Sistemle uyumlu çalışmak için iki önemli kuralın geçerli olduğuna inanıyorum.
1. Empati ve anlayış: Her ruh dünyaya belli bir yolculuğu tamamlamak için geliyor. Sadece nefes alıp vermek ve toplumsal düzenin normlarını uygulamak değil. Her birimiz eşsiz bir yolun deneyimleyicileriyiz. Ne siz benim yoluma sapabilirsiniz ne ben sizin yolunuza... Bu sebeple herkesin ve her şeyin biricik olduğunu, deneyimlerinin onlara özel olduğunu kavramak gerekiyor. Bu doğrultuda da yargılamamak, kınamamak gerekli. Hayata, çevreye ve insanlara "anlayışla" yaklaştığınızda büyük ölçüde uyumlanıyorsunuz. Burada anlayıştan kastım hoşgörü, alttan alma vs değil. Örneğin bir insan yolsuzluk yaptığında herkesin gördüğü şey onun para çaldığı ve hırsız olduğudur. Bu toplum yasalarına göre böyle. Çok az insan "niçin" yaptığının ardını arar. İhtiyacı vardı? belki... Belki hiç ihtiyacı yoktu sadece açgözlüydü? Öyleyse neden açgözlüydü? Onun böyle olmasına neden olan alt sebep neydi? Hayatım boyunca insanları kınamamaya özen gösterdim, çoğu insan gibi. Fakat kendi deneyimim birinin ufacık bir hareketini saçma bulsam dahi o hareketi kendim yaparken buldum. Bu bana şunu öğretti; bu yolda alacağın dersleri seyirci kalarak da alabilirsin, bizzat rol alarak da.
2. Niyetler: Neyi niçin yaptığını bilmek ve ardını düşünebilmek önemli. Bunun en kritik noktası da insanın kendini tanımasından geçiyor. Niyetim beğendiğim ya da aşık olduğum birini kendime aşık etmek olsun. Peki neden? Onun bana karşı ilgisi sevgisi çok hoşuma gidiyor. Peki niye hoşuna gidiyor başkasının sana verdiği ilgi sevgi? Ya da daha değişik bir biçimde soralım neden ilgi ve sevgi açlığı çekiyorsun? Kendini sevmiyor ve ruhunun bu sevgi açlığını başka yollarla doldurmaya çalışıyor olabilir misin?
Başka bir örnek verelim; biri benim canımı çok sıktı veya çok yaktı. Ona bir ders vermek istiyorum. Neden kendi ellerinle ona bir ders vermek istiyorsun? Hayata karşı bir güvensizliğin mi mevcut? Karşıdaki kişi bir ders almazsa öylece hakkının yenmiş olarak kalacağını mı düşünüyorsun?
Biraz Sokrates vari bir anlatım oldu ama işin özü şu biz hayata öyle 60 70 sene dünya yüzü görmüş olalım diye gelmiyoruz. Bir amacımız var. Keşfetmemiz gereken bir ruhumuz ve giderken yanımızda götüreceğimiz derslerimiz var. Bunu da en iyi kendimizi, başkalarını ve içinde bulunduğumuz hayatı sorgulayarak, irdeleyerek ve anlayarak başarabiliriz. Sistem tam olarak her birimizin yürüdüğü o yol, yolların kesişimi ve yolları oluşturan her şeydir. Siz bu yolda bazen yanınıza bir şeyler alabilirsiniz, bazen alamazsınız. Bazen biriyle yollarınız bir çatalda kesişir, bazen kesişmez. Zorlarsanız kesişmesi için engebeli bir yola da dönüşebilir sonrasında. Her şey belli bir düzen dahilinde. O düzene ne kadar güvenir, inanır ve uyarsanız yolunuz da o kadar rahat yürünebilir bir yol olur.