Ölümden sonra ne olacak

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Neo5
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Merhaba,

Ölüm; mevcut biyolojik formunuzun fiziki alemden belli bir süre uzaklaşma olgusudur. Bu bir olgudur çünkü sürekli tekerrür eder. Karmalar içerisinde çoğu kez reenkarne oluruz. Ancak, hudut ve boşluk denizinden geçerken geçmişe dair herşeyi geleceğe dair tüm varsayımlarımızı unuturuz. Bir diğer deyişle mühürleniriz. Tanrı adını verdiğimiz sonsuz ve mutlak ışığın; bizlerin ibadetine, saygısına, sevgisine ya da eylemlerine ihtiyacı bulunmaz. Çünkü bu eylemleri yapmamızı sağlayan, eylemlerin oluşamasına sebebiyet verende kendisi olacağından Tanrının da bizler gibi karma içine girmesi gerekir. Karmaya dahil olan bir varlıkta Tanrı olamaz! Her insanın, hayvanın, nesnenin bir yaradılış amacı bulunur. Bu amaca erişebilenler karma döngüsünü tamamlar ve sonsuz rahmet katına ulaşır. Bu kattan tekrar yaşam formlarına erişebilmesi ise sadece Tanrı takdiri ile olur. (Ermek, dinginliğe ulaşmak, bilge olmak, tasavvuf vb gibi tüm kavramlar karmanın tamamlanması sürecinde ki ufak adımlardır) Mevcut dinlerin anlattığı, betimlemeye çalıştığı Cennet ve Cehennem kavramlarının gerçek ile hiçbir ilgisi bulunmaz. Çünkü evrenin hiçbir noktasında sonsuz huzur, sonsuz mutluluk, sonsuz iyilik olguları yer almaz, bunlara bizler erişemeyiz. Bu kavramlar ve oluşumlar sadece Tanrıya mahsustur. İnsanlar, iyi ya da kötü eylemlerinin karşılıklarının olması gerektiğine inanmak istedikleri için Cennet ve Cehenneme gerçek dışı anlatımlar, oluşumlar, varlıklar, hikayeler eklemişlerdir. Öldükten sonra, iyi ya da kötü hiç fark etmeksizin öncelikle "Guha" adı verilen toplanma alanına geçiş yaparsınız. Bu alanda, bazı melekleri ve imparatorluk elçilerini görebilirsiniz. Melekler sizi dünya auranızdan arındırarak, Yuhşa adı verilen Tül-Şeffaf bahçeye gönderirler. (siz gitmek istemeseniz bile rahmetiniz sizi oraya sürükleyecektir) Bu bahçe öylesine şeffaftır ki, insan fiziki alem deyken hissettiği ve hissedemediği tüm duyguları en şiddetli şekilde hisseder, iyi ya da kötü yaptığı herşey film şeridi gibi göz önünden geçer, artık kendine yalan söyleyemez hale gelir. Bu bahçeye, pişmanlık ya da gözyaşı denizi adı da verilir. Ardından Cennet İmparatorluğuna yani Tanrının olduğu ancak imparatorluktaki en eski varlığın bile Tanrıyı göremediği bu gizemli alana giriş yapılır. Göksel alemde, herşey eşittir. Yerin gökten, göğün yerden hiçbir farkı yoktur. İnsan iyi ya da kötü olabilir çünkü bu onun seçimidir. Ancak iyi ve kötünün ortak paydası insan, varlık olmasıdır. Özler eşittir, tercihler basittir ve ayrıdır. Cennet İmparatorluğu fiziksel alemde ki amacını bulamayan insanların çoğunu karmalarını tamamlayabilmek için reenkarne eder. Çoğumuzun dejavu adını verdiği olay da tam olarak bu karma döngüsünden kaynaklanır. Hayatımızın belli dönemlerinde enerji eşiğimiz öncemizle ya da sonramızla eşit düzeye ulaştığında hatıra mühürleri zayıflar hatta bazıları kırılabilir. Şimdiki hayatınıza ait olmadığını düşündüğünüz anılar zihninizde belirebilir. O anılar size aittir sadece içinde bulunduğunuz fiziki formun yaşantısına ait değildir o kadar. Ancak karma sizin karmanız sonuçta. Reenkarne edilemeyecek kadar lekenmiş, ilkel ruhu saf kötülükle bulanmış özler arınabilmeleri için mavi ateş kazanlarına, kuyularına gönderilir. Kan ateşi iblis kazanlarına, yeraltına özeldir. Kısacası, öldükten sonra bildiğiniz herşeyin değişeceğini ve inanmak istediğiniz birçok şeyin aslında olmadığını göreceksiniz. Umarım, göksel krallığa hızlı adapte olabilirsiniz ve farkındalık kazanabilirsiniz.

Saygılarımla.
Göksel kralliga yaşarken de gidebilir miyiz
 
Bu anlatımın üzerine bir sorum olacak. Eski hayatlara dair hatıralara erişmiş ve karma döngüsünü de neden-sonuç olarak çözmüş, yaşlı bir ruh olduğumuzu da biliyorsak, reenkarne sürecinin sonuna geldiğimizi varsayabilir miyiz? Hatıralar mühürlenir dediniz. Mühürler neden kırılır?
Merhaba,

Mühürlerin kırılmasında bir çok sebep olabilir. Karma döngüsünü çözen ve yeri geldiğinde yönetebilen maalesef ki sadece ben değilim...! Çok uzun zamandır tüm insanlıktan saklanan bazı gerçekler artık ortaya çıkmak zorunda ve bu zorundalık bazı sonuçlar getirmeye başladı bile... Hatıra mühürleri, fazla enerji dalgalanmalarından dolayı kırılır çoğunlukla. Yaşam döngüsü ve karma döngüsü arasında çakışma özellikle son yıllarda sıklaştı..
 
Bu anlatımın üzerine bir sorum olacak. Eski hayatlara dair hatıralara erişmiş ve karma döngüsünü de neden-sonuç olarak çözmüş, yaşlı bir ruh olduğumuzu da biliyorsak, reenkarne sürecinin sonuna geldiğimizi varsayabilir miyiz? Hatıralar mühürlenir dediniz. Mühürler neden kırılır?
Acaba mühürlerin kırılması bir matrix hatası sayılabilir mi?

Birde Bedri Ruhselman ölüm ve sonrası hakkında kitaplarında bir çok bilgi vermiştir.
Tavsiye ederim.
 
Dediklerinizden yola çıkarak uyuduğumuzu ve bir uyanışın olacağını kastediyorsunuz sanırım.Peki bu değişikliğe ne sebep olacak yada kim?
Merhaba,

Bu değişime, insanlık tarihinden önce yaşanılmış ve sonuçları tam olarak alınamamış "efendiler savaşı" olarak ta bilinen ve bildirilen bu savaşın tekrar başlaması sebep olacak. İlk kıvılcımları dünya üzerinde başlatıldı bile.
 
ölümü her düsündügümde tanrı kavramından uzaklasıyorum o kadar fazla durumlar okudum ki direk kısa yoldan artık sadece karanlık,hiçlik,yokluk demek istiyorum. red ettiğimden değil ama bu kadar tefferuatlı ve gizlenmek neden anlamıyorum. oyun yapımcıları bile bi kar elde etmek amacıyla oyunu yapıyorlar bu dünya insan ırkı vs neden yani? bize ihtiyacı dahi olmayan bir üstün gücün bizden beklentisi ne olabilir semavi dinlerdeki özellikle insanın yaratılısında meleklerin karsı cıkması ve insanoğlunun gercekten basarısız bir proje olması. o kadar mitoloji ve dinlerle karıştırılmış ki dünya neyin dogru olup olmadıgını bilmiyorsun bazı din sahipleri kutsal kitapları bunu bir makinanın üretiminden sonra kullanma kılavuzu olarak niteler ama bilmez ki makinanın 10 tane kullanma kılavuzu olmaz ana diller diyecegimiz dillerde tek kılavuz olur. cok ürkütücü bir o kadarda çıldırtıcı. reenkarnasyon dahada çıldırtıcı yok olmayı istesen tanrıya karşı isyankarsın yaşamak istesen bu döngü artık canını sıkıyor. gayb ve üstün güçlerden cevap yok. alana akıllı alamayana çakra vs meselesi diyip geçiliyor. bu dünyada yeterince akıllı olmaya gerek yok elbet bir yerlerde zaten yanlış tercih-ler yapmış olacağız. ölüm sonrası ve ölüm günü saati hakkında zaten bize tabiri caizse kıyak yapmayan bir sistemden bahsediyoruz çokta şeapmamak gerek takmamak yani. ölünce artık spatyom mu var kabir azabı mı var gerçi bunlarda bir nevi birbirine benziyorda yoksa tanrı parçaçığı var diye bir dahaki sefer tanrı mı olacağız yoksa komple karanlık mı olacak hepimiz yaşıcaz cünkü üstün gücümüzün canı sıkılmıs bi kere.

üstün güc derken bu ra da olabilir yehovada olabilir maymunda olabilir annunakilerde olabilir hatta arttırıyorum spagetti de olabilir hersey olabilir.
 
Merhaba,

Mühürlerin kırılmasında bir çok sebep olabilir. Karma döngüsünü çözen ve yeri geldiğinde yönetebilen maalesef ki sadece ben değilim...! Çok uzun zamandır tüm insanlıktan saklanan bazı gerçekler artık ortaya çıkmak zorunda ve bu zorundalık bazı sonuçlar getirmeye başladı bile... Hatıra mühürleri, fazla enerji dalgalanmalarından dolayı kırılır çoğunlukla. Yaşam döngüsü ve karma döngüsü arasında çakışma özellikle son yıllarda sıklaştı..
Teşekkür ederim. Reenkarneden bahsetmişken merak ettiğim başka bir şeyi de sormak istiyorum. Ruh parçaları hakkında bir bilginiz var mı? Kastettiğim bir ruhun bir çok parçaya bölünmesi ve her parçanın birbirinden bağımsız ayrı reenkarne sürecinde farklı süreler dahilinde yaşayıp öze geri dönmesi. Bu konu hakkında paylaşabileceğiniz bir şey var mı?
 
Merhaba,

Ölüm; mevcut biyolojik formunuzun fiziki alemden belli bir süre uzaklaşma olgusudur. Bu bir olgudur çünkü sürekli tekerrür eder. Karmalar içerisinde çoğu kez reenkarne oluruz. Ancak, hudut ve boşluk denizinden geçerken geçmişe dair herşeyi geleceğe dair tüm varsayımlarımızı unuturuz. Bir diğer deyişle mühürleniriz. Tanrı adını verdiğimiz sonsuz ve mutlak ışığın; bizlerin ibadetine, saygısına, sevgisine ya da eylemlerine ihtiyacı bulunmaz. Çünkü bu eylemleri yapmamızı sağlayan, eylemlerin oluşamasına sebebiyet verende kendisi olacağından Tanrının da bizler gibi karma içine girmesi gerekir. Karmaya dahil olan bir varlıkta Tanrı olamaz! Her insanın, hayvanın, nesnenin bir yaradılış amacı bulunur. Bu amaca erişebilenler karma döngüsünü tamamlar ve sonsuz rahmet katına ulaşır. Bu kattan tekrar yaşam formlarına erişebilmesi ise sadece Tanrı takdiri ile olur. (Ermek, dinginliğe ulaşmak, bilge olmak, tasavvuf vb gibi tüm kavramlar karmanın tamamlanması sürecinde ki ufak adımlardır) Mevcut dinlerin anlattığı, betimlemeye çalıştığı Cennet ve Cehennem kavramlarının gerçek ile hiçbir ilgisi bulunmaz. Çünkü evrenin hiçbir noktasında sonsuz huzur, sonsuz mutluluk, sonsuz iyilik olguları yer almaz, bunlara bizler erişemeyiz. Bu kavramlar ve oluşumlar sadece Tanrıya mahsustur. İnsanlar, iyi ya da kötü eylemlerinin karşılıklarının olması gerektiğine inanmak istedikleri için Cennet ve Cehenneme gerçek dışı anlatımlar, oluşumlar, varlıklar, hikayeler eklemişlerdir. Öldükten sonra, iyi ya da kötü hiç fark etmeksizin öncelikle "Guha" adı verilen toplanma alanına geçiş yaparsınız. Bu alanda, bazı melekleri ve imparatorluk elçilerini görebilirsiniz. Melekler sizi dünya auranızdan arındırarak, Yuhşa adı verilen Tül-Şeffaf bahçeye gönderirler. (siz gitmek istemeseniz bile rahmetiniz sizi oraya sürükleyecektir) Bu bahçe öylesine şeffaftır ki, insan fiziki alem deyken hissettiği ve hissedemediği tüm duyguları en şiddetli şekilde hisseder, iyi ya da kötü yaptığı herşey film şeridi gibi göz önünden geçer, artık kendine yalan söyleyemez hale gelir. Bu bahçeye, pişmanlık ya da gözyaşı denizi adı da verilir. Ardından Cennet İmparatorluğuna yani Tanrının olduğu ancak imparatorluktaki en eski varlığın bile Tanrıyı göremediği bu gizemli alana giriş yapılır. Göksel alemde, herşey eşittir. Yerin gökten, göğün yerden hiçbir farkı yoktur. İnsan iyi ya da kötü olabilir çünkü bu onun seçimidir. Ancak iyi ve kötünün ortak paydası insan, varlık olmasıdır. Özler eşittir, tercihler basittir ve ayrıdır. Cennet İmparatorluğu fiziksel alemde ki amacını bulamayan insanların çoğunu karmalarını tamamlayabilmek için reenkarne eder. Çoğumuzun dejavu adını verdiği olay da tam olarak bu karma döngüsünden kaynaklanır. Hayatımızın belli dönemlerinde enerji eşiğimiz öncemizle ya da sonramızla eşit düzeye ulaştığında hatıra mühürleri zayıflar hatta bazıları kırılabilir. Şimdiki hayatınıza ait olmadığını düşündüğünüz anılar zihninizde belirebilir. O anılar size aittir sadece içinde bulunduğunuz fiziki formun yaşantısına ait değildir o kadar. Ancak karma sizin karmanız sonuçta. Reenkarne edilemeyecek kadar lekenmiş, ilkel ruhu saf kötülükle bulanmış özler arınabilmeleri için mavi ateş kazanlarına, kuyularına gönderilir. Kan ateşi iblis kazanlarına, yeraltına özeldir. Kısacası, öldükten sonra bildiğiniz herşeyin değişeceğini ve inanmak istediğiniz birçok şeyin aslında olmadığını göreceksiniz. Umarım, göksel krallığa hızlı adapte olabilirsiniz ve farkındalık kazanabilirsiniz.

Saygılarımla.
Mevcut dinlerin hikayesi reddedilmiş ve yeni bir benzer hikaye yazılmış... Sanırım dinlerin evrimide bu şekilde oluyor :) Ortak noktaları ise hikayeden ibaret olmaları.
 
Mevcut dinlerin hikayesi reddedilmiş ve yeni bir benzer hikaye yazılmış... Sanırım dinlerin evrimide bu şekilde oluyor :) Ortak noktaları ise hikayeden ibaret olmaları.
Merhaba,

Benim yazdığım birçok bilgiye ait belgeleri ve kanıtları sizlerde bulabilirsiniz. Herşeyin hikaye olup sizin fikrinizin ya da düşüncelerinizin gerçek olma ihtimali nedir? Mevcut dinlerin insanlığa aktardığı pek çok bilgide hata olduğu konusunda hem fikiriz zaten. Anlattıklarım da bunu destekler nitelikte... Ancak anlattıklarımın da hikayeden ya da kurmaca dan ibaret olduğunu düşünüyorsanız ya gerçekten araştırma yapmayı sevmiyorsunuz ya da benimkiler den daha mantıklı açıklamalarınız, bilgileriniz mevcut demektir.

Saygılarımla.
 
Merhaba,

Benim yazdığım birçok bilgiye ait belgeleri ve kanıtları sizlerde bulabilirsiniz. Herşeyin hikaye olup sizin fikrinizin ya da düşüncelerinizin gerçek olma ihtimali nedir? Mevcut dinlerin insanlığa aktardığı pek çok bilgide hata olduğu konusunda hem fikiriz zaten. Anlattıklarım da bunu destekler nitelikte... Ancak anlattıklarımın da hikayeden ya da kurmaca dan ibaret olduğunu düşünüyorsanız ya gerçekten araştırma yapmayı sevmiyorsunuz ya da benimkiler den daha mantıklı açıklamalarınız, bilgileriniz mevcut demektir.

Saygılarımla.
Yazdıkların ölümden sonrasını anlatıyor hangi kanıtı ve bilimsel makaleyi sunacaksın acaba? Kendi çiftliklerinde istedikleri gibi atıp tutan, bilim adamları gerçek bir deney ortamı kurup kayıt altına aldığı zaman ise kendi kendine zırvalayan şaklabanlara dönüşen medyumların sözde seanslarını mı? Hikaye ve masal kitaplarını, deli zırvalarını okumak araştırmak ise evet o konuda biraz cahilim. Ayrıca bu evren hakkında kesin düşüncelere sahip değilim ki "herşeyi" yalanlayıp senin gibi kesin ifadeler kullanarak kendi masalımın tek doğru olduğunu savunayım bunu da nerden çıkardın? :)

Hayır, bu evren hakkında "mantıklı" bir masalım şuan için yok malesef... Tek bildiğim evreni göz önüne alınca haddimizi epey aştığımız!
 
Son düzenleme:
Yazdıkların ölümden sonrasını anlatıyor hangi kanıtı ve bilimsel makaleyi sunacaksın acaba? Kendi çiftliklerinde istedikleri gibi atıp tutan, bilim adamları gerçek bir deney ortamı kurup kayıt altına aldığı zaman ise kendi kendine zırvalayan şaklabanlara dönüşen medyumların sözde seanslarını mı? Hikaye ve masal kitaplarını, deli zırvalarını okumak araştırmak ise evet o konuda biraz cahilim. Ayrıca bu evren hakkında kesin düşüncelere sahip değilim ki "herşeyi" yalanlayıp senin gibi kesin ifadeler kullanarak kendi masalımın tek doğru olduğunu savunayım bunu da nerden çıkardın? :)

Hayır, bu evren hakkında "mantıklı" bir masalım şuan için yok malesef... Tek bildiğim evreni göz önüne alınca haddimizi epey aştığımız!
Merhaba,

Bir şeyin hikaye olduğunu ya da gerçek dışı olduğunu savunuyorsanız doğrusunu bilmeniz gerekir. Yersiz eleştiri ve temelsiz bir yorumun içi boş bir kavanoz dan farkı yoktur. Bilgim olmayan ya da daha deneyimlemediğim hiçbir konunun, forumun altına yorum yaomadım, yapmam da. Verdiğim bilgilerin mutlak doğru olduğunu savunur bir tarzda konuşmuyorum, konuşmamın sonucunda da verdiğim bilgileri tek gerçeğiniz olarak kabul etmenizi beklemiyorum. Evrende ki her konu hakkında belli başlı çalışmalar ve uygulamalar mevcuttur. Bu çalışmaların saptırılmamış ve oynanmamış halini bilen, okuyan biri olarak yorum yapmaya çalışıyorum sadece. Ancak birçok şeyin kurmaca ve gerçek dışı olduğunu savunan birinin, çoğu şey hakkında ki asıl gerçeği bilmesi gerekir ki o zaman kendinden önceki tüm herşeyi yargılayabilsin... Olmayan ya da yazmadığım şeyleri varmış gibi göstermeye çabanızda ayrı bir meziyet ister. Takdire şayan. Hiçbir yorumumda verdiğim tüm bilgiler gerçektir, mutlak doğrudur, tartışmaya açık değildir gibi bir ibare kullandığımı hatırlamıyorum. Kullanıyorsamda zaten şüphe duyulması gerekir. Dünyanın ve evrenin sırrı yine kendi içlerinde saklıdır. Sizin yaptığınız tek şeyi şöyle örneklendireyim; 2+2'nin dört olduğunu matematik dışında farklı bir bilimin yöntemleriyle ispatlayabilir misiniz? Cevabını vereyim hayır. Ancak 2+2'nin gerçekte 5 olduğunu matematik biliminin yöntemleriyle ve ispat teoremlerini kullanarak kanıtlayabilirsiniz. Ama siz bu ispatı matematik bilimi de dahil olmak üzere hiçbir bilimle yapılamayacağını savunuyorsunuz. Mantıksızlık içinde mantık arıyorsunuz nacizhane fikrim. Yorumları okuyanlara bırakalım. İyi forumlar.

Saygılarımla.
 
Merhaba,

Bir şeyin hikaye olduğunu ya da gerçek dışı olduğunu savunuyorsanız doğrusunu bilmeniz gerekir. Yersiz eleştiri ve temelsiz bir yorumun içi boş bir kavanoz dan farkı yoktur. Bilgim olmayan ya da daha deneyimlemediğim hiçbir konunun, forumun altına yorum yaomadım, yapmam da. Verdiğim bilgilerin mutlak doğru olduğunu savunur bir tarzda konuşmuyorum, konuşmamın sonucunda da verdiğim bilgileri tek gerçeğiniz olarak kabul etmenizi beklemiyorum. Evrende ki her konu hakkında belli başlı çalışmalar ve uygulamalar mevcuttur. Bu çalışmaların saptırılmamış ve oynanmamış halini bilen, okuyan biri olarak yorum yapmaya çalışıyorum sadece. Ancak birçok şeyin kurmaca ve gerçek dışı olduğunu savunan birinin, çoğu şey hakkında ki asıl gerçeği bilmesi gerekir ki o zaman kendinden önceki tüm herşeyi yargılayabilsin... Olmayan ya da yazmadığım şeyleri varmış gibi göstermeye çabanızda ayrı bir meziyet ister. Takdire şayan. Hiçbir yorumumda verdiğim tüm bilgiler gerçektir, mutlak doğrudur, tartışmaya açık değildir gibi bir ibare kullandığımı hatırlamıyorum. Kullanıyorsamda zaten şüphe duyulması gerekir. Dünyanın ve evrenin sırrı yine kendi içlerinde saklıdır. Sizin yaptığınız tek şeyi şöyle örneklendireyim; 2+2'nin dört olduğunu matematik dışında farklı bir bilimin yöntemleriyle ispatlayabilir misiniz? Cevabını vereyim hayır. Ancak 2+2'nin gerçekte 5 olduğunu matematik biliminin yöntemleriyle ve ispat teoremlerini kullanarak kanıtlayabilirsiniz. Ama siz bu ispatı matematik bilimi de dahil olmak üzere hiçbir bilimle yapılamayacağını savunuyorsunuz. Mantıksızlık içinde mantık arıyorsunuz nacizhane fikrim. Yorumları okuyanlara bırakalım. İyi forumlar.

Saygılarımla.
Bence yaşamı bu kadar takmamak lazım bebekler bile ölüyorken
 
Sahsi dusuncem, dogmadan once ne hissediyorsak oldukten sonrada ayni olcak. Milyonlarca yillar gecti biz dunyada yasamiyorduk tipki bir olu gibi. Ben insanlari ruhu olcak kadar degerli gormuyorum bocek veya bakteri gibi goruyorum.
 
Geri
Üst