Uyanışın 12 Belirtisi

Uyanışın 12 Belirtisi

1) Bedensel ağrı
ve sızılar:
Özellikle sırt, bel
ve boyun
bölgesinde. Bu
ağrılara
içinizdeki “Mesih
Tohumu"
uyanırken DNA
seviyelerinde
meydana
gelmekte olan
yoğun değişimler neden oluyor. Bu ağrılar
geçicidir.

2) Nedensiz derin bir üzüntü:
Geçmişinizi serbest bırakıyorsunuz. ( bu
yaşamınızı ve geçmiş yaşamlarınızı ) Ve
bu da derin bir üzüntü hissetmenize
neden oluyor. Bu uzun yıllar yaşadığınız
bir evden yeni bir eve taşınma
deneyiminize çok benzer. Yeni eve
taşınmak istemenize rağmen, eski
evinizdeki anıların, enerjilerin ve
deneyimlerin bırakılışının hüznü de sizinle
beraberdir. Bu üzüntü geçicidir.

3) Nedensiz ağlamak:
Bu da iki numarada belirtilen duruma
benzerdir. Ağlamak iyi gelir ve sağlığınıza
da yararlıdır. Ayrıca eski enerjiler bu yolla
dışarı atılır. Bu da geçici bir durumdur.

4) Mesleğiniz de ya da kariyerinizde ani
bir değişim:
Bu çok yaygın bir belirtidir. Siz
değiştiğiniz zaman çevrenizdeki şeyler de
değişir. Şu anda kendiniz için
“Mükemmel” işin ya da kariyerin ne
olduğuyla, onu bulmakla ilgili
endişelenmeyin. Çünkü bu da geçici bir
durum. Şu anda geçiş dönemindesiniz.
Tutkunuza uygun olan işi bulana kadar,
birçok iş değişikliği yapabilirsiniz.

5) Aile bağlarından uzaklaşma:
Geçmiş karmalarınız yoluyla şu anki
biyolojik ailelerinize bağlısınız. Karmik
zincirin dışına çıkmaya başladığınızda
eski ilişkilerinizin bağları da serbest
kalmaya başlar. Bu durum size,
arkadaşlarınızdan ve ailenizden uzağa
sürükleniyormuşsunuz gibi görünür. Bu
da geçicidir. Eğer sizin için de uygunsa
belirli bir zaman sonra onlarla ” yeni bir
ilişki “ geliştirebilirsiniz. Ancak bu ilişkiler,
karmik bağları olmayan” yeni enerji “
temelli ilişkiler olacaktır.

6) Uyku düzenindeki tuhaflık:
Muhtemelen birçok gece 02.00 ile 04.00
arasında uyanıyorsunuz. Siz birçok
çalışmayı aynı anda yürütüyorsunuz ve
bu da sıklıkla “mola” vermek için
uyanmanıza neden oluyor. Bunun için
endişelenmeyin. Eğer tekrar
uyuyamıyorsanız, yatakta kalıp insani
şeyler için endişeleneceğinize, kalkıp bir
şeyler yapın. Bu durum da geçicidir.

7) Yoğun rüyalar:
Bu rüyalar; savaş, takip edilip kovalanma
ya da yaratık rüyalarını da içerir. Aslında
tam olarak içinizdeki eski enerjileri
serbest bırakıyorsunuz. Bu eski enerjiler
sıklıkla savaş, bir şeyden ya da
canavarlardan kaçıp kurtulma
sembolleriyle temsil edilir. Bu da
geçicidir.

8) Yönsüzlük duygusu:
Bazen kendinizi topraklanmamış
hissedersiniz. İki ayağınızla yere
basamıyormuşsunuz ya da iki dünya
arasında yürüyormuşsunuz gibi. Bu bir
“Mekânsal Meydan okuma” dır.
Bilincinizin yeni enerji ye geçişini
deneyimlerken, bedeniniz bazen arkada
kalır. Yeni enerjiyi topraklamaya yardımcı
olması için doğada zaman geçirmelisiniz.
Bu da geçici bir durumdur.

9) Kendi kendine konuşmanın çoğalması:
Sıklıkla kendinizi, kendinizle konuşma
yaparken bulacaksınız. Aniden fark
edeceksiniz ki son yarım saattir
kendinizle gevezelik etmişsiniz. Bu
konuşmalar, varlığınızda ortaya çıkan “
iletişimin yeni” bir seviyesidir. Kendinle
konuşmak aysbergin görünen ucudur. Bu
konuşmalar giderek artacak. Akıcı,
uyumlu ve anlayışlı bir hale gelecek.
Merak etmeyin, delirmiyorsunuz. Siz Yeni
Enerjide ki Şambra’sınız.

10) Yalnızlık hissi-hatta diğerleriyle
birlikteyken bile:
Kendinizi yalnız ve diğerlerinden
uzaklaşmış hissediyor olabilirsiniz.
Gruplardan ve kalabalıklardan “kaçmak”
istiyor olabilirsiniz. Shaumbra olarak
kutsal ve yalnız bir yoldasınız. Yalnızlık
sizi ne kadar bunalmış hissettirse de,
böyle zamanlarda diğerleriyle ilişki
kurmak size çok zor geliyor. Ayrıca
yalnızlık duygusu, rehberlerinizin
ayrılmasıyla da bağlantılı. Onlar bütün
yolculuklarınız ve yaşamlarınız boyunca
sizinle birlikteydiler. Sizin tanrısallığınıza
yer açmak için onların geriye çekilme
zamanıydı. Bu durum da geçicidir. Bu
boşluk sizin kendi Mesih bilincinizin
enerjisi ve sevgisiyle dolacak.

11) Tutkunun yitirilmesi:
Kendinizi tümüyle tutkusuz, heyecansız,
herhangi bir şey yapmak için isteksiz
hissediyor olabilirsiniz. Bunun için
kendinize kızmayın çünkü bu da geçici.
Bu, tıpkı bilgisayarı yeniden başlatmaya
benzer. Bilgisayarınıza daha yeni ve
gelişmiş bir işletim sistemi yüklerken, ona
belirli zaman aralıklarında kendini
kapatması için talimat vermeye ihtiyaç
duyarsınız. Bu durumda da yeni Mesih-tohum enerjisini yüklemektesiniz.

12) Yuvaya geri dönmek için aşırı özlem
duymak:
Bu, belki de tüm belirtiler için de en zor ve
meydan okuyucu olanıdır. Varlığınızın çok
derinlerinde, bu gezegenden ayrılmak ve
yuvaya dönmekle ilgili karşı konulamaz
bir arzu hissediyor olabilirsiniz. Bu
“intihar arzusu” değildir. Bu istek, öfke ya
da düş kırıklığından da kaynaklanmaz.
Kendiniz ya da başkaları için drama
neden olmak ya da onunla uzlaşmak
istemezsiniz. Sizin, oldukça basit bir
nedenden ötürü yuvaya dönmek isteyen
sessiz bir parçanız var. Siz karmik
döngünüzü tamamladınız. Bu yaşam için
var olan kontratlarınızı bitirdiniz. Hala bu
fiziksel beden içindeyken yeni bir hayata
başlamaya hazırsınız. Bu geçiş
sürecindeyken diğer tarafın nasıl
olduğuyla ilgili içsel hatırlamalarınız oldu.
Burada Dünya’da başka bir göreve
gönüllü olmak için hazır mısınız? Yeni
enerji de olmanın getireceği meydan
okumalara hazır mısınız? Evet!

Gerçekten şimdi Yuva’ya gidebilirsiniz.
Fakat buraya çok uzaklardan bir çok, bir
çok yaşamdan sora geldiniz ve şimdi
filmin sonunu görmeden buradan
ayrılarak ona yazık etmiş olursunuz.

Ayrıca, RUH’un (spirit), yeni enerjiye geçiş
yapan diğerlerine yardım etmeniz için
size ihtiyacı var. Onların, aynı sizin gibi
eski enerjiden yeni enerjiye geçiş
yolculuğunu yapmış olan insan rehberlere
ihtiyacı var. Şu anda üzerinde
yürüdüğünüz yol, sizin” Yeni Tanrısal
İnsanlığın” öğretmenleri haline gelmenize
olanak veren deneyimleri sağladı.
Yolculuğunuzun yalnız ve karanlık olduğu
zamanlarda hatırlayın, asla tek başınıza
değilsiniz.

Geoffrey Hoppe’nin kanallığıyla TOBİAS

ALINTIDIR

Mesih tohumu olmak, yuvaya dönmek güzel, şatafatlı sözler ancak yazı bana samimi gelmedi. Sağlık, rüyalar, duygular, insanların tüm sorunları masaya yatırılmış ve bunlar aydınlanmaya bağlanmış. İnsanlara duymak istediği şeyleri söyleyip bunun sebebini böyle şeylere bağlamak ne kadar gerçekçi ve yararlı bilemiyorum.

Herhangi bir çalışma içinde olmadım fakat bu belirtilerin neredeyse hepsini yaşadığım zamanlar oldu. Hatta üzerinden 7- 8 yıl geçti diyebilirim. Geçici denilen durumları hala yaşıyorum ara ara. Bu gerçekten bir uyanış mı yoksa psikolojik bir etki mi gerçekten bilemiyorum. Çoğu insanın bu durumları yaşadığını düşünüyorum ve uyanıştan çok insanın yaşadıkları neticesinde psikolojik bir sürece girdiğini düşünüyorum. Daha çok depresyon belirtisi gibi...

Madde madde beni anlatmış ama şu an en azından mabetteki çoğu kişinin evet beni de dediğini duyar gibiyim. Pek çok insan ruhunun geçireceği ve geçirmekte olduğu evreler sıralanmış. Kimisi bunları derin ve acılı bir şekilde yaşarken kimisi farkında bile olmuyor. Çok stresli günler geçiriyorum, sadece psikolojim bozuluyor sanıp belli meşgalelerle kendini oyalıyor. Bu tür hisler yaşayan insanlar tutunacak bir dal, bir sebep ve kendisini özel hissettirecek bir şey ararken bu yazılar tam bir kurtarıcı. Bilemiyorum.

İlahi inanışların çoğunluğuna göre dünyanın yok oluşuna yakın bir zamanda bir kurtarıcı geleceğine inanılır. Bilim ilerledikçe bu kurtarıcının içimizdeki özbenlik olduğu da yavaş yavaş kabul görmekte. Ben şahsım adına buna yürekten inanıyorum.
Eğer bu bir uyanışla gerçekleşecekse tüm bunları yaşıyor olmamız gayet normal. Ben bu tür yazıları okuduğumda eleştiriler hep şu yönde oluyor: Bu belirtiler herkeste olabilir bu yüzden gerçeği yansıtmıyor. Bana göre bu eleştiri koca bir kendinden kaçış metodu, egonun oynadığı en başarılı oyun. Astrolojik açıdan bile dünyanın daha önce hiç olmadığı şekilde kaymalar yaşadığı kanıtlandı üstelik atmosferdeki değişiklikler de cabası. Annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz bunları yaşamamış olabilir çünkü o zamanlar dünya bu durumda değildi. Tüm dinlere baktığınızda hepsı aynı dönemi işaret ediyor (örn. "Ahir zamanda kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan kurtuluşa erecek" , "Mesih geldiğinde tüm inanlılar onu tanıyacak")
Bu kadar yoğun dönemler yaşıyoruz çünkü fazlasıyla kirli bir dünyada yaşıyoruz, kendi kirlerimizle.. Bize hep belli bir şekilde düşünmemiz öğretildi fakat beynimiz bildiğimiz herşeyi sorgulayıp belki en temel yargılarımızı reddedip yerine asıl gerçeği yerleştirme işlemini yaparken elbette sancılı bir dönem yaşayacağız. Öğrendiğimiz hiçbirşeyi bir anda öğrenmedik. Ikinci ve üçüncü bir dil öğrenenler bilirler beyninize bir nesnenin farklı dillerde söylenişini öğretmek zaman alır ve bu süreçte sık sık kelimeler birbirine karışır. Ya da bir çocuk kaşık, çatal, kalem kullanmayı öğrenirken zorlanır sürekli pes edip ağlar, ailesinden yardım ister. Zihni henüz berrak ve herşeyi sıfırdan öğrenmeye tamamiyle açık olan bebekler bile herhangi bir şeyi öğrenirken bu kadar zorlanıyorsa bizim yıllardır egomuzun fethettiği beynimize yeni şeyler öğretmek elbette daha zor olacaktır. Üstelik bebekliğimizden itibaren öğrendiklerimiz bize hep bir öğretmen tarafından öğretildi bazen annemiz, bazen babamız, arkadaşlarımız, kardeşimiz, akrabalarımız.. fakat şimdi yalnızız içimizde bizi sürekli harlayan, alev alev yanan bir ateşten başka bir şeyimiz yok elle tutulur bir sebebimiz bile yok. Ama o ateş bir kere yandı mı bir daha söndürülemez ve umarım bir gün bunu herkes hisseder ve bana göre hissedecektir de..

Bu bana biraz depresyon belirtileri gibi geldi ama insan dibe vurduğu zaman uyanışa geçer dersek aslında mantıklı

Bir rüyadan baska bir rüyaya uyanmak, gercek manada istenilen uyanmak degildir, bu konularda dikkat etmenizi tavsiye ederim. Uyanmak isi böyle olmaz cüki.

La-edri' Alıntı:

Bir rüyadan baska bir rüyaya uyanmak, gercek manada istenilen uyanmak degildir, bu konularda dikkat etmenizi tavsiye ederim. Uyanmak isi böyle olmaz cüki.

Genişletmek için tıkla ...

La-edri bu konuyla alakalı tavsiyelerinizi okumak isterim. Bilgi ve birikiminiz şüphesizki benden daha fazladır. Ben yalnızca bulduğum her kaynağı okuyup kendi his süzgecimden geçirip çıkarım yapıyorum. Uyanışın nasıl olacağıyla ilgili bilgilerinizi paylaşırsanız bir şeyler daha öğrenmiş olurum. Bu konuda bilgilenmek benim için çok önemli. Şimdiden teşekkürler.

deuce' Alıntı:

La-edri bu konuyla alakalı tavsiyelerinizi okumak isterim. Bilgi ve birikiminiz şüphesizki benden daha fazladır. Ben yalnızca bulduğum her kaynağı okuyup kendi his süzgecimden geçirip çıkarım yapıyorum. Uyanışın nasıl olacağıyla ilgili bilgilerinizi paylaşırsanız bir şeyler daha öğrenmiş olurum. Bu konuda bilgilenmek benim için çok önemli. Şimdiden teşekkürler.

Genişletmek için tıkla ...

Uyanmak farkindaligi artirmak ile alaklidir, bunun bir egitimi vardir bir cok dinde bir cok farkli yolar sunulmustur. Günümüzde almis basini bir uyanmak, herkez uyaniyor. ( mu acaba).

Bir cok din yada felsefe yada yeni yeni akimlar birbirine karistirilir kel alaka seyler ortaya cikar, tehlike iste burada.Uyanmak manevi bir degerdir manevi bir yolculuktur,insanlarin büyük kismi bu ugurda maneviyatlarini darma dagin edeler ve bu derin bir ruhsal sorunu beraberinde getirir, bu yolda hayat zaten bir ruya deyip kendi canina kast edenleride gördüm, psikolojisini alt edip kendini insan disinda ulvi bir varlik(mehdi hizir peygamber hatta tanrinin kendisi) olarak tanimlayanlarida gördüm.Uyanmak böyle bir sey degil.

Son dönemlerde bir dünya kitap yazilmistir herkez kendine ilginc neydubelirsiz yasam koclari* edinmistir, kitaplari okur bilgi edinir ve zan üzerie yol aldigina inanir,zan ilimden hic bir seydir, saadece zan. Ama bu zan insanin egosunu sisrdikce sisirir, ve artik uyanamayacagi kadar batakliga batar, bunlar icin keske hic bulasmasaydin denilir, cünki bunlari normalde döndürmek dahi cok zorken kaldiki uyarmak. Bu yüzden tehlikelidir.

Bu yol, yani uyanma yolu basit bir sey degildir, yol boyu hayalkiriklari ile yürüyeceksiniz her adimda daha cok kirilacak hayalleriniz öyleki kirilacak tutunabileceginiz hic bir hayaliniz kalmayacak ölümü ve hayatta kalmayi bir birine es deger bileceksiniz ve bu bir teslimiyeti yanisira getirir gayriihtiyaridir.Müthis büyük korkular tadacaksiniz cok yogun acilar,cok garib haller edineceksniz ve bunarin herbirisi ic dünyanizda yasanacak, disiniza pek birsey aksamaz normal isinize gider okulunuzu okursunuz ama siz hergün degisirsiniz.

Normal insanlar basit bir hayalkirikliginda depresyona girer ki bu ayiblanacak bir sey degil normaldir zira insa zayif bir varliktir, bu yolda ise yolcu hayalkirikliginin en dibini yasar, yasamak zorundadir. Insanin var zan ettigi bu hayat bir rüyadir ve bu ruyadan uyanmanin tek yolu egoyu kirmaktir, bu rüya ve bu rüyada sahib ciktigin hersey senin hayalindir ve bu hayal senin izafi benliginin dünyasidir onu kirmak ise uyanmaktir gercek benligine uyanmak/kavusmak.
Ego ise insanin en azili düsmanidir, o kendi hayat alanini savunacaktir ve bunu yaparken hic bir kural gözetmeyecektir.Zaten aciyi tattiran seyde bu ya.

Ben size bir seyi tavsiye edeyim, diniz ne ise o din ile deneyin, dininize farkli akimlarin durumlarini karistirmayin. Semavi dinlerin kaynginda var bu yol
Isa demistirki ikinci dogumunu yapmayanlar melekuta erisemezler.
Mhammed Mustafa demistirki,rüyadasiniz ölünce uyanacaksiniz. Ölmeden evvel ölün demek uyan demek.
Musa'nin 30+10 günlük inzivaya cekilmesinin sebebi budur.

Uyanmak hakkinda yeni bir inanis var, altin cag gelecek ve bir degisiklik olacak herkez uyanacak, bu mantik yillardir mehdi gelecek bizi kurtaracak mantiginin bir baska versiyonudur, ve yersizdir kimse caba gayret sarf etmeden birsey elde etmez. O kurallarini hickimse ve hic bir devir icin bozmaz..

Yazılanlar bana daha çok psikolojik bir rahatsızlık ya da depresyon belirtisi gibi geldi. Ancak dediğiniz gibi bir DNA işleyişinde bir değişim söz konusu olursa bu tarz şeyler yaşamak mümkün olabilir de. Yazdıklarınız pek çok insanın günlük hayatta belirli aralıklarla yaşadıkları şeyler. Acaba her uyanışın bir de tekrar uykuya dalışı vardır diyebilir miyiz?

Hepsi bende var ama çok sıradan herkeste olabilecek şeyler.

Ben yillarca yaşadığım tüm duygular farkındalar sonrasında aslında ne yaparsam yapıyım kibir duygusunun tüm mütevazıliklerde bile taşındığımi fark ettim..ne yaparsam yapıyım bundan kurtulamadım.tüm engel kendimiz korkularımiz bizi insan yaptığını düşündüğümüz tercihler , aslında bunların hiç bir önemi yok ve en tehlikeli sebebte bu..hayatım boyunca şems ile mevlana 'nın dostluklarını inanılmaz bir hayranlıkla benimsemişimdir.şems onun nefsini kırarken aslında öğretilmiş her insanı duyguyu torpülemistir.asıl kapı burasıdır.bizi diğer herşeyden ayıran tek şey dizilim farklılığımizdir..bu itkiden sıyrılmadigimiz sürecede asla başaramıyacagimiza inanıyorum..aslında herşeysin ama hiç birşeysin..iyi kötü günah sevab tüm yukledigimiz anlamlar önemsiz..asıl mana üretebildiklerimizde.sevgi ve nefret..bir varlığın kalbinde doğru aşk varsa tüm sözleri dua tüm yaptıkları ibadet gibidir..tum dinlere bakın herşey niyet ve ameller üstüne kurulmuştur...gerisi ritüeldir..niyetler doğru olmadıktan sonra yaptıkların değersizdir..Hiç birşeyi yargilama hakkımız yok .bizler hakka inandığımızi söyleyip onun vasıflarını kendimize atfederek kendi nefislerimizde sahte tanrılık yaptığımızı bile göremiyoruz..kocaman bir evrende küçücük bir nokta bile degilken bu kibir niye..iste benim insanoğlu sürüsunden ayrı hissetmemin sebebi..aslında ilk öyle güçlü gri bir bulutla karşılaştım ki korkmuştum.sonra bilim evrenin herşeyin atomik düzeyde bir görünüşü olsa gri ve tonlarında olacağını söylemişti..teslim olmak hiçlik ..orda herşeysin ama hiç biseysin..o kapıdan bile bakmak size inanilmaz şeyler sunabilir ama hiç bir önemi yok onunda ..asıl gerçek bütünün işleyişinde..hakkı bir manaya sokmayın beklemeyin kısıtlı bir akılla kısıtlamayin..ben inanilmaz aşağılandim.gafletim kibirim öyle nezaketli bir biçimde bana hissettirildiki..sadece paylasmak istedim..bilmedim bir arayış içindeyim.kendimi ovmüyorum yermiyorumda.gerçeği istiyordum çok acıymış..
Saygılarımla