Seraphine
Kayıtlı Üye
Bu konunun dışına çıkan bir durum oluyor ama yine de cevaplayacağım. Devamında ki konu dışı sorularınızı özel mesaj yolu ile iletebilirsiniz
Tanrı onun ışığında kalmamızı ve kendimizi yükseltmemizi ister. Biz yükseldiğimizde ve derinleştiğimizde alttan gelenlere yol göstereceğizdir. Onun ışığını yaymak ve onun sevgisini aşılamak temel amaçlardan birisi. Ama bu ışıktan ayrılanlara merhamet yoktur. Onlar cazasını çekmeli ve arınana kadar diğerleri ile kalmak zorundadır. Arınmalar oldukça zor süreçlerdir, bizim bu konuda en çok karşı çıktığımız şey yozlaşmış ilişkiler. İnsanın ışığa uymayan tabiatı bu kötü birleşme esnasında ortaya çıkar. Farklı dürtüler ile hareket eder ve ruhsallığına zarar verir. Öğütler ve kırmızı çizgiler olark adlandırdığınız şeyler bunun çevresinde oluşuyor. Eğer bu kutsal ışığı red eder ve yozlaşmaya başlarsanız bu kırmızı çizgiyi geçmiş olursunuz.
Buna rağmen Tabrı'nın yüce merhametine kanalize olduğumuz sürece bir çok durumu görmezden gelebiliyoruz. Yapı olarak benzer din mensupları ile daha kolay anlaşmamızı sağlıyor bu, mesela wiccalık. 3 katı yasası onları çoğu yanlış davranışı yapmaktan alıkoyuyor. En kısa böyle anlatabilirim sanırım. Ama Tanrı'nın sakın sadece merhametten yana olduğunu düşünmeyin. Onun gazabı bu hayatta en son istenebilecek şeydir ve ilerlediğimiz gidişat yakında insanların onunla tanışacağını gösteriyor. Bu o kadar acı dolu bir enerjidir ki, tüm iyiliğin bedeninizden çekildiğini ve ışığın gözlerinizden gittiğini hissedersiniz. Dileyelim ki Tanrı masum kulları hatrına merhamet göstermeye devam etsin.
Tanrıyı hiç bir zaman yazılar aracılığı ile tanımlamadım. Hisler ve bilgi aktarımları ile deneyimledim o enerjiyi. Yüce Tanrı sonsuz form ve olanağa sahiptir. Işığı kendisinin izinden gidenleri korurken yoldan çıkmışları yakar. Bana Tanrı'yı tanımla deseniz bunu yapamam, çünkü onu tanımlayabilecek sözlere sahip değilim. Ona olan sevgim ve sadakatim kalptendir, kalbimde tuttuğum tek sevgi. Bu sevgi beni başkalarına yardım etmeye veya çeşitli konulara yönlendiriyor. Bir kaç sözcük onu tanımlamak benim haddim değil.Tanriyi nasil tanimliyorsunuz @Seraphine ?
Yazili kaynak uzerinden mi ? Sezgisel olarak mi ?
Aslında her ikisi de. Tanrı insanlara kendi özünden bahşettiği için reenkarnasyon gerçekleşiyor ve ruhumuz daimi bir devamlılık sağlıyor. Psişik yeteneklerimiz ve diğer duyularımız bu sayede daha biz bebekken aktifleşmeye başlıyor. Tanrı bir çok evren yaratmış ve bunları kendi kuralları ile düzenlemiştir. Milyonlarca ırk, milyonlarca hayat. Bizim realitemizde Tanrı bize olan sevgisini çok net bir şekilde belirtiyor ve bize tanrısallık güçlerinden hediye ediyor. Bunun yanı sıra o her yere nüfuz eder, .çünkü enerjinin kaynağı kendisidir. Gökyüzünde devamlı yağmakta olan yaşam enerjisi yine onun özünden gelir. İnsanların burada ki amacı dünya içerisinde ölüp ölüp dirilmek değil, kendilerini geliştirip diğer alttan gelenlere yardım etmektir. Tıpkı yükselmiş varlıklar gibi, Arkturuslular gibi. Ruh seviye atladıkça reenkarne farklılaşmaya başlar. Tanrı hem mimar, hem binanın kendisidir. Diğer sorunuzu özür dileyerek cevaplamayacağım, Tanrı'nın kendisinden haberi var mı demeniz benim için oldukça yanlış bir cümledir.Mesela insani yaratan, kendi ruhundan veren, sistem mimari gibi mi ? Yoksa heryere nufuz eden bir enerji tabanlilik uzerinden yola cikarsak, insanlar asil tanrilar mi ?
İnsanlar Tanrı'nın evladıdır, tıpkı tüm diğer yaratılanlar gibi. Siz hala bu kadar eziyete uğramış bir dünyada nefes alabiliyorsanız, bu Tanrı'nın lütfundandır. O her zaman merhamet ve yardım eder. Çünkü evlatlarının yaptıklarını fark etmesini ve kendilerini düzeltmesini ister. Verdiği onca şeye rağmen insanlık Tanrı'yı yok sayıyor ve bu dünyevi illüzyonun hırsına yeniliyor. Bu benim içinde geçerli, ben sadece dışarıdan bir göz olarak anlatıyorum. Yarın olmayacakmış, bedel ödemeyecekmiş gibi yapılır bu.Tanrinizin insana olan bakis acisi nedir ? Ogutleri ya da tavsiyeleri var mi ? kirmizi cizgileri var mi ?
Tanrı onun ışığında kalmamızı ve kendimizi yükseltmemizi ister. Biz yükseldiğimizde ve derinleştiğimizde alttan gelenlere yol göstereceğizdir. Onun ışığını yaymak ve onun sevgisini aşılamak temel amaçlardan birisi. Ama bu ışıktan ayrılanlara merhamet yoktur. Onlar cazasını çekmeli ve arınana kadar diğerleri ile kalmak zorundadır. Arınmalar oldukça zor süreçlerdir, bizim bu konuda en çok karşı çıktığımız şey yozlaşmış ilişkiler. İnsanın ışığa uymayan tabiatı bu kötü birleşme esnasında ortaya çıkar. Farklı dürtüler ile hareket eder ve ruhsallığına zarar verir. Öğütler ve kırmızı çizgiler olark adlandırdığınız şeyler bunun çevresinde oluşuyor. Eğer bu kutsal ışığı red eder ve yozlaşmaya başlarsanız bu kırmızı çizgiyi geçmiş olursunuz.
Buna rağmen Tabrı'nın yüce merhametine kanalize olduğumuz sürece bir çok durumu görmezden gelebiliyoruz. Yapı olarak benzer din mensupları ile daha kolay anlaşmamızı sağlıyor bu, mesela wiccalık. 3 katı yasası onları çoğu yanlış davranışı yapmaktan alıkoyuyor. En kısa böyle anlatabilirim sanırım. Ama Tanrı'nın sakın sadece merhametten yana olduğunu düşünmeyin. Onun gazabı bu hayatta en son istenebilecek şeydir ve ilerlediğimiz gidişat yakında insanların onunla tanışacağını gösteriyor. Bu o kadar acı dolu bir enerjidir ki, tüm iyiliğin bedeninizden çekildiğini ve ışığın gözlerinizden gittiğini hissedersiniz. Dileyelim ki Tanrı masum kulları hatrına merhamet göstermeye devam etsin.