Ölüm Anı ve Sonrasında Yaşananlar!

Sizlerin inanışıniz bu işte ...söylüyorlar,öyle diyorlar,şundan rivayet edildiğine göre,görmüşler,duymuşlar Kuran apaçık ve netken sizler onu zorlaştırmak için herşeyi yapıyorsunuz sen bilmeyerek yapıyorsun bazıları bile bile yapıyor.Bana peygamber düşmanı diyorsun ahiret günü siz gibi insanlardan davacı olacağım.
 
Bana hurafeci demek sizin haddiniz değildir. Siz kendini bir halt sanan, peygamber düşmanı cahilin tekisiniz ve size laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur. Hurafeci görmek istiyorsan hocaların olan sapkın fikirli mustafa islamoğlu,caner taslaman, a. Bayındır, ebu hanzala gibi kişilere ve aynaya bak. Sonrada hiç bişey bilmiyorsan bile haddini bil bari!
Sizlerin inanışıniz bu işte ...söylüyorlar,öyle diyorlar,şundan rivayet edildiğine göre,görmüşler,duymuşlar Kuran apaçık ve netken sizler onu zorlaştırmak için herşeyi yapıyorsunuz sen bilmeyerek yapıyorsun bazıları bile bile yapıyor.Bana peygamber düşmanı diyorsun ahiret günü siz gibi insanlardan davacı olacağım.
 
Sizlerin inanışıniz bu işte ...söylüyorlar,öyle diyorlar,şundan rivayet edildiğine göre,görmüşler,duymuşlar Kuran apaçık ve netken sizler onu zorlaştırmak için herşeyi yapıyorsunuz sen bilmeyerek yapıyorsun bazıları bile bile yapıyor.Bana peygamber düşmanı diyorsun ahiret günü siz gibi insanlardan davacı olacağım.
Sen kıyamet günü bu kadar (haşa) pasif gördüğün, sadece kur'an ın inmesine aracı dediğin peygamber'imizin sav yüzüne nasıl bakacağını düşün önce.
Şu şunu dedi bu bunu rivayet etti felan o kadar önemsiz ve haşa hepsi yalansa ve madem kur'an da herşey gayet açık ve net yazıyor, namaz kılıyor yada kılmayı biliyorsan, namazın kılınış şekli kur'an ın neresinde yazıyor söylede bilelim sayın müfessir ve müceddidimiz. Kur'an da kılınış şekli bu kadar teferruatlı yazmıyorsa, haşa şu şunu rivayet ettiler de yalansa madem, kimden duydun yada öğrendin namazı, peygamber'in bizzat kendisin den mi? Yoksa sen işine gelmeyen herşeye yalan diyen birimisin?
 
Sen kıyamet günü bu kadar (haşa) pasif gördüğün, sadece kur'an ın inmesine aracı dediğin peygamber'imizin sav yüzüne nasıl bakacağını düşün önce.
Şu şunu dedi bu bunu rivayet etti felan o kadar önemsiz ve haşa hepsi yalansa ve madem kur'an da herşey gayet açık ve net yazıyor, namaz kılıyor yada kılmayı biliyorsan, namazın kılınış şekli kur'an ın neresinde yazıyor söylede bilelim sayın müfessir ve müceddidimiz. Kur'an da kılınış şekli bu kadar teferruatlı yazmıyorsa, haşa şu şunu rivayet ettiler de yalansa madem, kimden duydun yada öğrendin namazı, peygamber'in bizzat kendisin den mi? Yoksa sen işine gelmeyen herşeye yalan diyen birimisin?
Allah peygamberin sünnetine uyun diyor halen daha ayeti anlamamışsın.Biz ona gösterdik öğrettik sizde ona uyun öğrenin buyuruyor demektir bu şu ayeti anlayın artık rica ediyorum.Ayrıca kırıcı ve kaba isem özür dilerim sizden ben sadece uyduruk hadisler için söyledim.İkimizde müslümanız bişe kavga eymek yaraşmaz.
 
Allah peygamberin sünnetine uyun diyor halen daha ayeti anlamamışsın.Biz ona gösterdik öğrettik sizde ona uyun öğrenin buyuruyor demektir bu şu ayeti anlayın artık rica ediyorum.Ayrıca kırıcı ve kaba isem özür dilerim sizden ben sadece uyduruk hadisler için söyledim.İkimizde müslümanız bişe kavga eymek yaraşmaz.
Kavga etmek yaraşmaz evet. Tartışıyorduk şurda, hakaret etmeyede gerek yoktu.

Tamam amenna ve saddakna. Resul e uyun emri var. Ama sünnet sözlü (hadis) ve uygulamalı olarak 2ye ayrılır. Kur'an da herşey çok açık ve net yazmaz.kapalı yada öz olan, Resul'ün açıklamasıyla anlaşılanda var, gayet açık olanda var. Yani muhkem ve müteşabih ayetleri araştırabilirsin.Sevgili @DAİMON un dediği gibi milyarlarca insanın milyarlarca farklı sorusu ve sorunu var. Bu durumda peygamberimiz hüküm koyma yetkisini de kullanmıştır. Bunlarda ayetlerle sabittir. Ve dediğim gibi eğer kur'an da yazmayan hiç bişeye inanmıyor isen namazın kılınış şeklide yazmıyor, onada inanmaman lazım. Ha sahih hadisleri sahtelerden ayırt etme yetki ve bilginliğine sahipsen yine ne ala diyorum. Kötü bişey demiyorum ki. Ama körü körüne şu yalan bu yalan.. Olmaz öyle.
 
Kavga etmek yaraşmaz evet. Tartışıyorduk şurda, hakaret etmeyede gerek yoktu.

Tamam amenna ve saddakna. Resul e uyun emri var. Ama sünnet sözlü (hadis) ve uygulamalı olarak 2ye ayrılır. Kur'an da herşey çok açık ve net yazmaz.kapalı yada öz olan, Resul'ün açıklamasıyla anlaşılanda var, gayet açık olanda var. Yani muhkem ve müteşabih ayetleri araştırabilirsin.Sevgili @DAİMON un dediği gibi milyarlarca insanın milyarlarca farklı sorusu ve sorunu var. Bu durumda peygamberimiz hüküm koyma yetkisini de kullanmıştır. Bunlarda ayetlerle sabittir. Ve dediğim gibi eğer kur'an da yazmayan hiç bişeye inanmıyor isen namazın kılınış şeklide yazmıyor, onada inanmaman lazım. Ha sahih hadisleri sahtelerden ayırt etme yetki ve bilginliğine sahipsen yine ne ala diyorum. Kötü bişey demiyorum ki. Ama körü körüne şu yalan bu yalan.. Olmaz öyle.
Tartışmayacağım artık çünkü ne sen nede ben düşüncelerimizi ve inançlarımızı değiştirmeyeceğiz burda tartışmak çok zor son sözüm evet Kurana uymayan her hadis benim için yok hükmündedir.Saygılarımla.
 
Etrafımdan vefat eden çok insan oldu ve birkaç tanesi rüyalar aracılığıyla yakınlarıyla iletişime geçerek "oraların çok güzel olduğundan" söz ettiler; çok huzurlu ve mutlularmış. Ama orası ile kastedilen kabir bahçesi mi yoksa cennet bahçesi mi o konuda bilgi yok.
 
Ben bir kitap okudum simdi yazari ve adini hatirlamiyorum ankarada evde kitaplikta gidip de bakamiyorum kusura bakmayin. Yazar ona gelen mektuplarda olum anindan donen veya belli bir sure olu kalip sonra tekrar ameliyat masasinda gozuny acanlari ve bir sekilde olmeden once akrabalarinin kendilerine haber verdiklerini anlatmis onlari derlemisti kitabinda. Aklima o geldi. Hatta soyle bir video izlemistim kusura bakmayin rahatsiz edici olabilir ama boyle bir videoyi da neden yayinlarsin o da ayri bir sacmalik:
 
Yalnız bunun yeri burası değil arkadaşlar.
Burasının dini bir forum olmadığını bas bas söylediler defalarca.
 
Kuvvetle muhtel ihtimalle Kuranda bahsedilen 3 ölüm çeșidinden birisi ile öleceğiz.

1- Bilinç ile bedenin birbiri ardınca ölümü. Klasik bildiğimiz.

2- Bilincin ölümü fakat bedenin hala canlı halde olması. Hz. Süleymanın ölümü. Bedeni ayakta kalbi atar vaziyette. Cinler kalbinin attığını kanının dalaștıgıni görüyorlar. Yoksa korkmazlar. Ama ruhunun alındığını görmedikleri için yanılıyorlar.

Köylerde rastlanır buna. Bitkisel hayat ta denir.

3- Bedenin ölümü bilincin hala açık kalması.
Ayet : siz onları ölü sanırsınız ama onlar sizin gibi diridirler. Şehitlere söylenmiştir.

Evet savaşlarda bazen ölenler öldüklerini anlamazlar. Mesela savaş biter altından iner ama yere basamaz. Ayağı kopmuştur. Anlamaz onu. Eli kopmuştur mesela savaş bitince su içmek ister uzanamadığını görür suya. İşte şehitler beden olarak ölü ama bilinç olarak hala dünyada yaşarlar. Astral Seyehat yaparlar kordonları koptuğu için. Zaman onlar için bükülür ve nesiller sonraki savaşlara da katılırlar.

Şehitlere durmaksızın dua edilmelidir. Çünkü Allahın haber verdiği üzere onlar bizimle iç içe geçmiş bir tabakada yaşamaktadırlar. Bizim savaşlarımıza o tabakada katılırlar. Düşman ordusundan hassas duyulara ve kuvvetli sezilere sahip askerleri savaslarda manen yenerler. Moralimiz şehitlerimizden geliyordu Allahualem tüm katıldığımız savaşlarda.
 
* Mesela ani ölümlerde beden bir anda işlev dışı kalır. El çabukluğu hızı ile algı katmanları arasında bir makam geçişi olur, ve ilizyondan ibaret olan görüntü devam eder.


* Ölüm döşeği hazırlığı yapılmamış olunduğundan dolayı da şuur akımı devam eder ve hatta gündelik telaş herzamanki gibidir. Kafasına 1 tonluk pyano düşen kişi bize göre oracıkta can vermiştir. Ama ruhu hala oradadır. Köşeyi döner işine devam eder. Astral bir şekilde ve quantum olasılıkları içinde yaşamaya devam eder. Bunu net anlıyoruz ayetlerden.


* Rüyada nasıl ki gerçek bedenimizin fiziksel boyutunun uzantısını sorgulamıyorsak , hatta merak dahi etmiyorsak , ani ve beklenmedik ölümlerde de astral tabakanın çizdiği gerçeklik ile umursuzca yaşamaya devam ediyoruz.


* Ölüm peki bunun neresinde ? Yani ruhun ref edilme safhası bunun neresinde ?
İşte bu tamamen gaybtır. Ölüm melekleri bu dünyadan da can alır ama astral tabakaya sarkmış da canları da alır. Uykudan da alır. Ayetlere baktığımızda can alma safhasının aceleye getirilmediğini ve melekler ile insan arasında bir protokol ritüelinin olduğunu görüyoruz. Tek taraflı bir protokol hatta. O halde şehitlere ölü demeyin, onlar Allahın özel bir levelinden sizin gibi rızıklanmaya devam ederler ayetini iyi idral etmek lazım. Bilime göz kırpan ve yol gösteren bir değinmedir de aynı zamanda.


* 40ının çıkmasını geleneği vardır. Hurafelerden sayılmıştır son dönemde. Ancak işin spritüel boyutunda ruhun hala orada olması olasılığı çok yüksektir. Zaten kafalar bu yüzden karışır. Ölen geri gelmez. Ama ya hala bu tabakadan alınmadı ise ?
 
* Mesela ani ölümlerde beden bir anda işlev dışı kalır. El çabukluğu hızı ile algı katmanları arasında bir makam geçişi olur, ve ilizyondan ibaret olan görüntü devam eder.


* Ölüm döşeği hazırlığı yapılmamış olunduğundan dolayı da şuur akımı devam eder ve hatta gündelik telaş herzamanki gibidir. Kafasına 1 tonluk pyano düşen kişi bize göre oracıkta can vermiştir. Ama ruhu hala oradadır. Köşeyi döner işine devam eder. Astral bir şekilde ve quantum olasılıkları içinde yaşamaya devam eder. Bunu net anlıyoruz ayetlerden.


* Rüyada nasıl ki gerçek bedenimizin fiziksel boyutunun uzantısını sorgulamıyorsak , hatta merak dahi etmiyorsak , ani ve beklenmedik ölümlerde de astral tabakanın çizdiği gerçeklik ile umursuzca yaşamaya devam ediyoruz.


* Ölüm peki bunun neresinde ? Yani ruhun ref edilme safhası bunun neresinde ?
İşte bu tamamen gaybtır. Ölüm melekleri bu dünyadan da can alır ama astral tabakaya sarkmış da canları da alır. Uykudan da alır. Ayetlere baktığımızda can alma safhasının aceleye getirilmediğini ve melekler ile insan arasında bir protokol ritüelinin olduğunu görüyoruz. Tek taraflı bir protokol hatta. O halde şehitlere ölü demeyin, onlar Allahın özel bir levelinden sizin gibi rızıklanmaya devam ederler ayetini iyi idral etmek lazım. Bilime göz kırpan ve yol gösteren bir değinmedir de aynı zamanda.


* 40ının çıkmasını geleneği vardır. Hurafelerden sayılmıştır son dönemde. Ancak işin spritüel boyutunda ruhun hala orada olması olasılığı çok yüksektir. Zaten kafalar bu yüzden karışır. Ölen geri gelmez. Ama ya hala bu tabakadan alınmadı ise ?
Bu yazdiklarin icin tesekkur ederim dennise dostum. Mesela benim okudugum budist rahibin kitabinda da sundan bahseder. Olulerinizin arkasindan aglamayin onlara yardimci olun. Onlar 72 saat kadar sizinle eslik ederler onlari isiklar ulkesine yolculugunda rehber olun. Onlara aglamaniz onlarin sizin yaninizdan ayrilmasini zorlastirir onlar anilar odasinda tum dunya gecmisini kendisine izlettirirken yardimci olamazsiniz birakin rahat gitsin. Aslinda birbjrine cok benzer yakin seyler. Ben bu mesela bu yazilandan olum sonrasi bir bilincin oldugunu anliyorum. Demek ki okduktsn sonra bir bilinc var ve gidilecek yol var ve o yola aslinda en buyuk koyarsa tasi dunyada kalanlar koyuyor gibi. Bu bilincle ben cenazelerde uzun surddir hic uzulmem hatta bir mezuniyet torenine katilmisim gibi hissederim. Gerci 12. Evim akrep :)
 
Geri
Üst