Prekognitif rüyalar, gelecekte gerçekleşecek bir olayı ya da durumu rüyada görme fenomenidir. Bu tür rüyalar, kişinin bilincinin ve zihinsel süreçlerinin bir şekilde geleceği "önceden görmesini" sağlar. Prekognitif rüyalar, genellikle bir olayın tam olarak nasıl gerçekleşeceğini, hangi zaman diliminde olacağını ya da etrafındaki detayları içerebilir. Bu rüyalar, genellikle kişiye yoğun bir his, belirli bir olayın kesinlikle olacağına dair içsel bir güven verir. Çoğu insan, böyle bir rüyayı gördükten sonra olaylar yaşandığında "bunu rüyamda görmüştüm" şeklinde bir farkındalık yaşar.
Bazı bilim insanları, prekognitif rüyaları bilincin bir tür öngörüsü veya zihinsel hazırlığı olarak açıklar. Beyin, çevresindeki olayları sürekli izler ve bunlar arasında fark edilemeyen bağlantılar kurar. Bilinçaltı, bu bağlantıları rüyalar aracılığıyla ortaya koyabilir. İnsan beyni, duyusal verilerden ve deneyimlerden yararlanarak olasılıkları hesaplayabilir ve bunları gelecekteki olaylar şeklinde yansıtabilir. Bu bağlamda, prekognitif rüyaların bilinçaltının olayları tahmin etme biçimi olduğu düşünülür. Diğer taraftan, Jung'un kolektif bilinçaltı kavramı da bu tür rüyalarla ilişkilendirilen bir başka açıklamadır. Jung’a göre, tüm insanlık, belirli bir bilinçaltı havuzunda ortak bir bilgiye sahiptir ve bu bilgi zaman zaman bireylerin rüyalarında açığa çıkar. Yani, insanlar toplumsal hafızadan beslenerek, kolektif bilinçaltı aracılığıyla geleceği algılayabilirler.
Bunun dışında, bazı insanlar prekognitif rüyaları, evrensel bir bağlantının veya kozmik bir enerjinin bir sonucu olarak da yorumlar. Bu görüş, geleceği görmenin doğrudan ruhsal ya da mistik bir yetenek olduğunu savunur. Bu tür rüyaların gerçekliğini ve doğruluğunu sorgulamak zor olsa da, tarih boyunca birçok kişi, önemli olaylardan önce gördükleri rüyaların gerçek olduğuna inanmış ve bu rüyalar, toplumlarda önemli kültürel fenomenler haline gelmiştir. İnsan zihninin ve bilinçaltının, zaman ve mekan ötesinde nasıl çalıştığını, olasılıkları nasıl hesapladığını ve bunları gelecekteki olaylarla ilişkilendirebileceğini gösteren gizemli bir olgudur. Bu rüyaların bilimsel açıklamaları tam anlamıyla netleşmemiş olsa da, insanlık tarihinin her döneminde farklı kültürlerde ve toplumlarda büyük bir merak uyandırmış ve mistik bir anlam taşımıştır.
Bazı bilim insanları, prekognitif rüyaları bilincin bir tür öngörüsü veya zihinsel hazırlığı olarak açıklar. Beyin, çevresindeki olayları sürekli izler ve bunlar arasında fark edilemeyen bağlantılar kurar. Bilinçaltı, bu bağlantıları rüyalar aracılığıyla ortaya koyabilir. İnsan beyni, duyusal verilerden ve deneyimlerden yararlanarak olasılıkları hesaplayabilir ve bunları gelecekteki olaylar şeklinde yansıtabilir. Bu bağlamda, prekognitif rüyaların bilinçaltının olayları tahmin etme biçimi olduğu düşünülür. Diğer taraftan, Jung'un kolektif bilinçaltı kavramı da bu tür rüyalarla ilişkilendirilen bir başka açıklamadır. Jung’a göre, tüm insanlık, belirli bir bilinçaltı havuzunda ortak bir bilgiye sahiptir ve bu bilgi zaman zaman bireylerin rüyalarında açığa çıkar. Yani, insanlar toplumsal hafızadan beslenerek, kolektif bilinçaltı aracılığıyla geleceği algılayabilirler.
Bunun dışında, bazı insanlar prekognitif rüyaları, evrensel bir bağlantının veya kozmik bir enerjinin bir sonucu olarak da yorumlar. Bu görüş, geleceği görmenin doğrudan ruhsal ya da mistik bir yetenek olduğunu savunur. Bu tür rüyaların gerçekliğini ve doğruluğunu sorgulamak zor olsa da, tarih boyunca birçok kişi, önemli olaylardan önce gördükleri rüyaların gerçek olduğuna inanmış ve bu rüyalar, toplumlarda önemli kültürel fenomenler haline gelmiştir. İnsan zihninin ve bilinçaltının, zaman ve mekan ötesinde nasıl çalıştığını, olasılıkları nasıl hesapladığını ve bunları gelecekteki olaylarla ilişkilendirebileceğini gösteren gizemli bir olgudur. Bu rüyaların bilimsel açıklamaları tam anlamıyla netleşmemiş olsa da, insanlık tarihinin her döneminde farklı kültürlerde ve toplumlarda büyük bir merak uyandırmış ve mistik bir anlam taşımıştır.