İnsanla Evren Arasındaki Köprü “Müzik”

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan AJA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AJA

Elit Üye
İlk bakışta bu başlık hepimize biraz iddialı bir başlık gibi gelebilir. Bu başlığın amacı, müziğe bakışımızı yeniden gözden geçirmek, müziğin sihirli dünyasına farklı bir pencereden bakmak, aslında doğadaki herşeyde var olan müziği nasıl duymamız gerektiğini ifade etmektir. Varolan her şeyin ve herkesin ortak noktası olan müzik, bizleri evrenin birer parçası haline getirmektedir. Bizler kendi müziğimizi tanıyarak, canlı cansız her varlığın öz titreşimiyle uyum içinde yaşaması gerektiğini öğrenmek zorundayız. Bütünlüğün senfonisini dinlediğimizde kendimiz diye bir şey olmadığını görebiliriz.
Müzik, yaradılışın başlangıcından beri var olan bir olgudur. Yaradanın “ol” emriyle başlamıştır ve safha safha yaradılışın itici gücü olmaya ve yaratmaya devam etmektedir.
Müzik, insanlık tarihi boyunca hep vardı. Büyük destanlar, şiirler ve kelimelerle anlatılamayan duygular müzikle anlatılmaya çalışılmıştır. Orfeus’un kitarasında, Pan'ın flütünde ve Aşık Veysel'in sazında evrenin rezonansıyla titreşen hissedişleri bizlere iletilmiştir. Bu hissedişlerin yaratımlarının bugün de evrimleşerek devam ettiğine hiç şüphe yoktur.
Bazen yüksek bir hal içinde bulunduğumuzda bir melodi veya bir şarkı veya sözsüz bir müzik mırıldanıveririz. Bu mırıldanış bizde cereyan eden bir yüksek vibrasyonun etkisidir. Yani akışın bizleri titreştirmesidir. Evrenin müziğinin bizleri bu kadar çok etkilemesinin nedeni, tüm benliğimizin özünde müziğin yatmasıdır. Ayrıca evrende her şeyin titreştiği bilgisi artık bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Kuantum fiziğinde ”maddenin dalga mekaniği” özelliğine bakılabilir.
Doğada iki yüce değer vardır; ışık ve ses. Dünya planında ilk olarak ışık algılanır. Ancak olay ve nesnelerin özüne inmiş bir kişi için algılanan şey, doğadaki diğer yüce bir değer olan sestir. Doğayla karşı karşıya gelen ruh ilk algılamasını ışık olarak yapar. Ancak gelişip evrimleştikçe evrenin temelindeki ahengi oluşturan ses ve müziğin farkına varmaya başlar. Bilinen anlamda müzik, bir takım notaların ahenkli bir biçimde ardarda çalınmasıdır. Gerçek anlamda ise müziğin tanımını şöyle yapmak daha doğru olur. Müzik; doğadaki renklerde, şekillerde, bitkilerde ve bunların birbiriyle olan etkileşimlerinde gizlidir. Müzik insanlar arasındaki dostça kurulmuş bir ilişkide gizlidir. Hayatın sırrı müziktir. Kısacası, eğer evrende bir uyum bir bütünlük olmasaydı bizler yaşadığımız dünyada bir uyum aramazdık.
Bir insan bilgisini geliştirdikçe, evrenin müziğini içinde daha çok hissetmeye başlar. Giderek bu arzusu derinleşir ve içi, bütün evreni ayakta tutan bu sihirli müziği daha çok duyma isteğiyle dolar. Bu duyuş ilahi bir duyuştur. Bu duyuş bir neşe, bir sevinçtir ve ruhun evrenle dansıdır.
Gerçek müziğin farkına varan ve onun arkasındaki sırrı çözebilenler bütün evrenle aynı frekansta titreşir ve her şeyle anlaşıp konuşabilir. Çünkü müzik evrenin ortak dilidir.
Alıntı.
 
Geri
Üst