karmadan kurtulma

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan elyssaa
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

elyssaa

Kayıtlı Üye
merhaba, beni çok rahatsız eden bir konu var.. okuduğuma göre annelerimizin hiç anlatmadığı, anlatamadığı travmaları bize miras kalabiliyormuş.. bu konuda anneyi konuşturmamız lazımmış.
bundan nasıl kurtulabiliriz bilen var mı? birbirimize yardımcı olalım..
 
merhaba, beni çok rahatsız eden bir konu var.. okuduğuma göre annelerimizin hiç anlatmadığı, anlatamadığı travmaları bize miras kalabiliyormuş.. bu konuda anneyi konuşturmamız lazımmış.
bundan nasıl kurtulabiliriz bilen var mı? birbirimize yardımcı olalım..
1. Karmadan kurtulamazsin Cunku her an katmanı yaratırsın. Farkındalığıni arttirirsan Karman da o farkındalığa göre olusur.
2. Sadece travmalarini değil diyabet kanser gibi genleride aktardı. İyi beslenir spor yaparsan kanser olmazsın. Ruhunu iyi besler ruhuna egzersiz yaptirirsan bu travmalardan da etkilenmezsin.
Travmasiz hayat mı var . 7 göbek tüm atalarinin travmalarini aldifimiza göre hepimiz bayağı travma doluyuz. Ne aldığın değil şu anda ne yaptığın hayatını belirler.
Bahane arıyorsan olana bitene, ata travmaları iyi bir bahane.
 
merhaba, beni çok rahatsız eden bir konu var.. okuduğuma göre annelerimizin hiç anlatmadığı, anlatamadığı travmaları bize miras kalabiliyormuş.. bu konuda anneyi konuşturmamız lazımmış.
bundan nasıl kurtulabiliriz bilen var mı? birbirimize yardımcı olalım..
Karma annenizin ya da babanızın yaptığı şeylerin size dönmesi değildir. Karma kavramı ayrıdır. Siz birine bi kötülük yaparsınız o kötülük size geri döner. İyilik yaparsanız da aynı şekil. Kısaca karma denilen kavram Kişinin yaptığı eylemler sonucunda yani iyi ve kötü hareketlerine karşılık olarak evren tarafından verilen karşılık. Ne ekersen onu biçersin gibi düşün.
 
Karmadan kurtulmak yanlış bir yaklaşım. Karma farkındalığı ile hareket etmek gerek, böylece karmayı kısa sürede lehine çevirebilmen için yollar açılır.
 
bu konuda anneyi konuşturmamız lazımmış.

Annenin kötü bir amel işleyerek, veya kötü bir şeye maruz kalarak içine atıp, kalbini kilitleyip sonrasında da bloklandığı bir konuyu ona itiraf ettirmeye çalışmak çok büyük ayıp olur. Kültürümüze de yakışmaz. Alt soy üst soyu kesinlikle yargılayamaz.

Belki tecavüze uğradı, belki birine iftira atmak zorunda hissetti ve onun hayatını kaydırdı, çok ahlar aldı ... annenin günah veya günahlarını bir bir evladına itiraf etmesi tehlikeli bir alana girmek gibidir. Anneyi buna zorla teşvik etmek tehlikelidir. Annelik bağı annenin gayretine rağmen düşebilir. Tükenmişliğe itici bir çözülme getirebilir. Hiç tavsiye etmem. Bilir kişi ayrı ayrı konuşmalı ve arayı doğru bir şekilde bulmalıdır.

Anneler her halükarda effedilmedi, hoş görülmeli, son tahlilde de kendi karmalarını yaşamalarına izin verilmelidir.

Şu olabilir ama : Genel anlamda bir aydınlanmaya teşvik edilebilir. İşin hakikat boyutunda ve mesuyliyetler konusunda hemfikir olunabilir ve Laf lafı açarsa bazı itiraflar ima yollu karşılıklı olarak yapılabilir. Sonuçta bizlerin de onlardan sakladıkları şeyler araştırılsa biz de aynı sanık konumuna gerileriz ve onlar üst soy olduğu için sistemde öncelikli yargılayıcılar olarak konumlanırlar. Tabi fark çok açıldıysa orasını bilemem. Kim kimden daha alacaklı olur bilemeyiz. Ama evladın annesinden alacaklı olması korkunç bir hadisedir. Hemen derhal tüm haklarını helal etmelidir.
 
Son düzenleme:
bu konuda anneyi konuşturmamız lazımmış.

Şunları kolayca sorabilirsin :

Tüm gücü ile birilerine beddua etmiş mi ?
Hakkını alırken sınırı fazla aşmış olabilir mi ? Bazı kadınlar gazaplı olurlar.
Adak adamış mı ? Unutulmuş adağı var mı ?
Büyük yemin ederek altında kalmış mı ? Allah adına veya ölmüşlerinin adına yüksek yoğunluklu yeminler ederek işin aslını ve zan altında bırtaktıklarını umursamadan can derdine düşüp tüm kutsalını tabiri caizse temelde ziyan etmiş mi ? (satmış mı dicektim sıktıramadım)

Bunları sor çünkü bunlar Kuranda bile büyük günahlar kategorisinde olmasına rağmen artık kolayca çiyneniyorlar ve kesik ruhların çoğu dille yapılan düğümlerden kaynaklı istidat daralmasından kaynaklanıyor.
 
Karma borcu ödediğini düşünüyorsan buna sevinmelisin. Çünkü sen artık aklen o girdabın dışındasın ve durumu net görebiliyorsun. Ya annenin tam bir devam filmi olsaydın ?
O halde, karmik sürecin yavaş yavaş hatta hayatına yayarak ilerlettiği süreci , sen kendi çabanla hızlandırmalısın. Bol sadaka vermelisin.


Kürtaj mı var ? Bir yetimin bakımını üstlenmelisin. Artık bu çok kolay çünkü birsürü dernek var. Aylık 100 - 500 - 1000 ne kadar gücün varsa otomatik havaleye bağlayacaksın ve sen hayatına devam ettikçe cari sadakan devam edecek.

Şerli amelleri, hayırlı ameller dengeler. Şerli üst soyun her bir günü kötü karmaya katkı yapıyorsa sen her gün pozitif karmaya katkı yapacak bir sadaka-i cariye usulü bulacaksın. Sadaka-i cariye senin döner sermayen olacak.


Üst soyda cinayet mi var ? acil bakımdaki bir hastanın ihtiyaçlarını gidereceksin. Kıyılan bir cana karşı, sen de bir canı geri getirerek telafi edeceksin.
Üst soyda ensest mi var ? ensest karşıtı bir dernek bulacaksın ve faliyetlerine katılacaksın. Maddi destek olacaksın.
Üst soyda gayri meşru çocuk mu var ? çocuk esirgeme kurumundan ana babası belli olmayan bir çocuk ile arkadaş olacaksın. Seni bilmese de olur. Bakımını üstleneceksin.
Üst soyda iftira mı var ? iftiraya uğrayıp belki de işini kaybettiğin zaman durumu kabul etmeyi, herşeyin üst soyun dengelenmesine hizmet ettiğini bileceksin. Çünkü üst soy iftiraya uğradı ve savaş açarak çok daha ağır karşı iftiralar atarak haram olan koltuğunu geri aldı belki. Sen bunu yapmayacaksın ve ağrına giden durumu karmik özgürleşmene adayacaksın. Böylece bir düğümün daha çözülecek.

Bunları yapacak gücün yoksa oruç tutacaksın ve gerekirse her gün boşa çıkan 2 öğün yemeğinle bir açı doyuracaksın. Kendinden vereceksin. Yapılamayan fedakarlıkları yapmaktan gocunmayacaksın.

Bunları yapamayan kişi artık iyileşmeyi hiç mi hiç istemiyor, hatta işleri yokuşa sürmek istiyor demektir.
 
Son düzenleme:
Şunları kolayca sorabilirsin :

Tüm gücü ile birilerine beddua etmiş mi ?
Hakkını alırken sınırı fazla aşmış olabilir mi ? Bazı kadınlar gazaplı olurlar.
Adak adamış mı ? Unutulmuş adağı var mı ?
Büyük yemin ederek altında kalmış mı ? Allah adına veya ölmüşlerinin adına yüksek yoğunluklu yeminler ederek işin aslını ve zan altında bırtaktıklarını umursamadan can derdine düşüp tüm kutsalını tabiri caizse temelde ziyan etmiş mi ? (satmış mı dicektim sıktıramadım)

Bunları sor çünkü bunlar Kuranda bile büyük günahlar kategorisinde olmasına rağmen artık kolayca çiyneniyorlar ve kesik ruhların çoğu dille yapılan düğümlerden kaynaklı istidat daralmasından kaynaklanıyor.

Eskilerin çok güzel bir lafı var :
Büyük lokma ye ama büyük söz konuşma.

Açalım :

Büyük lokma: servet, mal ve iktidara talip ol demektir; pastadan daha çok pay almak için gerekirse ısır, asıl, savaş ver ama meşru zeminde kal demektir. Eşit şartlarda başlayıp akranlarına meşru bir üstünlük kurmak bile bazen kırıcı olabilir elbette ama en alfa olanın kuralları koyduğu (ve koruduğu) gerçeği de yatsınamaz.

Büyük sözler neler : ağır yoğunluklu yeminler, adak adarken mesuliyet gütmeden ölçüyü kaçırmalar, adağını sonradan umursamamalar başlıcaları.


Burada bir kıyas var : Zahirde, büyük lokmaya tabip olan kişi belki mücadelesi sırasında etrafına karşı çok daha fazla direnç kırıcı olabilir, ama büyük sözlerle bir yerlere gelmeye (veya kendini aklamaya) çalışan insanların bu amelleri zahiren çok kırıcı veya incitici olmasa da, batında istikballerindeki kazanımlarını da kesecek bloklanmalar oluşturabilir. Dil büyüsü yüksek yoğunluklu emirlerlerle bile yapılabiliyor çünkü. Atasözü büyük düşünmeye davet ediyor.
 
Annenin kötü bir amel işleyerek, veya kötü bir şeye maruz kalarak içine atıp, kalbini kilitleyip sonrasında da bloklandığı bir konuyu ona itiraf ettirmeye çalışmak çok büyük ayıp olur. Kültürümüze de yakışmaz. Alt soy üst soyu kesinlikle yargılayamaz.

Belki tecavüze uğradı, belki birine iftira atmak zorunda hissetti ve onun hayatını kaydırdı, çok ahlar aldı ... annenin günah veya günahlarını bir bir evladına itiraf etmesi tehlikeli bir alana girmek gibidir. Anneyi buna zorla teşvik etmek tehlikelidir. Annelik bağı annenin gayretine rağmen düşebilir. Tükenmişliğe itici bir çözülme getirebilir. Hiç tavsiye etmem. Bilir kişi ayrı ayrı konuşmalı ve arayı doğru bir şekilde bulmalıdır.

Anneler her halükarda effedilmedi, hoş görülmeli, son tahlilde de kendi karmalarını yaşamalarına izin verilmelidir.

Şu olabilir ama : Genel anlamda bir aydınlanmaya teşvik edilebilir. İşin hakikat boyutunda ve mesuyliyetler konusunda hemfikir olunabilir ve Laf lafı açarsa bazı itiraflar ima yollu karşılıklı olarak yapılabilir. Sonuçta bizlerin de onlardan sakladıkları şeyler araştırılsa biz de aynı sanık konumuna gerileriz ve onlar üst soy olduğu için sistemde öncelikli yargılayıcılar olarak konumlanırlar. Tabi fark çok açıldıysa orasını bilemem. Kim kimden daha alacaklı olur bilemeyiz. Ama evladın annesinden alacaklı olması korkunç bir hadisedir. Hemen derhal tüm haklarını helal etmelidir.
Itiraf eden kişi, rahatlama hisseder.
Ama utanç duyacağı bir şeyse, evladına söylemektense papaza gider günah çıkartır
Aklıma bu geldi, 🙂
 
Itiraf eden kişi, rahatlama hisseder.
KEsinlikle.
Çünkü bilen kendisi ile bilmezden gelen kendisi iki ayrı benlik olarak yaşamaya ve çatışmaya devam ederler. İtiraf geldiği zaman kişilik bölünmesi ortadan kalkar. Taraflar yeniden güç birliği yaparlar.

Ama utanç duyacağı bir şeyse, evladına söylemektense papaza gider günah çıkartır
Aklıma bu geldi, 🙂

Papazlar bu yüzden varlar zaten de , papaz bulamazsa kendini kendine bile itiraf etse sorun ortadan kalkabilir. Bazen de itiraf yeterli olmayabilir. İşte o zaman da günahının çirkinliğini önemsediğin ölçüde büyük bir sadaka verebilip veremediğine göre rahatlarsın. Çünkü kendine kendin bile inanmıyorsan geriye kendini kendine ispatlamak kalır. Sadaka hayat kurtarır bu noktada. İnsanlar günahlarını küçük görüyorlar. Ama günah zaten buz dağının görülen kısmıdır. Kendi başına zaten önemsizdir Allah için. Ama akıbet sapmaları yapar anlayamazsın bir masum hırsızlıktan ne olacak dersen.
 
KEsinlikle.
Çünkü bilen kendisi ile bilmezden gelen kendisi iki ayrı benlik olarak yaşamaya ve çatışmaya devam ederler. İtiraf geldiği zaman kişilik bölünmesi ortadan kalkar. Taraflar yeniden güç birliği yaparlar.



Papazlar bu yüzden varlar zaten de , papaz bulamazsa kendini kendine bile itiraf etse sorun ortadan kalkabilir. Bazen de itiraf yeterli olmayabilir. İşte o zaman da günahının çirkinliğini önemsediğin ölçüde büyük bir sadaka verebilip veremediğine göre rahatlarsın. Çünkü kendine kendin bile inanmıyorsan geriye kendini kendine ispatlamak kalır. Sadaka hayat kurtarır bu noktada. İnsanlar günahlarını küçük görüyorlar. Ama günah zaten buz dağının görülen kısmıdır. Kendi başına zaten önemsizdir Allah için. Ama akıbet sapmaları yapar anlayamazsın bir masum hırsızlıktan ne olacak dersen.
Duyabileceği vicdani acıyı yatıştırmaya araç araması bence beyhude, hele ki sadaka, açıkca sadaka vermek neyi değiştirir, bunu anlamış değilim. Bu, daha sonra başkasını tekrar kırmaya engel oluşturur mu? Veririm bi sadaka olur biter hesabı.

Hiç unutmam., 20 yaşımdayken yapmamam gereken birşey yapmıştım, önemlimiy di hayır ama sadece kendime yakıştırmamıştım. Eve geldiğimde yatak odama girip aynanın önüne dikildim. Gözlerimin içine biraz baktım bu yaptığın neydi şimdi salak dedim ağzımı bükerek. Simdi kendime gülüyorum, birçoğun yaptığının yanında , kendime salak demem aslında salaklık ve saflık tı.

Ya vicdanımızın, ayağını adalete uyduracağız ya da aslanlar gibi vicdan azabını çekip kendimizle hesaplaşıp, ders alacağız
 
hele ki sadaka, açıkca sadaka vermek neyi değiştirir, bunu anlamış değilim. Bu, daha sonra başkasını tekrar kırmaya engel oluşturur mu?

Ben sadaka'yı geleneksel tabirle kullanıyorum.

Sadakadan kasıt, kollektife sürekli katkıda bulunduğun herşeydir. Atomik bir alışkanlıktır. Dilenciye 3 kuruş atmak sadaka değil hakarettir.

Öyle Sihirli bir amel değil yani sadaka. Mesela karma yükün niye var? Çünkü ataların kollektiften çaldılar ve kollektife borçlandılar. Karmayı nasıl temizleyeceksin o halde ? Kollektif ile barışarak. Kendinden kollektife iadeler yaparak. Fadakarlıklarda bulunarak.

Kollektifin canı cehenneme diyene, daha üst kollektif asıl senin canın cehenneme diyebilir. Hassas olmak, miktarı değil yönetici niyetimizi pekiştirmek gerek.
 
Ayrıca sadaka, SDK kökünden geliyor.

Bu kelimeden sadakat ve sıddık kelimeleri türemiş tir.


Aidiyet sorunu olanlar, köklenme sorunu olanlar, evrendeki konumlarına sadık olamıyorlar. Sadakat göstermiyorlar yani. Sadaka belayı defeder sözünün altında güçlü bir köklenme müjdesi vardır. Hangi belayı defeder? Seni yabancı ve sönük hissettirecek her belayı biraz daha keser.


Tabi burada alışkanlık haline gelmiş sadaka kastediliyor. Çünkü oturması gereken bir verme dengesi kurulmuş olmalı ki, manevi bir döner sermayen olsun.


Sadaka sadece para değildir ayrıca. Para ortak değer olduğu için sadece işini kolaylaştırır. Çocuk sevindirmekten, yoldaki bir çöpü gocunmadan alıp çöp tenekesine atmak bile sadakadır.

İyi kolletifin taraftarıyım demektir. Anlayana tüm psikolojik sorunlarını çözen bir alışkanlık biçimidir. Ama enayi gibi hissetmek te var. İşte bu artık gurur ve dışlanma enerjisi ile açıklanır o ayrı.
 
Son düzenleme:
Ben sadaka'yı geleneksel tabirle kullanıyorum.

Sadakadan kasıt, kollektife sürekli katkıda bulunduğun herşeydir. Atomik bir alışkanlıktır. Dilenciye 3 kuruş atmak sadaka değil hakarettir.

Öyle Sihirli bir amel değil yani sadaka. Mesela karma yükün niye var? Çünkü ataların kollektiften çaldılar ve kollektife borçlandılar. Karmayı nasıl temizleyeceksin o halde ? Kollektif ile barışarak. Kendinden kollektife iadeler yaparak. Fadakarlıklarda bulunarak.

Kollektifin canı cehenneme diyene, daha üst kollektif asıl senin canın cehenneme diyebilir. Hassas olmak, miktarı değil yönetici niyetimizi pekiştirmek gerek.
Bütün hayatımız kollektife hediye gibiyse pekki ne olacak.. hep verdiysek ama hep üçün birini aldıysak zaten borç ödenmiş olmuyor mu tam tersine alacaklı olmuyor muyuz 😐
 
Bütün hayatımız kollektife hediye gibiyse pekki ne olacak.. hep verdiysek ama hep üçün birini aldıysak zaten borç ödenmiş olmuyor mu tam tersine alacaklı olmuyor muyuz 😐

Şimdi kendi rızanla vermezsen kollektif senden zorla alır dicem ama ne diyo bu diceksiniz. Ama gerçekler bunlar. Yapacak bisey yok. 👀
Bende de durum çok farklı değil👻
 
Şimdi kendi rızanla vermezsen kollektif senden zorla alır dicem ama ne diyo bu diceksiniz. Ama gerçekler bunlar. Yapacak bisey yok. 👀
Bende de durum çok farklı değil👻
Kendi rızamla yada zorla kandırılmayla.. hep kollektif beni sömürdü buna ne diyeceksin pekki :ROFLMAO:
 
Geri
Üst