Hayatı Nasıl Yaşıyorsunuz?

bendekiben

Elit Üye
Yaşama bakışımız, zevklerimiz, beraberliklerimiz arkadaşlarımız bize hayatin neresinde olduğumuzu gösteriyor. Meşhur bir laf vardır hepimiz biliriz “beraber olduğunuz kadın hayatin kaçıncı katında olduğunuzu gösterir” derler, tabi bu soru kadınlar içinde beraber olduğunuz erkek diye uyarlanabilir. Hayatin kaçıncı katındasınız gerçekten? Hiç düşündünüz mü? Hayat kalitemizi masaya yatıralım mı? imkanlardan, oturduğumuz semtten veya markalardan bahsetmediğimi söylemeye gerek yok sanırım. Hadi en baştan başlayalım; sabah oldu uyandık ilk olarak ne yapıyorsunuz? Güne nasıl başladığımız o günün kaderini belirliyor, siz sabah kendiniz için ne yapıyorsunuz? Zamanı etkin kullanabilmek adına plan program yapıyor musunuz? Sadece çalışan insanlardan bahsetmiyorum, çalışmayanlar için bu program daha da önemli, hayat akıp gidiyor yakalayın gitmeden.

Kendinizle ve yaşantınızla ilgili bir fikir edinmek için hemen en yakınınızdakine bakin, kiminle uyandınız? Nasıl biri o? Neden önemli? Çünkü o sizin aynanız, onda sevmediğiniz her şey aslında kendinizde sevmedikleriniz. Bu felsefeyi kabul etmem çok zor oldu benim, hani “dışarıda hiçbir şey yok felsefesi” psikoloji kökenli olmama rağmen okul dışında da birçok kişisel gelişim eğitimine katildim ve bu eğitimlerde hep vurgulanan şey “her şey sizin aynanız” idi. şimdi biz iyi bir insansak karşımıza hep iyiler, kötüysek kötüler mi çıkacaktı? Çok iyi bir kız psikopat bir adamla evli olamaz mı? Hani bizim meşhur “ kader kurbanı” senaryomuz çuvalladı mı şimdi yani? Bunu anlayabilmem çok uzun zaman aldı, tabi bu zamanda ben hiç boş durmadım hep arınma çalışmaları yaptım, arindim, arindim, temizlikler yaptım, hayatımdan kopup gidenleri sevgiyle uğurladım. Artik temizlendiğimi düşündüğüm bir gün zamanında karşılıklı olarak birbirimizi üzdüğümüz eski bir tanıdıkla burun buruna geldim. Öyle irkildim ki; bu neydi şimdi? Bu o kadar kotu biriydi ki benim nasıl aynam olabilirdi? Hayati boyunca bir yerlere gelmek için önüne çıkan herkesin üstüne basmış, ihanet etmiş, aldatmış, kullanmış ve isteklerini bu yollarla elde etmiş bir insandı ve bu kadın benim nasıl aynam olabilirdi? Ben nasıl böyle biriyle bir donem arkadaşlık kurmuş olabilirdim? diye düşündüm. O an bana öyle bir baktı ki sanki “hala bana kızgın mısın ?” bakışıydı bu ve içimdeki ses o an ona “Hayır sana kızgın değilim, çünkü biliyorum ki sen içimdeki şeytansın, sen benim karanlık yanımsın. Senin yaptıkların beni o kadar korkuttu ki! korkum aslında senden değil, kendi karanlık tarafımdan korkumdu, belki benim karanlık tarafımda bunları yapabilecek kapasitede ve ben seninle beraber kendi karanlığımı da kabul edip onu affediyorum” dedi. Karşımdaki yüze baktım gülümsedim “ Merhaba” deyip yoluma devam ettim. O merhaba aslında karanlığımı kucaklamamdı. Karanlığınızı kucaklamazsanız aydınlığınızla buluşamazsınız. Böyle düşünmek çok zordur; çünkü bu düşünce tarzı tamamen sorumluluk almayı gerektiriyor. Bu düşünceye göre kimse sizi aldatamaz, kimse size kötülük yapamaz, yaptığınız herseyi siz yapıyorsunuz ve gerçekten dışarıda hiçbir şey yok! Eleştirdiğiniz, arkasından konuştuğunuz veya ayıpladığınız herkeste aslında kendi karanlığınızı görüyorsunuz, hayat kalitemizi yükseltmenin birinci kuralı belki, içinizdeki karanlığı kucaklamak. Hiç birimiz mükemmel değiliz ve ne mutlu ki değiliz, düşmek olmasaydı kalkmanın ne zevki olurdu.

Alıntı.
 
Gerçek bir ışık işçisi olan bir yakınıma, hep brlikte isim taktık: Şizofren Paratoneri. Evlendi eşi paranoyak şizofren çıktı, iş ortağı şizofren,yanında çalışanı vb... Hayatına bir şekilde girip büyük sıkıntılar yaşatan bu (7 kişi) insanlardan sonra kendini sorguladı ve konusunda çok iyi bir psikiyatra gitti,çünkü kendinin de şizofren olabileceğinden şüphe etmeye başlamıştı. Prf.:' artık bana gelme normalsin depresyonon da geçti şizofren falan da değilsin'dedi. Ben işin içinden çıkamadım şimdi...?
 
Sayın aydınlık, tesadüf diye bir şey yokken 7 kişi ortadaki mesaja mutlak dikkat istiyordur. Kişi ışık işçisi diye tanımladığınız birisi iken neden bu 7 kişiyi çekmiş olabilir sizce kısmı, kafa karıştırmış doğal olarak.

Aslında kişi ışık işçisi de olsa, bilinçaltı hala işliyordur öyle değil mi? Her bir kişinin bilinçaltı, koca evreni gibidir , o kadar komplike de olabilir. Önceki mesajda saydığım sebeplerle, kişiler durumları çeker ve deneyimler. Spiritüel yoğunluğu burada avantaj yerine dezavantaj bile olabilir çünkü çok daha yoğun çekebilir ( 7 kişi çekmesi gibi). Belki de tanıdığınız, bu tarz sorunları olan kişilere, yardımı dokunabileceğini imgeledi bilinçaltıyla ve devamı böylece gelmiştir. Bu durumdan özgürleşmeyi seçmediği müddetçe, benzerler yaşanmaya devam edecektir.

Sevgiyle...
 
Sayın aydınlık, tesadüf diye bir şey yokken 7 kişi ortadaki mesaja mutlak dikkat istiyordur. Kişi ışık işçisi diye tanımladığınız birisi iken neden bu 7 kişiyi çekmiş olabilir sizce kısmı, kafa karıştırmış doğal olarak.

Aslında kişi ışık işçisi de olsa, bilinçaltı hala işliyordur öyle değil mi? Her bir kişinin bilinçaltı, koca evreni gibidir , o kadar komplike de olabilir. Önceki mesajda saydığım sebeplerle, kişiler durumları çeker ve deneyimler. Spiritüel yoğunluğu burada avantaj yerine dezavantaj bile olabilir çünkü çok daha yoğun çekebilir ( 7 kişi çekmesi gibi). Belki de tanıdığınız, bu tarz sorunları olan kişilere, yardımı dokunabileceğini imgeledi bilinçaltıyla ve devamı böylece gelmiştir. Bu durumdan özgürleşmeyi seçmediği müddetçe, benzerler yaşanmaya devam edecektir.

Sevgiyle...

P eki özgürleşme nasıl olacak ? Yani anlayıp anlamadığımı bilemiyorum.Mesela benimde zamanında saçma sapan laflarım yüzünden gerçekten o zaman düşünmeden konuştuğum için hep o tarz insanlar çıktı. Ben kendimce meditasyon yaptım güya temizledim, hatta ve hatta tövbe ettim ve tövbemi tuttum.Hala istediğim tarz da insanları çekemiyorum. Yada gerçekten sevebileceğim beni sevebilecek birileri de varken önümüzde engelde yokken iletişime giremiyorum. Galiba tam temizleyememişim tövbe bile etsem. Ne yapmam gerek? sevgi ve saygılarımla
 
Sayın Özlemi özled, kimleri hayatımıza çekeceğimizin usulü de tıpkı diğer niyetlerimizi çeker gibi olmaktadır. Birinci mesele aşabilmekte, o kişilerle karşılaşmak sizi hala rahatsız ediyorsa, aslında arınma tamamlanmış sayılmaz. Onların da hayatın içinde olması gerektiği farkındalığı, zor da olsa herkesin bir öğretici olduğunu kabul etmek. Bunu şöyle algılayabilirsiniz, ne bilinçaltınızla, ne bilinç halinizle, yeniden o kişilerle karşılaşmak, muhatap olmak, sizi ciddi rahatsız etmeyecek. İçinizde yine mi der gibi sıkıntı olmayacak, onun yerine "şimdi ne gibi bir mesaj algılamam gerekir" bakışı yakalanacak. Gelişimin oluşunu da şöyle yakalayabilirsiniz, o kişiler ya o yönleriyle sizi incitmiyor olacaklar ya da onlar hayatınıza ilk zamanlar daha az, sonraları neredeyse hiç giremiyor olacak. Bu yalnızlık demek de olmuyor, aksine yeni bakış açınıza daha yakın kişiler hayatınıza hızla girmeye başlıyorlar.

Bunda da inanıp sabretmek gerek, bir kere aşıldığında o durum, belirgin bir rahatlık hissedersiniz. Elbette insanız, arada bakış açımızda da iniş çıkışlar olabilir ama elimizden geldiğince bu duruma da pozitif bakmaya devam edeceğiz.

Tövbe de etsem temizleyemedim demişsiniz, aslında burada belki de bilinçaltınız sadece aşamadı. Yoksa beşer olan insan, yanlışlarla doğruyu bulacak. Bu yanlış sizin kötü kişi olmanız anlamında değil, doğru yasayı uygulayamamanızda. Siz de daha önce sadece ilerlerken, bakış açıları denediniz. Kendinize ve hayatınıza temizlenecek değerler gözüyle bakmayın derim. Her şey olması gerektiği gibi yaşandı, size bazen acı, bazen tatlı anılar ve tecrübe bıraktı. Şimdi o edinilen deneyimlerle, daha çok istediklerimizi hayatımıza çekip, istemediklerimizi kendimizden özgür bırakma zamanı.

Kendi deneyimlerimi de kattığımı eklemek isterim.Sonuç vermemiş olsaydı savunmazdım. Şimdi bir durum değişikliği yaşadım, seneler sonra meyvesini alırım gibi bir durum söz konusu değil, inanıldığının aksine. Yeterince sizi tatmin edecek bakış açısını yakalarsanız, ivedilikle değişimleri gözlemleyebilirsiniz. Bir de daha önce bahsettiğim sebeplerden herhangi birisi de olabilir. Sevmediğimiz özellikler, bizim değerlerimizi gündeme getirebilir. Hangi çekimi yaptığınızı siz gözlemleyebilirsiniz ancak çözüm basit ve tek. O kişiler zarar vermiyorken aşmak değil. Onları da kabul edip özgür bıraktıktan sonra, artık istediğiniz kişilerden, istediğiniz kadar müdahillik çekebilmek. Eskiden neredeyse her gün, gün aşırı canımı sıkan durumlar olurken, şimdi inanın çok nadir ve olduğu an hemen mesajı algılamaya çalışıyorum.

Sevgiyle...
 
Sevgili Alin çok güzel anlatmışsınız sorunumun tam cevabını aldım bu dediklerinizi kesinlikle uygulayacağım.Herşey gönlünüzce olsun.
 
Depresif bir rüzgarla geçip gidiyor hayat.

bu cümle çarpı en az 100 katı haliyle geçiyor hayatım.

artık neyime yanacagımı bile umursamaz oldum. bana bir ilahi dokunuş kesin gerekli. yoksa düzelemem, yanarım yanarım dururum.

hangi yakarış hangi seda hangi göz yaşı bana çare olur artık bilmiyorum. umut sadece bir isim olmuş yeni farkettim.

şans lazım hemde çok iyi ve hemen lazım. bunca dünya dolusu insan acılar çakarken beni asla bulmayı istemeyecek o şans lazım.

daha nasıl yaşanmalı yada sabah uyanınca hayatın içinde bana bu güzel sözler degil şans lazım.

bulursam ne yapardım onu bile bilmiyorum.
 
bu cümle çarpı en az 100 katı haliyle geçiyor hayatım.

artık neyime yanacagımı bile umursamaz oldum. bana bir ilahi dokunuş kesin gerekli. yoksa düzelemem, yanarım yanarım dururum.

hangi yakarış hangi seda hangi göz yaşı bana çare olur artık bilmiyorum. umut sadece bir isim olmuş yeni farkettim.

şans lazım hemde çok iyi ve hemen lazım. bunca dünya dolusu insan acılar çakarken beni asla bulmayı istemeyecek o şans lazım.

daha nasıl yaşanmalı yada sabah uyanınca hayatın içinde bana bu güzel sözler degil şans lazım.

bulursam ne yapardım onu bile bilmiyorum.

senin bu negatif enerjin taa laptopumun başında beni etkiliyor :smash: şansı sen kendin yok ediyorsun bunu bil...
 
bir an canım acıdı, o tokmak falan.

ben ne yaptıgımı biliyormuyum.

son 1 yıldır şans benim için bitti, 3 aydır tamamen yıkık haldeyim.

ve tüm samimiyetimle yazıyorum ilahi bir gücün gelmesi ancak beni kurtarabilir.

sanki bir arınmaya ihtiyaç duyar gibiyim,

ve en kötüsü köşeden başka gidecek yer kalmadı bütün yollarım kapalı tam bir stand by konumu.

hangi pozitif enerjiyi düşünsem anında paralize oluyor.

ihtiyacım olan artık ilahi bir yardım, bir yürü ya kulum durumu.
 
sosyalleşmeyi seven asosyal bir yaşam, ev-iş iş-ev bazen daglar da ve tepelerde gezmek denizi seyretmek ha şu son zamanlarda yüksek yerlerde namaz kılmak istegi hasıl oldu,

arasında günlük dik duruşlar ve yaşanan haksızlıklar ekmek parası için eyvallah deyişler,

bolca sabır vardır bir hayır deyişler

sonrası burdayım ve yazıyorum.
 
Sayın mecbur_focus, her yazdığınız mesaj karamsar ve isyankar, sanki camları kara bir gözlük takmış ve kulaklarınız tıkalı gibisiniz. Fırsatlar önünüze gelse göremeyeceksiniz, yada şans kapınızı çalsa duyamayacaksınız, dikkat edin!
Acaba yukarıda yazılan cevapları okuyor musunuz? Doğruca sizin sıkıntınıza cevap olmasa da yazılanları farkındalıkla okuduğunuzda, bir kelime bile farklı bir bakış açısına yol açabilir.
Hayata karşı öfke dolusunuz,
Yeterli para kazanamadığınız için paraya, istediğiniz hayatı yaşayamadığınız için hayata, çalıştığınız ortamda ki haksızlıklardan dolayı insanlara- dolayısıyla sevgiye karşı da duvar örüyorsunuz.
Her şeyin başı sevgidir, para da bir enerjidir ve size gelmesi için o enerjiyi de sevmelisiniz. Devamlı ona karşı isyan etmemelisiniz, böyle yapmaya devam ettikçe kendinizden iyice uzaklaştırırsınız.
Şans beni bulmaz, geldiği gibi gider vs. düşünceleri o kadar bilincinize yerleştirmişsiniz ki, bu düşünce tarzı artık inanç haline gelmiş!
Bunları değiştirebilmeniz için size olumlamaları öneriyoruz ancak siz sihirli bir değnekle dışarıdan yardım istiyorsunuz.
Sorunlar içimizde, bilincimizde oluşur aynı şekilde cevap ve çözümleri de!!
Ne ekersen onu biçersin. Kötümser tohumları ekip, devamında aynı tür düşüncelerle beslerseniz iyice kök salar.
Hayatı tiyatro sahnesi gibi düşünün, senaryoyu da düşüncelerimiz ve ağzımızdan çıkan sözler oluşturuyor. Herkes kendi oyununun senaryo yazarı, yönetmeni ve oyuncusudur. Yardımcı oyuncuları da biz belirliyor ve oyuna dahil ediyoruz. Rolü biten oyundan çıkıyor. Sonunda da beden kostümümüzü bırakıp, gerçek evimize dönüyoruz. Bu bizim oyunumuz, senaryoda her an değişiklik yapabilir, oyuncu da değiştirebiliriz.
Ayrıca her tiyatro oyunu birbirinden farklıdır, başkasının ki daha iyi diye öykünmemeliyiz. Ancak kendimizi geliştirebilirsek daha iyi senaryo yazabiliriz, ayrıca iyi bir oyuncu olabilmek de kolay değildir, yazdıklarınıza inanarak oynamanız da gerekir. Aynen olumlamaları inanarak söylemeniz gerektiği gibi.
Bilinçaltınızın kendinizle ilgili olumlu düşüncelere inanmaya başlaması için en azından 21 gün usanmadan tekrarlamanız gerekmektedir.
Siz kendinizi sevmezseniz- sevilemezsiniz, değer vermezseniz, değer göremezsiniz, şansın ve meleklerin aslında hep yanınızda olduğuna inanmazsanız da onlardan faydalanamazsınız. Melekler Allah'ın yardım elleridir, ancak onların yardım etmesi için gönülden inanarak istemelisiniz. Özgür iradeleri yoktur, ancak istenirse yardım ederler.
Yukarıda ki cevaplarda da açıklandığı gibi, hayat aynı zamanda bir okul gibidir. Bazı sınavlar zor, bazı öğretmenler de acımasızdır. Ancak sınavlarda başarı sağlayabilmemiz için dersimizi iyi öğrenmeliyiz. Yoksa aynı dersi verene kadar almamız, aynı sınavlara girmemiz, aynı öğretmeni görmemiz gerekir. Bütün öğretmenlerimizi sevmesek bile, onların görevi bize dersi öğretmektir. Hayatta herkes birbirinin hem öğrencisi hem de öğretmenidir.
Önemli olan dersimizi alıp, tekamül basamaklarını adım adım farkındalıkla çıkmaktır.
 
Sayın aydınlık, tesadüf diye bir şey yokken 7 kişi ortadaki mesaja mutlak dikkat istiyordur. Kişi ışık işçisi diye tanımladığınız birisi iken neden bu 7 kişiyi çekmiş olabilir sizce kısmı, kafa karıştırmış doğal olarak.

Aslında kişi ışık işçisi de olsa, bilinçaltı hala işliyordur öyle değil mi? Her bir kişinin bilinçaltı, koca evreni gibidir , o kadar komplike de olabilir. Önceki mesajda saydığım sebeplerle, kişiler durumları çeker ve deneyimler. Spiritüel yoğunluğu burada avantaj yerine dezavantaj bile olabilir çünkü çok daha yoğun çekebilir ( 7 kişi çekmesi gibi). Belki de tanıdığınız, bu tarz sorunları olan kişilere, yardımı dokunabileceğini imgeledi bilinçaltıyla ve devamı böylece gelmiştir. Bu durumdan özgürleşmeyi seçmediği müddetçe, benzerler yaşanmaya devam edecektir.

Sevgiyle...


Isik iscisi ney?? anlamadim:banghead:
 
Birlik kavramını, farkındalık kavramını, bütüne yakın yaşamına almış kişilerdir. Evrene karşılıksız hizmet eden, salt sevgi, birlik duyguları taşıyan, ruhsal dengelerini kurmuş kişilerdir. Aslında oldukça uzun tanımlamaları yapılabilir, dilerseniz kimi yerlerde biraz rotası dışında yazılmış olsa da internetten araştırıp ortalama bilgi edinebilirsiniz.

Sevgiyle...
 
Geri
Üst