeklidir.
Ne demek istediğinizi anlıyorum. Diyorsunuz ki Muhammed'e gelen vahiyler direk cümle,kalıp biçmindeydi oysa diğer peygamberlere içsel bilgelik olarak verildi ve cümleleri kendileri kurdular. Öyleyse, sizin anlatım biçminize göre Yunus Emre'de peygamber vasfındadır benim gözümde. Neticede kendisi bir yükselmiş üstad ve muazzam cümleleri var.. Verdiğim Yunus Emre örneğinde olduğu gibi, bu ve benzeri düşüncelere kapılacak insan topluluğunu ele alırsak eğer Allah'ın vahiy yolunda bir kusur olduğunu düşünmek çokta saçma bir şey olmaz.

Değiştirildiğini, insanlar tarafından yazılıp, masa üstüne koyularak ayıklandığın bile bile matta markus luka incilleri gibi örneklerle kıyas tutuyorsanız bence hata sizde var. özür dileyerek amacımın siiz kırmak yada illaki eleştirmek olmadığın belirterek bunu söylüyorum. gerçek incile yakın bbile diğildir bu inciller. hepside alakasız kişiler tarafından yazılmıştır. iillaki inciil dersenzi gerçek incile yakın olduğ düşülen barnabas inciline bakın. ben onada bakmadım açıkçası. aynı siiz gibi benimde yalan borcum yok. sizin gibi bende dürüst bir şekilde düşüncelerimi söyleyeceğim. bildiklerimi aktaracağım. lütfen alınmayın hiç bir şekilde. ancak bilinen kesin bir şey varsa ve islam alimlerinin aktardığı vahiy geldiginde peygamber efendimizin yanında her daim hazır bulunan katiplere derhal yazdırdığıdır. ve yazılan bu nushaların gereğince korunduğudur. kime hangi alime bakarsanız bakın kuranın indiriliş süreccinde ki uygulama budur.

* Bunlar önceki kitaplarda, İbrâhim ve Mûsâ’nın kitaplarında da vardır. - A'la 18-19
* O Kur’an, şüphesiz öncekilerin kitaplarında da vardır. İsrâiloğulları bilginlerinin bunu bilmesi, onlar için bir delil değil midir? - Şuara 196/197

Kıyas tutmam için kendimce yeterli sebeplerim var. Ayrıca bir önceki yazımda kıyas tuttuğum hadislerdi.
 
Diyorsunuz ki Muhammed'e gelen vahiyler direk cümle,kalıp biçmindeydi oysa diğer peygamberlere içsel bilgelik olarak verildi ve cümleleri kendileri kurdular.



* Bunlar önceki kitaplarda, İbrâhim ve Mûsâ’nın kitaplarında da vardır. - A'la 18-19
* O Kur’an, şüphesiz öncekilerin kitaplarında da vardır. İsrâiloğulları bilginlerinin bunu bilmesi, onlar için bir delil değil midir? - Şuara 196/197

Kıyas tutmam için kendimce yeterli sebeplerim var. Ayrıca bir önceki yazımda kıyas tuttuğum hadislerdi.
Benim anlatma kabiliyetimden kaynaklı geç anladınız demek sitediğimi. ancak yunus emre örneği siizn açınızdan doğru olabilir. şüphme yok yunus emrenin bir allah dostu ve aşık olduğundan. söz konusu aşkta zaten allahın bizzati kendinedir yunus emre örneğinde ancak şunu dikakt ten kaçırmayalım . yuus emre kitap getirmedi. asla peygamberlik ilan etmedi ve asla öyle bir iddia ortaya atılmadı kedinsi tarafından. bu açıdan fark elbette bariz bir şekilde yunus emrenin peygamber olmadığını beeli ediyor. ve tamda sizin kurduğunuz cümle daha doğru anlatım olmuş.

evet önceki kitaplardada hak lan allahın kitabı içeriği kısmen var. orjinla olmamasına ragmen hazreti isanın etrafındaki 11 kişiden alınan duyulan bilgiler dahilinde hak olan kitaptan bazı kısımlardan bahsedilmeis normal. böyle bir kitap yazmaya cürret eden mecburen araştırıp doğru kitapta olduğunu duyduğu bazı ilaveleri göz ardı edemez. Ancak ve ancak şunu söyleyebileceğim. hidayet ancak ve ancak sadece Allah tan olduğu için insanlar incile, tevrata, zerbura inanmaya devam edicekler elbette. bunda abes bir şey yok. Ancak aynı insanlar şunuda çok iyi biliyorlar ki son kitap kuran, son epygamber hz muhammed aleyhisselam. kendi kişisel tercihleri olarak da inanışlarını sürdürüyorlar. buna kimse bişi diyemez. peygamberimiz hz muhammet amcaasıan hidayet edemedi. çünkü hidayet makamı yalnız allaha mahsustur. isteyen istediğine inanmakta özgür. tam da bu yüzden islam dinini gerçek anlamda bilen ve yaşayanlar saygı duyar her daim diğer inanaçlara saygı gösterir ve zorlama olmaz asla.

Peygamberler zaten birer elçi olduğundan kendi cümleleri ile anlatmış demeniz yanlış olmuş.
Bir de ondan duydum bundan duydum demek yukarıdaki arkadaşın dediği gibi çok bilgi karmaşası yaratıyor. Öyle mollalar var ki dini onlardan dinleseniz soğursunuz
Kuran açıp okumak için var, Allah, bize başkasından değil direkt kendimiz okuyalım diye emretmedi mi Kuran’ı okumamızı? Peygamberler zamanındaki olaylar ile kıyaslamayın okuma yazma bilmeyen bir topluma bir aracı gerekiyordu. Arapça lehçelerinde bile o kadar farklı tasvir ve anlamlara çıkıyor ki oradaki kelimeler herkes farklı yorumluyor.
Demek istediğimi elhora kardeşim anladı . benim anlatım eksikliğimden kaynaklı elbette.
" Diyorsunuz ki Muhammed'e gelen vahiyler direk cümle,kalıp biçmindeydi oysa diğer peygamberlere içsel bilgelik olarak verildi ve cümleleri kendileri kurdular."
demek istiyorum tam anlamı ile. kaynak şüphesiz ki allah. ancak indiriliş şeklinde farklılık bu noktada var sadece. hepsinde cebrail aleyhisselam taşıyan ve paygambere ulaştıran. ancak veriliş şekli farklı. bu senbeb ilee kuran tüm zmanlara hitap eder. ve zaman ve teknolojiye göre yorumlamak mümkündür aslen. buna şöyle bir örnek verebilrim. " eşinden boşanan kadın üç iddet bekler." sebebi çocuğun babasını bilebilmektir. şaşırmamak tır.
burdaki üç iddet peygamber zamanıdna ve yakın tarihe kadar üç aydı. hamillelik karın şişince anlaşılbaildiğinden. ancak ilerleyen teknoloji ile bu üç haftaya düştü, dahada ileride üç güne düşücek. çünkü döllenmenin kesin tespiti artık yüksek teknoloji ile daha kısa zamanda mümkün. burdaki üç değişmiyor ama dikkat. bu şekilde bir anlatım kullanıldığından indiriliş şekli farklıdır zaten. zaman, şartlara, isteğe bağlı farklı yorum ve açıklamalar içeriir kuran. dönemin arap şairleri bu sebeble de hayran kalmıştır. bu açıdan kuran tektir, çünkü.

alim değilim, fikirlerimi paylaşıyorum. hatalarımı eksiklerimi söylemeniz göz etmeniz güzel olmuş. tabi şnu da söylliyeceğim söylediklerimi direkt red etmeyin lütfen araştırın kaynaklardan. tam anlatamadığım yada örnekleyemediğim olabiliyor. sohbete devam neticede. ;)
 
Geri
Üst