Tarikatların Gerçek Yüzü

Aces High

Kayıtlı Üye
Kendini evliya sanan şeyhler aslında şeytanın vahyettiği dostlarıdır. Kimisi bunun farkındadır kimisi kendilerine vahyedenin Allah olduğunu zanneder. Kimisi Haşa Allah'ı gördüğünü bile iddia eder. Halbuki gördüğü şeytandan başkası değildir. Şeytan sizi Allah ile aldatmasın diye ayet vardır Kuranda(Fatır suresi 5.Ayet). Misal vermek gerekirse Mevlana mesnevide halvete çekildiğini yazar. Ve halvette bu gecede gelmezsen eğer, bu gecede yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen yanlız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparır, kargaşalıklar çıkartırım diye Allah'a trip atar.. Halbuki tüm bunları şeytana söylediğinden bihaberdir. Günümüzdeki tarikatlardada durum aynıdır. Şeyhler kendilerini bir şey zannederler. Kibirlenirler.Çünkü Şeytan onlarla oynamaktadır ve onların bundan haberleri bile yoktur.Şeytanı Allah zannettikleri için kendilerine Allah'tan vahiy geldiğini zannederler.Gerçekte durum bambaşkadır.Şeytan onlara vahyetmektedir ve onların bundan haberleri bile yoktur.Nakşibendi tarikatının başı şeyh Nazım'ın Amerikadaki halifesi şeyh Abdulkerim kıbrisi bir videosunda vahiy dersek bizi tefe korlar bu avanaklar diye kendi ağzından kaçırıyor. Bende o video'yu aldım ve ağzından kaçırdığı o anı kesip bir video haline getirdim. Çünkü çoğu kimse ham videoda ağzından kaçırdığı o anı farkedemez..Zaten izleyen kişi şüphe ederek değil, inanarak izliyor bu yüzdende farketmesi çok zor.. Bunların piri Mevlana ise açıkca vahiy aldığını ve sofilerin bunu halktan gizlemek için gönül vahyi, ilham diye yumuşattıklarını ama yumuşatmamaları gerektiğini söyler Mesnevide. Yani Mevlana en azından dürüsttür. Delikanlıca vahiy aldığını söylemiştir. Ama bunlar Mevlana'dan beterdir. Bana inanamıyorsanız Mesnevi'yi okuyun. Orada göreceksiniz zaten. Video'yu paylaşmama izin verilirse paylaşırım.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Kendini evliya sanan şeyhler aslında şeytanın vahyettiği dostlarıdır. Kimisi bunun farkındadır kimisi kendilerine vahyedenin Allah olduğunu zanneder. Kimisi Haşa Allah'ı gördüğünü bile iddia eder. Halbuki gördüğü şeytandan başkası değildir. Şeytan sizi Allah ile aldatmasın diye ayet vardır Kuranda(Fatır suresi 5.Ayet). Misal vermek gerekirse Mevlana mesnevide halvete çekildiğini yazar. Ve halvette bu gecede gelmezsen eğer, bu gecede yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen yanlız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparır, kargaşalıklar çıkartırım diye Allah'a trip atar.. Halbuki tüm bunları şeytana söylediğinden bihaberdir. Günümüzdeki tarikatlardada durum aynıdır. Şeyhler kendilerini bir şey zannederler. Kibirlenirler.Çünkü Şeytan onlarla oynamaktadır ve onların bundan haberleri bile yoktur.Şeytanı Allah zannettikleri için kendilerine Allah'tan vahiy geldiğini zannederler.Gerçekte durum bambaşkadır.Şeytan onlara vahyetmektedir ve onların bundan haberleri bile yoktur.Nakşibendi tarikatının başı şeyh Nazım'ın Amerikadaki halifesi şeyh Abdulkerim kıbrisi bir videosunda vahiy dersek bizi tefe korlar bu avanaklar diye kendi ağzından kaçırıyor. Bende o video'yu aldım ve ağzından kaçırdığı o anı kesip bir video haline getirdim. Çünkü çoğu kimse ham videoda ağzından kaçırdığı o anı farkedemez..Zaten izleyen kişi şüphe ederek değil, inanarak izliyor bu yüzdende farketmesi çok zor.. Bunların piri Mevlana ise açıkca vahiy aldığını ve sofilerin bunu halktan gizlemek için gönül vahyi, ilham diye yumuşattıklarını ama yumuşatmamaları gerektiğini söyler Mesnevide. Yani Mevlana en azından dürüsttür. Delikanlıca vahiy aldığını söylemiştir. Ama bunlar Mevlana'dan beterdir. Bana inanamıyorsanız Mesnevi'yi okuyun. Orada göreceksiniz zaten. Video'yu paylaşmama izin verilirse paylaşırım.
Yani bu tarz hassas konularda varsayımdan öteye geçemeyiz. Bundan ötesi niyet okumaya girer. Bahsettiğiniz yolda olan şahıslar var mıdır? İlla ki ama genele vurmamak gerekir diye düşünüyorum.
 
Vahiy etimolojik olarak '' ilham '' anlamı da taşır '' ortaya çıkarmak '' anlamı da. Günümüz insanlarının ; aklına takılan herhangi bir konu ile ilgili alakasız bir kitaptan aldığı mesaj bile vahiy yani işarettir. Kişiyi ilgilendirir. Kolektife açıp açmamak ise hür iradesidir.

Avam, cehaletine cehalet katmaya devam ettiği sürece kavramların yüzeysel anlamlarını referans alıp, dilden döküleni her daim kutsal sayacaktır. Yüzyıllardır böyledir ve böyle de olmaya devam edecektir.. Bugün herhangi biri olarak bana vahy olundu derseniz, divanelik ile suçlanır üstüne sopa yersiniz ya da tarikat gibi siyasal oluşumlarda mertebe sahibiyseniz peygamber ilan edilirsiniz.

Kısacası, kullanılan kelimenin on yıllardır öğretilme biçimi ne ise ona göre muamele görürsünüz.

Mevlana mesnevide halvete çekildiğini yazar. Ve halvette bu gecede gelmezsen eğer, bu gecede yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen yanlız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparır, kargaşalıklar çıkartırım diye Allah'a trip atar.

Mevlana'nın aşkla yazdığı dizeler hakkında ciddi yanılgıya düşüyorsunuz. Der ki ;

Yalnız ağzımla değil, gül gibi bütün vücudumla gülüyorum, çünkü ben, benden geçtim, dünya padişahıyla halvetteyim.
Allah için olsun sevgili, altın gibi sapsarı yüzüme bak. Allah için olsun, nereye gidersen bizi de beraber götür.


Demem o ki tüm beyitten 2 cümle kırpıp çarpıtarak ; şeytan dostlarıdır vs propagandaları yapmadan önce eseri baştan okuyun. Spekülasyon yaratmak istiyorsanız düzgün argümanlar sunun ki paylaşımınız dikkate alınsın.
 
Kendini evliya sanan şeyhler aslında şeytanın vahyettiği dostlarıdır. Kimisi bunun farkındadır kimisi kendilerine vahyedenin Allah olduğunu zanneder. Kimisi Haşa Allah'ı gördüğünü bile iddia eder. Halbuki gördüğü şeytandan başkası değildir. Şeytan sizi Allah ile aldatmasın diye ayet vardır Kuranda(Fatır suresi 5.Ayet). Misal vermek gerekirse Mevlana mesnevide halvete çekildiğini yazar. Ve halvette bu gecede gelmezsen eğer, bu gecede yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen yanlız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparır, kargaşalıklar çıkartırım diye Allah'a trip atar.. Halbuki tüm bunları şeytana söylediğinden bihaberdir. Günümüzdeki tarikatlardada durum aynıdır. Şeyhler kendilerini bir şey zannederler. Kibirlenirler.Çünkü Şeytan onlarla oynamaktadır ve onların bundan haberleri bile yoktur.Şeytanı Allah zannettikleri için kendilerine Allah'tan vahiy geldiğini zannederler.Gerçekte durum bambaşkadır.Şeytan onlara vahyetmektedir ve onların bundan haberleri bile yoktur.Nakşibendi tarikatının başı şeyh Nazım'ın Amerikadaki halifesi şeyh Abdulkerim kıbrisi bir videosunda vahiy dersek bizi tefe korlar bu avanaklar diye kendi ağzından kaçırıyor. Bende o video'yu aldım ve ağzından kaçırdığı o anı kesip bir video haline getirdim. Çünkü çoğu kimse ham videoda ağzından kaçırdığı o anı farkedemez..Zaten izleyen kişi şüphe ederek değil, inanarak izliyor bu yüzdende farketmesi çok zor.. Bunların piri Mevlana ise açıkca vahiy aldığını ve sofilerin bunu halktan gizlemek için gönül vahyi, ilham diye yumuşattıklarını ama yumuşatmamaları gerektiğini söyler Mesnevide. Yani Mevlana en azından dürüsttür. Delikanlıca vahiy aldığını söylemiştir. Ama bunlar Mevlana'dan beterdir. Bana inanamıyorsanız Mesnevi'yi okuyun. Orada göreceksiniz zaten. Video'yu paylaşmama izin verilirse paylaşırım.
Ben sana katılmakla beraber daha da ileri gideyim. Ben dinlerin şeytan işi olduğunu şeytanın tanrı kılığına girdiğini dinler aracılığıyla kendine taptırdığını ve peygamber denilen kişilerinde o tür şeytani varlığa hizmet ettiğini düşünüyorum. Dinlerde tehdit esasına dayalı ahlak anlayışı olması bunun en büyük göstergelerinden biri eğer inanmazsanız cezalandırıyorsunuz ve tanrıyı korkulacak bir varlık gibi tasvir ediyorlar bence bu tanrıya en büyük hakarettir. Bende konuya bu açıdan bakmak istedim
 
Ben sana katılmakla beraber daha da ileri gideyim. Ben dinlerin şeytan işi olduğunu şeytanın tanrı kılığına girdiğini dinler aracılığıyla kendine taptırdığını ve peygamber denilen kişilerinde o tür şeytani varlığa hizmet ettiğini düşünüyorum. Dinlerde tehdit esasına dayalı ahlak anlayışı olması bunun en büyük göstergelerinden biri eğer inanmazsanız cezalandırıyorsunuz ve tanrıyı korkulacak bir varlık gibi tasvir ediyorlar bence bu tanrıya en büyük hakarettir. Bende konuya bu açıdan bakmak istedim
Herkesin fikrine saygı duymakla beraber yorumunuzun bir tık saygı sınırlarını aştığı düşüncesindeyim. Bir grup insan ayetleri ya da verilmek istenen mesajları yanlış anlıyor ve uyguluyor diye bu dinleri şeytanın tuzağı yapmaz. Bence kişi algısını geliştirip kutsal metinlerde verilmek istenen mesajlara farklı açılardan bakabilmeli aksi taktirde altı dolu olmayan iddiaların ardı arkası kesilmez. Kutsal metinlerimizi okurken kendimizi zorlayalım ve sürekli maddi düşünmekten kaçınalım. Kutsal metinleri bâtıni yönleri ile de ele alalım. Siz mesajı anlamaya talip olduktan sonra gerisi kolay olur Allah'ın izniyle
 
Kendini evliya sanan şeyhler aslında şeytanın vahyettiği dostlarıdır. Kimisi bunun farkındadır kimisi kendilerine vahyedenin Allah olduğunu zanneder. Kimisi Haşa Allah'ı gördüğünü bile iddia eder. Halbuki gördüğü şeytandan başkası değildir. Şeytan sizi Allah ile aldatmasın diye ayet vardır Kuranda(Fatır suresi 5.Ayet). Misal vermek gerekirse Mevlana mesnevide halvete çekildiğini yazar. Ve halvette bu gecede gelmezsen eğer, bu gecede yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen yanlız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparır, kargaşalıklar çıkartırım diye Allah'a trip atar.. Halbuki tüm bunları şeytana söylediğinden bihaberdir. Günümüzdeki tarikatlardada durum aynıdır. Şeyhler kendilerini bir şey zannederler. Kibirlenirler.Çünkü Şeytan onlarla oynamaktadır ve onların bundan haberleri bile yoktur.Şeytanı Allah zannettikleri için kendilerine Allah'tan vahiy geldiğini zannederler.Gerçekte durum bambaşkadır.Şeytan onlara vahyetmektedir ve onların bundan haberleri bile yoktur.Nakşibendi tarikatının başı şeyh Nazım'ın Amerikadaki halifesi şeyh Abdulkerim kıbrisi bir videosunda vahiy dersek bizi tefe korlar bu avanaklar diye kendi ağzından kaçırıyor. Bende o video'yu aldım ve ağzından kaçırdığı o anı kesip bir video haline getirdim. Çünkü çoğu kimse ham videoda ağzından kaçırdığı o anı farkedemez..Zaten izleyen kişi şüphe ederek değil, inanarak izliyor bu yüzdende farketmesi çok zor.. Bunların piri Mevlana ise açıkca vahiy aldığını ve sofilerin bunu halktan gizlemek için gönül vahyi, ilham diye yumuşattıklarını ama yumuşatmamaları gerektiğini söyler Mesnevide. Yani Mevlana en azından dürüsttür. Delikanlıca vahiy aldığını söylemiştir. Ama bunlar Mevlana'dan beterdir. Bana inanamıyorsanız Mesnevi'yi okuyun. Orada göreceksiniz zaten. Video'yu paylaşmama izin verilirse paylaşırım.
Bu konuda çok bilgil değilim belki ama gerçekten şöyle bir durum olduğunu düşünüyorum, her görünen Allah tarafından mıdır? Rüyaları çıkan kişinin her gördüğü doğru çıkabilir, ama bu Allah tarafından mı, cinler tarafandan mı, şeytan tarafından mı kim bilebilir? dualar edip Allah'a sığınarak ve yalnız ondan medet umarak doğruyu istemek ve korunma beklemek en doğrusudur. Rüyalarda havadis gibi durumlar yaşayıp kendini şeyh ilan edenlere ne olmuştur bilemem. Ama bildiğim tek şey şudur, herkes eşit ve tek kutsal Allah'tır, insan yalnızca insandır. Kendilerine istediği kadar vahiy gelmiş gibi davranabilirler, bu onların yalanı ise onların günahıdır, ama buna inanıp onların peşinden tapar gibi gidenlerin de başı yanar, kimse kutsal değildir. Bir insanı yücelttikleri için ona tapar gibi davranarak peşinden gittikleri için ve Allah'la direkt olarak değil de insandan medet umarak dua ettikleri için en büyük hataya düşerler. Eğer ki bir kişi kendisine değil, onun aracılığıyla değil kendi kalbinizle dua edin dese o insan güvenilir biri olabilirdi. Tarikatlar dinden uzaklaştırıp, insanları para için ağına düşüren yapılar haline geldiğinden beri, bu tarz iyi insanları ve gerçek Allah'ın sevdiği kulları görünmez gibi oldu. Zaten emin olun öyle insanlar kendini tarikat liderliği için de miraslar içinde ortaya atmazdı. Konuları epey dağıttım çünkü bu konu çok karmaşık ve ucu bir çok noktaya dokunabilecek yerlere çekilebilir ucu açık bir konu.
 
Vahiy etimolojik olarak '' ilham '' anlamı da taşır '' ortaya çıkarmak '' anlamı da. Günümüz insanlarının ; aklına takılan herhangi bir konu ile ilgili alakasız bir kitaptan aldığı mesaj bile vahiy yani işarettir. Kişiyi ilgilendirir. Kolektife açıp açmamak ise hür iradesidir.

Avam, cehaletine cehalet katmaya devam ettiği sürece kavramların yüzeysel anlamlarını referans alıp, dilden döküleni her daim kutsal sayacaktır. Yüzyıllardır böyledir ve böyle de olmaya devam edecektir.. Bugün herhangi biri olarak bana vahy olundu derseniz, divanelik ile suçlanır üstüne sopa yersiniz ya da tarikat gibi siyasal oluşumlarda mertebe sahibiyseniz peygamber ilan edilirsiniz.

Kısacası, kullanılan kelimenin on yıllardır öğretilme biçimi ne ise ona göre muamele görürsünüz.



Mevlana'nın aşkla yazdığı dizeler hakkında ciddi yanılgıya düşüyorsunuz. Der ki ;

Yalnız ağzımla değil, gül gibi bütün vücudumla gülüyorum, çünkü ben, benden geçtim, dünya padişahıyla halvetteyim.
Allah için olsun sevgili, altın gibi sapsarı yüzüme bak. Allah için olsun, nereye gidersen bizi de beraber götür.


Demem o ki tüm beyitten 2 cümle kırpıp çarpıtarak ; şeytan dostlarıdır vs propagandaları yapmadan önce eseri baştan okuyun. Spekülasyon yaratmak istiyorsanız düzgün argümanlar sunun ki paylaşımınız dikkate alınsın.
Dediğin gibi olsa amenna. Ama ALLAH'tan vahiy aldığını söyleyip etrafındaki kitleyi yönetmeye çalışanlar Allah'a iftira atmaktadır. Madem kurana inandıklarını söyler bu insanlar. O halde kuranda Enam 93.Ayette şunlar yazar: Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen, ya da “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim” diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, “Haydi canlarınızı kurtarın! Allah’a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve O’nun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız” diyecekleri zaman hâllerini bir görsen!
Birde avam diyerek kendilerini kandırmaktadırlar.
Bakara suresi 8.Ayet: Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.
Nahl 19. Ayet: Ve Allah gizlediğinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da.
 
Ama ALLAH'tan vahiy aldığını söyleyip etrafındaki kitleyi yönetmeye çalışanlar Allah'a iftira atmaktadır.
Kişi vahiy alıyorum söylemi ile kitle yönetiyorsa şayet ;

1. Seçtiği yolun ona öğretisi vardır. Öğrenir ya da öğrenmez o kısım bizi bağlamaz, kişiseldir.
2. İnananların hür iradesi yani seçim hakkı vardır. Neye inandıkları bizi bağlamaz, kişiseldir.
3. Allah'a atılan iftira, Allah'ın kuluyla arasındaki sorunudur. Yine bizi bağlamaz.

Bizi ilgilendiren yalnızca toplumsal boyutudur ki bunun için ; manevi değerlerin siyasi oluşumlara dönüşmesi ya da üstünlük / imtiyaz arayışına girmeleri ile öngörülebilir kaotik ortam sinyalleri vermeleri gerekir. Toplumun dini olmaz, ortak değerleri olur. Aynı dine mensup insanların inanış biçimi bile kişiden kişiye değişir.
 
Kişi vahiy alıyorum söylemi ile kitle yönetiyorsa şayet ;

1. Seçtiği yolun ona öğretisi vardır. Öğrenir ya da öğrenmez o kısım bizi bağlamaz, kişiseldir.
2. İnananların hür iradesi yani seçim hakkı vardır. Neye inandıkları bizi bağlamaz, kişiseldir.
3. Allah'a atılan iftira, Allah'ın kuluyla arasındaki sorunudur. Yine bizi bağlamaz.

Bizi ilgilendiren yalnızca toplumsal boyutudur ki bunun için ; manevi değerlerin siyasi oluşumlara dönüşmesi ya da üstünlük / imtiyaz arayışına girmeleri ile öngörülebilir kaotik ortam sinyalleri vermeleri gerekir. Toplumun dini olmaz, ortak değerleri olur. Aynı dine mensup insanların inanış biçimi bile kişiden kişiye değişir.
Doğru söylüyorsun. Peki sana gerçekten samimi olarak soruyorum hayatın bir anlamı var mı? Yoksa her şey bir illüzyonmu? Ya da spritüaliz mi doğru? Gerçek nedir cidden? İnancın var mı? Varsa nedir? Bunları sormamın sebebi verdiğin yanıtın dikkatimi çekmiş olması? Cevaplamak zorunda değilsin ama cevaplarsan memnun olurum....
 
Doğru söylüyorsun. Peki sana gerçekten samimi olarak soruyorum hayatın bir anlamı var mı? Yoksa her şey bir illüzyonmu? Ya da spritüaliz mi doğru? Gerçek nedir cidden? İnancın var mı? Varsa nedir? Bunları sormamın sebebi verdiğin yanıtın dikkatimi çekmiş olması? Cevaplamak zorunda değilsin ama cevaplarsan memnun olurum....

Hayatı düşüncelerimiz aracılığıyla yorumlamak üzere şartlandırıldık. Düşünce dünyasında yaşıyoruz ve bu durum dünyayı algılama yolculuğunda son derece sınırlı bir yol. Fiziksel duyumsamalarımız sınırlı. Sınırlı duyumsama sınırlı algıyı yaratır. Sonuç olarak, şartlanmış düşüncelerin esiri oluruz..

İllüzyon, bütün olmayan bir şeyin kendisini bütün sanması ya da bütün olarak algılaması halidir.

Görüşü bir nesneye uyguladığımızda, örneğin kalem, herkesin görebildiği ve varlığına emin olduğu bir oluşumdur ve kimse kalem yoktur demez. Boyunu ölçebiliriz, ağırlığını tartabiliriz, madde formunu kabul edebiliriz fakat kalem bir bütündür diyemeyiz. Çünkü tüm özellikler atom altı parçacıklardan oluşmuştur. Demek ki gerçek dediğimiz şey bir algı olayı. Bana göre kalem gerçek, oysa atom altı parçacığa göre (onun gözünden) kendisinin yarattığı bir bütün sanma hali..

Şimdi algıya göre değişen bir gerçeklik varsa şayet, gerçek dediğimiz, bireysel sanrıdan başka bir şey değildir. Bütünsel bakış açısında ise, kısıtlı ve şartlı düşünce ürünüdür.

hayatın bir anlamı var mı

Hayatın anlamı yok dediğin anda bile anlam katarsın. Ortaya çıkan önerme : '' Hayatın anlamı, anlamsızlığıdır'' olur. Zaten anlamak, çıkarım yapmaktır. Üst paragrafta da yazdığım gibi, şartlanmış düşüncelerin esiriysen ; çıkarımın, düşünceyi şartlayanların düşünce biçimi olur.
 
Geri
Üst