Gizli İlimleri Okumak..Dikkat!..

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan russiand
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

russiand

Kayıtlı Üye
Dershaneden tanıştığım Ramazan adında çok samimi bir arkadaşım vardı. Ramazan, bana birgün, "Bizim köye gidelim. Sana köyü gezdireyim Hem de ailemle tanışırsın." derdi. Ben de, "Tamam. Müsait bir zamanda evden izin alır gideriz." demiştim. Neyse, ÖSS sınavına yirmi gün kala, yorgunluğumuzu atmak için kendi kendimize tatile girmeye, gezip eğlenmeye karar vermiştik. Ramazan, "Fırsat, bu fırsat," dedi. "Git babana durumu anlat...". Ben de durumu babama açıkladım. "Arkadaşımın köyüne gitmek için bana izin verir misin?" dedim. O da, "Tamam, üç-dört gün birlikte gezebilirsin." dedi. Ramazanr17;ı buldum ve köylerine gittik. İşte, ailesiyle tanıştık. Çay filan içtik derken; Ramazan, "Gel dışarı çıkalım." dedi. Biraz gezdikten sonra tekrar eve döndük. Ramazanr17;ın ailesi biraz zengindi. Bahçelerinde iki tane ev vardı. Evin birisi eski, diğeri yeni, yani oturdukları evdi. Ramazan, "Gel eski eve girelim, Eski eşyalara bakalım." dedi. Neyse, girdik eve. Eski gaz lambalarına, çakmaklara, tüfeklere baktık. Girdiğimiz odada eski kırmızı koltuklar, eski bir vitrin, dolaplar sandıklar vardı. Bir kaç eşyaya da baktıktan sonra, sandıklara geldi sıra. Ramazan ve ben, ayrı birer sandık aldık. Açtık sandıkları... İkimizinkinden de kitaplar çıktı. Kitapları karıştırırken içlerinden bir kitap gözüme çarptı. Kitabı elime aldım zor çıkardım sandıktan. Adeta dökülüyordu. Kitabın kalınlığı 30-40 cm vardı. Yeşil ciltli ve başlığı "GİZLİ İLİMLER" adlı bir kitaptı. Kitabı aldım ve koltuğa oturdum. Karıştırmaya başladım. Kitabın içeriği cinler, ruhlar, dualar vb. korkutucu kavramlar. Kitabı okurken başım ağrımaya başladı. "Ramazan, bana bir hap bul, dayanamayacağım." dedim. Neyse, kitabı okuyorum... Hem korkutuyor, hemde heyecan veriyor. Bu arada Ramazan da başka şeylerle uğraşıyor. Kitap, cin çağırmadan ruh çağırmadan filan bahsediyordu. Bir saat kadar kurcaladım kitabı. Son sayfasına baktığımda, korkudan ölecektim. Ne mi yazıyordu? "Bu kitabı okurken başınız ağrıyabilir..." yazıyordu. Bir titreme geldi bana. Geriye yaslandım. Kulaklarıma uğuldama geldi. Ramazan'a gösterdim kitabı. O da inceledi. "Başınız ağrıyabilir." yazısını ona da gösterdim. Hayret etti. Kitapta yazanlardan, "Ruh çağırmayı yapalım." dedi. Ertesi gün, şehre dönüp yapacaktık. Akşam oldu, yatma vakti geldi. Üzerimdeki yorgunluk gitmemişti. Ben, uyuyamadım. Korkuyordum. Ramazan, uyumuştu. Onu kaldırdım. "Ben uyuyum, sonra sen uyu." dedim. Işığı filan yaktırıp başımda beklettim. Ben uyuduktan sonra o da uyumuş. Sabah olunca şehre döndük. Bizim evde kitabı açtık, tekrar inceledik. Kitapta yazan "Ruh çağırma"yı yapacaktık. Ramazan, "Yalnız ikimiz olmaz. Bir kaç kişiye de söyleyelim." dedi. Bir arkadışımıza daha söyledik. Kitabı açtık. Ruh çağırmayla ilgili gerekli eşyaları temin ettik. Eşyalar ise; yemek tepsisi büyüklüğünde cam parçası ve iki adet metal kapaktı. Karanlık bir odada cam parçasının üzerine kapakları koyduktan sonra iki kişi parmağını koyacak diğer kişi kitaptaki duayı okuyacaktı. Kitap; yapılacakların aklı bilinci yerinde, korkusu olmayanların yapmasını söylüyordu. Gelecek ruhun söylediklerimizi veya soracaklarımızı yapacağını, daha sonra itaat etmeyip bizi korkutacağı söyleniyordu. Örnek olarak da; "Mesela, gece yolda gidiyorsunuz. Bir adam gördünüz. Adama doğru yaklaştığınızı farz edin. O, adam değil aslında ruhtur. O da sizi korkutacaktır." diyordu. Yani en sonunda kafayı bozdurur, diye yazıyordu. Onun için çok tereddütteydik. Neyse, arkadaşlar, "Yapalım." dedi. Akşam, bizim evde toplandık. Işıkları kapattık. Eğer ruh gelirse, ya üniversiteyi kazanacak mıydık yada ÖSS soruları ne diye soracaktık. Cam parçasını yere koyduk. Kapakları da koyduk. Ramazan ve ben de parmaklarımızı kapaklara koyduk. Öbür arkadaşımız da kitaptaki duayı okumaya başladı. Korkudan terlemeye başladık. Öbür arkadaşımız kekeleyerek konuşmaya başladı. Yapamadık. Korkuyu yensek yapacaktık. Bir de karşımıza ne çıkacak, onu da bilemiyorduk. Başaramadık. Ertesi gün, kitabı Ramazanr17;a verdik, "Git, götür." diye. "Ben, götüremem; sizde gelin." dedi. Biz de, "Gelemeyiz, sen götür." dedik. Sonra, Ramazan Köye gitti. Annesinin anlattığına göre, Ramazan, eve gelmiş ve eski eve çıkmış. Uzun bir süre gelmeyince o da meraklanmış, gidip bir bakayım demiş. Sonra gitmiş. Bizim Ramazan, odanın ortasında kitap önünde diz çökmüş ve gözleri kapalı bir şekilde duruyormuş. Annesi, "Ramazan!" diye seslenmiş. Hiç ses çıkmamış. Bir kaç dakika sonra, annesi Ramazanr17;ın aklını yitirdiğini anlamış. Evet Ramazan, aklını yitirmişti. Bu basit bir şey değil; koca bir insan telef olmuştu. O günden sonra benimde uykularım bozuldu. 5-6 ay uyuyamadım. ÖSS yi de kazanamadım. Ara sıra Ramazanr17;ın yanına gidiyordum. Derdinin devasını kimse bulamamıştı. Sizlere tavsiyem; birgün, olurda "Gizli İlimler" adı altında bir kitap görürseniz yanına bile yaklaşmayın...

Kaynak: Araştırmam
 
kardeşim basetigin kitaptan bende tüm seriysi var kabala büyü kitabı degil bu yada söyleyişle yapılan melek dili gibi degil tamamen havas medel ruh çagırma diye birşey yok bunlar hikaye bir tek evliyaların ruhu dolaşabilir kutuplar bunun harici anca bendensiz varlıklar cinler semunlar daha insan olunun bilmedigi nece varlıklar var boyutlarda yaşayan simyacıların buldugu ayna hep kötülenmiştir islamdada çok konu vardır bu kitap okumayla başın arımaz sen bir tekine uramışsın bu :D insalara büyüden daha çok etki yapar mesela çikin olmayana 3 kişi çirkisin desin hemen kendini sorgulamaya başlar böyledir
 
Okudum iyi hoş ama gizli ilimleri okuyarak bu duruma gelinmez ! Binlerce kişinin elinde bu kitaplar.Hatta ben buradan bir üyeye 35 yıllık gizli ilimler kitabını da armağan etmiştişm kendimde okudum aylarca evimde tuttum.
Akıl yitirmek o kadar kolay olsaydı ooo burda bir çok kişi aklını yititirdi.
Durum kurgu ..
 
Hikaye bana da kurgusal geldi açıkçası. İçerisinde anlatılan sistem aslında quaja tahtası denilen düşük kademeli varlıkların daveti için kullanılan ve asla insana zarar veremeyen varlıkla iletişim içerisine girmeyi sağlayan yöntemdir. Daha üst kademeli varlıkların gelmesi muhtemel değildir. Boyut farkından dolayı. Sadece böyle bir olay gerçekten var olduysa eğer evde daha önce bu tür çalışmalar yapıldığı taktirde bir kapı açıldı ise o zaman bir musallat ya da benzeri etkiler görülür. Ayrıca birçok kişi "kırmızı fil" deneyini biliyordur. Ben size kırmızı fil düşünmeyin dersem mutlaka gözünüzün önüne kırmızı fil gelir. Buradaki baş ağrısı da bundan dolayı olabilir. Psikolojik bir etki olması muhtemeldir. Bu kitabı okurken baş ağrınız olabilir der isem (bir dil kalıbıdır ayrıca bu) bir seçenek sunar gibi görünse de aslında başınızın ağrıyacağını sizin bilinçaltınıza ima ederim. Bu da bir nevi etkileme sanatıdır. Sevgi ve Işıkla...
 
İlk mesajdaki yazı bir çok forumda mevcut.Çok saçma bir yazı.Okuyupta inanmayın.Adı geçen kitaplar ve daha nicelerine sahibim.Yıllarca okuyup uygularım.Hiçbir zararını görmedim ve hiçbir musallat yaşamadım.birileri insanları korkutup dalga geçmekten zevk alıyor.
 
Hikaye bana da kurgusal geldi açıkçası. İçerisinde anlatılan sistem aslında quaja tahtası denilen düşük kademeli varlıkların daveti için kullanılan ve asla insana zarar veremeyen varlıkla iletişim içerisine girmeyi sağlayan yöntemdir. Daha üst kademeli varlıkların gelmesi muhtemel değildir. Boyut farkından dolayı. Sadece böyle bir olay gerçekten var olduysa eğer evde daha önce bu tür çalışmalar yapıldığı taktirde bir kapı açıldı ise o zaman bir musallat ya da benzeri etkiler görülür. Ayrıca birçok kişi "kırmızı fil" deneyini biliyordur. Ben size kırmızı fil düşünmeyin dersem mutlaka gözünüzün önüne kırmızı fil gelir. Buradaki baş ağrısı da bundan dolayı olabilir. Psikolojik bir etki olması muhtemeldir. Bu kitabı okurken baş ağrınız olabilir der isem (bir dil kalıbıdır ayrıca bu) bir seçenek sunar gibi görünse de aslında başınızın ağrıyacağını sizin bilinçaltınıza ima ederim. Bu da bir nevi etkileme sanatıdır. Sevgi ve Işıkla...


Üstadım haklı bence. Bende çok kurgusal buldum. İnternette her yerde dolaşıyor bu yazı. Ve buna benzer yazılar. Delinin biri kuyuya taş atmış 40 akıllı çıkaramamış. İnanmayın böyle yazılara :)
 
Bu duruma benzer şeyler yaşayan insanların olduğuna inanırım , Kitabın içindeki tılsım yada duaların verdiği enerjiyle kişi rahatsız olabilir ama bu gibi durumlar çok ender olur . İlim öğrenmeden bu işlere girenin helak olma oranı çok yüksektir ..
 
Hem korku var daha okumayla bile musallat olacağına inanılıyor hem de okuyayım uygulamalar yapayım deniliyor. Korkan kişi işine gider evine gelir bu işlerin yakınından bile geçmez.. Sonra hayalinizde ki şeyleri gerçekmiş gibi anlatmayın
 
çoluk çocugun takıldığı yerlere girmem ve bilmem kardeşim mabet forumlarından aldım. Reklam olmasın diyede öyle yazdım.

yanlış anladınız. bu hikaye bir çok yere yayılmış olabilir. orjinalini incisözlükte yazmıştı bir yazar. çoluk çocuğun takıldığı yerler diyebiliriz tabiki ama şuanki zaman diliminden bahsetmemiştim ben. sevgi ve ışıkla
 
İstersen o çakma kitap serisini salla gitsin.Gittigidiyor.com v.b yerlerden aldıkların gerçek değil para kaybı. :smash:
 
çoluk çocugun takıldığı yerlere girmem ve bilmem kardeşim mabet forumlarından aldım. Reklam olmasın diyede öyle yazdım.


kendilerini bişey sanan ergen bozmaları.Evet inciciler bunlar.Ekşi sözlükse olgunca ama anadolu tabiri diye affetmek yakışık alır mı bilmem biraz ağızları bozuk.Hiç değilse onlar, konu edilecek durumu dalgaya almıyor, herşeyin esprisini aramak gibi bi avarelik ve aptallık yapmıyorlar.
 
Lütfen bu sitede uyduruk hikayeler paylaşarak mesaj kirliliğine yol açmayın. İnternette dolaşan bu hikaye eski zamandaki hortlak hikayeleri anlatıcılarının günümüz versiyonu. Söz konusu kitabın geçmişteki uygulamalar hakkında bilgi verici bir ansiklopedik kitap olduğunu bu sitenin bütün üyeleri zaten bilir, yeniler de öğrenir zamanla. İçindekileri gerçekten uygulamaya kalkanlar da bu kadar uyarımıza rağmen yapıyorlarsa yapmaya kalkıştıkları uyduruk işlerin sonucunda topladıkları negatif enerjiden dolayı başlarına iş gelirse de kendi düşen ağlamaz demekten başka birşey gelmez elimizden. Akıllarını başlarına toplasalarmış. Bu işleri başarabilmek için 20-30 yıl çalışılması gerektiğini ve hem de herkesin değil sadece enerjisi uygun olanlardan bu kişilerin oluşacağını bilmeyip de kendilerini fasulye gibi nimetten sayıp bir okuyuşta ya da 5-10 yıl okuyup kendi çapında yaptığını sanan varsa sadece kendilerini kandırır. Ayrıca sadece bilgi amaçlı okuyan kimsenin başına birşey gelmez, uygulamaya kalkan kendi enerjisi bu işlere yetişmediği için ve bilgilenme amaçlı yazılan eski, modası geçmiş birşeyi çalışır sandığı ve çalıştırma gafletinde bulunduğu için zarar görür.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst