"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Bezm-i Elest

sonbahar sezonu yeni koleksiyon konulu fotoğraf kolajı ile oluşturulmuş banner - kerim ali

Elnora_alila

Elit Üye
Araf suresinin 172-173. ayetlerinde Allah’ın insanların sulbünden nesillerini çıkardığı ve kendilerini şahit tutup “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorduğu, onların da “Evet, öylesin, biz buna şahidiz” dedikleri, bu ahitleşmenin kıyamet günü insanların “Biz bundan habersizdik” ya da “Vaktiyle atalarımız Allah’a şirk koşmuşlardı, biz de onlara uyup böyle yaptık” dememeleri için gerçekleştirildiği ifade edilmektedir.

Bezm-i Elest'te yapılan sözleşmenin zamanı, yeri ve keyfiyeti konusunda İslâm âlimleri farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bunları iki grupta toplamak mümkündür.

1. Allah’ın insanlardan aldığı ahid ; İnsan türünün fiilen dünyaya gelişinden önce gerçekleşmiş, bütün insanların zürriyeti Âdem’in sırtından zerreler halinde çıkartılmış, onlara ruh ve akıl verilerek ilâhî hitapta bulunulmuş, onlar da buna sözlü olarak cevap vermişlerdir.

2. İnsanların bedenleriyle birlikte dünyaya gelmelerinden önce, zerreler halindeki zürriyetlerinden topluca alınmış bir ahid yoktur. Sözü edilen sözleşme mecazi anlamda olup, bedenlerin yaratılmasıyla gerçekleşmiştir. Bu temel görüşü benimseyenlerin bazılarına göre anlaşma, zürriyetlerin baba sulbünde yaratılışı sırasında, bazılarına göre anne rahmine yerleşip organik teşekkülünü tamamlaması esnasında vuku bulmuştur.

İlk görüş doğru kabul edildiğinde ruhların bedenlerden önce yaratıldığını da kabul etmek gerekmektedir. Ancak ikinci görüşü benimseyenler bunun doğru olmadığını savunurlar. O halde Allah, her insanı, iman etmesi için yeterli zihnî ve psikolojik donanıma sahip kılmakta; iç ve dış âlemde kendi varlığına ve birliğine kılavuzluk edecek birçok kanıtlar yaratmaktadır.

Alıntı_
 
İnsan kendisini, ben nasıl bir şeyin içerisindeyim diye sorguluyor..

Olmuş ve olacak olanlar Allah'ın bilgisindeyken, Bezmi Elestte akit verilmişken, koskoca matriste dilimizden dökülenler ve eylemlerimiz düşünüldüğünde ; olaylara müdahale edip, seyrini değiştirebilme kabiliyetimiz nereden geliyor ?

Bize 'değiştirilebilme kabiliyeti' tanımı veren, oysa hazırda ve yaşanmak için bekleme sırasında duran fakat yalnızca kişinin farkındalık seviyesi yahut uyanışıyla fark edebileceği olaylar bütünü müdür ?
 
(30 x 13 inç)
Geri
Üst