Tanrı

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan XirisX
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
"Tanrı'mı diyor kardeşim git ona buna sapıklık yap diye?"
Bir sübyancıyı düşünelim. Pedofili dediğimiz eğilim, beyin kimyasından ibarettir. Cinsel eğilimler aynı şekilde. Tanrı insanı fazla şehvet sahibi olmayacak şekilde yaratamaz mıydı? Ya da o kişinin beyin kimyasını çocuklara ilgi duymayacak şekilde ayarlayamaz mıydı? Peki pedofili gibi bir şeyi yaratmanın anlamı nedir?
Yani ilk suçlu elbette tanrıdır. Suçu işlemeyi seçenin insan olduğunu iddia etsek bile (iddia etmek diyorum, çünkü özgür irade diye bir şey yoktur), o insan, küçük çocuklara ilgi duymayı kendisi mi seçmiştir? Hayır, onun beyin kimyası o şekilde ayarlanmıştır Tecavüz gibi bir eylemi gerçekleştiren insan, eylemi gerçekleştirmeyi seçtiyse bile, yoğun bir şehvet hissetmeyi kendisi mi seçmiştir? Hayır, onun doğası öyledir. Öyleyse elbette ilk suçlu tanrıdır.

"Tanrı insanın zihnini şekillendirse neden ona irade versin?"
İrade diye bir şey olduğunu nerden çıkardınız? Hareketlerinizin arkasındaki sebepleri düşünürseniz aslında seçim dediğiniz şeyin bir ilüzyondan ibaret olduğunu görürsünüz. Ama bu çok geniş bir konu. Örnek olması için bir Türkçe altyazılı video atayım.

Kötülük yapan insanlar bu dünyada gayet de güzel yaşayıp cezasını çekmeden ölürken hangi karmadan bahsediyoruz? Karma denen şeyi direk eliyorum. Ha, anca öbür dünyadan bahsedersek bu doğru olabilir, fakat bu da yetersizdir.
Hesapların kapatılmasından bahsettiğiniz şey, intikamdır. Örneğin kötülük yapan biri, cehenemde yanacaksa, bu yaptığı kötülüğün intikamdır. Güzel olan şey ilk başta o kötülüğün var olmamış olmasıdır. Tanrı bizim yerimize intikam alıyor diye, ona merhametli denemez. Zira merhametli denen varlık ilk başta kötülük diye bir şeyi varlığa çıkarmayacaktır.
Ali, Veli'nin kızına tecavüz etti ve onu vahşeci katletti. Veli sinir krizi geçirdi ve Ali'yi öldürdü. Dinlere göre ikisi de cehennemde yanacak.
Evet, durumu inceleyelim. Merhamet? Adalet? Anlam? Bunlar olsa olsa insan uydurmasıdır.
Hadi, Veli böyle bir şey yapmamış olsun ve "adalet" öbür dünyada sağlansın ve Ali "cayır cayır" yansın. Bu durumdan dolayı tanrının merhamet sahibi olduğunu iddia etmek deliliktir. Burdaki merhamet, tanrının, gerek mucizeyle, gerek bir neden sonuç zinciri ayarlayarak, örneğin ilk başta kötülüğü yaratmayarak, böyle bir olayın yaşanmamış olmasını sağlamak olabilir. Ama bu tarz olaylar ve başka birçok örnek yaşanmıştır, yani tanrının merhameti insanın sadece hayal ettiği bir şeydir.
 
Caraco reis resmen yagı dağıtıyorsun. Seni destekleyecek bir şeyler yazmak isterdim ama benim bilgimi aşıyorsun.

"Tanrı insanın zihnini şekillendirse neden ona irade versin?"
İrade diye bir şey olduğunu nerden çıkardınız? Hareketlerinizin arkasındaki sebepleri düşünürseniz aslında seçim dediğiniz şeyin bir ilüzyondan ibaret olduğunu görürsünüz. şu kısıma ve Bir sübyancıyı düşünelim. Pedofili dediğimiz eğilim, beyin kimyasından ibarettir. Cinsel eğilimler aynı şekilde şu kısıma da ayrıca belirterek katılıyorum. İnançlı arkadaşların önce bunları kabul etmeleri gerektiğini düşünüyorum.
 
Öncelikle değerleri görüşleriniz için teşekkür ederim sevgili Caraco, keza size de Kont Dracula. Herkesin bilgiyi almasının bir vakti olduğunu düşünüyorum ve iç sesim konuşmayı burada sonlandırmak gerektiğini söylüyor. :)
 
İnsan şu an ki zekasıyla tanrıyı anlayamaz,kendine göre değerler biçer kanaatimce..

İşte bu. İnsanın söyleyebilmekte muktedir olabileceği tek şey bu. "Bilinmeyen" Tanrı olgusu hakkinda var ya da yok dışında kalan tek cevap "bilmiyorum, anlayamayız. " olabilir. Aklınca var olmasını istediği ideal tanrıyı yaratmış, kendi değişmez akıl putunu, başkalarına "kesinlik" içerisinde sunan insanlar ancak boş konuşurlar. Kutsal olduğuna inanılan kitaplarda bile insanın muhatap olduğu şey onun buyrukları ve yasaklaridir. Sosyal hayatı düzenleyen bir anayasa kitabı gibidirler. Orada onu bilemezsin. Tanrı yine bilinmez kalır. Yalnızca senden isteyip, istemediği şeyleri bilirsin. Koyduğu kurallara tabisindir. Onun kurallarını tanırsın, onun salt varlığını değil.

Ve son cümleniz özet niteliğinde "kendine göre değer biçerler..."

Satırlar boyu başkalarının tanrılarını okuyoruz, onların kişisel tanrılarını. Matrixten çıkmak istemeyen insanlar gibiler. Onlarin tanrılarına el uzattığımız an da saldırgandırlar. Yahut idealize ettikleri tanrı figürü yıkılmasın diye, kör bir şekilde canla başla yalanlarını savunurlar. Insan bilmiyorum demeyi hiç sevmez çünkü. O her şeyi bilir. Bilmeli.
 
İşte bu. İnsanın söyleyebilmekte muktedir olabileceği tek şey bu. "Bilinmeyen" Tanrı olgusu hakkinda var ya da yok dışında kalan tek cevap "bilmiyorum, anlayamayız. " olabilir. Aklınca var olmasını istediği ideal tanrıyı yaratmış, kendi değişmez akıl putunu, başkalarına "kesinlik" içerisinde sunan insanlar ancak boş konuşurlar. Kutsal olduğuna inanılan kitaplarda bile insanın muhatap olduğu şey onun buyrukları ve yasaklaridir. Sosyal hayatı düzenleyen bir anayasa kitabı gibidirler. Orada onu bilemezsin. Tanrı yine bilinmez kalır. Yalnızca senden isteyip, istemediği şeyleri bilirsin. Koyduğu kurallara tabisindir. Onun kurallarını tanırsın, onun salt varlığını değil.

Ve son cümleniz özet niteliğinde "kendine göre değer biçerler..."

Satırlar boyu başkalarının tanrılarını okuyoruz, onların kişisel tanrılarını. Matrixten çıkmak istemeyen insanlar gibiler. Onlarin tanrılarına el uzattığımız an da saldırgandırlar. Yahut idealize ettikleri tanrı figürü yıkılmasın diye, kör bir şekilde canla başla yalanlarını savunurlar. Insan bilmiyorum demeyi hiç sevmez çünkü. O her şeyi bilir. Bilmeli.

Bilinene iman olmaz,görülene,duyulana,müşahade sahasına gelene nasıl tanrı denilebilir ?
O ki benzeşmelerden münezzeh,yaradılanın yaratıcısı,yaradılan üzerine tasarrufu ile yaradılmış sahası üzerinde bilinebilir.
Vacibul vücudu zıddı olmadığı için bilinemez iman edilebilir,
La ilahe illallah bunun üzerine kurulu olup içerde ve dışardaki putlarımızı reddetmek için olmuştur,
"La" tüm putları reddetmek için
"İllallah" isbatı gaybi imana ispatı içindir.
Gerisi dünyada abesle iştigaldir.

"La" ateistlere ve materyalistlere ucundan nasip olmuş,onlar dışarıdaki ilahları reddetsede içerdeki ilahları reddedememiştir.
"La" en kemalli peygamber efendimize nasip olmuş o ondan başkasını her iki cihettede tenzih etmiş,
"İllallah" ateistlere ve materyalistlere kokusu bile gitmemiş
"İllallah" yine peygamber efendimize nasip olmuş dünyada gaybi den miraca kavuşturulmuştur.
 
Tanrının yokluğuma inanmak hiç bana göre değil. Çok acı veriyor. Tanrı olmayınca hayatın bir anlamı kalmıyor benim için. Öte yandan da zihnimin bir tarafından inançsızlık baskın geliyor bu gezegene bakınca.
 
Forum formunda :geek: Sevindim sahi sahi. Eğer konumuz Tanrı ise öncelikle yorumlarımız 'her türden olan etkileşimlerimizin' meyvesi. Şöyle ki; gözümüzle görüp, kulağımızla duyup ve sair duyularımızla algıladığımız -her ne varsa- bunların toplamı dünyaʼmızdır yani biziz. Böylece biz dünyaʼyız ve beynimizdeki reaksiyon kadarız. Biz derken de her insan farkettiyseniz bireysel bir dünya ve yorumladığımız Tanrı da (eğer yorumlanabiliyorsa) bireyin gözünden bakıldığı için gene bizden ibaret olmak zorunda. Peki, biz ne kadar Tanrıʼyız veya Tanrısallığın neresindeyiz ki? Öncelikle Tanrı nedir ve dünyaʼmız eğer "biz" ise ve biz Tanrı değilsek; o halde söyler misiniz, harici Tanrı kimdir? Eğer mevcutsa, Oʼnun bilinmesi gözle de mümkün olamaz, kulakla da; öyle ki sair duyularımız - sadece- karmaşıklığımızı arttırıyor, çünkü, dünyamız beynimizin varoluşa verdiği tepki ve algıladıklarımızsa sırf kendimiziz ve biz Tanrı değiliz. Zira Tanrı olsaydık "el emeği, göz nuru" der; varoluştan asla şikayetçi olamazdık. Belki de bir Tanrıʼnın rüyası bura ve tüm ızdırabımız cehaletimiz kadarıdır.
 
Tanrıdan öte tanrı olanlardan bıktım usandım
Neylesin bu dhardhar kardeşiniz?
Tanrı kendi yarattığından sorgulanmayı bekler
Sorgular dharhar kardeşiniz!
Kendi yarattığı bu dünyada bu kadar ahlaksızken
Sorgular mı acaba tanrı kendini?
En çok bunu merak eder dhardhar kardeşiniz...
 
Geri
Üst