Duat, Eski Mısır mitolojisinde ölümden sonra ruhların geçtiği yeraltı dünyasıdır. Mısırlılar, ölüm sonrası yaşamın sadece fiziksel bedenin yok olmasıyla bitmediğine inanıyorlardı. Ruh, Duat adı verilen bu gizemli âleme girerek çeşitli sınavlardan geçmek zorundaydı. Duat, karanlık ve tehlikelerle dolu bir yer olmasına rağmen, cennet benzeri bölgelere de sahipti. Burada sayısız kapı, mağara, nehir ve gizemli yaratıklar bulunurdu. En önemli tanrılar arasında, Duat’ın hükümdarı Osiris, ölülerin koruyucusu Anubis, bilgelik tanrısı Thoth ve ruhları yargılayan Ammut yer alırdı.
Ölen bir kişinin ruhu, Duat’a girdiğinde, tehlikeli yaratıklar, labirentler ve sınavlarla dolu zorlu bir yolculuğa çıkardı. Bu yolculuğun en kritik aşaması, "Ma’at’ın Terazisi" adı verilen kalp tartma töreniydi. Anubis, ölen kişinin kalbini adaletin simgesi olan Ma’at’ın tüyüyle tartardı. Eğer kalp hafifse, kişi Osiris’in yönettiği Aaru adı verilen cennet gibi bir yere kabul edilirdi. Ancak kalp ağır gelirse, Ammut tarafından yenilerek ruhun tamamen yok olmasına sebep olunurdu.
Duat, Mısırlıların ahlak anlayışıyla doğrudan ilişkiliydi. Mısırlılar, ölümden sonra iyi bir yaşama kavuşmak için dünyadayken erdemli olmanın önemine inanıyorlardı. Bu nedenle, "Ölüler Kitabı" gibi metinlerde Duat’taki tehlikelerden nasıl kurtulacaklarına dair büyüler ve rehberlikler yer alıyordu. Duat, hem korkutucu hem de umut verici bir yer olarak kabul ediliyordu. Burada başarılı olan ruhlar sonsuz mutluluğa erişirken, başarısız olanlar yok oluyordu. Bu inanış, Mısırlıların ahlaki değerlerini ve günlük yaşamlarını şekillendiren temel unsurlardan biri olmuştur.
Ölen bir kişinin ruhu, Duat’a girdiğinde, tehlikeli yaratıklar, labirentler ve sınavlarla dolu zorlu bir yolculuğa çıkardı. Bu yolculuğun en kritik aşaması, "Ma’at’ın Terazisi" adı verilen kalp tartma töreniydi. Anubis, ölen kişinin kalbini adaletin simgesi olan Ma’at’ın tüyüyle tartardı. Eğer kalp hafifse, kişi Osiris’in yönettiği Aaru adı verilen cennet gibi bir yere kabul edilirdi. Ancak kalp ağır gelirse, Ammut tarafından yenilerek ruhun tamamen yok olmasına sebep olunurdu.
Duat, Mısırlıların ahlak anlayışıyla doğrudan ilişkiliydi. Mısırlılar, ölümden sonra iyi bir yaşama kavuşmak için dünyadayken erdemli olmanın önemine inanıyorlardı. Bu nedenle, "Ölüler Kitabı" gibi metinlerde Duat’taki tehlikelerden nasıl kurtulacaklarına dair büyüler ve rehberlikler yer alıyordu. Duat, hem korkutucu hem de umut verici bir yer olarak kabul ediliyordu. Burada başarılı olan ruhlar sonsuz mutluluğa erişirken, başarısız olanlar yok oluyordu. Bu inanış, Mısırlıların ahlaki değerlerini ve günlük yaşamlarını şekillendiren temel unsurlardan biri olmuştur.