Dert dinlemek istiyorum

Varsa anlatmak isteyen konuya mesaj yazsın yargılamadan kızmadan sıkılmadan dinlerim :)
Ben çalıştığım iş yerinde tam maaşımı alamıyorum patronum kafasına göre atıyor maaşımı. gecikmeli ve eksik aldığım maaşın bir hayrını göremiyorum.Yeni iş bakıyorum.İş bulmadan ayrılmak istemiyorum ama piyasa durgun şu ara pek iş yok. Bi kaç aya nişanlanmayı düşünüyorum bu nedenle önümü görmem lazım hal böyle olunca önümü de göremiyorum. Aklıma geldikçe mutsuz oluyorum demin yine aklıma geldi.teslim olmak istedim Allah'a. Nasılsa değiştiremeyeceğim şeyleri düşünmenin faydası yok derken mabedde bu başlığı gördüm ve yazmak istedim.:)
 
Ben çalıştığım iş yerinde tam maaşımı alamıyorum patronum kafasına göre atıyor maaşımı. gecikmeli ve eksik aldığım maaşın bir hayrını göremiyorum.Yeni iş bakıyorum.İş bulmadan ayrılmak istemiyorum ama piyasa durgun şu ara pek iş yok. Bi kaç aya nişanlanmayı düşünüyorum bu nedenle önümü görmem lazım hal böyle olunca önümü de göremiyorum. Aklıma geldikçe mutsuz oluyorum demin yine aklıma geldi.teslim olmak istedim Allah'a. Nasılsa değiştiremeyeceğim şeyleri düşünmenin faydası yok derken mabedde bu başlığı gördüm ve yazmak istedim.:)
Forumda hızlı iş scripti var onu deneyin isterseniz. Ayrıca belirli dua terkiplerini okuyabilirsiniz kolay iş bulmak için.
 
Ben çalıştığım iş yerinde tam maaşımı alamıyorum patronum kafasına göre atıyor maaşımı. gecikmeli ve eksik aldığım maaşın bir hayrını göremiyorum.Yeni iş bakıyorum.İş bulmadan ayrılmak istemiyorum ama piyasa durgun şu ara pek iş yok. Bi kaç aya nişanlanmayı düşünüyorum bu nedenle önümü görmem lazım hal böyle olunca önümü de göremiyorum. Aklıma geldikçe mutsuz oluyorum demin yine aklıma geldi.teslim olmak istedim Allah'a. Nasılsa değiştiremeyeceğim şeyleri düşünmenin faydası yok derken mabedde bu başlığı gördüm ve yazmak istedim.:)
Hangi sektörde iş arıyorsunuz. Maaş konusunda patronun ile konuştunmu
 
Hangi sektörde iş arıyorsunuz. Maaş konusunda patronun ile konuştu

Hangi sektörde iş arıyorsunuz. Maaş konusunda patronun ile konuştunmu
konuştum ama hiçbir zaman konuştuğumuz parayı atmadı. kalan maaşımı atsın diye mesaj attım sıkışık olduğumu da söyledim. görüldü attı.ben de iyice soğudum işten.Sektörüm inşaat.

Forumda hızlı iş scripti var onu deneyin isterseniz. Ayrıca belirli dua terkiplerini okuyabilirsiniz kolay iş bulmak için.
İnanır mısınız vakti zamanında yaptım.Şimdi bu tarz şeyler için yorgun hissediyorum kendimi.Beklentiye mecalim kalmadı...
 
Gençlerin çoğu daha önce görülmemiş bir gelecek kaygısıyla boğuşuyor. Yaşını başını alanlarsa bazı şeylerin farkında olduğu halde yaşam mücadelesi veriyor. Bizim gibi orta yaşlar ise imkan buldukça bir yerlere atlamaya gayret ediyor. Depresyon arşa çıkmışken bu gibi bir başlık normal şartlarda patlamalıydı ama insanlar artık anlatmayı da kesti. Çünkü anlatmak bile insanı yormaya başladı. Çok büyük bir sıkışmışlık var. İnsanlar iletişim kurmaktansa o enerjiyi hayatta kalmaya harcıyor. Günümüz şuan hayatın getirdiği olanaklar ve olanaksızlıklarla karmaşaya kapılmış gidiyor. Bunu tarihte hiçbir dönemle kıyaslayamayız. Çünkü her dönemin getirdiği sorumluluk ve hareket anlayışı farklıdır. Yani kısacası herkese iyi günler dilerim.
 
Gençlerin çoğu daha önce görülmemiş bir gelecek kaygısıyla boğuşuyor.

Bence o gençlerin yüzde 70'i herşeye rağmen son model bir İphone almak için 150 bin lirayı bir şekilde bulmayı başarıyorlar. (ihtiyaç kresidi ile geri ödeme en az 150k )

"Desinler diye" harcadıkları paraları "gelecekte daha çok getirsin diye" harcamayı öğrenirlerse, ben kalıbımı basarım 5 yıl içinde ekonomik bağımsız hale gelmenin de bir yolunu bulurlar. Bizim sorunumuz finansal olmazlarla kuşatılmamız değil, ekonomik çaresiz bir ülkede olmamız hiç değil, bizim sorunumuz finansal cehalet. Terbiye kültürümüzden başlayan büyük eksikliklerimiz var.

Dündü:

101 mağazasına girdim. Kasadaki kız 25 yaşlarında hergün kasa kuyruğunda ayak üstü konuştuğum birisi, lise terk, boşvermiş, gelişine yaşayan birisi. Maaşı da belli aşağı yukarı ama kasanın kenarına bıraktığı son çıkan İphone' unu gördüğümde bir tık şaşırdım. Sakla çalmasınlar dedim şakayla karışık. Gözüm üstünde bişey olmaz dedi, 2 yıl da bedavaya çalışırım sonra dedi. Şimdi bu genç 150 bin liraya bir şekilde ulaşabiliyor ama o parayı da ne yazık ki 5 yıl sonra maddi değeri sabun gibi eriyecek bir varlığa harcayarak mahvediyor.

Daha iyi bir gelecek inşa etmek için 3-5 yıl boyunca tasarruf ekonomisine girmek bile insanlara zor geliyor. Ama 24 ay vade için 150 bin liraya bir anda ulaşabiliyorlar.

Biz tam anlamı ile finansal cahilleriz. Aklımızı kullanma biçimimiz tamamen bozuk. Amigdala beynin dürtüleri tarafından muhakememiz bulanıyor. Bu da harcama önceliklerimize doğrudan tesir ediyor. Bunun ucu da aç gözlülüğe ve terbiye eksikliğine dayanıyor. Yaşadığımız kıtlığı biz zihinsel, bilişsel ve hatta spritüel olarak kendi kendimize çekiyoruz aslında. Sokaklarda bize mikrofon tutulduğunda da ülkeyi suçlamak kalıyor geriye.

***
 
Son düzenleme:
Bence o gençlerin yüzde 70'i herşeye rağmen son model bir İphone almak için 150 bin lirayı bir şekilde bulmayı başarıyorlar. (ihtiyaç kresidi ile geri ödeme en az 150k )

"Desinler diye" harcadıkları paraları "gelecekte daha çok getirsin diye" harcamayı öğrenirlerse, ben kalıbımı basarım 5 yıl içinde ekonomik bağımsız hale gelmenin de bir yolunu bulurlar. Bizim sorunumuz finansal olmazlarla kuşatılmamız değil, ekonomik çaresiz bir ülkede olmamız hiç değil, bizim sorunumuz finansal cehalet. Terbiye kültürümüzden başlayan büyük eksikliklerimiz var.

Dündü:

101 mağazasına girdim. Kasadaki kız 25 yaşlarında hergün kasa kuyruğunda ayak üstü konuştuğum birisi, lise terk, boşvermiş, gelişine yaşayan birisi. Maaşı da belli aşağı yukarı ama kasanın kenarına bıraktığı son çıkan İphone' unu gördüğümde bir tık şaşırdım. Sakla çalmasınlar dedim şakayla karışık. Gözüm üstünde bişey olmaz dedi, 2 yıl da bedavaya çalışırım sonra dedi. Şimdi bu genç 150 bin liraya bir şekilde ulaşabiliyor ama o parayı da ne yazık ki 5 yıl sonra maddi değeri sabun gibi eriyecek bir varlığa harcayarak mahvediyor.

Daha iyi bir gelecek inşa etmek için 3-5 yıl boyunca tasarruf ekonomisine girmek bile insanlara zor geliyor. Ama 24 ay vade için 150 bin liraya bir anda ulaşabiliyorlar.

Biz tam anlamı ile finansal cahilleriz. Aklımızı kullanma biçimimiz tamamen bozuk. Amigdala beynin dürtüleri tarafından muhakememiz bulanıyor. Bu da harcama önceliklerimize doğrudan tesir ediyor. Bunun ucu da aç gözlülüğe ve terbiye eksikliğine dayanıyor. Yaşadığımız kıtlığı biz zihinsel, bilişsel ve hatta spritüel olarak kendi kendimize çekiyoruz aslında. Sokaklarda bize mikrofon tutulduğunda da ülkeyi suçlamak kalıyor geriye.

***
Açlık sınırının altındaki emekli maaşı, düşük asgari ücret, asgari ücreti bahane edip fahiş fiyat uygulayan firmalar, çok alıyor dedikleri memurların bile maaşının yarısından çoğu kira ve faturaya gidiyor. Bu şartlarda tasarruf yapmak için hava ile beslenmek lazım yada tam bir cingöz olmak.
Eskiden biraz umut vardı ama artık sabit gelirliye hayat yok.
O az maaşıyla lüks harcama yapanlar kira vb derdi olmayan aile evinde kalanlar.
 
Açlık sınırının altındaki emekli maaşı, düşük asgari ücret, asgari ücreti bahane edip fahiş fiyat uygulayan firmalar, çok alıyor dedikleri memurların bile maaşının yarısından çoğu kira ve faturaya gidiyor.

Doğru. Ama bu durum hayatının prime time' larını çarçur edenler için geçerli bir durum. En önemli yaşam kaynağın gençliğindir.

Hadi baban zengin değil, hadi miras ta kalmayacak, devlet zaten yardım etmeyecek... Bunlar daha en baştan cepte değil mi ? Sokakta kalınca mı bunun farkına varıyorsun ? En baştaki çırılçıplak şartların bunlar senin. Yani farkındasın bu eksikliklerin. Sana ne kalıyor geriye ?
Ben söyliyim : Gençliğin !

Gençliğinin tüm patlayıcı kuvvetlerini ıskaladığın anda artık kara kara düşünmeye de başlıyorsun.

Emin ol bu kişiler hayatlarının prime time' larını ziyan etmiş kişiler oluyorlar. Liseden sıkılıp tezgahtar olmayı tercih edenler oluyorlar.

Bu şartlarda tasarruf yapmak için hava ile beslenmek lazım yada tam bir cingöz olmak.

Sababcı yatırım yapmak için tek öğün besliniyordu. Vehbi koç peçetesini ikiye bölerek kullanıyordu. Yani dediğin gibi yer yer hava ile beslenmek te gerekir. Yeter ki paranla para getirecek birşeyler satın alabileceğini keşvet.

Eskiden biraz umut vardı ama artık sabit gelirliye hayat yok.

Ölmüyorlar da ama. Hani ölseler açlıktan sorun da çözülecek. Herzamankinden daha sağlıklılar.

O az maaşıyla lüks harcama yapanlar kira vb derdi olmayan aile evinde kalanlar.

Emin ol kendi yarısının ayranı yok içmeye ama atla gidiyorlar s...ya
 
Liseden sıkılıp tezgahtar olmayı tercih edenler oluyorlar.
hahah okumakla bir şey olunmuyorki, parayı kazanan zengin olanlar onlardan çıkıyor genelde. Okuyanların klasik eğitime harcadığı zamanı özel sektörde tecrübe kazanmaya harcıyorlar sonra ya kendi işlerini kuruyorlar ya da yurt dışına gidiyorlar. Okuyanların patronları oluyor bir kısmı, okuyanların devlete kapağı atanları da okyanusa kapağı atıp boğulmadığına pişman oluyor maaşlara gelen zam oranlarının muhteşemliği karşısında bi de büyük şehirde yaşıyorsa tadından yenmiyor hiç. Okuyanların büyük çoğunluğu bu tiplerin sömürdüğü zeki, çalışkan, ahlaklı ve fakir kesim :D
 
Bence o gençlerin yüzde 70'i herşeye rağmen son model bir İphone almak için 150 bin lirayı bir şekilde bulmayı başarıyorlar. (ihtiyaç kresidi ile geri ödeme en az 150k )

"Desinler diye" harcadıkları paraları "gelecekte daha çok getirsin diye" harcamayı öğrenirlerse, ben kalıbımı basarım 5 yıl içinde ekonomik bağımsız hale gelmenin de bir yolunu bulurlar. Bizim sorunumuz finansal olmazlarla kuşatılmamız değil, ekonomik çaresiz bir ülkede olmamız hiç değil, bizim sorunumuz finansal cehalet. Terbiye kültürümüzden başlayan büyük eksikliklerimiz var.

Dündü:

101 mağazasına girdim. Kasadaki kız 25 yaşlarında hergün kasa kuyruğunda ayak üstü konuştuğum birisi, lise terk, boşvermiş, gelişine yaşayan birisi. Maaşı da belli aşağı yukarı ama kasanın kenarına bıraktığı son çıkan İphone' unu gördüğümde bir tık şaşırdım. Sakla çalmasınlar dedim şakayla karışık. Gözüm üstünde bişey olmaz dedi, 2 yıl da bedavaya çalışırım sonra dedi. Şimdi bu genç 150 bin liraya bir şekilde ulaşabiliyor ama o parayı da ne yazık ki 5 yıl sonra maddi değeri sabun gibi eriyecek bir varlığa harcayarak mahvediyor.

Daha iyi bir gelecek inşa etmek için 3-5 yıl boyunca tasarruf ekonomisine girmek bile insanlara zor geliyor. Ama 24 ay vade için 150 bin liraya bir anda ulaşabiliyorlar.

Biz tam anlamı ile finansal cahilleriz. Aklımızı kullanma biçimimiz tamamen bozuk. Amigdala beynin dürtüleri tarafından muhakememiz bulanıyor. Bu da harcama önceliklerimize doğrudan tesir ediyor. Bunun ucu da aç gözlülüğe ve terbiye eksikliğine dayanıyor. Yaşadığımız kıtlığı biz zihinsel, bilişsel ve hatta spritüel olarak kendi kendimize çekiyoruz aslında. Sokaklarda bize mikrofon tutulduğunda da ülkeyi suçlamak kalıyor geriye.

***
Yazdıklarınızda haklılık payı var sevgili Retro. Fakat ne olursa olsun bu dönemde üzerimize yük alıp dik bir yokuşu koşmak gerekiyor. Bu sadece bizim ülkemizle alakalı bir durum değil. Sistemin çarkları kırılmaya başladığı için gençler çaresizliğe tahammül edemiyor. Bu yüzden çaresizlikle birlikte gelen bilinçsizlik de pompalanıyor. Bu da beraberinde buhran getiriyor. Gençlerin çoğu bu buhranla da mücadele ediyor. Biz onların yaşındayken farkında değildik belki ama bu stresin onda dördünü yaşamışızdır diye tahmin ediyorum. Bu gençlerin üzerine almak zorunda olduğu yüke oranla büyük bir oran. Yine de haklı olduğunuz kısımlar var. Ben sadece gençlerimiz dahil herkese başarılar diliyorum. Zor bir süreç.
 
hahah okumakla bir şey olunmuyorki, parayı kazanan zengin olanlar onlardan çıkıyor genelde.

Demek ki öyle veya böyle zengin olabilen oluyor. Bu da eline para geçmeye başladığı ilk günden itibaren onu nasıl yönettiğine göre değişiyor. Okuyarak ta zengin olunuyor. Erkenden hayata atılarak ta zengin olunabiliyor. Zenginliği yahudilere sormak gerek. Adamlar not kağıtlarını bile tasarruf ederek kullanıyorlar. Peçeteleri de 2 seferde kullanıyorlar..

Asgari ücreti son tahlilde devletten ziyade kurumlar belirliyor ayrıca. Devlet kimsenin maaşını zorla asgari ücrete indirgemiyor ki. Alt tabanı belirliyor sadece. Gerisi kurumların inisiyatifi artık. Devlete muhalefet eden kurumlar, çalışanlarını asgariden gösterme konusunda devletin içimizdeki gizli ajanları olmuşlar adeta. Mesela sigorta primleri neden asgariden yatmak zorunda ? Devlet mi dayatıyorbunu ? Alt tabanı belirlemek başka, kurumların bunu farzmış gibi kabul etmesi başka şeyler. Kurumunun kölesi olan kişiler biraz da bağlı oldukları kurumlarını sorgulamalı.




Ayrıca ben bazı insanları anlamadım gitti :

"Kader" konusunda ben tam teslimiyetçi ve en baştan kaderi kabullenici izahlar yaparken, bazıları "kaderimizi kendimiz belirleriz" "üzerimizde hiçbir güç yok, olamaz" vs diyorlardı. Yani yönetici inisiyatifin herkesten çok kendilerinde olması gerektiğini savunuyorlardı. Ama Finansal konularda resmen içten içe teslim olmuş haldeler devlet rejiminde.

Anlamadım kaderi Devlet mi yazıyor :D yoksa işine gelince ben kendi kaderimi cizerim, işime gelmeyince devlet suçlu mu?

 
Son düzenleme:
Açlık sınırının altındaki emekli maaşı, düşük asgari ücret, asgari ücreti bahane edip fahiş fiyat uygulayan firmalar, çok alıyor dedikleri memurların bile maaşının yarısından çoğu kira ve faturaya gidiyor. Bu şartlarda tasarruf yapmak için hava ile beslenmek lazım yada tam bir cingöz olmak.
Eskiden biraz umut vardı ama artık sabit gelirliye hayat yok.
O az maaşıyla lüks harcama yapanlar kira vb derdi olmayan aile evinde kalanlar

bir sürü şey yazdım yazdım sildim herkes haklı burda.
 
Açlık sınırının altındaki emekli maaşı, düşük asgari ücret, asgari ücreti bahane edip fahiş fiyat uygulayan firmalar, çok alıyor dedikleri memurların bile maaşının yarısından çoğu kira ve faturaya gidiyor. Bu şartlarda tasarruf yapmak için hava ile beslenmek lazım yada tam bir cingöz olmak.
Eskiden biraz umut vardı ama artık sabit gelirliye hayat yok.
O az maaşıyla lüks harcama yapanlar kira vb derdi olmayan aile evinde kalanlar.
bir sürü şey yazdım sildim o kadar haklınızki yani düşünüyorum refah düzeyi yüksek ülkelerin yaptığı şeyler ne bir onlara bakmak lazım onları model alsak düzelir belki.
 
refah düzeyi yüksek ülkelerin yaptığı şeyler ne bir onlara bakmak lazım onları model alsak düzelir belki.

Vade farkı var. Model alamayız. 100 yıl sabredebilecek miyiz ? hayır .


Para harcama önceliklerini değiştiremeyen bir ülkedeyiz. Tepedeki adamından çöpçüsüne kadar. Batılı ülkeleri model almak için keyfi harcamalardan sıyrılıp, geleceğe para harcamamız lazım. Üretim yapmamız lazım. Üretim için Ar-ge çalışmalarına, ehil bireylerin gerekirse bebeklikten eğitimine milyonlarda lira para akıtmamız lazım. 100 yıl deyin bu hayale ulaşmaya.. yani 2 jenerasyon kendi kendini gelecek nesiller için kurban etmeli. yani çok zor.

Vallahi batılı ülkeleri 1 yıl (sadece 12 ay) boyunca model aldığımız an, millet ortalığı birbirine katar. Oraya buraya para verince, 100 deneyin 99 u başarısız olunca, finansal kaynaklar belli yerlerde eridikçe karın doymuyor diye.

Milleti finansal darboğazlara karşı eğitmek için bir milyar dolarlık bütçeler harcayıp insan kaynağını beka duyguları doğrultusunda terbiye etmen lazım küçüklükten.

Batı, idealleri için hazzı erteleyebilme özelliğine sahip. Analitik beyin herzaman bunu kolayca başarabilir. Bizde ise dürtü kontrol sorunu var. Dış güdümlüyüz biz. Bizim insan kaynağımız malesef borçlanmaya ve sonunda iflasa çok müsait. tükenişe geçip geçip yaygara koparan bir insanımız var.


Bu insan kaynağı ile hangi batılı ülke model alınabilir ? 1 yıl dayanamayız batılı rejimde, ki 100 yıl gerekiyor bunun için.
Bizim için en uygun model malesef şeriat. Bunu ilk defa negatif anlamda söylüyorum. Etkiye tepki olarak insanlar cezalandırılmalı ve dizginlenmeli. Bu hayvanlarda ve bizim gibi gelişmemiş ülkelerde işe yarar çünkü.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst