Öncelikle bütün bilgiler için teşekkür ederim .Öncelikle büyüden ne anladığınızı göz önüne almamız lazım. Büyü denilince pek çok kişinin aklına karı-koca ayırma, bağlama, sabun büyüsü gibi insan iradesine müdahale eden büyüler gelir; bazılarımızın aklına da bir bakışında kasırgalar yaratan fantastik filmlerin ayrılmaz unsuru olan sinema cadıları gelir; ancak bir cadının yapacağı "her eylem" potansiyel birer büyüdür. Cadılar altar kurar ve bu altarı cadının enerjisinin biriktiği, uygulamalarını yaptığı alanı oluşturur. Cadının altarını kullanarak yapacağı her şey-çember açıp kapamak, ay parfümü gibi iksirler hazırlamak- birer büyüdür. Bu kısa açıklamadan sonra bir cadının öğrenmesi gereken en önemli şeylerden biri çember açmaktır. Güçlü bir çember büyü nün yapılacağı alanı negatif enerjilerden temizler ve korunma sağlar. Bunun dışında ritüel araçlarını kutsamak gibi altarı oluşturan malzemelerin arındırılması da çok önemli bir yere sahiptir. Bunun dışında cadılar başta doğa olmak üzere-eski dini teoride öğrenmek zor değildir ama eski dinin prensiplerini anlamak için doğayla kaynaşmak gerekir. Doğayla kaynaşmak demek bir cadı için artık yazılı halde bulunmayan ve ancak doğadan öğrenilebilecek eski kadim bilgilerin hatırlanması demektir.- elementler, meditasyon yapmak, Tanrılar ve Tanrıçalar ile çalışmak zorundadır. Bunun için doğada vakit geçirmek, meditasyon yapmak, başta bir patron Tanrı-Tanrıça belirlemeden öz Tanrı-Tanrıça'yla çalışması gerekir. Cadı bir süre bu tarz çalışmalarla uğraşır. Bu çalışmalar cadının yaptığı tüm büyülerin "öz"ünü oluşturur. Bir cadının ilk yapabileceği ve öğreneceği büyülere örnek olarak bunlar verilebilir.
Anladım ancak mabet sahibi cadı olabilmek ile ilgili bir konu paylaşmış o nedir ?-Cadılık doğuştan gelen bir yetenektir.Sonradan cadı olunmaz.Ve bir cadı isterse şifacı olabilir,isterse majisyen olabilir,isterse hiç birisini olmaz. Cadılık deyince hemen akla büyü kavramının gelmesi yanlış bilgiden kaynaklanan bir durumdur.
Cadılık yeteneği olan bir kişi isterse hayatı boyunca hiç büyü yapmaz.
-Cadı olan insanların diğer insanlardan farkı yoktur, sadece farklı bir yetenekle dünyaya geldiler.
-Cadılık yeteneği olan bir kişi parapsikoloji alanında ilerlemek isterse çok daha çabuk gelişim gösterir.
-Cadılık yeteneği,büyü yeteneği değildir.
Not: Cadılık bir din değildir.Yani Tanrıya,Tanrıçaya inanmak,Yaratıcıya inanmak kişiye özel konulardır.
Çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için .Wiccan olmak için Wicca dinine inanılması gerektiği, cadılık pratik bir yol olduğu için bir din olmadığı, her dinden kişinin cadı olabileceği fikri ortaya çıktığı andan itibaren inanılmaz bir bilgi karmaşası yaşanmaya başlandı. Şu bilgiyi belirtmekte var: Cadılık doğrudan paganizmle alakalıdır ve paganizmden ayrı düşünülemez. Cadılığın Wicca'dan farklı olmasına neden olan Wicca'nın Paganizmin alt dalı olan bir din olması. Cadının Wiccan olması zorunlu değildir ama Pagan olması gerekir. En başta altar kavramı ortaya çıkar, altar cadının eli gibidir. Altara sahip olmayan hiç kimse cadı olarak adlandırılamaz. Altar kavramı da Paganizm'den gelir. Sizin sorduğunuz gibi Tanrı ve Tanrıça'ya inanmayan birisi de cadı olamaz çünkü en başta adanma dahi onlara yapılır. Bir cadı adanmanın ardından da Tanrı ve Tanrıça'yla çalışır. Tanrı ve Tanrıça kavramları üzerinde bilgi karışıklığınız varsa benim de inandığım şekilde Tanrı ve Tanrıça'yla ilgili şu bilgileri vermekte bir sakınca görmüyorum. Başta bir Yaratıcı vardır. Yaratıcı, dişil ve eril enerji olmak üzere iki temel bilinç yaratmıştır. Dişil enerjiye sahip olana Tanrıça, eril enerjiye sahip olana Tanrı denmektedir. Sonra Tanrı ve Tanrıça da kendi enerjilerinde bölünmeler yaşamış Tanrıları(Zeus, Poseidon, Hades vs.) ve Tanrıçaları(Artemis, Hecate, Athena vs.) oluşturmuşlardır. Tanrıçaların birleşmesi Tanrıça'yı, Tanrıların birleşmesi Tanrı'yı, Tanrı ve Tanrıça'nın birleşmesi de Yaratıcıyı meydana getirir.
Bir karışıklığa neden olmamak için şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum. Burada Pagan olmayan büyü yapamaz denilmeye çalışılmıyor aslında pekala her dine mensup olan kişi büyü yapabilir ama cadı olmaz. Cadı olmak Pagan olmayı zorunlu kılar. Eğer Müslüman, Hristiyan, Yahudi ya da daha farklı dinlerden birine mensup olduğunuz halde Paganizm gibi farklı bir dine ve bu dinlerin geleneklerine ilgi duyuyorsanız; ya inandığınız din sizi manevi olarak tatmin etmiyordur; ya da filmlerde-kitaplarda gösterilen fantastik dünyanın etkisinde kalmış ve dini, dinin geleneklerini araştırmadan özenti bir ruh haline girmişsiniz demektir. Televizyonun ve kitapların etkisinde kalıp cadılığa, vampirliğe-kurt adamlığa(?) özenen kişi sayısı her geçen yıl katlanarak artmakta. Eğer ilgi buradan ortaya çıkmışsa bir süre sonra geçecektir. Ama eğer inandığınız din sizi tatmin etmiyorsa girdiğiniz arayışta bol bol araştırma yapmanızı tavsiye etmekten başka önereceğim hiçbir şey yoktur. Unutmayın ki gidilen her yol aynı yere çıkar bu birisi için Müslümanlık, birisi için Hristiyanlık, birisi için Paganizm olabilir. Yolların farklı olması sonun da farklı olacağı anlamına gelmez. Önemli olan kişinin kendi yolunu bulmasıdır.
Sevgi ve ışıkla kalın.
Wiccan olmak için Wicca dinine inanılması gerektiği, cadılık pratik bir yol olduğu için bir din olmadığı, her dinden kişinin cadı olabileceği fikri ortaya çıktığı andan itibaren inanılmaz bir bilgi karmaşası yaşanmaya başlandı. Şu bilgiyi belirtmekte var: Cadılık doğrudan paganizmle alakalıdır ve paganizmden ayrı düşünülemez. Cadılığın Wicca'dan farklı olmasına neden olan Wicca'nın Paganizmin alt dalı olan bir din olması. Cadının Wiccan olması zorunlu değildir ama Pagan olması gerekir. En başta altar kavramı ortaya çıkar, altar cadının eli gibidir. Altara sahip olmayan hiç kimse cadı olarak adlandırılamaz. Altar kavramı da Paganizm'den gelir. Sizin sorduğunuz gibi Tanrı ve Tanrıça'ya inanmayan birisi de cadı olamaz çünkü en başta adanma dahi onlara yapılır. Bir cadı adanmanın ardından da Tanrı ve Tanrıça'yla çalışır. Tanrı ve Tanrıça kavramları üzerinde bilgi karışıklığınız varsa benim de inandığım şekilde Tanrı ve Tanrıça'yla ilgili şu bilgileri vermekte bir sakınca görmüyorum. Başta bir Yaratıcı vardır. Yaratıcı, dişil ve eril enerji olmak üzere iki temel bilinç yaratmıştır. Dişil enerjiye sahip olana Tanrıça, eril enerjiye sahip olana Tanrı denmektedir. Sonra Tanrı ve Tanrıça da kendi enerjilerinde bölünmeler yaşamış Tanrıları(Zeus, Poseidon, Hades vs.) ve Tanrıçaları(Artemis, Hecate, Athena vs.) oluşturmuşlardır. Tanrıçaların birleşmesi Tanrıça'yı, Tanrıların birleşmesi Tanrı'yı, Tanrı ve Tanrıça'nın birleşmesi de Yaratıcıyı meydana getirir.
Bir karışıklığa neden olmamak için şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum. Burada Pagan olmayan büyü yapamaz denilmeye çalışılmıyor aslında pekala her dine mensup olan kişi büyü yapabilir ama cadı olmaz. Cadı olmak Pagan olmayı zorunlu kılar. Eğer Müslüman, Hristiyan, Yahudi ya da daha farklı dinlerden birine mensup olduğunuz halde Paganizm gibi farklı bir dine ve bu dinlerin geleneklerine ilgi duyuyorsanız; ya inandığınız din sizi manevi olarak tatmin etmiyordur; ya da filmlerde-kitaplarda gösterilen fantastik dünyanın etkisinde kalmış ve dini, dinin geleneklerini araştırmadan özenti bir ruh haline girmişsiniz demektir. Televizyonun ve kitapların etkisinde kalıp cadılığa, vampirliğe-kurt adamlığa(?) özenen kişi sayısı her geçen yıl katlanarak artmakta. Eğer ilgi buradan ortaya çıkmışsa bir süre sonra geçecektir. Ama eğer inandığınız din sizi tatmin etmiyorsa girdiğiniz arayışta bol bol araştırma yapmanızı tavsiye etmekten başka önereceğim hiçbir şey yoktur. Unutmayın ki gidilen her yol aynı yere çıkar bu birisi için Müslümanlık, birisi için Hristiyanlık, birisi için Paganizm olabilir. Yolların farklı olması sonun da farklı olacağı anlamına gelmez. Önemli olan kişinin kendi yolunu bulmasıdır.
Sevgi ve ışıkla kalın.
Anladım ancak mabet sahibi cadı olabilmek ile ilgili bir konu paylaşmış o nedir ?
Sevgili Tai,
Bahsettiğiniz konuyu ve daha pek çok mesajı okumuş olduğumu bunları bilgi karmaşası olarak nitelendirdiğimi ve bunun yanlış bir bilgi olduğunu söyleme ihtiyacı duyuyorum. Ben de bir zamanlar cadılığın her dinden kişi tarafından uygulanan pratik bir yol olduğunu düşünüyordum ancak öyle değil. Sizin de ne kadar değerli bir insan olduğunuzu, foruma çok fazla zaman ayırdığınızı, çok fazla araştırdığınızı biliyorumBurada yaptığımız tartışma değil zaten sizin bilginizi küçümsüyor kendi yanlışlarımı doğru göstermeye çalışıyor da değilim keza. Söyleyeceğim en önemli şey şu ki yanlış bilgi arsız mantar gibi büyüyor maalesef. Bundan 6 yıl önce çok daha az kişi bilgi sahibiydi. Yanlış çeviriler, yanlış bilgilendirmeler. Bilgi hırsızlığı ya da alıntılamalar aldı başını gitti. Bu yüzden artık pek çok sitede aynı şeyler yazıyor. Ancak artık daha çok kaynağa ulaşabildiğimiz için başta edindiğimiz çoğu bilginin ya eksik ya da yanlış olduğunu görüyoruz. Cadının Pagan olması zorunluluğunu gerekçelerimi mesajımda belirtmiş bulunmaktayım. Buna daha pek çok örnek de verilebilir de. Ben kişilerin büyü yeteneğine bir şey söylemiyorum. Büyü yeteneği her dinden her milletten her devletten insanda bulunabilir. Kişinin büyü yeteneğine sahip olması cadı olduğunu göstermez. Cadı kavramı Paganizm'le özdeşleşmiş bir kavramdır. Müslüman cadı olmaz. Bir Müslüman Havas ile ilgilenir, büyü yapar bu ayrı. Havas ile ilgilenip büyü yapana cadı denemez. Bir Hristiyan İncil okuyor, İncil de Kur'an kutsal bir kitaptır denilip nasıl Müslüman sayılamazsa büyü yapan her kişiye de cadı denmez. Bir cadı Tanrı/Tanrıça'lar ile çalışır, altar kurar bunlar Pagan olmayı zorunlu kılar. Size bu konuda çok bilgili olduğuna kalben inandığım ve yazılarını yıllardır okuduğum birisinin yazısını okumanızı tavsiye ederim. Kendisi her daim araştırma ateşini korumuş ve yanlış bilinenleri doğruya çevirmek için adeta dilinde tüy biten bir insan ki kendisine çok saygı duyarım. Sadece kendisini kaynak almanız için de söylemiyorum sadece kendisi değil pek çok cadı da aynı şeyi savunmakta ve bilgi karmaşasını yok etmeye çalışmaktadır. Yazısını Paganizm ve cadılığın bütünlüğünü ele alan kısımlarını, yazısının diğer kısımlarından ayırdım ve bir araya getirdim. Yazı alıntıdır.
"...Paganizm cadılıktan farklıdır ama kesinlikle doğrudan alakalıdırlar ve cadılık pagan bir uygulamalar bütünüdür. (Paganizmi sadece çok tanrılı olarak algılama, terimlerle sınırlandırma. Doğa tabanlı inanç olarak kabul etmek gerekiyor)
Bu yanlış yorumlamayla ilgili çok basit bir örnek vermek gerekirse, Eski Türkler Müslüman olduğunda şamanik ögeleri yaşatmaya devam etmiştir evet ama şaman mıdırlar, artık hayır... Hacı Bektaşi Veli şamanik ögeleri çok kullanmıştır evet, bir şaman mıdır hayır, İslam evliyasıdır. Kısacası inançların birbirine geçmesi eski inancın bütünlüğünü korumaz. Çünkü bir öğreti tüm bütünlüğüyle anlam kazanır. Yani şamanik çalışma sadece şamanik inançlarla veya yaygın pratiklerle olmaz, "bilinçli" olarak örnek olarak üst-alt-orta dünya yolculuklarıyla gerçekleştirilir. Öyleyse alt dünya yolculuğu yapmayan ama eskilerden kalma şamanik inançları uygulayan bir kişiye kesinlikle şaman diyemeyiz.... Aynı şey cadılık içinde geçerlidir. Diğer dinlerin baskısı altında dejenere olması cadılığın paganizmden ayrı olduğu yorumuna kesinlikle neden olmaz. Cadılık, paganizmin pratik yoludur bu kadar basit. Her daim Tanrılar ve Tanrıçalar mevcut olmuştur. Hatta hristiyanlığın içinde devam ettirse bile... Aynı şekilde Anadolu geleneklerini uygulayan İslamla yoğurulmuş kişilere de cadı diyemeyiz, onlar cadı kelimesini kullanmamıştır bile. Ocaklı deriz, ana deriz, şifacı deriz hatta cadılıkla çok benzer yönleri var deriz (haliyle bütün büyü pratikleri Afrika'dan Avrupa'ya benzerdir) ama cadı diyemeyiz...Cadılığın inancı eklektiktir ama ne olursa olsun paganizmdir. Paganizmi cadılıktan çekip çıkarmak demek cadılığın en temel pratiklerinden en komplike pratiklerine kadar tamamen sistemin absürd bir hal almasına neden olmak demektir. Hatta mağara çizimlerinin "sempati" büyüsü olduğu göz önüne alınırsa veya daha o dönemde büyüsel pratiklerin yapıldığı değerlendirilirse, cadılığın paganizmden daha eski olduğunu veya en azından paralel geliştiğini rahatlıkla iddia edebiliriz belki. Bu ciddi antik bulguların yanında roma kaynakları "modern" bile kalır... =)) Armut ile elmayı kıyaslayarak yorum yapamayız, cadılığı ve paganizmi yorumlarken tek tek bilgilere değil, tarih akışının o günkü durumlar göz önüne alınarak incelenmesi gerekiyor. Yoksa tamamen yanlış yorumlar ortaya çıkabilmektedir.
Ayrıca cadılığı tam manasıyla pratikte deneyimlemeye başladığınızda içselleştirirsiniz ve o zaman neden paganizmin ve cadılığın ayrılmaz olduğunu idrak edebilirsiniz. Yoğun pratiklerle derinleştirmeden bizim söylediklerimizi tam manasıyla anlamak pek mümkün olmayabilir"
şahıs kendinin cadı olup olmadığını nasıl anlayacak peki?
İnisiye gerçekleştiği zaman anlayabilir.İnisiye rüya yoluyla ya da reelde gerçekleşir.Ya da yeteneği olduğunu düşünüyorsa bakım yaptırabilir.
Bakım derken biraz daha açabilir misiniz acaba?
eğer sizin bahsettiğiniz gibi uygulamalar denedikten sonra cadı olmadığımızı öğrendiğimizde artık cadılığa ilgimizi söndürmelimiyiz? konu çok kafamı karıştırdı sevgi ve ışıkla