Pırasanın Suçu mu ?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan AJA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AJA

Elit Üye
Metni başından sonuna kadar muhakkak okuyun ..Uzun fakat verilmiş örnekler ve hikayelerden dolayı akıcı ve faydalı :)


İnsanoğlu yanılır ama yanıldığının farkına varamaz.Hayatta bizi üzen ya da sevindiren şeyler gerçeğin kendisi değildir.Yaşadığımız olaylara verdiğimiz anlamlar olayı pozitif ya da negatif yapar.Hayatta gerçek yoktur gerçeği biz var ederiz ve tüm herkesin gerçeği gibi kabulleniriz.Dış dünyadakilerle çatışmamız gerçeklerimizi kabul etmediklerinden kaynaklanır.Sizi yanınızdakinden ayıran şey inandıklarımızın farklı olmasıdır zaten.


Amerika da bir uyuşturucu kaçakçısının iki oğlu varmış.Babaları yakalanıp cezaevine gönderilmiş.Baba hem satıcı hem de kullanıcıymış.Yalnız bu iki oğlundan biri de babası gibi kullanıcı ve satıcı diğer oğlu ise büyük bir şirkette üst düzey bi yöneticiymiş.Basının ilgisini çeken bu durumdan sonra bir araştırma yapmak istemiş,ülkenin bir basın kuruluşu.İzinler alarak babayla cezaevinde röportaj yapmışlar ve sormuşlar:


-İki oğlunuz var , biri sizin gibi kaçakçı ve kullanıcı , diğeri ise üzt düzey bir yönetici.Oğullarınız arasında ayrımcılık mı ? yaptınız.


- Ne ayrımcılığı ikisiyle de ilgilenecek zamanım olmadı


Demiş.


Daha sonra babası gibi kaçakçı olan oğlu başka bir ülkede tutukluymuş.O ülkeden de izin alınmış ve görüşülmüş.Aynı soru ona da sorulmuş:


-Babanız uyuşturucu satmak ve kullanmaktan cezaevinde , siz de aynı sebepten buradasınız, neden?


Çok ilginç bir cevap vermiş:


-Babamın halini görüyorsunuz , başka ne yapabilirdim ki.


Sonra üst düzey yönetici olan oğluna röportaja gitmişler ve ona da aynı soruyu sormuşlar :


•- Babanız uyuşturucu satmak ve kullanmaktan cezaevinde ama siz büyük bir şirkette üst düzey yöneticisiniz, neden ?


O daha da ilginç bir cevap vermiş:


- Babamın halini görüyorsunuz başka ne yapabilirdim ki.


Babanızın uyuşturucu satıcısı olması sizi de yapar mı? Evet inanıyorsanız yapar.Babanızın uyuşturucu satıcısı olması sizi üst düzey bir yönetici yapar mı ? Evet inanıyorsanız yapar.


İnandığınız gerçek değil ama neye inanıyorsanız sizin gerçeğiniz olur.


Aranızda pırasa seven var mı?Tabi ki de.Peki sevmeyen var mı?Tabi ki de.Pırasa sevilmeli mi , sevilmemeli mi.Peki pırasanın bundan haberi var mı?Ya da bu pırasanın suçu mu?Sevenlerin sevdiği pırasa kırmızı yada kare mi?Gerçeği biz yaratır ve öyle olması gerektiğini zannederiz.Yanılırız ama yanıldığımızın farkına varmayız.


Her insan aynı inançla yola çıkar. İnancının genel gerçek olduğunu zanneder. Düşüncelerimiz gerçek değildir. Bulunduğumuz atmosferde hiçbir şey gerçek değildir. İnandığımız değerleri biz var ederiz. Var ettiklerimiz bizi mutsuz ediyorsa resetlememiz gerekir.Hayatın en zor anı insanların bilmediğini, bildiğini kabul etmesidir.


Her insanın kendine özgü haritaları vardır. Bunlara kişiye özgü zihin haritaları denir. Haritalar iç algılamalardan oluşur. Hayatımızı şekillendiren şeyler bunlardır. İnsanlar kendi haritalarına göre yaşarlar. Toplum olarak bir yanılsama içindeyiz. Bir saniye içinde dış dünyadan beş milyara yakın mesaj alırlar. Bu mesaj alımı algılamadır. Zihin haritalarımızda algılama ve aktarma vardır. Yani karşıdaki insana hissettirdiklerimiz ve onlardan hissettiklerimiz birisi sebep birisi sonuçtur. Sonuç olarak hayatta devamlı bir geri bildirim vardır. Sebepler değişmedikçe, sonuçlarda değişmez. Davranışları değiştirmezsek aldığımız tepkilerde değişmez. Şimdi bu haritalar nasıl oluşur inceleyelim.


Beynimizin bir filtreleme sistemi vardır. Dış dünyadan saniyede beş milyar mesaj alan beyin bu mesajların hepsini tutmaz. İlk aşamada silmeler yapar. Bilgi dışarıdan gelir, beyin ihtiyacı olmayanları atar. Hepimizin egosu, beklentileri, kişilik özellikleri farklı olduğundan silmelerde farklı olur.


Örneğin; can yedi yaşında bir çocuktur ve oniki yaşında bir abisi vardır. Abisi odasında oynarken can kendisi ile ilgilenmesini istediği için devamlı yanına gidip onu rahatsız eder. Bu süre uzadıkça abisi rahatsız olmaya başlar en sonunda canı iter ve yere düşürür. Can ayağa kalkar (bundan sonraki süreç hep klasiktir. Genelde hepimizin yaptığı silme şeklidir.) ve – sen görürsün diyerek annesinin yanına gider ve annesine olayı tek bir cümle olarak özetler. Abim beni dövdü.


Can’ın beklentisine ve çıkarına uygun olan silme şekli budur. Abisini rahatsız ettiği süreçleri siler ve çıkarına uygun olan itme sürecine alır ve annesine anlatır. Hepimiz ilişkilerimizde iletişimimizde farklı silmeler yapar ve bunun gerçek olduğuna inanırız. Mesela bu yazıyı okurken dışarıdan bir sürü mesaj alıyorsunuz. Bu mesajları görmek istiyorsanız elinizdeki kitabın şeklini değiştirmeden kitaptan başka etrafta neleri gördüğünüze dikkat etmeye çalışın. Şuanda görsel alanda bir sürü mesaj alıyorsunuz ama odağınız kitapta olduğu için beyin diğer mesajları kayda değer bulmuyor. Derste hocayı dinlerken onun dışında birçok şeyin ( sandalye, ışık, ses vb.) farkındayız ama ihtiyacımız olmadığı için çoğunu atarız. Sadece hocaya odaklanırız. Beyin silmeden sonra kıyaslama aşamasına geçer. Herkesin deneyimleri, yaşadıkları farklı olduğu için kıyaslamalarıda farklı olur.


İnsanlar geçmişle, geleceği yâda şimdiki zamanı kıyaslar. Kıyas malzemelerimizi arttırmamız gerekir. Bu malzemelerin artması demek daha çok bilgi öğrenmemiz demektir. Yaşadığımız olayları iyi, güzel, başarılı, doğru olarak değerlendirebilmemiz için önceden tam zıtlarını yaşamış olmamız gerekir. Bir eşyayı pahalı gören daha ucuzunu bildiği için böyle kıyas yapar. Bir olayın güzel olduğunu söyleyen daha kötüsünü bildiği için böyle kıyas yapar. Hayatta hiç acı olmasaydı, tatlıyı bilemezdik. Bizi mutluluğa yâda mutsuzluğa götüren bu kıyaslardır. Kıyas malzemelerini arttırırsak farklı bakış açıları getirebiliriz. Üniversitede okuduğum yıllarda ara ara bilmediğim şehirlere gider, o şehrin yörenin insanı ile tanışır ve misafir olurdum.


Bir gün balıklı gölü çok merak ettiğim için Urfayı ziyaret ettim. İndiğim yerden herhangi bir minibüse bindim. Kendimi Siverek’te buldum. Giderken çantama devamlı bozulan bir müzik çalar ve kayıt cihazı yani makine da her iki özellikte vardı. Benim İstanbul’daki kıyaslarıma göre para etmeyecek bir makine iken sadece ses kayıt etmesi nedeni ile bir hafta boyunca Siverek’te farklı bir dünyadan gelmiş gibi karşılandım. Çünkü oranın kıyas malzemeleri farklıydı. Kişinin yaşadığı yer, aldığı kültür, eğitim, ekonomik standartlar, inandığı din, okuduğu kitaba kadar her şey kıyaslamasını etkiler.

Alıntı.
Sevgiler ,iyi forumlar :)
 
''İnandığımız değerleri biz var ederiz. Var ettiklerimiz bizi mutsuz ediyorsa resetlememiz gerekir'' İşte en güzel nasihat.
Ayrıca konuyu çok beğendim. Sevdiğim yazılar arasında, arşivimde yer aldı. Ellerinize sağlık Aja.
 
''İnandığımız değerleri biz var ederiz. Var ettiklerimiz bizi mutsuz ediyorsa resetlememiz gerekir'' İşte en güzel nasihat.
Ayrıca konuyu çok beğendim. Sevdiğim yazılar arasında, arşivimde yer aldı. Ellerinize sağlık Aja.
Hatta sık sık hayatı ve farkındalığımızı gözden geçirmemiz gerekiyor.
 
"Peki pırasanın bundan haberi var mı?" Gittim ve pırasaya onu sevmediğimi söyledim, mutluyum.
 
Geri
Üst