hekate22
Elit Üye
" Kız kardeşim " diye başlar söze, " neden kürelerin uyumunu bozuyorsun? Sana ne kötülük yaptık biz? Ve neden çılgınca dolaşmak yerine, sen de bizim gibi güneş saltanatında kendi yerini belirlemiyorsun? Neden sen de bizim gibi beyaz elbiselerini giyip, göğsünde elmas toka ile akşam ayinini söylemiyorsun? Neden gecenin sisleri içinde ateşli ve terli saçının lüleleriyle dolaşıyorsun?... Ah, sen de cennetin kızları arasında yerini alsaydın ne kadar güzel olurdu!
bütün yıldızlar seni bilir ve artık uçuşundan korkmak yerine yaklaşmandan sevinç duyarlardı; çünkü o zaman evrensel uyumun yıkılmaz bağı ile bizimle bir olurdun ve huzur dolu varlığın, sonsuz sevginin ilahisine katılan bir ses olurdu."
Ve kuyrukluyıldız sabit yıldıza şöyle cevap verir: " Ey kız kardeşim, inan ki bende böyle kendi irademle dolaşmış ve kürelerin uyumunu zorlamış değilim! Tanrı benim yolumu da tıpkı sizinkiler gibi tayin etti ve eğer bu yol size belirsiz ve tuhaf görünüyorsa, bunun sebebi sizin ışınlarınızın, benim rotam için ayrılan elipsin çevresi içinde yer alacak kadar nüfuz edememesidir. Benim ateşten saçlarım Tanrı'nın yol işaretidir; ben güneşlerin elçisiyim ve gücümü sürekli olarak onların yanan sıcağında yenilemekteyim; böylece yetersiz sıcaklığa sahip genç dünyalara ve yalnızlıklarında soğuyup kalmış olan eski yıldızlara kadar yolculuğum boyunca onu kullanabileyim.
Belki bu uzun yolculuklarımda yorulmuş, giysilerim darmadağanın, ama yine de tıpkı sizin gibi cennetin asil kızıyım.
Korkunç kaderimin sırrını bana bırakın, beni çevreleyen dehşeti bana bırakın, eğer beni kavrayamazsanız isterseniz lanetleyin; ben yine işimi başaracağım ve vazifeme Tanrı'nın nefesi altında devam edeceğim!
Evrenin barışçıl topluluklarında genç kraliçeler gibi parlayan ve dinlenen yıldızlar ne mutludurlar! Ben ise sürgüne yollanmış ebedi bir avareyim ama egemenlik alanım sonsuzluktur. Beni, sıcaklıklarını yenilendiğim gezegenlere ateş atmakla suçluyorlar; beni evrensel uyuma müdahale ermekle kınıyorlar, çünkü onların belirlenmiş merkezleri çevresinde dönmüyorum, ama bakışlarımı bütün güneşlerin tek merkezine doğru yönlendirerek onları birbirlerine katıyorum. Bu yüzden, emin ol, ey güzel sabit yıldız, seni barışçıl ışığından yoksun bırakmayacağım; bunun yerine kendi hayatımı ve ateşimi senin hizmetinde tüketeceğim. Kendimi tüketirken cennetten yok olacağım fakat yine de kaderim yeterince görkemli olacak! Tanrı'nın tapınağında birçok farklı ateş yanar ve hepsi de O'na şan getirir: sizler altın şamdanın ışığı'sınız. Ben ise fedakarlığın aleviyim. Her birimiz kendi kaderimizi gerçekleştirelim."
Bunları söyledikten sonra kuyruklu yıldız yanan saçını geriye doğru attı, ateşten kalkanını kaldırdı ve sonsuza dek kaybolmuş gibi görünerek sonsuzluğa doğru akıp gitti.
Akıl uyanmış ve ilahi Kelâm'ın soylenişini anlamak yoluyla doğasını tamamen kavramıştır: "Işık olsun!" Böylece kendini özgür hissetti, çünkü Tanrı onu var olmaya çağırdı ve o da başını kaldırıp iki kanadını açarak şöyle yanıt verdi:
" Köleleştirilmeyeceğim!"
Müdahale edilmemiş Ses ise ona " O zaman acı çekeceksin." dedi. Işık "Ben özgür olacağım" diye yanıtladı. Yüce ses ise ona" Gurur seni baştan çıkaracak ve ölüme neden olacaksın." dedi.
Yaratılan ışık tekrar cevap verdi: "Hayatı fethetmek için ölümle mutlaka savasmaliyim." dedi.
Bunun üzerine Tanrı, muhteşem meleği kısıtlayan ve göğsünde yer alan parlayan kordonu gevşetti ve onun gecenin koynuna dalışını izledi, arkasında şanlı izleri seyretti. Tanrı, düşüncesinin bu ürününü çok sevmişti ve kelimelerle tarif edilemeyecek olan bir gülümseyişle şöyle dedi:
" Işık ne kadar güzeldi! "
Acı'yı Tanrı yaratmadı; özgür olmak için onu akıl kabul etti.
bütün yıldızlar seni bilir ve artık uçuşundan korkmak yerine yaklaşmandan sevinç duyarlardı; çünkü o zaman evrensel uyumun yıkılmaz bağı ile bizimle bir olurdun ve huzur dolu varlığın, sonsuz sevginin ilahisine katılan bir ses olurdu."
Ve kuyrukluyıldız sabit yıldıza şöyle cevap verir: " Ey kız kardeşim, inan ki bende böyle kendi irademle dolaşmış ve kürelerin uyumunu zorlamış değilim! Tanrı benim yolumu da tıpkı sizinkiler gibi tayin etti ve eğer bu yol size belirsiz ve tuhaf görünüyorsa, bunun sebebi sizin ışınlarınızın, benim rotam için ayrılan elipsin çevresi içinde yer alacak kadar nüfuz edememesidir. Benim ateşten saçlarım Tanrı'nın yol işaretidir; ben güneşlerin elçisiyim ve gücümü sürekli olarak onların yanan sıcağında yenilemekteyim; böylece yetersiz sıcaklığa sahip genç dünyalara ve yalnızlıklarında soğuyup kalmış olan eski yıldızlara kadar yolculuğum boyunca onu kullanabileyim.
Belki bu uzun yolculuklarımda yorulmuş, giysilerim darmadağanın, ama yine de tıpkı sizin gibi cennetin asil kızıyım.
Korkunç kaderimin sırrını bana bırakın, beni çevreleyen dehşeti bana bırakın, eğer beni kavrayamazsanız isterseniz lanetleyin; ben yine işimi başaracağım ve vazifeme Tanrı'nın nefesi altında devam edeceğim!
Evrenin barışçıl topluluklarında genç kraliçeler gibi parlayan ve dinlenen yıldızlar ne mutludurlar! Ben ise sürgüne yollanmış ebedi bir avareyim ama egemenlik alanım sonsuzluktur. Beni, sıcaklıklarını yenilendiğim gezegenlere ateş atmakla suçluyorlar; beni evrensel uyuma müdahale ermekle kınıyorlar, çünkü onların belirlenmiş merkezleri çevresinde dönmüyorum, ama bakışlarımı bütün güneşlerin tek merkezine doğru yönlendirerek onları birbirlerine katıyorum. Bu yüzden, emin ol, ey güzel sabit yıldız, seni barışçıl ışığından yoksun bırakmayacağım; bunun yerine kendi hayatımı ve ateşimi senin hizmetinde tüketeceğim. Kendimi tüketirken cennetten yok olacağım fakat yine de kaderim yeterince görkemli olacak! Tanrı'nın tapınağında birçok farklı ateş yanar ve hepsi de O'na şan getirir: sizler altın şamdanın ışığı'sınız. Ben ise fedakarlığın aleviyim. Her birimiz kendi kaderimizi gerçekleştirelim."
Bunları söyledikten sonra kuyruklu yıldız yanan saçını geriye doğru attı, ateşten kalkanını kaldırdı ve sonsuza dek kaybolmuş gibi görünerek sonsuzluğa doğru akıp gitti.
Akıl uyanmış ve ilahi Kelâm'ın soylenişini anlamak yoluyla doğasını tamamen kavramıştır: "Işık olsun!" Böylece kendini özgür hissetti, çünkü Tanrı onu var olmaya çağırdı ve o da başını kaldırıp iki kanadını açarak şöyle yanıt verdi:
" Köleleştirilmeyeceğim!"
Müdahale edilmemiş Ses ise ona " O zaman acı çekeceksin." dedi. Işık "Ben özgür olacağım" diye yanıtladı. Yüce ses ise ona" Gurur seni baştan çıkaracak ve ölüme neden olacaksın." dedi.
Yaratılan ışık tekrar cevap verdi: "Hayatı fethetmek için ölümle mutlaka savasmaliyim." dedi.
Bunun üzerine Tanrı, muhteşem meleği kısıtlayan ve göğsünde yer alan parlayan kordonu gevşetti ve onun gecenin koynuna dalışını izledi, arkasında şanlı izleri seyretti. Tanrı, düşüncesinin bu ürününü çok sevmişti ve kelimelerle tarif edilemeyecek olan bir gülümseyişle şöyle dedi:
" Işık ne kadar güzeldi! "
Acı'yı Tanrı yaratmadı; özgür olmak için onu akıl kabul etti.