quide
Banlı Kullanıcı
Merhaba sevgili mabet üyeleri.Sayın moderatörler ve yöneticiler.(bu konu daha önce buraya taşınmış ama benim sorularım biraz farklı) evet ben ilkokul 2. sınıftan bu yana 3. derece ağır obsesyon (kişilik bozukluğu) sendromu taşıyorum bu sendromla tanışalı çok olmadı ama araştırıp bendeki belirtilerini gördükçe kendimi oldüğumdan daha karamsar hissettim. hayatım resmen cehenneme döndü.Okul hayatımda başarısızlıkla mücadele ediyorum.İnsan ilişkilerinde beceriksizce tutumlarım dizboyu." Yaşına göre davranmıyosun " şikayetleri.Zihnimi kiye bölen iyi- kötü düşünceler bütünü ve en son bu sendrom hayatım boyunca görebileceğim en büyük acıyı yaşattı bana en sevdiğim insanı üzdü, kırdı (inanın bana ben bunları yazarken ağlıyorum ) Onu hayal kırıklığına uğrattı.En sonunda beni canından çok seven o insanın bana nefret duymasına sebebiyet verdi. Ben aşkı kaybettim.Kaybedecek bişeyim kalmadığını düşünüyorum. (çocukça davranıyormuş da bu düşünceleri de sağlıklı değil bence diyenleriniz varsa düşünün; çok sevip kaybetmek nedir düşünün, hissedin ama inanın bunun empatisi yapılmaz.çok zor dolayısıyla yeterince bilge bir düşünce olduğu kanısındayım ) artık beni mahveden bu hastalığı yakından tanıdığım için yaptığım hiç bişeyin suçunu kendime yüklemiyorum ama o güzel kız bunu umursamadı, haklıydı da ben ne olursa olsun, sevip sevilmeyi haketmedim, şimdi istemesem de, benim için işkenceden farksız olsa da yaşamak zorundayım.Çünkü söz verdim.
Şimdi de size bu sendromu tanıtıyım, ama öncelikli ricam, lütfen " bu sendromu taşıdığına emin misin? " gibi sorular veya " Kendini hastalık hastası yapma " gibi yargılarla gelmeyin.(quantum hipnozla alakasına değinicem) İşte o meşhur hastalık ( ki ben en kötü hastalıklarda top5' e girer diye düşünüyorum. )
" Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedir?
Kişide sıkıntı ya da rahatsızlık durumu ortaya çıkaran zorlayıcı düşünce, dürtü ya da imgelemler ve/veya bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik düşünce ve davranışların görüldüğü hastalıktır.
Bu düşünce, dürtü, imgelem ve davranışlar yineleyici olduğu için TAKINTI HASTALIĞI olarak da isimlendirmek doğru olur.
OKB’nin belirtileri nelerdir?
Temel belirtileri OBSESYON VE KOMPULSİYONLARDIR.
Obsesyon, kaygı ve sıkıntıya yol açan, inatçı ve zorlayıcı düşünce, dürtü ve imgelemlerdir (Örneğin kişi, aslında öyle olmadığını bildiği ya da aşırı bulduğu halde ellerinin kirli ya da mikroplarla bulaşık olduğu düşüncesinden kendini alamaz).
Kompulsiyon ise çoğu kez obsesyonları kovmak veya obsesyonların verdiği sıkıntıyı azaltmak amacıyla yapılan davranışlardır (Örneğin ellerinin kirli olduğu düşüncesinden kendini alamayan kişi, çoğu kez hoşlanmasa ya da istemese bile sürekli, tekrar tekrar ellerini yıkama ihtiyacı hisseder).
Obsesyon ve kompulsiyonlar, çoğu zaman kişi tarafından saçma, anlamsız ya da aşırı bulunur. İnatçı, zorlayıcı ve yineleyicidirler.
Obsesyon ve kompulsiyonlar oldukça geniş aralıkta ve çeşitliliktedir. Aşağıda bunlara bazı örnekler verilmiştir, ancak liste sınırsız oranda uzatılabilir.
OBSESYONLAR:
*Kendine ve/veya başkalarına zarar vereceğinden korkma
*utanılacak birşey yapmaktan korkma
*olan kötü olaylardan kendinin sorumlu olacağı korkusu
*kir veya mikroplardan, aşırı kaygılanmak
*bulaşma nedeniyle hastalanacağı ve/veya başkalarına hastalık bulaştıracağı kaygısı
*yasaklanmış ya da sapıklık derecesinde cinsel düşünce, görüntü veya dürtüler
*dinle ilgili ya da kutsal şeylere karşı hürmetsizlik veya günahla ilgili düşünce, görüntü veya dürtüler
*Eşyaların kesin bir düzen ve/veya simetri içinde bulunmasıyla ilgili düşünceler
*herhangi bir hastalıkla ilgili aşırı uğraşılar (örn. AIDS olup olmadığıyla ilgili yoğun düşünceler)
KOMPULSİYONLAR:
*aşırı veya törensel el yıkama
*eşyalarının ya da bulunduğu mekanın temizliğiyle ilgili aşırı uğraşılar
*Kapıları kilitleyip kilitlemediğiyle ya da ocağı kapatıp kapatmadığıyla ilgili kontroller
*hata yapıp yapmadığını kontrol etmek (tekrar tekrar)
*kalıplaşmış hareketleri tekrarlama gereksinimi (örn. Kapıdan girme çıkma, sandalyeye oturma kalkma gibi)
*saymayla ilgili takıntılar (örn. her yaptığı şeyi mutlaka belirli sayılarda yapma gereksinimi)
*kendisi için maddi ya da manevi değeri olmayan eşyaları atamama, biriktirme "
evet işte hastalığın tanımı ve belirtileri ve inanın bana ben bu belirtilerin %88 ini kendimde buldum.Daha doğrusu hep vardı, nedenini bilemezdim ki bu sendromu tanıdıktan sonra herşeyin farkında vardım.
Bendeki en rahatsız edici belirtileri arasında şunlar var :
* Olumsuz düşüncelere kapılma ve kurtulamama (negatif düşüncelere ve olası kötü senaryoları düşünmeden edememek)
* gereksiz şeyleri önemseyip saplantı haline getirme ve günlerce düşünme (paranoyalar ve evham yapma gibi alışkanlıklar)
* Ağır derecede şüphecilik (örneğin alfa ritmi egzersizi yapıyosunuz, " yapabilecek miyim, olacak mı, hissedebilecek miyim,ya başaramazsam gibi)
* Kötümser, zalim, günahkar, düzenbaz, bencil, kendini beğenmiş bir yanımın olduğu ve çift kişilikli olduğum kanısı)
* sürekli erteleme alışkanlığı (yapman gereken bişey var, ama seni tutan bişey de var ve bir türlü eyleme geçemiyosun )
* Disiplinli olamamak, kendine söz geçirememek durumu, ağır derece oto kontrol kaybı ( sendrom beni kontrol ediyor )
* Kararsızlık : iki veya daha fazla seçenek arasında sürekli bir saplantıya dönüşmüş gidip gelme durumu)
* Fobiler : Başarısızlık, özgüven, özdeğer, asosyallik, horgörülme ve dışlanma korkusu ve buna bağlı (istemsiz) yalan söyleme alışkanlığı )
* saçma ritüeller (kapıyı 3 kez vurmazsam başıma kötü bişey gelecek düşüncesi [Tanrı aşkına bu da nesi ] )
* aşırı mükemmeliyetçilik ve hafif simetrik takıntı ( yaptığın bi işin tam ve eksiksiz olması saplantısı )
* Ayrıntılara gereğinden fazla takılma
* (Bazen) yaptığın basit gündelik bişeyi tekrar tekrar kontrol etme ve baştan yapma saplantısı (buna bağlı olarak diğer herşeyde aksama olması)
* Utanılacak bişey yapma korkusu ve buna bağlı olarak ortaya çıkmış aşırı içine kapanık ve utangaç kişilik
* reklamlardaki objeler gibi gereksiz şeyleri sayma alışkanlığı ya da saymayla ilgili yaptığım herşey aynı sayıda olsun saplantısı
* Maddi - manevi hiç bir değeri olmayan eski eşyaları, objeleri atamama ve biriktirme isteği
* kalıplaşmış hareketleri tekrarlama (bkz. yapmazsam birine bişey olucak düşüncesi )
*Aşırı konsantrasyon bozukluğu, dikkat eksikliği ve buna bağlı, öğrenim bozukluğu.
Bu hastalıkla ilgisi var mı bilinmez ama bana 13 yaşında " Hiperaktivite " tanısı da konulmuştu.Dikkat eksikliğinin ve öğrenim bozukluğunun da buna bağlı olduğunu söylemişlerdi.Çünkü benim gibi zihnimdee yerinde durmuyor, bi yerde odaklanamıyordu, ordan oraya koşuyor gibiydi.Öyle ki : Sürekli hayallere kapılma(aşırı hayalperestlik) zihinden sesler, senaryolar, konuşmalar geçmesi durumları da hakimdi.
evet şimdi hastalığa dair S.S.S (Sıkça Sorulan Sorular) kısmını aktarayım :
OKB ne sıklıkta görülmektedir?
Yaklaşık her 50 kişiden birinde OKB bulunmaktadır. Ancak birçok kişi, belirtilerinin hafif olması, hastalıklarını gizlemeleri, kimseye belli etmek istememeleri ya da yıllarca süren hastalıklarını artık benimsemeleri nedeniyle hekime başvurmaktan kaçınır.
Oluşumunda ve ortaya çıkmasında rol oynayan etkenler nelerdir?
OKB’nin oluşumunda hem biyolojik hem de psikolojik etkenler bulunmaktadır. OKB belirtilerine eşlik eden özgül beyin anormallikleri belirlenmiştir. İlaç tedavisi ya da psikoterapi ile başarılı bir şekilde tedavi edilen kişilerde bu beyin anormallikleri düzelmektedir.
Çoğu zaman OKB belirtilerinin ortaya çıkmasından önce stresli bir yaşam olayı belirlenmiştir. Ancak böyle bir olay olmadan da başlayabilir.
Nasıl tedavi edilir?
OKB uzun süreli ve zamanla iyileşme dönemleri gösterebilen bir hastalıktır. Tedavide ilaç ve/veya psikoterapi kullanılmaktadır. İlaç tedavisi ve davranışçı-bilişsel psikoterapinin birlikte uygulandığı durumlarda oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir.
OKB’li kişi deli midir?
Hayır. Çoğu OKB’li insan, obsesyon ve kompulsiyonlarının aşırı ya da mantık dışı olduğunun farkındadır. OKB’li insanlar deli değildir.
OKB ile ilişkili başka bir hastalık var mıdır?
Torette hastalığının (daha çok çocuk ve ergenlerde görülen tik hastalığı) OKB ile güçlü bir ilişkisi vardır. Birçok kişide her ikisi birlikte görülür. OKB ile benzerlikleri bulunan diğer bazı hastalıklar: Beden dismorfik bozukluğu, trikotilomani (saç yolma hastalığı), hipokondriyazis (hastalık hastalığı) ve dürtü kontrol bozuklukları.
Doğumsal bir hastalık mıdır?
Kesin kanıtları olmamakla birlikte, bilimsel yayınlarda doğuştan OKB yatkınlığı durumundan söz edilmektedir. Ancak bu yatkınlık, hastalığın günün birinde mutlaka ortaya çıkacağı anlamına gelmez.
OKB ve depresyon ilişkisi nasıldır?
Yaklaşık olarak OKB’si olan kişilerin %60-90’ı yaşamlarının bir döneminde en az bir defa majör depresif epizod (en az 2 hafta süreyle hemen hergün depresyon belirtilerinin bulunduğu hastalık) yaşamaktadırlar.
OKB tedavi ile tümüyle ortadan kaldırılabilir mi?
Hayır, ancak genellikle kontrol edilebilir.
OKB tedavisinde karşılaşılan en büyük sorun nelerdir?
OKB’li kişinin hastalığı hakkında yetersiz bilgilerinin olması, doktorunun önerdiği tedavi planına uymaması ve tedavi uyumunun bozulmasıdır.
Tedavi ile OKB’nin seyri nasıl olmaktadır?
Çok iyi olabilmektedir. Özellikle davranış terapisi ve ilaç tedavisinin birlikte uygulandığı OKB’lilerin %80’inde anlamlı düzelmeler olmaktadır. Tedavi uygun süre devam ettirildiğinde hastalığın alevlenmesi ya da tekrarı önlenebilmektedir.
OKB tedavisinde kullanılan bazı yöntemler?
OKB tedavisinde kullanılan en etkin iki yöntem; ilaç tedavisi ve davranış terapisidir. Genellikle bu iki yöntemin birlikte kullanılması en etkili sonucu vermektedir.
Stres OKB’yi etkiler mi?
Evet. Tipik olarak stresli bir yaşam olayı OKB belirtilerinin kötüleşmesine yol açabilir. Stres OKB nedeni değildir. Ancak, stres veren yaşam olayları (sevilen bir yakının kaybı, doğum, boşanma vb.) hastalığın başlamasını tetikleyebilir ya da belirtileri alevlendirebilir.
OKB tedavisi hastane yatışını gerektirir mi?
Çoğu zaman gerektirmez. Ancak günlük işlevselliği önemli derecede kısıtlanmış olan hastalarda önemli bir seçenek olabilir.
OKB bulaşıcı mıdır?
Hayır, OKB bulaşıcı bir hastalık değildir
şimdi de, kendi eklemek istediklerimi yazayım : Ben bu sendromla tanışmadan önce kendimi anlamaya çalışmakla meşguldüm.Sonra herşeyin farkına varınca, suçlunun ben olmadığımı farkettim, ama gelin görün ki, tanıdığım herkes böyle düşünmüyor, neler çektiğimi tam olarak bilmiyorlar bu psikolojik bi rahatsızlık fakat, gittiğim çocuk rehberlik servisi, tanıştığım çok sayıda insan, etrafımdakiler de dahil şahit oldular ki, bu sorunlarımla boğuşuyor olmasam, fazlasıyla zeki biriyim.(doktorlar testler yapıp, üstün zekalı olduğumu savundular ve " daha önce böylesini görmedik " şeklinde bi ifade kullandılar.Tabi bunları annemlere söylemişler.Sonra ısrarla özel eğitim almam gerektiğini söylemişler, fakat kadere bakın, anne - baba eğitimsiz senin eğitimden ne anlasınlar maalesef yaş 19' a dayandı.Neyin eğitiminden söz ediyorum ki artık.
Sözün özü, beni anlamasını istedim herkesten.Zor durumdaydım, bütün bu söylediklerimden sonra artık umrunda olmadığımı bildiğim o insan bile beni anlamak istememekte haklıydı.Ben kendimi anlıyormuydum ki o bunun için uğraşsın.Evet; ben bu şekilde yaşadım bu güne kadar.Herşeyin farkına varınca, yaşamanın neden bu kadar zor olduğunun da cevabını bulmuş oldum.Böyle birinin aşık olmaya, onun da hayatını mahvetmeye hakkı yoktu.Buldum ve kaybettim, giden hayatın anlamıydı benim için.Şu saatten sonra da en azından bu kötü durumdan kurtulup ne kadar zor olsa da yaşamaya devam etmek zorunda olduğum düşüncesindeyim.Söz vermiş olmasam yaşamak aklıma gelebilecek en son şey artık.
uzatmadan quantum hipnozla ilgisine değineyim.Sıkça sorulan sorularda da görüldüğü gibi hastalığın modern tıp' ta köklü çözüm niteliğinde bi tedavisi yok.Ben de herkesin alternatif gözüyle baktığı fakat modern tıbbın yerini alabileceğini düşündüğüm bu yöntem hakkında bilgi aldım.Kurtulabilirsem ancak bu şekilde düşüncesiyle, quantum hipnozun beni bu hastalıktan bütünüyle kurtarabilir mi sorusunu sayın uruma sormak istedim.
Yorumlarınızı da bekliyorum ama lütfen kimse, hipnoz dışında bi tedavisi olduğunu savunmasın.Ben buna inanmıyorum.Kurtulabilirsem, bununla kurtulurum diye düşünüyorum.Bütün soruların cevapları bilinçaltım ve benlerim ve önceki yaşamlarımda olabilir.Saygılar ve sevgiler Tüm GMPP ailesine.
Şimdiden herkese teşekkürler ve iyi forumlar.
Şimdi de size bu sendromu tanıtıyım, ama öncelikli ricam, lütfen " bu sendromu taşıdığına emin misin? " gibi sorular veya " Kendini hastalık hastası yapma " gibi yargılarla gelmeyin.(quantum hipnozla alakasına değinicem) İşte o meşhur hastalık ( ki ben en kötü hastalıklarda top5' e girer diye düşünüyorum. )
" Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedir?
Kişide sıkıntı ya da rahatsızlık durumu ortaya çıkaran zorlayıcı düşünce, dürtü ya da imgelemler ve/veya bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik düşünce ve davranışların görüldüğü hastalıktır.
Bu düşünce, dürtü, imgelem ve davranışlar yineleyici olduğu için TAKINTI HASTALIĞI olarak da isimlendirmek doğru olur.
OKB’nin belirtileri nelerdir?
Temel belirtileri OBSESYON VE KOMPULSİYONLARDIR.
Obsesyon, kaygı ve sıkıntıya yol açan, inatçı ve zorlayıcı düşünce, dürtü ve imgelemlerdir (Örneğin kişi, aslında öyle olmadığını bildiği ya da aşırı bulduğu halde ellerinin kirli ya da mikroplarla bulaşık olduğu düşüncesinden kendini alamaz).
Kompulsiyon ise çoğu kez obsesyonları kovmak veya obsesyonların verdiği sıkıntıyı azaltmak amacıyla yapılan davranışlardır (Örneğin ellerinin kirli olduğu düşüncesinden kendini alamayan kişi, çoğu kez hoşlanmasa ya da istemese bile sürekli, tekrar tekrar ellerini yıkama ihtiyacı hisseder).
Obsesyon ve kompulsiyonlar, çoğu zaman kişi tarafından saçma, anlamsız ya da aşırı bulunur. İnatçı, zorlayıcı ve yineleyicidirler.
Obsesyon ve kompulsiyonlar oldukça geniş aralıkta ve çeşitliliktedir. Aşağıda bunlara bazı örnekler verilmiştir, ancak liste sınırsız oranda uzatılabilir.
OBSESYONLAR:
*Kendine ve/veya başkalarına zarar vereceğinden korkma
*utanılacak birşey yapmaktan korkma
*olan kötü olaylardan kendinin sorumlu olacağı korkusu
*kir veya mikroplardan, aşırı kaygılanmak
*bulaşma nedeniyle hastalanacağı ve/veya başkalarına hastalık bulaştıracağı kaygısı
*yasaklanmış ya da sapıklık derecesinde cinsel düşünce, görüntü veya dürtüler
*dinle ilgili ya da kutsal şeylere karşı hürmetsizlik veya günahla ilgili düşünce, görüntü veya dürtüler
*Eşyaların kesin bir düzen ve/veya simetri içinde bulunmasıyla ilgili düşünceler
*herhangi bir hastalıkla ilgili aşırı uğraşılar (örn. AIDS olup olmadığıyla ilgili yoğun düşünceler)
KOMPULSİYONLAR:
*aşırı veya törensel el yıkama
*eşyalarının ya da bulunduğu mekanın temizliğiyle ilgili aşırı uğraşılar
*Kapıları kilitleyip kilitlemediğiyle ya da ocağı kapatıp kapatmadığıyla ilgili kontroller
*hata yapıp yapmadığını kontrol etmek (tekrar tekrar)
*kalıplaşmış hareketleri tekrarlama gereksinimi (örn. Kapıdan girme çıkma, sandalyeye oturma kalkma gibi)
*saymayla ilgili takıntılar (örn. her yaptığı şeyi mutlaka belirli sayılarda yapma gereksinimi)
*kendisi için maddi ya da manevi değeri olmayan eşyaları atamama, biriktirme "
evet işte hastalığın tanımı ve belirtileri ve inanın bana ben bu belirtilerin %88 ini kendimde buldum.Daha doğrusu hep vardı, nedenini bilemezdim ki bu sendromu tanıdıktan sonra herşeyin farkında vardım.
Bendeki en rahatsız edici belirtileri arasında şunlar var :
* Olumsuz düşüncelere kapılma ve kurtulamama (negatif düşüncelere ve olası kötü senaryoları düşünmeden edememek)
* gereksiz şeyleri önemseyip saplantı haline getirme ve günlerce düşünme (paranoyalar ve evham yapma gibi alışkanlıklar)
* Ağır derecede şüphecilik (örneğin alfa ritmi egzersizi yapıyosunuz, " yapabilecek miyim, olacak mı, hissedebilecek miyim,ya başaramazsam gibi)
* Kötümser, zalim, günahkar, düzenbaz, bencil, kendini beğenmiş bir yanımın olduğu ve çift kişilikli olduğum kanısı)
* sürekli erteleme alışkanlığı (yapman gereken bişey var, ama seni tutan bişey de var ve bir türlü eyleme geçemiyosun )
* Disiplinli olamamak, kendine söz geçirememek durumu, ağır derece oto kontrol kaybı ( sendrom beni kontrol ediyor )
* Kararsızlık : iki veya daha fazla seçenek arasında sürekli bir saplantıya dönüşmüş gidip gelme durumu)
* Fobiler : Başarısızlık, özgüven, özdeğer, asosyallik, horgörülme ve dışlanma korkusu ve buna bağlı (istemsiz) yalan söyleme alışkanlığı )
* saçma ritüeller (kapıyı 3 kez vurmazsam başıma kötü bişey gelecek düşüncesi [Tanrı aşkına bu da nesi ] )
* aşırı mükemmeliyetçilik ve hafif simetrik takıntı ( yaptığın bi işin tam ve eksiksiz olması saplantısı )
* Ayrıntılara gereğinden fazla takılma
* (Bazen) yaptığın basit gündelik bişeyi tekrar tekrar kontrol etme ve baştan yapma saplantısı (buna bağlı olarak diğer herşeyde aksama olması)
* Utanılacak bişey yapma korkusu ve buna bağlı olarak ortaya çıkmış aşırı içine kapanık ve utangaç kişilik
* reklamlardaki objeler gibi gereksiz şeyleri sayma alışkanlığı ya da saymayla ilgili yaptığım herşey aynı sayıda olsun saplantısı
* Maddi - manevi hiç bir değeri olmayan eski eşyaları, objeleri atamama ve biriktirme isteği
* kalıplaşmış hareketleri tekrarlama (bkz. yapmazsam birine bişey olucak düşüncesi )
*Aşırı konsantrasyon bozukluğu, dikkat eksikliği ve buna bağlı, öğrenim bozukluğu.
Bu hastalıkla ilgisi var mı bilinmez ama bana 13 yaşında " Hiperaktivite " tanısı da konulmuştu.Dikkat eksikliğinin ve öğrenim bozukluğunun da buna bağlı olduğunu söylemişlerdi.Çünkü benim gibi zihnimdee yerinde durmuyor, bi yerde odaklanamıyordu, ordan oraya koşuyor gibiydi.Öyle ki : Sürekli hayallere kapılma(aşırı hayalperestlik) zihinden sesler, senaryolar, konuşmalar geçmesi durumları da hakimdi.
evet şimdi hastalığa dair S.S.S (Sıkça Sorulan Sorular) kısmını aktarayım :
OKB ne sıklıkta görülmektedir?
Yaklaşık her 50 kişiden birinde OKB bulunmaktadır. Ancak birçok kişi, belirtilerinin hafif olması, hastalıklarını gizlemeleri, kimseye belli etmek istememeleri ya da yıllarca süren hastalıklarını artık benimsemeleri nedeniyle hekime başvurmaktan kaçınır.
Oluşumunda ve ortaya çıkmasında rol oynayan etkenler nelerdir?
OKB’nin oluşumunda hem biyolojik hem de psikolojik etkenler bulunmaktadır. OKB belirtilerine eşlik eden özgül beyin anormallikleri belirlenmiştir. İlaç tedavisi ya da psikoterapi ile başarılı bir şekilde tedavi edilen kişilerde bu beyin anormallikleri düzelmektedir.
Çoğu zaman OKB belirtilerinin ortaya çıkmasından önce stresli bir yaşam olayı belirlenmiştir. Ancak böyle bir olay olmadan da başlayabilir.
Nasıl tedavi edilir?
OKB uzun süreli ve zamanla iyileşme dönemleri gösterebilen bir hastalıktır. Tedavide ilaç ve/veya psikoterapi kullanılmaktadır. İlaç tedavisi ve davranışçı-bilişsel psikoterapinin birlikte uygulandığı durumlarda oldukça iyi sonuçlar alınabilmektedir.
OKB’li kişi deli midir?
Hayır. Çoğu OKB’li insan, obsesyon ve kompulsiyonlarının aşırı ya da mantık dışı olduğunun farkındadır. OKB’li insanlar deli değildir.
OKB ile ilişkili başka bir hastalık var mıdır?
Torette hastalığının (daha çok çocuk ve ergenlerde görülen tik hastalığı) OKB ile güçlü bir ilişkisi vardır. Birçok kişide her ikisi birlikte görülür. OKB ile benzerlikleri bulunan diğer bazı hastalıklar: Beden dismorfik bozukluğu, trikotilomani (saç yolma hastalığı), hipokondriyazis (hastalık hastalığı) ve dürtü kontrol bozuklukları.
Doğumsal bir hastalık mıdır?
Kesin kanıtları olmamakla birlikte, bilimsel yayınlarda doğuştan OKB yatkınlığı durumundan söz edilmektedir. Ancak bu yatkınlık, hastalığın günün birinde mutlaka ortaya çıkacağı anlamına gelmez.
OKB ve depresyon ilişkisi nasıldır?
Yaklaşık olarak OKB’si olan kişilerin %60-90’ı yaşamlarının bir döneminde en az bir defa majör depresif epizod (en az 2 hafta süreyle hemen hergün depresyon belirtilerinin bulunduğu hastalık) yaşamaktadırlar.
OKB tedavi ile tümüyle ortadan kaldırılabilir mi?
Hayır, ancak genellikle kontrol edilebilir.
OKB tedavisinde karşılaşılan en büyük sorun nelerdir?
OKB’li kişinin hastalığı hakkında yetersiz bilgilerinin olması, doktorunun önerdiği tedavi planına uymaması ve tedavi uyumunun bozulmasıdır.
Tedavi ile OKB’nin seyri nasıl olmaktadır?
Çok iyi olabilmektedir. Özellikle davranış terapisi ve ilaç tedavisinin birlikte uygulandığı OKB’lilerin %80’inde anlamlı düzelmeler olmaktadır. Tedavi uygun süre devam ettirildiğinde hastalığın alevlenmesi ya da tekrarı önlenebilmektedir.
OKB tedavisinde kullanılan bazı yöntemler?
OKB tedavisinde kullanılan en etkin iki yöntem; ilaç tedavisi ve davranış terapisidir. Genellikle bu iki yöntemin birlikte kullanılması en etkili sonucu vermektedir.
Stres OKB’yi etkiler mi?
Evet. Tipik olarak stresli bir yaşam olayı OKB belirtilerinin kötüleşmesine yol açabilir. Stres OKB nedeni değildir. Ancak, stres veren yaşam olayları (sevilen bir yakının kaybı, doğum, boşanma vb.) hastalığın başlamasını tetikleyebilir ya da belirtileri alevlendirebilir.
OKB tedavisi hastane yatışını gerektirir mi?
Çoğu zaman gerektirmez. Ancak günlük işlevselliği önemli derecede kısıtlanmış olan hastalarda önemli bir seçenek olabilir.
OKB bulaşıcı mıdır?
Hayır, OKB bulaşıcı bir hastalık değildir
şimdi de, kendi eklemek istediklerimi yazayım : Ben bu sendromla tanışmadan önce kendimi anlamaya çalışmakla meşguldüm.Sonra herşeyin farkına varınca, suçlunun ben olmadığımı farkettim, ama gelin görün ki, tanıdığım herkes böyle düşünmüyor, neler çektiğimi tam olarak bilmiyorlar bu psikolojik bi rahatsızlık fakat, gittiğim çocuk rehberlik servisi, tanıştığım çok sayıda insan, etrafımdakiler de dahil şahit oldular ki, bu sorunlarımla boğuşuyor olmasam, fazlasıyla zeki biriyim.(doktorlar testler yapıp, üstün zekalı olduğumu savundular ve " daha önce böylesini görmedik " şeklinde bi ifade kullandılar.Tabi bunları annemlere söylemişler.Sonra ısrarla özel eğitim almam gerektiğini söylemişler, fakat kadere bakın, anne - baba eğitimsiz senin eğitimden ne anlasınlar maalesef yaş 19' a dayandı.Neyin eğitiminden söz ediyorum ki artık.
Sözün özü, beni anlamasını istedim herkesten.Zor durumdaydım, bütün bu söylediklerimden sonra artık umrunda olmadığımı bildiğim o insan bile beni anlamak istememekte haklıydı.Ben kendimi anlıyormuydum ki o bunun için uğraşsın.Evet; ben bu şekilde yaşadım bu güne kadar.Herşeyin farkına varınca, yaşamanın neden bu kadar zor olduğunun da cevabını bulmuş oldum.Böyle birinin aşık olmaya, onun da hayatını mahvetmeye hakkı yoktu.Buldum ve kaybettim, giden hayatın anlamıydı benim için.Şu saatten sonra da en azından bu kötü durumdan kurtulup ne kadar zor olsa da yaşamaya devam etmek zorunda olduğum düşüncesindeyim.Söz vermiş olmasam yaşamak aklıma gelebilecek en son şey artık.
uzatmadan quantum hipnozla ilgisine değineyim.Sıkça sorulan sorularda da görüldüğü gibi hastalığın modern tıp' ta köklü çözüm niteliğinde bi tedavisi yok.Ben de herkesin alternatif gözüyle baktığı fakat modern tıbbın yerini alabileceğini düşündüğüm bu yöntem hakkında bilgi aldım.Kurtulabilirsem ancak bu şekilde düşüncesiyle, quantum hipnozun beni bu hastalıktan bütünüyle kurtarabilir mi sorusunu sayın uruma sormak istedim.
Yorumlarınızı da bekliyorum ama lütfen kimse, hipnoz dışında bi tedavisi olduğunu savunmasın.Ben buna inanmıyorum.Kurtulabilirsem, bununla kurtulurum diye düşünüyorum.Bütün soruların cevapları bilinçaltım ve benlerim ve önceki yaşamlarımda olabilir.Saygılar ve sevgiler Tüm GMPP ailesine.
Şimdiden herkese teşekkürler ve iyi forumlar.
Moderatör tarafında düzenlendi: