İslam Dininde Dua

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan ChiReiki
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

ChiReiki

Kayıtlı Üye
Mümin duasında yakarış, huşû, ümit ve korku halinde olmalı, Yüce Allah'ın duasına cevap vermesine kesin olarak inanmalı, samimi olmalıdır. Duada ısrarlı olmak ve dilediğini üç kez tekrarlamak uygun olur. Duaya Yüce Allah'ın adıyla başlamalı
Peygamberimiz duaya daima “Sübhâne rabbiye’l-‘aliyyi’l-a‘le’l-vehhâb” ifadesiyle başlardı. Öncesinde hamd ve salavatı şerife unutulmamalıdır.


Duanın özü ve karşılığını bulmanın temel şartı, tövbe edilmeli ve üzerimizdeki kul haklarını ödemeliyiz. Duamızda bütün içtenliğimizle Allah'a yönelmeliyiz.

Sakın senden biriniz duâ ederken «Yâ Rabb, dilersen beni mağfiret eyle, dilersen bana merhamet eyle» demesin. paketini sağlamca ve kat'ıyyetle istesin. Çünkü Allah'ı şu veya bu işe zorlayabileceğiniz hiçbir kudret yoktur.” (Buhari, Deavât, 21)

Sizden herhangi biriniz «Duâ uyguladığınız de kabul edilmedi» diyerek acele etmedikçe duası kabul edilir. (Tirmizî, Deavât, 21)

Duâ eden duâsında ısrar ediyor, devam ediyor. Her halde er veya geç müstecâp olur.

Bir de dünyâda müstecâb olmasa bile kul bunu yine kendi piyasaya sürülmesi bilip Allah'tan ümidini kesmemelidir. Duâ büyük bir ibâdet olduğu için âhirette de bir ecir ve sevabı olur.

Duanın kabul olması için tövbe istiğfar hamd şükür Salavat getirip besmele çekip 3 kere ya rabbi demek sonrasında duayı yaptıktan sonra Amin demek duanın feyzini bereketini arttıracaktır.
 
Korku ile ümit arasında dua edin diyor.
Bu arada kalma durumu, korku ve ümit hissinin tam ortası yani sıfır noktası demek değildir. Yüksek ürperti ve yüksek huzur hissini aynı anda yakalayın diyor.

Negatif enerji çok hızlı yayılır. Elektromanyetiktir. Atomun negatif yüklü parçacığı elektrondur zaten. Elektrik elektrondan gelir.

Duada ürperti kat sayın birseyleri çok çabuk kendine çekmeye yarar. Korku çok daha çabuk yayılır çünkü güvenden.

Ama ne diyor? "korku ve ümit arasında dua edin" . Yani korku ile birșeyler kendine çok yakın hissedersin, kapına dayanmıș hissedersin, an meselesi gibi hissedersin, ümit ile de çektiğin enerjilerin hayrına tecelli edeceğine inanırsın.

Dua çok dinamik ve heyecan dolu bir süreçtir. Bazı olmayan dualara ısrar etmek te gerekir. Çünkü istediğin şeyin şartlarına sahip değilsindir bilinç olarak, donanım olarak, hatta hayat güvencesi olarak. Ama ısrar edersen kaderin seni hazırlamaya başlar. Dua geri çevrilmez. Ama bazı uçuk duaların da bir 1 günde kabul olmaz. İstediğin şeyin neticelerini yaşamak istiyorsun çünkü. Ama evren senin şartlarını esitlemek için dönüştürmeye başlıyor. Yani sabırlı olmak zorundasın. Dua zamana karşı bir yarış değildir. Zamana karşı yarıșırcasına dua edersen zamanını boşa harcamış olursun. Çünkü evren sana dolaylı yoldan o duana ulaşman için kırılmalar yaratmaya seni hazırlamaya başlar, ama bunu göremediğin için herseyi yarıda bırakırsın.
 
Son düzenleme:
Dua ; dilemek, istemektir.

7 Fatiha , 10 Felak, 5 Nas.. okumak değildir. Ne istediğini önce kendin anlayacak, oluruna koşulsuz inanacak ondan sonra samimi cümlelerle istemeyi bileceksin. Gönlüyle isteyen, kolaylıkla alır. Yeter ki dua etmeyi bil.
 
Dua yaratanla olan bağdır
Dua yaratana güvenmektir
Yüksek güce inanmaktır anahtardır
Kalpteki istek yönelimdir
×××
Dua ibadetin özüdür
İsteyinki vereyim
Ben dua edenin duasına icabet ederim...

Allah kendisinden ürperen kalpleri sever
Allah çabalayanları sabredenleri sever.
 
Allah kendisini seven kalbi sever. Korku cumhuriyetinden çıkalım artık.
Cehennemle, azapla anlatılan Allah'ın, duaları kabul edeceğine kaç çocuk inanır ?
Bireyin kalbi ürperecekse duyduğu sevgiden ürpersin. Hayreti özüne, gayreti evine olsun.

O Rahman ve Rahim olduğu için
Sevgiyle yönelenede korkuyla yönelenede icabet ediyor

Korku haşyeti saygıyı tefekkürü arttırır korku lobları açar korku sağaltım yapar

Ayette dendiği gibi doğuda batıda allahındır ona istediğiniz şekilde yönelin.

Haklısınız yunus emreler mevlanalar hep sevgi yolundan yaratana olduğu kadar yaratılana olan sevgiden

Muhyiddin arabi derki Allaha giden en kısa kolay yol sevgidir aşktır.
 
Korkunun kötü tarafı üzerine yapışması ve sende default ayarı gibi bir kimlik oluşturmasıdır.

Kesinlikle tek merkezden yönetilebilmesi gerekir korkunun. Ona da takva denmiș. Allah korkusu yani. Sadece Allahtan korkmak demek, Allahın yarattığı hiç bir şeyden korkmayacak bir cesarete ulaşmak demektir.

Korku diri tutar. Tetikte tutar. Anda tutar. Konfor alanı duvarını yıkar. Tevhide odaklı bir korku haritan varsa ilimle ve inançla birleşir ve hușu dediğimiz bir çeşit sprituel karizma haline dönüşür.

Sadece sevgide kalmak zamanı aşırı hızlandırır. Anlayamazsın da nasıl geçtiğini.
Korku faktörü zamanı da yavaşlatır. Korku ümit arasında olmak kesinlikle anda kalmanın sırrı olmalıdır.
 
Korku haşyeti saygıyı tefekkürü arttırır korku lobları açar korku sağaltım yapar
Korku saygıyı arttırmaz. Korku tek başına devreye girdiğinde, koşullu biat doğurur. Şöyle bir durup düşünün, dünyada koşullu biat neye var ? İnsanoğlunun süreli yaşamı yani zaman algısıdır koşul. Eğer siz Allah'ı belirli bir aralıkta tanımak istiyorsanız zamana takılırsınız.

Oysa bire bin yasası gereği zaman yalnızca göz kırpış süresidir. Bu kadar çevrelenmiş ve kısıtlanmış bir Allah inancı kişiye yalnızca islam ve iman şartlarını verir. Daha öteye gidemezsiniz..

Haklısınız yunus emreler mevlanalar hep sevgi yolundan yaratana olduğu kadar yaratılana olan sevgiden
Verdiğiniz örneklerin için de yalnızca Şems ve Mevlana ayrı kategoriye girer. Onu da konuşmaya ömür yetmez. Akitlidir.
Yazsak ifade edemeyiz, konuşsak havada asılı kalır. Sırlıdır.
 
Korkunun kötü tarafı üzerine yapışması ve sende default ayarı gibi bir kimlik oluşturmasıdır.

Kesinlikle tek merkezden yönetilebilmesi gerekir korkunun. Ona da takva denmiș. Allah korkusu yani. Sadece Allahtan korkmak demek, Allahın yarattığı hiç bir şeyden korkmayacak bir cesarete ulaşmak demektir.

Korku diri tutar. Tetikte tutar. Anda tutar. Konfor alanı duvarını yıkar. Tevhide odaklı bir korku haritan varsa ilimle ve inançla birleşir ve hușu dediğimiz bir çeşit sprituel karizma haline dönüşür.

Sadece sevgide kalmak zamanı aşırı hızlandırır. Anlayamazsın da nasıl geçtiğini.
Korku faktörü zamanı da yavaşlatır. Korku ümit arasında olmak kesinlikle anda kalmanın sırrı olmalıdır.

Korku saygıyı arttırmaz. Korku tek başına devreye girdiğinde, koşullu biat doğurur. Şöyle bir durup düşünün, dünyada koşullu biat neye var ? İnsanoğlunun süreli yaşamı yani zaman algısıdır koşul. Eğer siz Allah'ı belirli bir aralıkta tanımak istiyorsanız zamana takılırsınız.

Oysa bire bin yasası gereği zaman yalnızca göz kırpış süresidir. Bu kadar çevrelenmiş ve kısıtlanmış bir Allah inancı kişiye yalnızca islam ve iman şartlarını verir. Daha öteye gidemezsiniz..


Verdiğiniz örneklerin için de yalnızca Şems ve Mevlana ayrı kategoriye girer. Onu da konuşmaya ömür yetmez. Akitlidir.
Yazsak ifade edemeyiz, konuşsak havada asılı kalır. Sırlıdır.

İnsan neden korkar saygı duyulan ve güçlü birinden bizim bütün hayatımız garantide cennet hayatındamıyızki korkmayacağız Allahtan,kusurlarımız günahlarımız varken hangimiz korkmadı üzülmedi Rabbe yakarmadı korku tefekküre yol açar korku şüphe durumları analiz ettirir

Sevgi sıcaktır pozitiftir bereket getirir.
 
Savaşın olduğu yerde ateizm olmaz denir. Tabanda ne var ? Korku ve korku halinin doğurduğu ihtiyaçlık.

Fakat buradaki ince ayar, ölümden sonra yaşam şüphesinin getirdiği korku hali değil ; canının yanacak olması, yaşam süresinin son bulması, keşkeleri.. Yani insan kusurlarından dolayı korkmuyor. Yapamadıklarının getirdiği yoksunluktan ve yaşamın verdiği o hiç ölmeyecekmiş hissiyatından koparılmaktan korkuyor.

Sizce buradaki Allah korkusu mu ? Ahiret inancı mı ? Cennet garantörlüğünün olmaması mı ?
Saygı yaşamı verene değil. Saygı yaşama. Arada kainat farkı var.

Bir şeyleri kılıfına uydururken her yönden düşünebilmeliyiz.
 
Ben şahsen korku halini Allahın verdiğini düşünüyorum korku insan korkmalı düşünmeli tefekkür etmeli hz.musa korktu Allah ne dedi korkma ben seninleyim yani korku yaşadı korkuyu bildi sonra korkmamaya başladı herşey zıttıyla varolur.Korkuda derecesi önemli mantıksız vesvese değilbhayatın getirdikleri ve rabbe karşı onun gücü azameti vedud olması sevilir müntakim cabbar olmasından dolayı korkulur

Tabi korkuda geçecek ve zıttı olan eminlik güven olacaktır

Bazı şeylerin derecesi önemlidir salt kendinden bu kötü bu şudur veya bu budyr denmemeli maneviyatın ilk basamakları bunlar zaten

Güzel sohbet oldu bende şu sıralar düşündüklerimi aktarmış oluyorum benim içinde açılımlar oluyor.Teşekkürler☺
 
Korku açısından başka bir perspektif sunmak isterim. Olumsuz duyguların insanda yansıması çeşitlilik gösterebilir. Kendimden örnek verecek olursam korktuğum şeyle savaşmak, onu ortadan kaldırmak, yok etmek isterim. Korku benim için bir “challenge” yaratır ve korku öğesi benim için saygıyı hak etmez. Bu korku mevzusu en çok muaviye döneminde gündem haline getirilmiş, bugün de etkileri devam etmektedir.
Allah’ın yasaklarına karşı gelmekten sakınmak aslında doğrudan ona olan sevgiyle ve saygıyla ilintilidir. İlahi bir aşkı basite indirgeyemem ancak hangimiz sevdiğimiz insanların istemediği davranışlarda bulunmaya hevesli oluruz ki? Cennet ya da ödül için bir şeylerden kaçınıp hayır işlemek nefsi çıkarla mı ilişkilidir yoksa yaratıcıya olan sevgiyle mi?
Tasavvufa göre tam imanın temelinde teslimiyet yatar, teslimiyet duygusunun olduğu yerde ise korku pek barınamaz. Buradaki korku kavramını iyi ölçmek gerekir; Allaha olan sevgimizden dolayı mı sakınıyoruz yoksa cehennemden ve cezadan korktuğumuz için mi? Gerçekten aşık bir kalp yaratıcısı için yanmayı da göze alamaz mı?
Korkudansa yaratıcıya hissettiğimiz saygıyı ve onun yüceliğini vurgulamak daha uygun olmaz mı? Olmayabilir de. Nefis var çünkü. Allahtan gelen şer sandığı olaydaki hayrı göremeyen, idrak edemeyen varlıklarız çoğumuz. Ancak yine de buradaki “korku” kavramını çok iyi yorumlamak gerekiyor sanırım. Konu derin düşüncelere sevk etti, düşünmemi sağladığınız için teşekkür ederim.
 
Korku benim için bir “challenge” yaratır ve korku öğesi benim için saygıyı hak etmez.
Kesinlikle katılıyorum.
Cennet ya da ödül için bir şeylerden kaçınıp hayır işlemek nefsi çıkarla mı ilişkilidir yoksa yaratıcıya olan sevgiyle mi?
Huriler için cennet düşleyen birey ile, cemali görmek için cennet düşleyen birey bir olamaz. Kuran'da geçen huri kelimesinin bile insan zihni için sınanma olduğunu göremiyorlar. Allah sadece dünya ile değil, ayetler ile de sınıyor. Kalbin okurken neye meylediyorsa o olursun. Dikkatli bakmak kadar dikkatli görmekte gerek.

Bal akan nehirler düşlersen onu alırsın ve yine kısıtlayıcı bir açıya sahip olursun. Ama bal akıtanı dilersen.. İşte o sevgi sınırsız yağdırır.
Zaten '' iste '' demiyor mu ?
 
Savaşın olduğu yerde ateizm olmaz denir. Tabanda ne var ? Korku ve korku halinin doğurduğu ihtiyaçlık.
İstatistik öyle demiyor ama dini inanç ve değerlin en çok kaybedildiği dönem savaş zamanları ve travmatik durumlardır. Tanrının yardım etmedi ve bu nedenle olmadığı fikri oluşmaya başlar. İhtiyaç halinde ihtiyaç duyduğumuz ve inandığımız unsurlar olmazsa onlara inancımızı kaybederiz.

İhtiyaçlar hiyerarşisine göre inanma ihtiyacı dayatılmış , öğretilmiş bir inançtır. Gerçekte bu şekilde bir ihtiyaç yoktur.

korkunun geçmesi için ya da korku yüzünden bir inanç sahibi olmak ike ilgili de anlamlı bir istatistiksel veri yoktur.
 
İstatistik öyle demiyor ama dini inanç ve değerlin en çok kaybedildiği dönem savaş zamanları ve travmatik durumlardır. Tanrının yardım etmedi ve bu nedenle olmadığı fikri oluşmaya başlar. İhtiyaç halinde ihtiyaç duyduğumuz ve inandığımız unsurlar olmazsa onlara inancımızı kaybederiz.
Oysa bu konuyu açıkladım zaten. Korku yaşamın son bulacak olmasından geliyor, yaratıcı inancından değil.
Birey ; yaşamı yaratana değil yaşamın kendisine inanç besler. Onun için Tanrı nefestir ve o, nefesi tanımaya başlar.
korkunun geçmesi için ya da korku yüzünden bir inanç sahibi olmak ike ilgili de anlamlı bir istatistiksel veri yoktur.
Olay korkunun geçmesi değil ki, korku hali içerisinde hissedilen yapamadıklarım düşüncesi, sonsuzluk inancı.
Siz veri incelemeye devam edin. Ben bugün kendimi anlatamıyorum sanırım.
 
Oysa bu konuyu açıkladım zaten. Korku yaşamın son bulacak olmasından geliyor, yaratıcı inancından değil.
Birey ; yaşamı yaratana değil yaşamın kendisine inanç besler. Onun için Tanrı nefestir ve o, nefesi tanımaya başlar.

Olay korkunun geçmesi değil ki, korku hali içerisinde hissedilen yapamadıklarım düşüncesi, sonsuzluk inancı.
Siz veri incelemeye devam edin. Ben bugün kendimi anlatamıyorum sanırım.
Bence çok güzel ifade ediyorsunuz. Tartışmak gelişmek için şart. Forum yöneticimiz inancın zayıflamasıyla ilgili çok güzel bir örnek vermiş siz de insanın tutunma ihtiyacını çok güzel özetlemişsiniz. Ben okurken çok keyif alıyorum ikinize de teşekkür ederim.
 
Oysa bu konuyu açıkladım zaten. Korku yaşamın son bulacak olmasından geliyor, yaratıcı inancından değil.
Birey ; yaşamı yaratana değil yaşamın kendisine inanç besler. Onun için Tanrı nefestir ve o, nefesi tanımaya başlar.

Olay korkunun geçmesi değil ki, korku hali içerisinde hissedilen yapamadıklarım düşüncesi, sonsuzluk inancı.
Siz veri incelemeye devam edin. Ben bugün kendimi anlatamıyorum sanırım.
Atar yapmanızı anlayamadım. ben şahsi yorum yapmadım bir yazınızdan alarak bir araştırma verisi ileri sundum.

Siz veri incelemeye devam edin gibi bir üslüp çok çirkin. Mesajlarınızdan bir daha alıntı yapmayacağım.
 
Atar yapmanızı anlayamadım. ben şahsi yorum yapmadım bir yazınızdan alarak bir araştırma verisi ileri sundum.

Siz veri incelemeye devam edin gibi bir üslüp çok çirkin. Mesajlarınızdan bir daha alıntı yapmayacağım.
Atarlanmadım Sayın yönetici, çirkin bir üslupta kullanmadım. Zaten bu kadar düz atarlanan biri değilim.
Farkındaysanız size değil kendime kızdım. Bu yüzden de siz veri inceleyin, ben anlatmak istediğimi anlatamıyorum dedim.
Tabii ki özgür irade, istediğiniz gibi düşünebilirsiniz. Kendimi anlatmaya çalışıp haklılık elde etmek gibi bir çabam yok.
 
Geri
Üst