Nasıl geldiğinin bir önemi yok ki. Geldiyse orada bir hakadiş, açık kapı, ona ayrılmış eksik bir parçan vardır. Hal böyleyken de, bölgesinden geçersin, gelir. Büyü yaparlar, gelir. Nefsinin isteklerine karşı koymakta zorlanırsın, gelir. Birinin hakkına girersin, gelir. Başkasınını sahiplenmiştir ama sana da gelir. Yeni biri ile tanışırsın, gelir. Aileden biri ölür, en zayıf halka sensindir ve anlaşma senden devam etmek zorunda olur, gelir. Yerine getirilmemiş adağın vardır, gelir. Yaydığın enerji ile karşılaşır, gelir. Cinleri araştırmaya başlarsın, gelir. Gece gece musallatlı videolar izlersin korkarsın, gelir. Aşık olur, gelir. Seni çıplak görür, gelir. Cinselliği uyuşturucu gibi tüketiyorsundur, gelir. Fal bakarsın, gelir. Adını söylersin, gelir. Meydan okyursun, haddini bildirmek için gelir. Duş aldığın yere idrar yaparsın, direk uykunda saldırarak gelir...
Kısacası hangi sebeple geldiğinin bir önemi yok. İşlediğimiz tüm ameller koruyucu meleğimizi ya bize yaklaştırır, yüksek aydınlık verir ya da uzaklaştırır, simamız solar.
Sıralama şöyledir. İnsan , hemen arkasında tüm bedenini kuşatan meleği, ve meleğinin de arkasında pusuya yatmış şeytanlar. Melek her günahımız ile bir adım geriler. Çünkü şertanları kovma yetkisini elinden biz almış oluruz. Şeytanlar ise meleğimizin çaresizce gerilemesi ile bir adım öne gelirler ve meleğimize daha kolay kafa tutmaya başlarlar.
Namaz neden 5 vakit ? Çünkü sürekli sınırlara dayanan şeytanların içinde yaşıyoruz ve beynimizi en ufak bir rölantiye alınca hemen kurmaya başlıyor.
Geliş sebepleri genellikle günah olarak kategorize edilen amellerin ardından, auranın sönme noktasına gelmesi ve böylece cinlerin bizi tamamen farkedebilir alt enerji santrali olarak görmeleri ve sinsice bedene sızmaları ile olur. Tüm kilit nokta burası. Geldiklerini hemen belli etmezler. Çünkü günahını telafi edersen auran yeniden parlar ve tutunamazlar. O yüzden kim cinlendiyse ani karar verme sonra pişman olma sonra da bir anda sakinleşerek herşeyi unutma eğiliminde olur. Böylece gelen bir musallat artık bedene bilinç altıdaki saklı bir duygu ile saklanmış olur.