Bir şeyler değiştirebilirmiyiz?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Mctulhu
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Öncelikle psikologların nöroloji tahsilleri yok, beyinde ne nereyi etkiler bilmezler, üzüntü, bağımlılık kavramlarının kimyasının nasıl işlediği hakkında bilgileri yoktur(Bunlardan milyonda bir okul dışında artı olarak bu derslere çalışanları varsa istisna). Onlar telkinlerle ve kendilerine gelen insanların sıkıntılarını dışarıdan gördükleri için daha iyi perspektiften olayları çözmeye çalışırlar. Psikiyatriler tahsillidir. Florür'ün epifiz'e etkisi var mı yok mu boş zamanımda araştıracağım.

Psikoloğum klasik bir psikolog olmamakla birlikte isim ve kimliğini gizli tutma yükümlülüğüm var. Her hastayı kabul etmeyen nitelikte birisi. Söylediğim gibi video platformlarında ki beynamazlara bakıp onlara tamah edecek birisi değilim ancak kendi alanlarında 25 yılı aşkın çalışan insanlar. Sürekli okurlar. Şayet çevremizde ki her birey bu düşünceye inanıyorsa florüsüz diş macunu kullanmakta zarar yoktur.
 
Öncelikle psikologların nöroloji tahsilleri yok, beyinde ne nereyi etkiler bilmezler, üzüntü, bağlılık gibi kavramların kimyasının nasıl işlediği hakkında bilgileri yoktur(Bunlardan milyonda bir okul dışında artı olarak bu derslere çalışanları varsa istisna). Onlar telkinlerle ve kendilerine gelen insanların sıkıntılarını dışarıdan gördükleri için daha iyi perspektiften olayları çözmeye çalışırlar. Psikiyatriler tahsillidir. Florür'ün epifiz'e etkisi var mı yok mu boş zamanımda araştıracağım.[/

Bir tıp fakültesi öğrencisi olarak ve aynı zamanda bu konulara oldukça ilgili biri olarak bu konunun altına birkaç şey yazmadan geçmek istemedim. Epifiz bezi kan-beyin bariyerinden yoksun olduğu için normalde bu bariyer sayesinde merkezi sinir sistemimize giremeyen florid epifiz bezine rahatça ulaşabiliyor. Epifiz bezi şimdiki insan ırkında fizyolojik olarak kalsifiye (Corpora Arenacea denilen kemik benzeri yapılar) durumdadır. Vücudumuza aldığımız florid ise kalsifiye dokularda birikme eğilimi gösteren bir maddedir. Bu konuya bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşınca mümkündür. Ayrıca epifiz bezinin florid konsantrasyonları diğer yumuşak dokularımıza göre anlamlı derecede yüksektir. Buradaki birikimin melatoninin plazma seviyelerini düşürdüğünü gösteren birçok bilimsel çalışma da mevcuttur. Bir fikir olması açısından bunları yazmak istedim siz de araştırdıysanız karşınıza çok daha ayrıntılı olarak bunları açıklayan bilimsel yazılar çıkmıştır diye düşünüyorum.
 
Bu akşam haberlerdeydi..lise 1 e giden oğluna okul kıyafetinin pantolonunu alamayınca intihar etmiş bir baba... gizlerim doldu ağlamamak için kendimi zor tuttum...insanlarımız ne halde ne acı:(
 
Bir şeyleri değiştirmek için insan doğasıyla savaşmanız gerekir. Ama bu da boşuna kürek çekmektir. Çünkü insan doğasını değiştiremez.
 
kötüler kötülük yapmaya çalışıyor ama iyiler iyilik yapmaya çalışıyor mu buradaki iylikten kastım kötülüğü durdurmak sadece hayatımızı en güzel şekilde yaşamakla uğraşırsak yenilgi almaz mıyız birlik olsak küçük bir zamanı olanlar bile bir yarar sağlasa daha iyi olmaz mıydı
 
kişinin kendisini telkin ederek genlerin ucunu kapatabilmesini kastetmiştim, başkasının genlerini aynı şekilde değiştirebileceğiniz biyolojik bir mekanizma yok, büyü gibi şeyler ise pektabii neden olabilir
 
telkinle bile genlerin değişebildiği kanıtlandı bu kadar kötümser olmayın ve gerçekçi olun
İnsan telkin ederek kendi doğasını değiştiremez. Kendinize telkin ederek hayvan yemeden yeteri kadar beslenebilecek bir metabolizma sistemi oluşturun, ya da kanat falan evriltip uçun, görelim biz de. Elbette kastettiğiniz o değildir sanıyorum, ama küçük değişimler insanın "doğasını değiştirmeye" yetmez. Bunu iddia etmek de gerçekçiliğin tam tersi olur, gerçekçi davranan benim.
Fakat güzel bir gelecek bilimle mümkündür. Bilim gelişirse, enerji doğru şekilde kullanılabilirse, bütün gezegene yetecek kaynaklar elde edilebilirse, dünya daha iyi bir yer haline gelir. Anca öyle düzelir. Bunun dışında canlılığın doğasında kaçınılmaz bir kötülük vardır, işte onu değiştiremezsiniz. En basitinden bir canlı diğer bir canlıyı öldürür ve yer, yahut öldürmeden ve acı çektirerek yer.
Tabi bilim geliştikçe bunu bile değiştirmenin ya da yukarda söylediklerimi yapabilmenin olabilirliği olsa da, şu an için mümkün değil. Dolayısıyla bir şeyler değiştirilemez.
 
Değiştirebilir miyiz cümlesini duyunca aklıma hep yarının dünyası filmi geliyor oradaki karakter de asla vazgeçmemisti..
Ben de izlemistim onu. Eger birkac insan birlikte toplanip asla vazgecmez ve bu olayin kokune inmeyi basarirsa belki bu dunyanin gidis sekli degisebilir. Kesin demiyorum ama bence ihtimal var. Tek gereken sey " vazgecmeyenleri bulmak"
Alintiyi sen anlamissindir artik;)
 
İnsan telkin ederek kendi doğasını değiştiremez. Kendinize telkin ederek hayvan yemeden yeteri kadar beslenebilecek bir metabolizma sistemi oluşturun, ya da kanat falan evriltip uçun, görelim biz de. Elbette kastettiğiniz o değildir sanıyorum, ama küçük değişimler insanın "doğasını değiştirmeye" yetmez. Bunu iddia etmek de gerçekçiliğin tam tersi olur, gerçekçi davranan benim.
Fakat güzel bir gelecek bilimle mümkündür. Bilim gelişirse, enerji doğru şekilde kullanılabilirse, bütün gezegene yetecek kaynaklar elde edilebilirse, dünya daha iyi bir yer haline gelir. Anca öyle düzelir. Bunun dışında canlılığın doğasında kaçınılmaz bir kötülük vardır, işte onu değiştiremezsiniz. En basitinden bir canlı diğer bir canlıyı öldürür ve yer, yahut öldürmeden ve acı çektirerek yer.
Tabi bilim geliştikçe bunu bile değiştirmenin ya da yukarda söylediklerimi yapabilmenin olabilirliği olsa da, şu an için mümkün değil. Dolayısıyla bir şeyler değiştirilemez.
Bahsettiğim araştırmayı okumadan bilimi bilmeden bilim adına konuşmaya çalışıyorsunuz kimin gerçekçi olduğunu okuyanlar görecektir
 
Eğer doğaya uyum sağlarsak ayakta kalabiliriz. Aşkınlıkçı olduğumuz sürece bu ızdırap sürecek.
 
Dünya zaten kuruldu kurulalı bir taslaktır. Karalama tahtasıdır. Bakkal defteridir.
En güzel, neticesi itibari ile kusursuz, kusurlarını yolda düzelten sağlam projeler bir taslak sürecine tabi tutulurlar. Sonra sanatçı o taslaktan sadece işe yaracak olan formülü, geçerli gördüğü tasarımı gerçeğe dönüştürür ve sonuç vermemiş kağıtları bütün bütün yakar. Dünya yer altındakı mağma tabakası ile ve incecik aldatıcı bir toprak tabaka ile tam anlamı ile kıyamet için hazırlanmış bir deneme tahtasıdır.

Bi kere bunu beynimize bir herşeyin altlığı yapmak zorundayız.
Onun haricinde birşeryler hep değişir.
 
farkında olmadan kendi kendinize yanıt verdiniz, epigenetik bilgisinden yoksunsunuz bilmediğiniz konuda yorum yazmayın lütfen
Beni bilmemekle suçluyorsunuz fakat bahsettiğiniz araştırmalara göre sizin söylediğiniz gibi telkinlerle genlerin kendisi değişmiyor. Gen ifadesi değişiyor. İkisi farklı şeyler.
Ama bu tartışma boşuna. Bilimin geliştikçe insan doğasını değiştirecek seviyeye gelmesi çok olağandır. Bu konuda hemfikirizdir sanıyorum. Sadece bunun şu an mümkün olmadığını, dolayısıyla insan doğasını değiştiremeyeceğimizi, dolayısıyla da dünyanın gidişatının şu anki halinin değişmeyeceğini söylüyorum.
Ben zaten yukarda küçük değişiminlerin yeterli olmadığını yazmıştım. İnsan kendi doğasını telkinle temelden değiştiremez. Bahsettiğiniz araştırmalardan bu çıkmıyor kesinlikle.
 
Beni bilmemekle suçluyorsunuz fakat bahsettiğiniz araştırmalara göre sizin söylediğiniz gibi telkinlerle genlerin kendisi değişmiyor. Gen ifadesi değişiyor. İkisi farklı şeyler.
Ama bu tartışma boşuna. Bilimin geliştikçe insan doğasını değiştirecek seviyeye gelmesi çok olağandır. Bu konuda hemfikirizdir sanıyorum. Sadece bunun şu an mümkün olmadığını, dolayısıyla insan doğasını değiştiremeyeceğimizi, dolayısıyla da dünyanın gidişatının şu anki halinin değişmeyeceğini söylüyorum.
Ben zaten yukarda küçük değişiminlerin yeterli olmadığını yazmıştım. İnsan kendi doğasını telkinle temelden değiştiremez. Bahsettiğiniz araştırmalardan bu çıkmıyor kesinlikle.
Araştırmadan cevap verdiniz, sizin kaybınız siz bilirsiniz
 
Geri
Üst