Elnora_alila
Elit Üye
Madem cımbızladın, böyle devam edelim..Başkalarında sevmediğimiz özellikler aslında kendimizi daha yakından tanımamıza yardım ederler.
Diyelim ki doktorsun ve düzenli takipte olduğun hastan var. İlaç tedavisi uyguluyorsun ama o kullanmamakta direniyor. Tedavine uymadığı için ölüme mi terk edersin yoksa tedavi yöntemini değiştirmeyi mi seçersin ? İşte ahlak bu noktada kendini gösterir.
Sevmediğin özelliklere sahip olması senin insani etiğine ters düşse dahi görev kimliğini devam ettirirsin. Ahlak dediğimiz kelime içerisinde fayda sağlamak / yardım / görevcilik barındırır.
Sen ahlaka duygu katarsan, sonuç hissel zorunluluk haline gelir. Hissel zorunluluk için de ahlak yakıştırması yapamazsın. Sevmediğimiz özellikler benzer ahlaka sahip olduğumuz anlamına gelmez. Özellikle ikili ilişkilerde.
Başkalarında sevmediğimiz özellikler aslında kendimizi daha yakından tanımamıza yardım ederler.
İşte açıkça hissel zorunluluk cümlesi. Sevmediğimiz değil, direnç gösterdiğimiz özellikler.
'' Senin tezine göre ; narsis bir kimlikte sevmediğimiz özellikler aslında bizde yatan gizli narsistedir. ''
Oysa kişi içten içe gizli narsis olduğu için değil ; daha önce deneyimlediği olay örgüsünün gidişatını bildiğinden direnç gösterir. Muhatabından umutludur fakat umut dediğimiz de his kümesinin elemanıdır ve tutunduğunda zorunluluk hali açığa çıkartır.
Güneş batıdan doğsa ne değişirdi ? sorusunun cevabını her gün yaşamlarımızda deneyimliyoruz. Eksenini bozamadığın noktada aynı döngüde milyarlarca yıl dönmen kaçınılmazdır. Oysa döngüler kırılmak için kurulur. Ve her bir kırılma birden fazla kişiyi etkiler.