"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ya kahhar zikri ne kadar kuvvetlidir?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan AsiRuhh
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
başkası adına okunabiliyor mu? yani a kişisi b kişisine kötülük yapsa c kişisi b'yi savunmak için a'ya okuyabilir mi?
 
İnsanları caydıracak ve onları kırmızı çizgilerinin dışında tutacak güçler yayman başkadır;

İnsanları tahrik ederek onları başına bela olacak canavarlara dönüştürecek güçler yayman bambaşkadır.



Kin tutan kişiler aslınsa başkalarının kötü ve çirkin davranışlarını hedef almış gibi gözükseler de, aslında kendileri de aynı enerji ile yüklü olduklarını asla göremezler. Onlara kendileri artık başkaları üzerinden gösterilir.


Evren şu mesajı veriyor aslında :
Kendine saygı duymuyorsan, sana kendini bile hiçe saydırırım. Kendini sorgulamıyorsan sana bir yanılgı olarak başkalarını sorgulatırım. Hayatına öyle kişiler girer ki, onlar da senin gibi kendilerindeki durumun vahametini göremeyen, kendine karşı kör, ama senin kusurlarına karşı ayık olurlar.

Böylece birbirinizin kusurlarını görecek kadar marifetli, ama kendinizi göremeyecek kadar gafil kalırsınız. Yani gelişiminiz durur, hatta tersine gelişirsiniz diyor. Şeytanin kucağına düşmek te bir gelişim sahasıdır.
Peki bu insanlar öz kardeşlerin ise birinci derece akraban ise bunu da biz çekiyor olamayız değil mi ? Sadece sınavımız diyebiliyor dişimizi sıka sıka devam ediyoruz. Bu bi zülm değil mi?
 
Bazı altın kurallar var bilinmesi gereken :


1- Her amel, kesinlikle sahibine aittir. Ona geri döner. Biz nasıl ki Allahtan geldik ve ona döneceksek, bizim başlattığımız enerjiler de bize geri dönerek bizim sırlı katmanımızı oluştururlar.

2- Hayat müşterektir. Hayatımıza giren her insan, aslında bizim bir gölge suretimizdir. Bizde pasif olan ama diş dünyada aktive olmuş yanımızdır. O yüzden Başkalarında bizi rahatsız eden şeyler, aslında kendimizi daha yakından tanımamıza yardım ederler.

O halde kahır enerjisi yolladığımız kişi, aslında kendi gölge yanımızda bir quantum koridoru oluşturmuştur ve bizim kendi iç alemimizin bir demirbaşı olmuştur.

Bu da şu demek : kahrettiğin kişi, içten içe senin de kahroluşun demek. Çünkü onla koparmak istemediğin bir bağın var. Bu bir solucan deliği koridorudur. O kişi üzerinden sana akar. O kişinin kahrolduğunu ısrarla görmek istemek demek, aslında gölge yanındaki sen cayır cayır yanıyorsun demektir.



Çok dikkatli olmak gerek.
Başkalarından önce kendi nefsini yakan kişi, başkaları ile olan imtihanında daha avantajlı konumdadır. Çünkü bu sefer de kendi üzerinden başkasını yakabilir gerekli görürse. Ama başkalarını kendinden önce yakma fikri kesinlikle intihar gibi bir şeydir.
O halde biri , birinin ölümüne kadar eziyete uğraşıyorsa, bırakalım etsin

Peki bu insanlar öz kardeşlerin ise birinci derece akraban ise bunu da biz çekiyor olamayız değil mi ? Sadece sınavımız diyebiliyor dişimizi sıka sıka devam ediyoruz. Bu bi zülm değil mi?
Örnek; bir sene sabır gösteren biri, en sonunda şöyle bir rüya görüyor. Kadın, evine bakarak " karalarda olasın " diyor. Ve o biri birkaç ay önce , o kadının siyah çarşafla penceresine yaklaşıp kötü kötü baktığını görüyor ve bir gün kapısına zarar veriyor. Ayni zamanda cemaat bireyi bu çarşaflı; peki sabır eden kişi, daha ne kadar bellemeli?....
Bu çok makûl bir durum mu ?
Peki sabır gösteren sizce ne yapmalı ?
Kozmik yasadan ses gelene kadar beklemelimi? Tabi kadın sıkıntıdan kalp krizi geçirmezse!...bu sadece kötülüğü besler büyütür ve yara küçük iken büyür.

En makûl olan, kısa' sa kısas; hatta bir misliyle. Bir kimse keyfi büyü yapmaz, bu buyuk bir cehalet olur.
 
Bütün esmalar manaları tabanında birbirine eşittirler ve hepsi de aslında nötürdür. Ancak esmaya talip olanın zaruri durumuna, talep gücüne ve kararlılığına göre de enerjiyi sağaltma ve işleme gücü kişiden kişiye değişir. Meşru zemin oluştuğu zaman tabiatın ilgili esması zaten boğa piyasasına yükselen bir değer görecektir.

Kahhar esmasını okumaya karar veren kişi zaten vaziyeti gereği patlamaya hazır öfke, ızdıraplı çaresizlik, can havli, hakkına tecavüz edilmişlik hisleri ile yoğun bir hal yaşadığı için, bu halini de esmaya odaklanarak dengeye getirebilir.




Kahhar esması kişinin genel ruh hali hakkında da birçok ipucu verir aslında.

Mesela asgari ücretli birisi tüm geçim sıkıntısına rahmet ya Fettah ya rezzak esmasina yuklenmektense, gider kendisine düşük maaş veren patronu için Kahhar esmasının gazını kökler tabiri caizse.


İşte esmalarla gelen musibetler de tam bu noktada başlar. Kendi merkezinde kalarak kendi şartlarını iyileştirmek için ilgili esmayı talep etmede çekimser kalan insan, konu intikam, nefret ve toxic duygular olduğunda bir anda kahredici kuvvetleri celbeden esmayı aradan seçerek ona başvurur.

Böylece ruhunu musallat enerjilerle donatmış olur. Cinnilerin insanlara musallat olması da aynı psikolojik durumdur . Kendi öz ruhları artık ipotekli olan varlıklar, öz farkındalıkta kalamadıkları için çareyi de başka ruhların gölgede kalan karanlık alanlarında saklanarak ve ihtiyaçları olan varolma duygusunu Toxic etkilesimlerde ararlar.
Bu bir matematiktir. Başka bir çıkar yolu yoktur bu denklemin. Dünya kuruldu kurulalı aynı matematik farklı bilincler üzerinden devam eder.


Kahhar esması bir çok kişi için yanlış bir Esma seçimdir o yüzden.
 
Son düzenleme:
Bir tane Esma okunacak 50 bin tane felsefe yapılıyor.Yok neymiş mussallat enerjilerini çekermiş bilmem ne.Bir de sürekli paragraf paragraf içi boş yazılar.Akil fukarası olup akıl dağıtmak böyle bir şey galiba.
 
Bir tane Esma okunacak 50 bin tane felsefe yapılıyor.Yok neymiş mussallat enerjilerini çekermiş bilmem ne.Bir de sürekli paragraf paragraf içi boş yazılar.Akil fukarası olup akıl dağıtmak böyle bir şey galiba.

Mesela Merlin Kendi merkezinde değil şu an, yine birilerine musallat olma modunda. Rahatsız oldu yazdığımdan belki de ama kendine daha iyi gelecek birşeylere kanalize olamadı. Rahatsızlık duyduğu yere çekiliverdi yine. Merlin Bunu her aybaşında yapıyor. Beğenmediği şeyleri beğendiği şeylere tercih ederek akıl tutulması yaşıyor. Sonra da özür diliyor.

.Yok neymiş mussallat enerjilerini çekermiş bilmem ne.

Evet öyle.
Musallat demek illa cin musallatı demek değil.
Kasten klişe tabir kullandım.

Musallat demek, başkasının enerji alanı ile kesişme yaşadığın zaman, kendi alanına odaklı kalamayacak kadar zayıf düşmek ve zayıflığının esas nedenini kendini ihmal edişlerinden değil de, sana tesir eden kişiden bilmeye başlamak demektir. Yani bunun devamında hayatta kalmak için birilerini yoketmeye şatlanmak gibi bir toxic düşünce döngüsüdür.

Cinlerin insanlara bulaşması için de kullanılabilir bu tabir. Ama ben insanların insanlara üstü kapalı musallat olmalarından bahsettim. İnsalar birbirlerine kronik öfke beslemeye başladılar şuur altlarından.
 
Ancak esmaya talip olanın zaruri durumuna, talep gücüne ve kararlılığına göre de enerjiyi sağaltma ve işleme gücü kişiden kişiye değişir.
Dostum Retro, on numara açıklamışsın durumu.
Esasında bunun 2 alternatif tezi var:
1- Tüm mesele bizim enerji alanımızdır. Tüm dinlere ait ritüellerin tutma nedeni de budur.
2- Dinlere tabii olan varlıklarla etkileşime girip, onları kullanabilmek için o dinin gereksinimlerine uyma zorundalığıdır.

Sen ise işte ontolojik açıdan bakarak, öz enerjiyle ilişkilendirmişsin.
 
1- Tüm mesele bizim enerji alanımızdır. Tüm dinlere ait ritüellerin tutma nedeni de budur.

Evet, tüm mesele kendi enerji alanımızda başlar ve biter. Daha ortada 3B'ye sirayet eden failler ve şahitler yokken, yönetici enerjileri hükmen oradadırlar.

Bir kişiyi alt etmek mi istiyorun ? önce o kişinin kendi enerji alanındaki temsillerini alt etmelisin.
Bir kişiyi engellemek mi istiyorsun ? önce o kişinin kendi enerji alanındaki suretlerini engellemelisin.
Bir kişiye hükmetmet mi istiyorsun ? önce kendi enerji alanının o kişiyi temsil edişlerine hükmetmelisin.

Cinleri bile nasıl kontral altına alıyoruz ? Esasında doğrudan onları değil, ama onların kendi enerji alanımızdaki temsillerine hükmetmeye başlıyoruz. bizzat onları hedeflemiyoruz. Onlar zaten anlaşmalı bir bedenden çıkıp gidemiyorlar. Dünyanın öbür ucuna da gitseler bağlantı ağını kesemiyorlar. Hatta geçmiş zaman ile bile bağlantımız devam eder.

Aile dizimi ekolünde bile , üst soylardaki belli kişileri kendi enerji alanımızda temsil ettiğimizden dolayı sorunlar yaşıyoruz. Bakın ortada failler yok. Biz varız sadece.

O halde tüm sorunların çözümü , kendi enerji alanımızı ne kadar bilgece keşvettiğimize göre kolaylaşabilir veya daha da zorlaşarak içinden çıkılmaz hale gelebilir.
 
Geri
Üst