Arkadaşlar , eğer onlardan herhangi birine bilerek yada bilmeyerek zarar verilirse ; Herkesin bildiği gibi musallat olabilirler.
Her insanın inancına ve iradesine göre rahatsız edebilirler. Kişinin inancına ve iradesine göre, (az yada çok) çeşitli zararlar verebilirler.
Gözle görülür yada gözle görünmeyen.
Onlardan herhangi birine Zarar vermeden de rahatsız edebilirler. Hak yoldan çıkarmak için uğraşırlar.
Cin mektubunun bulunduğu yerde , asla zarar vermek için gelemezler.
Hatta bu mektup, onlara (zarar vericilere) azabdır.
Bununla ilgili bir kıssa var.
Eshab-ı kiramdan Ebu Dücane hazretleri anlatır:
Yatıyordum. Değirmen sesi gibi ve ağaç yapraklarının sesi gibi, ses duydum ve şimşek gibi, parıltı gördüm. Başımı kaldırdım. Odanın ortasında, siyah bir şey yükseldiğini gördüm. Elimle yokladım. Kirpi derisi gibi idi. Yüzüme, kıvılcım gibi şeyler atmaya başladı. Hemen Resulullaha gidip, anlattım. Buyurdu ki: (Ya Eba Dücane, Allahü teâlâ, evine hayır ve bereket versin!)
Kalem ve kağıt istedi. Hazret-i Ali'ye bir mektup yazdırdı. Mektubu alıp, eve götürdüm. Başımın altına koyup, uyudum. Feryat eden bir ses, beni uyandırdı. Diyordu ki: (Ya Eba Dücane, bu mektupla bizi yaktın. Senin sahibin, bizden elbette çok yüksektir. Bu mektubu bizim karşımızdan kaldırmaktan başka, bizim için kurtuluş yoktur. Artık, senin ve komşularının evine gelemeyeceğiz. Bu mektubun bulunduğu yerlere gelemeyiz.)
Ona dedim ki, sahibimden izin almadıkça bu mektubu kaldırmam. Cin ağlamasından, feryadından, o gece, bana çok uzun geldi. Sabah namazını, mescitte kıldıktan sonra, cinnin sözlerini anlattım. Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(O mektubu kaldır. Yoksa, mektubun acısını, kıyamete kadar çekerler.) [Delail-ün-nübüvve, Tezkire-i Kurtubi]
Onları dünyada iken şikayet etmekde mümkündür cin mahkemesi evet var.
Fakat bunu herhangi biri yapamaz.