Ruhun kendisi gelmez. Bu imkansızdır. Ruhun matriximizinde tesir alanına dahil ettiği, kodladığı, hatta belki de döngüselliğini yüklemiş olduğu yani yuttuğu alt enerjiler, dar kalıplar gelirler. Matrixin her zerresi quantum mekaniği ile tasarlanmıştır ki, bu da duygu ve düşüncelerimize göre yeniden formatlanabilen bir proaktif, interaktif yeniden yazılım demektir..
Bunu böyle anlayın. Doğru gelişim tabanında kalın ki zamanla yanılgılardan yanılgılara sürüklenmeyin.
Bir köpeğin sahibi öldüğünde, sanılanın aksine ruhu köpeğin içine girmiş olmuyor mesela. Ama köpek, sınırlı ayna nöronları ile sahibinin bazı hareketlerini taklit etmeye başlayabiliyor. Çünkü rutinde bir eksiklik var ve köpek bunu kendinde temsil ederek bütünlemeye çalışıyor. Mesela sahibi gibi anahtara davranıyor. Anahtarı kapıya götürmeye çalışıyor. Sabah erkenden banyoya girip duşun suyunu açmaya çalışıyor vs. Sahibini kendi düzleminde temsil ederek tabiatının gereğini yapıyor.
İşin fizik boyutu haricinde metafizik boyutunda da durum pek farklı değildir. Bazı enerji sarfiyatı ile beslenen cinni varlıklar vardır etrafımızda ( ki özellikle bilinçsiz veya çok düşük bilinçli olanlar bizlerin etrafında dolanırlar) ve bazı amellerimizden çıkan enerjilerin eksikliğini hissetmeye başlıyorlar ve bir histerik yoğunluk oluşuyor. Bu, ölen kişinin ruhu değildir. Bu, ölen kişinin ruhunun etrafındaki serbest enerjileri bir şekilde fethetmiş ve kodlamış olmasının bir sonucudur. Yani kişi öldü ve arkasındaki enerji kümeleri kişiyi bir süre daha taklit edecekler. Ama serbest radikal enerjilerdir bunlar ve asla kişinin kendisini kaynağından temsil edemezler. Böyle bir kanun yoktur. Olsa zaten ölüler dirilerden daha popüler olurdu.
Ruh gelmez. Ruhun, kullandığı yaşam ve yaratma gücü ile etrafına saçtığı enerjiyi yüklenmiş olan daha güçsüz olan tulpalar gelebilirler ancak. Onlar da zaten zamanla git gide çözüleceklerdir. Enerji döngüsü kendini sürekli yeniler. Hafızasını sürekli tazeler. Gerçek hafızaya yani akaşik kayıtlara ulaşmak öyle kolay değildir. Onun hakları kendinde saklıdır.