Déjà Vu hakkında olası teoriler

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ori

🌙
Elit Üye
Déjà vu, bir kişinin daha önce yaşamamış olduğu bir durumu yaşamış gibi hissetmesi olarak tanımlanır ve oldukça yaygın bir deneyimdir. Bu garip hissin neden ortaya çıktığıyla ilgili çeşitli teoriler öne sürülmüştür. İşte déjà vu hakkında en çok kabul gören olası teoriler:

1. Hafıza Anormallikleri Teorisi
Bu teoriye göre, déjà vu, beynin hafıza işleme mekanizmasında küçük bir aksaklık yaşanması sonucu oluşur. Bilgi yanlışlıkla kısa süreli bellek yerine uzun süreli bellekte işlenebilir. Bu yüzden kişi, o anı daha önce yaşamış gibi hisseder. Bir diğer teori ise kısa süreli bellek ile uzun süreli bellek arasında oluşan hafif bir gecikmenin, déjà vu hissine yol açabileceğini öne sürer.

2. Beynin Çift İşleme Hatası
Beynin aynı anda çok sayıda bilgiyi işleyebilme yeteneği, bazen iki paralel süreç arasında bir uyumsuzluk yaşanmasına neden olabilir. Beynin sağ ve sol lobları senkronize olarak çalışır, ancak bir anlık uyumsuzluk olduğunda, bir lob diğerinden daha önce bilgiye ulaşabilir. Bu durumda kişi, o anı daha önce yaşamış gibi hissedebilir, çünkü bilgi beynin diğer lobuna çok küçük bir gecikmeyle aktarılır.

3. Kısmi Tanıma Teorisi
Bu teoriye göre déjà vu, kişinin bilinçaltında bir yerden tanıdığı ancak hatırlayamadığı bir detay veya ortamın mevcut durumla eşleşmesiyle oluşur. Örneğin, bir odada bulunan bir obje ya da ortamın genel yapısı geçmişte yaşanmış başka bir mekân veya durumla benzerlik gösterdiğinde, beyin bilinçaltında o durumu tanıyabilir ve deja vu hissi yaratır. Kişi tam olarak neyi hatırladığını bilemez ama durum tanıdık gelir.

4. Rüyalar ve Déjà Vu
Bazı psikologlar, déjà vu’nun geçmişte görülmüş bir rüya ile bağlantılı olabileceğini öne sürer. Bu teoriye göre kişi, daha önce rüyasında gördüğü bir durumu gerçek hayatta yaşadığında déjà vu hissini yaşayabilir. Rüyalar bilinçdışı ile bağlantılı olduğu için, bu durum kişi tarafından doğrudan hatırlanamaz; ancak yaşanan ortam veya olay, rüyada hissettiği bir şeyi anımsatabilir.

5. Beynin "Hızlı Tekrar" Teorisi
Bu teoriye göre, beyin bir olayı çok hızlı bir şekilde işler ve algıladığını iki kez yaşar. Bu hızlı işleme sırasında beyin, aynı olayı iki kez kaydedip ilkini hafıza olarak algılayabilir. Böylece kişi, ikinci kez işlenen olayı daha önce yaşanmış gibi algılar.

6. Psikolojik Etkiler ve Stres Faktörleri
Stres, yorgunluk veya yoğun zihinsel aktivite durumlarında déjà vu daha sık yaşanabilir. Stres altındaki beyin, bilgiyi normalden farklı bir şekilde işleyebilir ve bu da anlık algı yanılmalarına neden olabilir. Ayrıca, yoğun bir ruh hali veya sıkıntılı durumlarda bilinçaltında baskılanan bazı detaylar yüzeye çıkabilir ve déjà vu hissi yaratabilir.

7. Reenkarnasyon ve Geçmiş Yaşam Teorisi
Reenkarnasyona inanan bazı kişiler, déjà vu’nun bir tür "geçmiş yaşam" anısı olduğuna inanır. Bu teoriye göre kişi, geçmişte yaşadığı bir olayın veya yerin anısını bu yaşamında bilinçaltında taşır ve déjà vu yaşadığı sırada bu anı anlık olarak ortaya çıkar.

8. Paralel Evren Teorisi
Paralel evren teorisini savunan bazı kişiler, déjà vu’nun başka bir evrendeki "kendimiz" ile bağlantı kurmamıza dayandığını düşünür. Buna göre, farklı bir evrende aynı olay ya da durum yaşandığında, bu paralel gerçeklikten gelen bilgiye kısa bir süre için erişebiliriz ve bu da déjà vu hissine yol açar.

9. Epilepsi ve Temporal Lob Hiperaktivitesi
Déjà vu, özellikle temporal lob epilepsisi olan kişilerde daha sık yaşanır. Temporal lob, hafıza ve duyusal algılarla ilişkili bir bölgedir. Bu tür epileptik aktivite sırasında yaşanan bir sinirsel anormallik déjà vu hissini tetikleyebilir. Temporal lobdaki aşırı aktivite, özellikle déjà vu gibi anlık bellek bozuklukları ve tanıdık hislerin ortaya çıkmasına yol açabilir.

10. Evrimsel Psikoloji Yaklaşımı
Evrimsel psikolojiye göre déjà vu, geçmiş deneyimlerimizi anlık olarak algılamamıza ve güvenliğimiz hakkında karar vermemize yardımcı olan bir mekanizma olabilir. Yani, beynimiz anlık bir tanıdıklık hissi yaratarak bir durumun güvenli veya tehlikeli olup olmadığını değerlendirmemizi sağlıyor olabilir.

11. Kısa Süreli ve Uzun Süreli Bellek Yanılsaması
Beynin kısa süreli ve uzun süreli bellekleri arasında karmaşa oluştuğunda déjà vu ortaya çıkabilir. Beyin, o an yaşanan durumu anlık olarak uzun süreli bellek olarak algıladığında, kişi bu anı daha önce yaşamış gibi hisseder. Bu kısa süreli yanılsama beynin bilgiyi işleme hızıyla ilgili olabilir.

Déjà vu hâlâ tam anlamıyla çözülememiş bir olgudur, ancak bu teoriler, onun neden ortaya çıktığını anlamamıza yardımcı olabilir. Bilimsel olarak tam olarak açıklanamasa da, birçok nörolog ve psikolog, déjà vu’nun beyin işleyişindeki küçük algısal tutarsızlıklardan kaynaklanabileceğine inanmaktadır.
 
Tüm şıklar kendi içinde maddeler halinde açılabilir fakat bana en garip geleni '' sahte anı '' yaklaşımı.

Doğru anılara sahip değilsek şayet ; fiziki hayatın tutarlılık illüzyonunun hükmü kalır mı ? Sahte anılarım varsa duyu algım olduğunu nasıl düşünebilirim ?
 
Tüm şıklar kendi içinde maddeler halinde açılabilir fakat bana en garip geleni '' sahte anı '' yaklaşımı.

Doğru anılara sahip değilsek şayet ; fiziki hayatın tutarlılık illüzyonunun hükmü kalır mı ? Sahte anılarım varsa duyu algım olduğunu nasıl düşünebilirim ?


Çocukluğumun geçtiği yerlere gittiğimde hep aynı yanılsamayı yaşıyorum.

Bu bahçe ben çocukken çok daha büyüktü, koştur koştur bitmiyordu. Bu sokak daha genişti, Eski oturma odamızda misafir çocukları ile 3'erlikten maç yapardık meğerse küçücük bir yerde dönüp duruyormuşuz. Eski muhitimdeki o kocaman süpermarketin koridorları ne kadar dar ve kısaymış..

Algılarıdaki bu ilizyonlar bile bazı eski hatıraları eğip bükebiliyor gerçekliğin bir ucundan.

O halde geleceği değiştirebildiğimiz gibi geçmişimizin izlerini de kolayca değiştirebiliyoruz. Biz bunu bilgece yapmazsak kendi kendilerine transforme oluyorlar zaten..
 
Son düzenleme:
Çocukluğumun geçtiği yerlere gittiğimde hep aynı yanılsamayı yaşıyorum.

Bu bahçe ben çocukken çok daha büyüktü, koştur koştur bitmiyordu. Bu sokak daha genişti, Eski oturma odamızda misafir çocukları ile 3'erlikten maç yapardık meğerse küçücük bir yerde dönüp duruyormuşuz. Eski muhitimdeki o kocaman süpermarketin koridorları ne kadar dar ve kısaymış..
Yıllar geçtikçe kapladığın alan ve ağırlığındaki değişim, yoğunluğu etkiliyor. Bu yüzden, herkes büyüdükçe diğer her şeyin küçüldüğü algısına kapılır.

O halde geleceği değiştirebildiğimiz gibi geçmişimizin izlerini de kolayca değiştirebiliyoruz.
Sahte anı teorisi doğruysa, geçmişin travması olarak anımsadığın yapı ne kadar gerçek olabilir ki ? Gerçekliği tartışılır bir yapıyı düzenlerken yerine koyacağın yeni oluşum da aynı oranda sahtelik içermeyecek mi.. ?
 
Yıllar geçtikçe kapladığın alan ve ağırlığındaki değişim, yoğunluğu etkiliyor. Bu yüzden, herkes büyüdükçe diğer her şeyin küçüldüğü algısına kapılır.


Sahte anı teorisi doğruysa, geçmişin travması olarak anımsadığın yapı ne kadar gerçek olabilir ki ? Gerçekliği tartışılır bir yapıyı düzenlerken yerine koyacağın yeni oluşum da aynı oranda sahtelik içermeyecek mi.. ?


Kesinlikle.

Geçmişin travması bile, gelecekte alacağın pozisyona göre utanç kaynağın veya yüz akın olarak bir saniye içinde sana istikamet değiştirtebiliyor.

Ben geçmişin de, geçmişteki tüm yaşanmışlıklarımızın da değiştirilebileceğini düşünüyorum.



Mesela acı verici bir olay yaşadık. Ama o olayın aslında tam da arzu ettiğimiz gibi yaşanmış olduğu şekliyle kolayca değiştirilebileceğini düşünüyorum. Çünkü paralel evrenlerde tüm versiyonlar zaten yaşandı. Yaptığımız seçimlere göre , Arzu ettiğmiz şekli ile de yaşandı, asla istemeyeceğimiz şekli ile de yaşandı... Biz sadece buradaki versiyona putperest gibi fazla bağlı kaldığımız için anlayamıyoruz. İçimizde doğru hisleri uyandırabiliyorsak, paralel evrenimize transit geçiş te yapabiliyoruzdur. Hatta o evreni bu evrene bağlıyoruzdur. Asıl evrenimizin bu evren olmadığı gerçeği işte bu yüzden hayati rol oyunuyor. Çünkü bu algısal esneklik bize portal açılmışçasına yeni kırılmaların da altyapısını hazırlıyor.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst