kader dua ile değişir mi

La-edri ve can-dan açıklamalarınız beni çok aydınlattı teşekkürler sevgiyle kalın....
 
Akılma yıllar önce duyduğum bir hikaye geldi, belki yardımı olur.

Çok uzak zamanlardan birisinde yaşayan bir adam bilge birisine hizmet ediyormuş. Bir gün efendisinden tek kardesinin düğününe gitmek için izin istemiş, gitmiş. Aradan zaman geçmiş ve birgün efendisinden bu kez de kardeşimin eşi doğum yapacak,ilk kez amca olacağım . Orada olmak istiyorum diye izin istemiş. Master izin vermiş ama bir şartla; bebeğin doğmasına yakın bir brahman gelecek, bebeğin kulağına kaderini fısıldamak için. Onu durduracak ve bebeğe fısıldamadan söyleyeceklerini önce sana isteyeceksin demiş.
Genç adam evin önünde beklerken uzaktan gelen brahmanı görmüş, durdurmuş. Ona neden geldiğini biliyorum, doğacak bebeğin amcasıyım, ona fısıldayacağını bana söylemezsen içeri girmene izin vermem demiş. Brahman önce hayır demiş, diretmiş ama içeridn de doğum çığlıkları gelmeye başlamış, geç kalacağım lütfen izin ver demiş adama, ama onun dirnci akrsısında pes etmiş nihayet ve söylemiş ; doğacak bebek bir erkek ve tüm hayatı boyunca bir çuval pirinci ve bir eşeği olacak.
Genç adam üzülmüş , yeğeni fakir hayat sürecek diye ama elden ne gelir. Brahman çabucak işini tamamlayıp uzaklaşmış o esnada. Adam geri döndüğünde masterına anlatmış söylenenleri büyük bir üzüntü ile.
Aradan zaman geçmiş ve adam masterdan yine izin istemiş, bir kez daha amca olacakmış çünkü. Master ona Brahmanı hatırlatmış.

Bu kez fazla direnmeden söylemiş brahman, doğacak bebek kız ve hayatı boyunca vücudunu satacak. Adam kahrolmuş. derin bir üzüntü ile anlatmış masterına söylenenleri.

Yıllar yılları kovalamış. Bir gün master adamı çağırıp söylesen ne oldu senin yeğenler diye sormuş. hiç bahsetmiyorsun.

Ağlamaklı anlatmış adam, erkek olan evlendi, cocukları var ama çok fakir. Eşeği ve bir torba pirinci var aç bilaç yaşamaya gayret ediyorlar, kız ise... o da kim 3-5 verse onla berabwer ve o da kardesinden farklı değil, çok kötü şartlarda yaşıyor ve durumlarını düzeltmek için elimden hiç bir şey gelmiyor.
Master biraz düşünmüş, hımmmmm...diyerek ve sonra adaam dönüp;


Sana bir kaç gün izin vereceğim. Onların yaşadıkları yere gideceksin demiş. Önce erkek yeğenine git ve onun eşekle pirinci pazarda satmasını sağla. Aldığı para ile çocuklarına yiyecek alsın, yesinler. Oradan da kızın evine git ve evin kapısını penceresini tahtalarla iyice çivile. Sonra kente tellal çıkar ve ona şunu söylet; bundan sonra kızın fiyatı 3-4 değil hem kim ki kese ile altın mücevher vb getiri artık o onunla beraber olabilir.
Adam ilk defa itiraz etmiş efendisine, bu kıza 3 ü 5 i bile zore veriyorlar kim verir keseyle altın ? ölür evde açlıktan ... ya erkek, zaten fakir esekle pirinçten baska hic bir şeyi yok. Onları satarsa sonra ne yaparlar? Tüm ailesi açlıktan ölür :(
Ama yine de gitmiş ve yeğenlerinin tüm itirazlarını kulak ardı edip neredeyse zoerla masterının söylediklerini yapmış. Tellalın çagrısından sonra başı öne eğik her 2 yeğenini de ölüme mahkum ettiğini bilir halde dönmüş masterının evine ; söylediklerini yaptım denmiş usulca.

Master dönerken yolda dikkat,ni çeken bir şey oldu mu ya da rastladın mı birisine diye sormuş. Önce hayır demiş adam ama hemen sonra yoo hayır bir dakika, o kadar üzgündüm ki cok dikkat etmedim ama galiba o brahmanı gördüm , kente doğru gidiyordu demiş.

Öyle mi ? diye yinelemiş master peki yalnız mıydı * Evet demiş adam, ama beraberinde sırtında 2 torba olan bir eşek de vardı.

Hmmmm...

Gel hatırlayalım demiş, ne demişti brahman yıllar önce... Erkek yeğeninin hayatı boyunca hep bir eşeği ve bir torba pirinci olacak ve kız da vücudunu ücret karsılığı satacak.Ama bu demek değildi ki her ikisi de fakir bir hayat sürecek. O brahman şimdi erkek yegenine eşekle pirinc götürüyor, kıza da torba ile altın. Bir şeyleri vesile edip onlara bunları verecek. >Çünkü kaderleri böyle, birisinin ne iş yaparsa yapsın hep bir eşeği ve bir torba pirinci olacak, olmazsa olmaz. satsın onları ve daha refah bir hayat icin sermaye olarak kullansın. Çünkü tekrar gelecek. Diğeri ise hayatı boyunca bedenini satacak ama 3 e ama 5 e ama bir kese altına...Kader bize belki hayatımız boyunca her zaman bizle olacağı söyler ama onunla nasıl yaşayacağımız biraz da yorum işidir . Bazen o yorumu kendimiz getirecek yeterlilikte olmayız ve etrafa ya da yetkin kişilere danışırız, süzgecimizden geçirip uygular ya da uygulamayız. Vb...


***

Kader dua ile değişir mi diye sormuşsunuz, yukarıda ayetlerle fikir belirten arkadaslara katılıyorum, dün gece tesadüf aynılar ben okuduğum için hoş da bir tesadüf oldu.

Diğer yandan...

Kaderin kendisi karmasık bir konu ve kader dendiğinde ne anlamamız lazım kimse çok net değil aslında. Bu durumda soruyu soran olarak kaderden ne anladığınız ve kaderinizin nesini değiştirmek istediğiniz , ama daha da önemlisi değiştirmek istediğinizin kaderiniz olduğu sonucuna nasıl vardığınız çok önemli oluyor.

Aradığınızı hayırla bulmanız dileğiyle ;)
 
hayırlı geceler arkadaşlar ne zamandır merak ettiğim bu soruyu sizlere sormak istedim umarım doğru yere konu açmışımdır kaderimizi çok dua ederek,bol bol hayır yaparak değiştirebilir miyiz?

Sayin beyaz_melek, bende sorunuzu kendi bilgilerim isiginda cevaplamak isterim. Zamaninda bende, bu kader nedeniyle arastirmalar yapmistim. Iste bulgularim;

Iki tur kader vardir. Biri ruhumuza binaen bicilmis ve Lehv-i Mahfuz´da kesinlesmis olan kader. Kesindir ve hayatimizda yasanacak bircok önemli dönum noktasi olusturacak hadise, buraya kayitlidir. Degismezdir, sabittir. buna "mutlak" kader adi verilir.

Digeri "muglak" kaderdir. Burada, hani bilmis edamizla kendi kaderimizi kendimizin yazdigi hususunda iddialarda bulundugumuz, yillik hesaplanan kader vardir. O yil kendi irademizle (bize verilen akil yoluyla kullanilan, inisyatiflerdir) iyilikler veya kötulukler, yani tum amellerimiz Beraat Gecesi Allah tarafindan degerlendirilir.

Bir mana da yil sonu karnemizi aliriz. hatta ömrumuzun bile, bu gecede Allah tarafindan uzatilabilecegi bildirilir.

Duaya gelince, evet muminin silahidir denir. Gercektede öyledir. Olmasaydi, duasiz da Allah zihnimizi okumaya kadirdir. Dudak kipirdatmamiza gerek kalmadan da, bizi ve niyetimizi anlayabilir.

Peki neden dua? Asil soru bu olmali:)

Dua kisinin kendi gözunde ve kalbinde bulunan pasi temizler. Allah´in duamiza ihtiyaci yoktur. Biz dua ile aslen kendimize yatirim yapariz. Dua ile kalbimizin lekelerini temizler, gözumuzdeki perdeleri kaldirarak O´na yaklasir, özumuzu buluruz. Özde hata yoktur. Evren tek yönlu isledigine göre hersey bir olur. Özumuzle bir oluruz. Dolayisi ile biz kazaniriz.

Yaratilis hikayesinde, Allah kendi yansimalarini görmek istemis. Var olan hersey onun bir parcasi olduguna göre, ihtiyaci yoksa bizi neden sinav eder ki? Iyi de O istemis ve en ustun özelligini bize yuklemis. Neyi? Akil yansimasini. Yani biz ukalalik edip, sorgulamaya devam etsek de, ressam resminin en iyi firca darbelerinin nasil yorumlandigini bilmek istemez mi?

Iste, duanin kaderi etkiledigi kisim burada devreye girer. Bize verdigi akli kullanarak, bir nevi Allah´in en sevdigi yansimasini (evrendeki en torpilli varlik adem ogludur) rahatca kullanirken direksiyon hakimiyeti elimizdedir. Ister kötu soför olalim, ister iyi, Beraat gecesinde muglak kaderimiz dogrultusunda not aliriz.

Dua ile iyi bir kul olarak, yil icerisinde karne notumuzu yukseltebilir veya dusurebiliriz. Bunu söyle dusunun, 10 puan uzerinden bir hesaplama sistemini ele alalim. Notumuz 5 ve uzerine yukseldiginde Allah bize yardim eli uzatarak, dogru olani ilham yoluyla gönderir ve biz basimiza gelebilecek kaza ve belalari ilham (akil) kanaliyla önlemis oluruz. Dustugunde ise yine kendi kararlarimizi kendimiz alsak bile, yanilma payimiz yukselecektir.

Evet, dua insanin kaderini degistirebilir fakat bu muglak kader icin gecerlidir.
Bir gemi dusunelim, rotasi belli. kalkacagi ve varacagi nokta önceden belirlenmis. fakat geminin yol uzerinde ugrayacagi limanlar veya izleyecegi manzaralar, kaptanin iradesine birakilmistir. Kimdir bu kaptan? Elbette ki bizler, yani insanogullari.

Sevgi ile...
Iyi forumlar.
 
bu konuda araştırmalar yaparken şu şekilde bir yazıya rastladım ve detaylı ve mealli açıklamaları ile yeterli ve tatminkar bir yazı olacaktır umarım

Önce kaza ve kader ile çeşitlerini bilmek gerekir.
Kader, Allahü teâlânın, olacak şeyleri ezelde bilmesidir. Kaza, kaderde bulunan şeyleri, zamanı gelince yaratmasıdır. Yani kader, maaş bordrosu gibidir. Kaza ise, bu maaşın dağıtılmasıdır. Allahü teâlâ, herkesin ne yapacağını, nerede nasıl öleceğini bilir. Buna, kader, kısmet, baht, nasip, talih, yazgı, alınyazısı deniyor. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir.) [Bekara 255]

Bir film tekrar tekrar gösterilse, bunu önceden seyretmiş birisi, ikinci, üçüncü defa seyrederken, (Baş rolde oynayan oyuncu, attan düşüp ölecek) dese, o dediği için mi filmdeki oyuncu ölüyor, yoksa, söyleyen daha önce seyrettiği için mi biliyor?

Takvimlere, bir yıl içinde güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağı, hesaplanarak yazılıyor. Güneş, takvimde bildirilen saatlerde doğup batar. Güneş, takvime öyle yazıldı diye bilinen saatlerde doğup batmaz. Takvime yazılması, güneşin doğmasına ve batmasına tesir etmez. Allahü teâlâ da insanların başlarına ne geleceğini bildiği için, bunları levh-i mahfuza yazmıştır. Bir âyet meali şöyledir:
(Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. Hepsi açık bir kitapta [levh-i mahfuzda]dır.) [Hud 6]

Kaderin değişeni de, değişmeyeni de vardır. Mesela değişmeyen ecele, ecel-i müsemma denir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ecel bir an gecikmez ve vaktinden önce de gelmez.) [Araf 34]

İnsanın işine göre, ömrü ve rızkı değişebilir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini siler, dilediğini değiştirmez. Ümm-ül-kitab [levh-i mahfuz] Ondadır.) [Ra’d 39]

Ümm-ül kitap, ezeli olan kelam-ı İlahinin yazılı olduğu kitaptır. Melekler, bunu anlayamaz. Zamanlı değildir. Allah’tan başka, kimse bilmez. Hiç yok olmaz. Levh-i mahfuzda değişiklik olur. Bunu melekler görür. İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı değişir. İyiler kötü, kötüler iyi olarak değiştirilebilir. Bir başka âyet meali de şöyledir:
(Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması elbette kitapta yazılıdır.) [Fatır 11]

Değişebilen kaza kadere kaza-i muallak denir. Bir kimse, iyi amel yapıp duası kabul olursa, o kaza değişebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kaza-i muallakı hiçbir şey değiştirmez. Yalnız dua değiştirir.) [Hakim]

(Kader, tedbirle, sakınmakla değişmez. Ama kabul olan dua, bela gelirken korur.) [Taberani]

(Sıla-i rahm ömrü uzatır.) [Taberani]

Kaderin levh-i mahfuzda yazılması kazadır. Bir kimseye takdir edilen bela, kaza-i muallak ise, o kimsenin dua etmesi de takdir edilmişse, dua eder, kabul olunca belayı önler. Duanın belayı önlemesi de kaza ve kaderdendir. Şemsiye yağmura siper olduğu gibi, dua da belaya siper olur.

Ecel-i müsemma değişmez ama; Ecel-i kaza değişebilir. Bir örnek: İki kişi, Hazret-i Davud’a birbirini şikayet etti. Azrail aleyhisselam gelip, (Bu iki kişiden birinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti; ama ölmedi) dedi. Hazret-i Davud, hayret edip sebebini sorunca cevaben dedi ki:
(İkincisinin bir akrabası vardı. Buna dargın idi. Bu gidip onun gönlünü aldı. Bunun için Allahü teâlâ, bunun ömrünü 20 yıl uzattı.) [Levh-i Mahfuz ve Ümm-ül-kitab risalesi]
 
duanın sadece destekleyici bir etki olduğunu düşünüyorum, kaderi davranışlar ve düşüncelerin yönü değiştirir. düşünce ve davranışlarımızın olumluya dönmesi için allah'tan yardım isteyebiliriz tabii dua ile. ki kader her an değişmekte zaten...
 
İlk önce kader var mı diye sorgulamak lazım aslında. Kader nedir ve hangi durumlar kadere dahil edilebilir? Bu sorunun cevabına göre onu değiştirme oranınızı bulacaksınız. :)
 
Kaderin, edilen bir dua ile değişmesi de, duanın kaderdeki değişmeyen bir zamanda sana yazılmış olması da aslında aynı şeyden ibarettir. Aralarında hiçbir fark yoktur.

Sadece sol beyin 3b, sağ beyin 4b argümanlara sahip olduğu için bu deneyime yaklaşımları farklı açılardan olur.

Üst boyuta çıkıldıkça alt boyut daha rahat akar. Alt boyutu her zaman üst boyutun sartlanmıșlıkları yönetir.

Üst boyutun sartlanmıșlık haritasını ise onun da üst boyutundan değiştirebilirsiniz anca. İşte olabilecek en geniş kavrayış çemberi üzerine çıkmak iman denen bilișsel deneyimin mertebesi nispetincedir.

Dünyada tek bir anahtar var her kapıyı açmak için : inanmayı başarabilmek
 
Nacizane fikrim, Kader ile dua değişeceğini sanmıyorum. Kaderiniz de " değiştirebileceğinize inanıp dua etmek" var ise. Siz değiştirdiğinizi sanmanız olacaktır. Derin bir konu bakılırsa, Vakti zamanında pek çok kez tartıştığım bir konu oldu.
 
Nacizane fikrim, Kader ile dua değişeceğini sanmıyorum. Kaderiniz de " değiştirebileceğinize inanıp dua etmek" var ise. Siz değiştirdiğinizi sanmanız olacaktır. Derin bir konu bakılırsa, Vakti zamanında pek çok kez tartıştığım bir konu oldu.
Sonuç ne oldu peki? :)) Kaderin olduğunu iddia edenler belli bir senaryoyu yaşıyor olduklarını da kabul etmeliler bence. O zaman yaptığınız seçimler de kaderde var değil mi? E neye göre yargılnacak insanlar, kader inancına sahip dinler için? ?
 
Kader dediğimiz şey algılarımızın ötesinde bir kavram...

Fakat biz bunu anlamlandırmaya çalışıyoruz. Çünkü "özgür irade" zannı bizi "kader değişebilir mi?" sorgulamasına götürüyor...

Çünkü kutsal metinlerde Dua'ya ve Kader'e atıfta bulunuluyor... Bu iki kavramı da anlamadığımız için paradoxa giriyoruz...

ve "kader bir yere kadar vardır değiştirmek elimizde" gibi bit takım fikirlere ulaşıyoruz...

kader var... bizlerin özgür irade ile ya da irademiz dışında yaşadığımızı sandığımız tüm zanların üzerinde.

Kaderi değiştirmek için dua mevzuu "şu anki durumdan memnun değilim" anlamı taşıyor. Dolayısıyla bu temelde edilen dua bir anlam ifade etmeyecektir. Dua kelimesini kullanıyorsak ve cevaplarımızı islami jargonlarda arıyorsak buna uygun cevap vermeye çalışayım...

Günah dediğimiz kavram bizim bu yaşamda biriktirdiğimiz duygular, yapıp ettiklerimizin karması... sadece bizim yapıp ettiklerimiz değil, atalarımızın da yapıp ettiklerinin mirası... Doğduğun Aile, yetiştiğin koşullar sebebiyle hayat anlayışın, istediklerin, ufkun... Ben sandığın her şey dolayısıyla KADER denen kavrama bağlı olduğun için dua etmekle neyi değiştirmek istediğin de kaderinin bir parçasıdır...

dua mekanizmasının çalışması için önce günahlardan affolunması gerektiği bildirilir. Günahlardan affolunmaya başladıktan sonra nefsinin istedikleri de yok olacağından Aslında dua etme şeklimiz değişir. Kişi spesifik istekler yerine "hayırlısı ise olsun, kimseye zarar gelmesin, nasip kısmet" gibi kavramların farkına vararak dua eder... Duanın gerçek olup olmaması ile ilgilenmek yerine teslimiyet gelir.

ve gerçek dua Allah'la pazarlık içermez. Çünkü zaten bir dileği gerçekleştirmek onun için basittir. yoksunluk, boşluk pazarlık duyguları ile yapılmamış bir dua dan söz ediyorum...

Peki kader dediğimiz fenomenle bağlantısı nedir...

dua zaten yaşayacağınız kesin olan olay ve koşullar için kaderinizle uyumlanma halidir... gelecek zamandaki gerçek olmasını istediğiniz duruma "şimdi ve burada" sahip olmaktır... Zaten bu tür dua hali... ancak bu şekilde olanlara verilir... gerçekleşecek ise bu dua kişide hasıl olur...

islami Jargonla sınırlamaz isek...

"Şimdi ve Burada" günahsız ve "sıfır noktasında" geçmişden bağımsız "arzu ve yoksunluk" duygusu olmadan edilen tüm tezahürler dua gibidir... bu bir meditasyon halidir...
 
"Ameller niyetlere göredir"den yola çıkacak olursak, niyetimize göre yargılanacağız.

Aklıma gelen en bariz örnek şeytanın cennetten kovuluşu; en üstün melek iken kibre kapıldı, sadece niyeti değişti bir anlığına ve şeytan kendini bambaşka bir konumda buldu; böyle olunca da kendini öyle bir koyverdi ki Rabbine senin kullarını azdırıp cehenneme götüreceğim dedi, hata üstüne hata yani.

Düşüncelerinize, yani niyetinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür demiş bilge; karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür diye de bitirmiş. Şeytan bir anda kibirli bir karaktere dönüşmedi mi, niyeti değişir değişmez öfkeye de kapıldı, galeyana da geldi, rabbini de tanımadı.

Allah bence kaderi şeytanla çok güzel açıklamış Müslümanlara. Mesele sadece kovulmak değil yani.
 
Sonuç ne oldu peki? :)) Kaderin olduğunu iddia edenler belli bir senaryoyu yaşıyor olduklarını da kabul etmeliler bence. O zaman yaptığınız seçimler de kaderde var değil mi? E neye göre yargılnacak insanlar, kader inancına sahip dinler için? ?

Şöyle düşünelim. " Hayatımız boyunca iyi bir insan olmaya çalıştık, ama cehenneme gittik" bu kader mi ? diye soruyoruz aslında değil mi ?
Aslında sistem öyle işlemiyor. Yaratıcı bize cehennemlik ya da cennetlik diye yaratmıyor. Bizim bağlı olduğumuz seçeneklere göre son buluyor. Aslında iyi de kötü de kaderin içerisinde yer alıyor fakat seçimler doğrultusunda kişi kendi seçiyor. Yaratıcı orada karışmıyor. Biz seçimlerimizi düşünüp seçebiliyoruz.
 
Şöyle düşünelim. " Hayatımız boyunca iyi bir insan olmaya çalıştık, ama cehenneme gittik" bu kader mi ? diye soruyoruz aslında değil mi ?
Aslında sistem öyle işlemiyor. Yaratıcı bize cehennemlik ya da cennetlik diye yaratmıyor. Bizim bağlı olduğumuz seçeneklere göre son buluyor. Aslında iyi de kötü de kaderin içerisinde yer alıyor fakat seçimler doğrultusunda kişi kendi seçiyor. Yaratıcı orada karışmıyor. Biz seçimlerimizi düşünüp seçebiliyoruz.
Ben bunları biliyorum zaten beyefendi, amacım sadece konu hakkında verimli bir tartışma gerçekleştirmek .D Kadercilik oldukça yaygın bir şey ne yazık ki. Peki eğer belli seçimler yapıyorsanız ve buna göre yargılanıyorsanız, kader nereye etki ediyor?
 
Şöyle düşünelim. " Hayatımız boyunca iyi bir insan olmaya çalıştık, ama cehenneme gittik" bu kader mi ? diye soruyoruz aslında değil mi ?
Aslında sistem öyle işlemiyor. Yaratıcı bize cehennemlik ya da cennetlik diye yaratmıyor. Bizim bağlı olduğumuz seçeneklere göre son buluyor. Aslında iyi de kötü de kaderin içerisinde yer alıyor fakat seçimler doğrultusunda kişi kendi seçiyor. Yaratıcı orada karışmıyor. Biz seçimlerimizi düşünüp seçebiliyoruz.

aslında her karmaşa bu temelli düşünce den çıkıyor...

dünya hayatını "seçim, imtahan" goygoyuna indirmek "akledenler" için absürd bir hikayeye dönüşüyor... sizi tenzih ederim... genel kanı böyle...

hayatın ve ölümün sırrına vakıf olamamış sınırlı aciz yaratılmışların eşit şartlarda başlamadıkları bir sınav(!) ın olabileceğini düşünmek insanı ya suçluluk duygusuna sokar. Ya da inandığı dini mitolojikleştirir... ve tüm ufkumuzun "O"nun sıfatları ile çevrili olduğu bir Hologram gerçeklikte "yaratıcı" karışmıyor demek de akla yatkın olmuyor...

Hayat ve Ölüm anlaşılamaz. sadece deneyimsel olarak kabul edilebilir.

Biz sınanmaya değil "deneyimlemeye" geldik... imtahan hissi, kişinin ölüm korkusundan dolayı; kendi nefsiyle, mitolojikleştirdiği bir Allah prototipi arasındaki vicdani bir pazarlıktır... Nefs yok oldukça imtahan hissi de yok olur...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Seraphine : Kader bu süreçte etki etmiyor, insanoğlu etki ediyor. Anlatmak istediğim buydu.

Berksurucu : Hayata eşit şekilde başlamadık, haklısınız fakat bu da tekamülümüzün bir parçası değil midir ?

Dipnot ; Sayfa kirliliği yapmamak adına alıntı eklemedim.
 
Alt boyutu her zaman üst boyutun sartlanmıșlıkları yönetir.
Üst boyutun sartlanmıșlık haritasını ise onun da üst boyutundan değiştirebilirsiniz anca.
Buna spesifik bir örnek verebilirseniz yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Alt boyutu üst boyutun şartlanmışlıkları yönetiyorsa bu üst boyutlara çıkışta zorluk da yaratmaz mı veya buna sebep olan şey alt boyutta olan farklı şartlanmalar mıdır?
 
Kader olgusunu değerlendirirken, geneliin icine düştüğü bir yanılgı var ki daha baştan kafamızın karışmasına yol açıyor; icinde bulundugumuza inandigimiz zaman ve mekan algısıyla kavramaya çalışıyoruz.. Oysa yaradan, zaman ve mekanla sınırlı değil. Kader,yaradanin yazdigi bir senaryoyu bize oynatmasi degil, yarattiginin hangi yolda ilerleyecegini bilmesi olmasi demektir. Basitçe örneklendirecek olursak; bir kagida yere paralel bir cizgi cizelim. Bu cizgi Alinin hayat cizgisi olsun, 50 yil uzunlugunda mesela.. Alinin hayat cizgisinin orta n0ktasinin 10 cm yukarisina da (haşa) Allahın gözlem noktasini cizelim. Şimdi o gözlem noktasindan cikarttigimiz birer tane cizgiyi alinin hayat cizgisinin baslangic ve bitis noktalariyla birlestirelim. Anlatim karısık oldu belki ama basit bir üçgen cizdik aslinda. Geçmiş, şimdi, gelecek... Bu kavramların gerçekliğinden emin olmak icin, yeterince saglam referansimiz var mi.. Zaman göreceli, belki de hic yok...Mekan mı.. Surekli genisleyen bir evrende, kimbilir neresindeyiz ve kim bilir evren nerede... Pardon biri bi soru sormuştu, dua kaderi degistirir mi diye dimi, kader, Allahın bilmesi olmak demekse...
 
Yunus Suresi, 49. ayet: De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim.

Tevbe Suresi, 51. ayet: De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."


Hud Suresi, 6. ayet: Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.

Nahl Suresi, 61. ayet: Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

Neml Suresi, 75. ayet: Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın.

Fatır Suresi, 11. ayet: Allah sizi topraktan yarattı, sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kıldı. O'nun bilgisi olmaksızın, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz da. Ömür sürene, ömür verilmesi ve onun ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta (yazılı)dır. Gerçekten bu, Allah'a göre kolaydır.

Kamer Suresi, 49. ayet: Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık.

Kamer Suresi, 51. ayet: Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

Kamer Suresi, 52. ayet: Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır.

Kamer Suresi, 53. ayet: Küçük, büyük herşey satır satır (yazılı)dır.

Hadid Suresi, 22. ayet: Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır.

Cin Suresi, 28. ayet: Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir.

___________________________

Daha bulup yazayım mı

Ne kadar irkilip haşa desenize de uzaktan izleyip takip eden, imtahan eden egoları olan insansı mitolojik bir Allah yok...

Yaratılmış - Yaratan dualitesi şirktir.

Yukarıdan bakan sınayan Allah figürünün herhangi bir puttan farkı yoktur.

Kader'e tekrardan dönersek

Lehvi Mahvuzdaki kaydı, içinde bulunduğunuz beden avatarında izliyoruz.

Allah zaten bir kişi değil... Sonsuz anlaşılmaz bir source code...

Ondan varılan Rab sıfatının... (özbenlik)

Hayy ve kayyum sıfatıyla birlikte onun altından, sınırlı sayıda esmalara ayrılarak HAYY sıfatımıza projekte edilmesidir. Kayyum sıfatı ise bu hologramın çok gerçekçi yapısına işarettir. Evrenin tüm köşesinde sekmeyen fiziksel Deterministik bir yapı algılarız...

Bu sebeple hayy ve kayyum çokça birlikte anılır.

Kur'an ise mitoloji hikayelerinin olduğu bir kitaptan öte bu meta gerçekliğin farkındalık kitabıdır.


Ankebut ﴾64﴿
(Oysa onların tek gerçek kabul ettikleri) bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; âhiret yurduna gelince işte asıl hayat odur; keşke bunu bilselerdi!


Hadid 20
Bilesiniz ki dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, aranızda övünme, para ve çocuk çoğaltma yarışından bir benzetidir...


Hayatın Lehv-i Mahvuz gösterisi olduğuna dair 50 ayet gösterebilirim. Ama konudan çok saparız...

Peki ne yapabiliriz... İki mekanizma ile uyumlanabiliriz. Rahman ve Rahim...

Dünyada olup biten olayları, başımıza gelen olayları, "kötü" diye adlandırdığımız deneyimleri... Yani hologramın günah yükünü omuzlayıp bağışlanma mekanizmalarının farkına varabiliriz. Çünkü program gereği her daim kaos, karmaşa sorun bitmeyecektir. Corona virüs ya da parmağını sehpaya çarpman dahil ıstıraplı bir hologramın göstergesi...

Arınıp arınıp arınıp... Kaderin yönetmeni olan Rab sıfatıyla buluşabilirsin (insan-ı kamil)


Demem o ki...

Hayat denilen fenomenin sizin kontrolünüz dışında olduğu fikrinden korkmayın. Korkularınızdan dolayıda mitolojik tanrıları dininize arka kapıdan sokmayın...

Akledin öğüdü bu kadar komik sonuçlar doğurmamalı...
 
Son düzenleme:
hayırlı geceler arkadaşlar ne zamandır merak ettiğim bu soruyu sizlere sormak istedim umarım doğru yere konu açmışımdır kaderimizi çok dua ederek,bol bol hayır yaparak değiştirebilir miyiz?
40 gün 41 fatiha baskasininniyetine okunarak belki kaderi bile degistireblir diye guvendgm bir abimden ogrenmistim insan kendisine okursa ne olur bilmem
 
Geri
Üst