Tam Farkındalık Yaşamak

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ajan 47
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ajan 47

Kayıtlı Üye
Farkındalıkta kendi içerisinde evre evredir. Tam farkındalık ancak yüksek benligimiz ile gerçekleşir.

Kişi, olana nasıl bakıyor?

Elindeki kaleme, doğan güneşe, yollara, dağılmış çöpe, pişmanlıklarına, sessizliğe, etrafındaki insanlara, yerdeki karıncaya, evinde gezinen hamamböceğine, kardeşine, annesine, kabullendiği ideolojilere, geleneklere, eşine, işine, savaşan insana, sevişen insana, doğana, ölene, içindeki boşluğa, korkularına, acılarına, isteklerine, mutsuzluğuna ve diğer her şeye nasıl bakıyor?

Ben, kendini beden olarak kabul etmiş. Beden ise ilk varoluş anınızdan itibaren olup biten herşeyin ve her anın tüm kayıtlarının toplamından başka bir şey değildir. Ve bu kayıtlar karmaşa, çelişki, arzu ve korkuların hâkimiyetindedir.

Her beden diğerinden farklı. Ve olanı da diğer bedenlerden farklı görüyor. Oysa olan birdir. Ve bu yüzden her beden aynı şeyi görmelidir. Burada anlatılanı siz de görüyor musunuz? "Olan" ile "insanın olana bakarken gördüğü" arasında çelişki var.

Peki bu çelişki nasıl oluşuyor?

Ben, her şeyin kaynağı ve özüdür. Ben, yaşamın da kaynağı ve özüdür. Ben, aynı zamanda birlik, uyum, güzellik ve sonsuzluktur. Ben, sizsiniz, tanıdığınız ve tanımadıklarınızdır; bu yazıyı yazandır, yaratılan herşeydir. Bu nedenle sen, ben, o, bu, şu, siz, biz, onlar, tanıdıklar, yabancılar, uzaylılar yok. Sâdece "ben" var. Beden ise ilk varoluş anınızdan itibaren olup biten herşeyin ve her anın tüm kayıtlarından oluşur. Sonsuzluk ve birlik olan ben, yâni siz, kendinizi beden olarak kabul edersiniz. Beden ölümlüdür, sonsuzluk ise ölümsüzdür. Beden kırılgandır, sonsuzluk ise yıkılmazdır.

Ve beden sonsuzluğa göre bir hiçtir. Kendinizi beden olarak kabul ettiğinizde problem başlar. Ve beden, kendi arzularını yerine getirmenin, kendi güvenliğini ve kendi doyumunu sağlamanın peşine düşer. Bir beden sınırlıdır ve diğer bedenlerden ayrıdır. Bu yüzden ben, kendini de sınırlı ve diğerlerinden ayrı görür. Böylece korkular, acımasızlıklar, iyiler, kötüler, güzeller, çirkinler, günahlar, sevaplar, sayısız düşünceler, hayaller, ideolojiler, dinler, gelenekler, sistemler, anlayışlar, bakışlar üretir. Bunlar ise onu gerçek anlamda mutlu etmez; diğer insanlardan, doğadan ve doğallıktan uzaklaştırır. Bu bir çeşit girdaptır; ve sayısız acılarla doludur. Siz bunu fark etmedikçe bu girdap giderek büyür. Bu yüzden aynı şeye bakan, ama farklı şeyler gören varlıklar hâline gelirsiniz. Bu durum, zâten kendinizi beden olarak kabul ettiğiniz ilk anda başlar ve giderek büyür; karmaşık ve çelişkilerle dolu bir hâl alır. Ve sonuç: İnsanların içinde gerginlik, dışında gerginlik. İnsanların içinde kavga, dışında kavga. İnsanların içinde savaş, dışında savaş. İnsanların içinde acı, dışında acı. İçin dışa yansıması kaçınılmaz. Ve kişi iyilikten, güzellikten, mutluluktan, sevgiden, aşktan, barıştan, birlikten bahsediyor. Dünyayı mahveden bu çelişkiyi görüyor musunuz?

Olan birdir. Tüm zamanlarda ve tüm evrenlerde "olan" ile "görülen" bir olmadıkça aşk, huzur, mutluluk, barış, uyum, güzellik ve coşku olmayacaktır.
Çözüm, tam farkındalıktır.
Tam farkındalık, tam bağımsızlığın kendisidir. Ölümsüzdür. Yâni zaman ve mekândan tamamen bağımsızdır.
Tam farkındalık herkeste var.
Tam farkındalık ile yaşamayan tüm kişilikler bölücü, yıkıcı ve acı üreticidir. Kişi, kendisinin çok iyi niyetli olduğunu söylese de böyledir; insanlığın kurtarıcısı olduğunu söylese de böyledir.

Peki tam farkındalık nasıl işler?

Ben olarak bildiğiniz her şeyi ama her şeyi ve onun dışındaki her şeyi ama her şeyi tamamen özgür bırakın. Burada her şeyi tümüyle kendi haline bırakmak, yâni tamamen özgür bırakmak, temel ve yaşamsaldır. Herşeyi tümüyle özgür bırakmazsanız, tam farkındalık kesinlikle işlemez. Sâdece buna dikkat edin. Başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Ne bir çabaya ne de özel bir eğitime. Bütün kontrolleri terk edin. Hiçbir şeye ama hiçbir şeye ne ilgi gösterin, ne de onlarla içinizde tartışın. Hepsini tamamen koyverin. Bırakın olanlar olsun. Burada bedeninizin hiçbir ayrıcalığı yok. Bedeniniz de herşey sözüne dâhildir. Onu da tamamen özgür bırakmanız gerekiyor. Bunu kesinlikle unutmamalısınız.

Burada tam farkındalık için söylenenleri yapın.

Asıl olan size söylediklerimizi uygulamanızdır. Yoksa tam farkındalık işlemeyecektir. Sadece burada yazılanları okumakla yetinmeyin. Bekletmeyin, ertelemeyin. Hemen uygulayın.

Tam farkındalık, aşk, güzellik, coşku, huzur ve mutluluk içinde yaşam demektir.
Tam farkındalık durumunda olan her şey, sizin iyiliğinize olmaktadır. Herşeyi koyvermek, her şeyin düzelmesine yol açar. Burada bir yanlışlık ya da çelişki yok. Bir buğday toprağa düşüyor. Filiz verip serpiliyor. Ve başağında başka buğdaylar yetişiyor. İşte bunu ve tüm evrenlerde olanları düzenleyip dengeleyen, görünmez bir güç var. O güç tektir. İşte o güç, her şeyi tamamen koyverdiğimizde içimizde ve dışımızda olup biten her şeyi daha iyi, daha güzel, daha uyumlu, daha adaletli yapmak için sürekli işler. Hiç durmaz. Birliğin doğası böyledir. Bütün bunları hiçbir güç, ideoloji, din, kural, ahlâk, devlet, sistem, uyuşturucu veya başka herhangi bir şey sağlayamaz. Deneyin. Ertelemeyin. Denemeyi ertelemek, insanoğlunun hastalığıdır.

Tam farkındalık işlerken, ilk zamanlarda içimizde ve dışımızda birçok alabora oluş, yıkım, çözülme, anlamsızlık, tuhaflık, sıkıntı veya boşluk olabilir. Hepsi geçici. Telaşa kapılmayın. Geçmişin ağır koşullanmışlığı sizi tam farkındalıktan uzaklaştıracaktır. Ancak yaşam, tam farkındalıktan uzaklaştığınızı size hatırlatır. Bu uyarı, yaşamımızın her anında bize sürekli yapılır. Ancak biz bunu bilmeyiz. Uyarıyı mutlaka alırsınız. Uyarıyı alınca tam farkındalığa tekrar dönün. Kendiliğinden hatırladığınızda, tam farkındalığı tekrar işletin. Geçmişin sizdeki ağır koşullandırmaları, giderek etkisini kaybedecektir. Ve böylece siz, gerçek barışın, huzurun, mutluluğun, coşkunun, aşkın, güzelliğin, adaletin, sonsuzluğun ve özgürlüğün ne olduğunu giderek daha iyi görür ve bütün bunları daha çok yaşarsınız. Bütün bunları eksiksiz yaşayacağınız ve hiçbir şüpheye düşmeyeceğiniz bir an gelir. O an gördüğünüz sizsiniz. O an gördüğünüz biziz. O an gördüğünüz herşeydir. O an gördüğünüz gerçek yaşamdır. O an gördüğünüz ve yaşadığınız birliktir. Ve anlarsınız ki, birlik kelimesi de birlik ile ilgili atılan tüm nutuklar da birlik değildir. O, tek ve yıkılmaz olandır. Onun dışındaki her şey geçicidir. Sâdece o kalıcıdır, sâdece o ölümsüzdür. İşte gerçek benimiz o ölümsüzlüktür.

Mustafa Çetin
 
sayın ajan 47
yazınızı okudum hayran oldum uygulamak istiyorum ama kendimle barışık deyilim bu engel olurmu kendimi huy olarak sevmiyorum yapmak istediğim başka yaptıklarım başka bundan dolayı kendimi hiç ama hiç sevmiyorum .sizce düzelebilirmiyim rica etsem yardımcı olabilirmisiniz. hayatta tek gayem ALLAHIMIN buyruğunu yerine getirmek sakin hoş görülü ve sevecen olmak tıpkı hz mevlana veya yunus gibi çocukluğumdan bu zamana kadar ALLAHIMDAN tek dileğim bu oldu ama hala nasip olmadı farkındalıkla eminim bunlara kavuşacağım ama engel yine kendim ne yapmalıyımki kendimden kurtulmalıyım elinizden gelen yardımı esirgemezsiniz deyilmi ALLAHIM cc belki sizi vesile kılmıştır bilinmezki
saygılarımla cevabınızı bekliyorum yaşım 67
 
sayın ajan 47
yazınızı okudum hayran oldum uygulamak istiyorum ama kendimle barışık deyilim bu engel olurmu kendimi huy olarak sevmiyorum yapmak istediğim başka yaptıklarım başka bundan dolayı kendimi hiç ama hiç sevmiyorum .sizce düzelebilirmiyim rica etsem yardımcı olabilirmisiniz. hayatta tek gayem ALLAHIMIN buyruğunu yerine getirmek sakin hoş görülü ve sevecen olmak tıpkı hz mevlana veya yunus gibi çocukluğumdan bu zamana kadar ALLAHIMDAN tek dileğim bu oldu ama hala nasip olmadı farkındalıkla eminim bunlara kavuşacağım ama engel yine kendim ne yapmalıyımki kendimden kurtulmalıyım elinizden gelen yardımı esirgemezsiniz deyilmi ALLAHIM cc belki sizi vesile kılmıştır bilinmezki
saygılarımla cevabınızı bekliyorum yaşım 67

Yaşım 67 demişsiniz, benim hissedebildiğim 17-18 yaşında biri olmalı içinizdeki siz. Hiçbir şey için geç olmadığının farkına varın. Tek ihtiyacınız olan şeyin samimiyet olduğunu, bu yolda samimiyetin hem gerekli hem yeterli olduğunu, samimiyetin açamayacağı hiçbir kapı olmadığını farkedin. Bunun için kendinize zaman ayırın. Eğer içtenseniz dönüp dolaşıp gideceğiniz yer içiniz ve yolun sonunda bulacağınız da kendiniz. Siz sevgiyi üretemezsiniz, onu yaratamazsınız hepsi ego olmadığında kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Kendinizden kurtulmaya ihtiyacınız yok. Ben dediğiniz şeyin zihnin ürettiği bir yalanlar dizisi olduğunu ve dünyanın da bir rüya olduğunu hissetmelisiniz. Sahtenin sahte olduğunu görmeniz gerek. Bundan fazlasını yapamazsınız. Kurtulduğunuz şeyin kendiniz değil, kendiniz olmayanlar olması zorunlu. Kendinizi gözlemleyin her an. Meditasyon yapın, hayatınızı kutsayın, gönlünüzü arındırın, en güvenilir değişim bu yolla olur. Her gün sabah ve akşam meditasyon yapın birer saat. Bütün düşüncelerden uzak Ben-im (var olanım) duygusu, hissi her tarafınızı kuşatana kadar. Kader daha çok rastlantısal nedenlerin sonucudur ve dolayısıyla çok gevşek bir örgüdür. Güven ve iyi umut onu kolayca yenebilir. Bir ustanın dediği gibi "varoluşun kör duygusuna sımsıkı sarılın diğer herşeyi silkip atarak". Sevgiyle kalın.
 
sayın ajan 47
yazınızı okudum hayran oldum uygulamak istiyorum ama kendimle barışık deyilim bu engel olurmu kendimi huy olarak sevmiyorum yapmak istediğim başka yaptıklarım başka bundan dolayı kendimi hiç ama hiç sevmiyorum .sizce düzelebilirmiyim rica etsem yardımcı olabilirmisiniz. hayatta tek gayem ALLAHIMIN buyruğunu yerine getirmek sakin hoş görülü ve sevecen olmak tıpkı hz mevlana veya yunus gibi çocukluğumdan bu zamana kadar ALLAHIMDAN tek dileğim bu oldu ama hala nasip olmadı farkındalıkla eminim bunlara kavuşacağım ama engel yine kendim ne yapmalıyımki kendimden kurtulmalıyım elinizden gelen yardımı esirgemezsiniz deyilmi ALLAHIM cc belki sizi vesile kılmıştır bilinmezki
saygılarımla cevabınızı bekliyorum yaşım 67

Sizin sorunuzun cevabını saygı değer OSHO versin ;

“Bir şair bir şarkı yaptığında bunu sevdiği için yapar. Tanrı seni resim olarak yaptı,
şarkı olarak söyledi, dansını etti. Tanrı seni seviyor! Eğer Tanrı kelimesinde bir anlam göremiyorsan ona varoluş de, bütünlük de. Varoluş seni seviyor, yoksa sen burada olmazdın. Kendi varlığında rahat ol, bütünlük seni seviyor. İşte bu yüzden o senin içinde nefes almaya, senin içinde nabız gibi atmaya devam eder. Varoluşun sana karşı duyduğu bu muazzam saygı, sevgi ve güveni bir kere içinde hissetmeye başladığında kendi varlığına kök salmaya başlarsın.” OSHO
 
Sizin sorunuzun cevabını saygı değer OSHO versin ;

“Bir şair bir şarkı yaptığında bunu sevdiği için yapar. Tanrı seni resim olarak yaptı,
şarkı olarak söyledi, dansını etti. Tanrı seni seviyor! Eğer Tanrı kelimesinde bir anlam göremiyorsan ona varoluş de, bütünlük de. Varoluş seni seviyor, yoksa sen burada olmazdın. Kendi varlığında rahat ol, bütünlük seni seviyor. İşte bu yüzden o senin içinde nefes almaya, senin içinde nabız gibi atmaya devam eder. Varoluşun sana karşı duyduğu bu muazzam saygı, sevgi ve güveni bir kere içinde hissetmeye başladığında kendi varlığına kök salmaya başlarsın.” OSHO

rabbimin beni sevdiğini ve iyiliğimi istediğini biliyordum ama bu şekil düşünmemiştim teşşekürler:Angel_anim:
 
Geri
Üst