URUMHAMATAHAYİL
Yönetici
Merhabalar.
Ekli dosyayı görüntüle 4610
Geçmiş Yaşamlar, Şimdiki
Problemler
Roger J.Woolger
Buzul dolaba vurur,
Çöl yatakta iç çeker,
Ve çay fincanındaki çatlak
Ölüm ülkesine dar bir geçit açar.
W. H. Auden
Tetiklenmek
Bundan önceki bölümde ve alıştırmada, çocukluğunuzdan imgeleri çağırmak ve serbest çağrışım yoluyla bir geçmiş yaşamdan imgeleri çağrıştırmak için yönlendirildiniz. Başka bir ömürden canlı ama huzurlu sahneler görmüş olabilirsiniz. Ama üzüntü ya da korku gibi güçlü hisler de uyanmış olabilir. Hatta hiç görmemeyi tercih edeceğiniz üzücü bir sahneyle de karşılaşmış olabilirsiniz veya tamamen bloke hale gelmiş olabilirsiniz.
Tüm bu tepkiler olağandır ve bireylerin geçmiş yaşam hafıza bankasını araştırdığında nasıl tepki göstereceğini öngörmek imkansızdır, deneyip görmemiz gerekir. Ama güçlü bir tepki gösterdiğinizde -özellikle de bloke olduğunuzda- muhtemelen "tetiklenmiş" olabilirsiniz. Genellikle bir geçmiş yaşam hafızasının kapısı bugünkü yaşamımızdaki sıkıntılı bir olaydır ve bu olay daha eski ya da daha derin bir hafızayı uyandırır ya da tetikler. Bölüm l'de incelediğimiz örnekler, yani Wendy'nin Kızılderili çocuk hikayesi, Cheryl'in Roma arenalarından kaynaklanan korkusu ve Peter’in ergenlik ölüm arzusu, onların yaşamındaki olayların uzun yıllara yayılan bir duygusal kaosa neden olabileceğini göstermektedir. Ama şimdiki tetikleyici koşula özel bir dikkat göstererek geçmişin kapısını nasıl aralayabileceğimiz! de görebiliriz. Bu tür bir kapıdan içeri giren genç bir kadının öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sally; Ölü Çocuk
Sally adıyla anacağım bu kadın, Kalifornia sahilinde yaşıyordu ve Big Sur'daki bir okulda sanat eğitimi alıyordu. Otuzlu yaşlarındaydı ve yalnızca birkaç yakın ilişkisi dışında çok yalnız bir yaşam sürmüştü. Daha sonraları, bu yaşamda bir aileye sahip olmak istemediğini itiraf etti.
Sally arabasıyla San Francisco'dan Big Sur'a doğru giderken korkunç bir trafik kazasına rastgeldi. Araba yoldan çıkmış, şarampole yuvarlanmış ve kayaların arasına sıkışmıştı. Birkaç kişi arabalarını durdurmuş, dehşet dolu gözlerle aşağıya bakmaktaydı ve içlerinden biri polisi aramıştı.
Hemşirelik eğitimi almış ve temel ilk yardım bilgisine sahip olan Sally pratik bir kişiydi. Kayalıklardan aşağıya doğru güçlükle inmiş ve arabanın içine girmeye çalışmıştı. İçeride, öldüğü anlaşılan bir kadının bedeni duruyordu. İlginç olan şu ki ölü kadını görmek Sally'yi hiç üzmemişti. Arabanın içinde veya yanında başka biri olup olmadığını görmek için etrafa bakarken, onu etkileyen bir şeyle karşılaştı: bir biberon.
İşte, o noktada kontrolü kaybetmişti, kendi ifadesiyle "çılgına dönmüştü." Titreyip gözyaşı dökmeye başlamıştı. Öylesine zayıf düşmüştü ki bebeği aramak yerine, oradan kaçmak için kayalıklardan yukarı tırmanmıştı. Polise aşağıda bir kadın cesedinin olduğunu ve bir de bebeğin olabileceğini söylemiş ve elinden bir şey gelmeyeceğini söyleyerek oradan ayrılmıştı. Arabasına binip yola koyulmuş ve bütün yol boyunca zangır zangır titremişti.
Sally üç hafta sonra bir seminere katıldığında bu hatıra halen onu etkilemekteydi. Biberonu gördüğü ve "çılgına döndüğü" ana odaklanmasını istedim. "O biberonu gördüğünde ne düşündün?" diye sordum.
"Çok geç kaldım," diye yanıt verdi.
"Devam et," dedim nazikçe.
"Çok geç kaldım ve bebeği kurtaramadım."
"Bu ifadeyi birkaç kez tekrarla ve seni nereye götürdüğüne bak."
"Çok geç, çok geç," dedi. "Tanrım, bebek ölmüş." "Neredesin?" diye sordum.
Sally kendini İskoçya'da bir dağın yamacında gördü. İskoçyalı bir köylü kadının kısa ama sağlam vücuduna sahip olduğunu derhal fark etmişti. Koyunlarla ilgilenirken, yaşadığı küçük köyden bir silah sesi duymuştu. Sınır bölgelerinde yaşayan ingiliz ve İskoç halkları arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı 17. yüzyıldı. Yamaçtan aşağıya doğru koşturmuş, aceleyle eve dalmış ve kız kardeşinin ve iki bebeğin -kız kardeşinin bebeğinin ve kendi bebeğini- vurulup öldürüldüğünü görmüştü. "Çok geç," dedi. "Çocuğumun yanında olmalıydım. Bu benim hatam."
Ölü bir bebek fikri bile Sally'nin başka bir ömre açılan kapısı olmuştu. Odaklanmasını istedikten sonra, geçiş neredeyse anında oldu. İlk tetiklendiğinde, bu sürecin içinde kalamayacak ve imgeleri inceleyemeyecek kadar çok üzgündü ama imgeler orada ve yüzeye yakındılar. Kendim başka bir yaşamda bulmak için kapıdan içeri bir adım atması yeterliydi. Böyle bir yaşamı hatırlamak acı vericiydi ama bu yaşamında neden çocuk sahibi olmak istemediğini anlamasına yardım etti.
Birlikte yaptığımız seanslar sona erdiğinde, geçmiş yaşamındaki başarısızlığından dolayı kendisini affetti ve ilişkilere daha sıcak bakmaya ve hatta bir aile kurma olasılığını düşünmeye başladı.
Sally'nin öyküsü Wendy'nin ailesini ölümden kurtaramayan Kızılderili genç hatırasına birçok bakımdan benzemektedir. Aslında bu tür öyküler kanlı sömürgecilik tarihimizde binlerce kez tekrarlanmış olmalıdır. Oysa bir çocuk annesi olan bu İskoç kadın farklı ama aynı ölçüde yıkıcı hislerle baş başa kalmıştı, bebeğini kurtaramadığı için kendini suçluyordu ve bu, ancak bir annenin hissedebileceği türden bir suçluluktu. İskoç kadın geçmiş yaşamda yatağında huzur içinde ölmüştü ama o korkunç günün hatırası onunla kalmıştı ve ölümünden sonra süptil aleme de onunla birlikte geçmiş ve Sally'nin ruhunun bugünkü yaralarından biri olarak aktarılmıştı. Bir şekilde, tam olarak dillendirmemiş olsa da Sally iyi bir anne olamayacağım düşünüyordu. Çocuklarla arası ne kadar iyi olsa da -ki masaj işinde ne kadar anaç bir kadın olduğu açıktı- bu türden tam olarak ifade edilmemiş düşünceler şuura çıkarılıp zararsız hale getirilene dek, onun kendine verdiği değerin altını oymuştu.
Komplexlerimiz, Karmamız
Carl Jung'un gözlemlediği gibi, herkes komplekslere sahip olduğumuzu bilir ama gözden kaçırdığımız şey komplekslerin de bize "sahip olduğu"dur! Wendy'nin ve diğerlerinin bugünkü problemlerinin arkasındaki etkili geçmiş yaşam öyküleri birer komplekstir ama bunlar, Freud takipçilerinin nitelendirdiği gibi, çocuklukta oluşan kompleksler değil de, ruha ait daha derin hatıralar çevresinde oluşan komplekslerdir.
Yani uzak geçmişten kaynaklanan karmik yaralarımızın, bugünkü komplekslerimiz haline dönüştüğünü söylemek abartılı olmayacaktır.
İncelenen her geçmiş yaşam kompleksinde, donmuş veya gömülmüş güçlü bir duygu ya da hissin (korku, utanç, suçluluk, gurur ve öfke) bulunduğunu, "Bunu asla yapamam," "Bunu tek başıma yapmam lazım," ve, "Herkes bana gülecek," gibi bir düşünce ya da varsayımın gömülü olduğunu; genellikle bedensel bir ağrının (baş ağrısı, cinsel sorunlar, cilt döküntüsü, bağırsak sorunları) var olduğunu ve her zaman bir öykü ya da senaryonun parçalarına (bir cadı avının kurbanı, senatoda ihanet veya katledilen bir kabile) rastlandığını görürüz. Aşağıdaki tabloda, geçmiş yaşam terapisinin ne kadar geniş bir kompleksler yelpazesini açığa çıkarabileceğini ve her birinin arkasındaki tipik öyküleri göreceksiniz:
Geçmiş Yaşam Komplexleri;
Yaygın Temalar ve Öyküler
Güvensizlik ve terk edilme korkusu: Genellikle geçmiş yaşamdaki terk edilme hatıralarıyla ilgili; yetim kalmak, köle olarak satılmak, kıtlık dönemlerinde ölüme terk edilmek, bir kriz veya savaş sırasında sevdiklerinden ayrılmak...
Depresyon ve düşük enerji: Sevilen birinin veya bir ebeveynin kaybı, tamamlanmamış matem, intihar hatıraları; bir savaş, kıyım, hapis ya da sürgün sonucundaki umutsuzluk.
Fobiler ve irrasyonel korkular: Geçmiş bir yaşamdaki her türden travmadan kaynaklanabilir: yangın, su, boğulma, hayvanlar, bıçaklar, böcekler, doğal felaketler...
Sado-mazoşist davranış problemleri: Genellikle cinsel imaları olan ve şuur kaybıyla birlikte geçmiş yaşamdaki bir işkence hatırasıyla ilgili; acı ve öfke kini ölümsüzleştirir ve kişi aynı biçimde intikam arzusu duyar.
Suçlu ve kurban kompleksleri: Genellikle sevdiği birini öldürmek, bir çocuğu kurban etmek, başkalarının ölüm emrini vermek ya da ölümlerinden sorumlu olmak gibi (örneğin, bir yangında) geçmiş yaşam hatıralarından kaynaklamr. Yerleşik düşünce çoğunlukla, "Hepsi benim suçum. Bunu hak ettim," şeklindedir.
Maddi güvensizlik ve beslenme bozuklukları: Açlık, ekonomik kriz veya kaçınılmaz yoksulluk gibi geçmiş yaşam hatıraları; iştahsızlık, aşırı yeme sendromu ya da obezite.
Kazalar, şiddet, fiziksel acımasızlık: Savaşçı yaşamlardan savaş meydanı hatıralarının, başarıya ulaşmamış iktidar mücadelelerinin, macera tutkunluğunun tekrarlanması. Bu kompleks birçok askerin tarihsel olarak ölümle karşılaştığı gençlik döneminde yaygındır.
Ailevi sorunlar: Geçmiş yaşamda ebeveyn, çocuklar ya da kardeşlerle görülecek bir hesabın olması; ihanet, gücün kötüye kullanılması, mirastaki adaletsizlikler, rekabetler. En çok da Oedipal dinamikleri içerir.
Cinsel güçlükler ve istismar: Cinsel soğukluk, iktidarsızlık ve cinsel enfeksiyon gibi problemlerin arkasında genellikle geçmiş yaşamdaki tecavüz, istismar ve işkence öyküleri vardır. Hatta ensest ve istismar vakaları, duyguların ifadesinin engellendiği geçmiş yaşam motiflerinin yeniden etkinleşmesi olabilir.
Evlilik problemleri: Bunlar bazen aynı eşle güç, sınıf ve cinsel bakımdan farklı bir ilişki içinde olunduğu (örneğin, efendi, metres, köle, fahişe veya cariye ya da cinsel rollerin tam tersi olduğu başka bir koşul) geçmiş yaşamlardan kaynaklanır.
Kronik fiziksel rahatsızlıklar: Travmatik kazalar ya da ölümlerin yeniden yaşanması. Baş ağrıları, başka yaşamlardaki dayanılmaz zihinsel seçimlerle ilişkili olabilir, boğaz ağrıları sözlü suçlamalar ya da konuşulmayan düşüncelerle ilişkili olabilir, ülser korkutucu hatıralarla, boyun ağrıları ise asılarak ya da boğazı sıkılarak öldürülmekle ilişkili olabilir. Terapi genellikle bu alanlardaki kronik ağrıları iyileştirir.
Kaynak: Other Lives, Other Selves, Roger J. VVoolger, Doubleday, 1977.
Geçmiş yaşam terapisinin iyileştirici etkisinin dört boyutu vardır:
1 - Eski ve donmuş hisleri çözmek ve bloke edilen enerjileri serbest bırakmak.
2 - Kökenlerini anlamak için negatif düşünceleri ve varsayımları şuura taşımak, onların artık şimdiki yaşama ait olmadığını görmek ve daha pozitif, yaşam dolu düşüncelerle değiştirebilmek onlardan kurtulmak.
3 - Bedendeki ağrıları ya da bloke edilmiş şeyleri serbest bırakmak (daha fazla bilgi için Bölüm 6'ya bakınız).
4 - Eski öyküyü tekrarlamak ve geçmiş yaşam karakterinin zihninde bir çözüme ulaştırmak.
Birçok vakada, en etkili başlangıç noktası öyküyü olabildiğince gerçekçi bir biçimde ortaya çıkarmaktır. Terapistler komplekslerimizin kilidini açmak için rol yapmanın gücünü her zaman bilirler; geçmiş yaşam çalışmasında yeniden yaşamak, bloke edilen duyguları serbest bırakmak için kendi içinde ve kendi başına fırsatlar sunan bir tür psiko-drama oluşturur. Psiko-dramatik yaklaşım negatif düşüncelerin eski ve esasen modası geçmiş bir dramaya ait olduklarını görerek onlardan uzaklaşabilmemizi de sağlar. Artık bizi etkilememesi gereken çok uzun bir kabusu yaşadığımızı fark ederiz. Artık bize "sahip olmayan" kompleks bizi idare edemez, enerjisi ise daha yaratıcı bir biçimde kullanılabilir.
Birkaç duygu, öfke ve hiddet gibi güçlü etkiler taşıyabilir ama hiçbir şey bu hisleri taşımak kadar tüketici olamaz.
( Geçmiş Yaşamlarınızı İyileştirmek - Roger J.Woolger )
Sevgiyle Kalın.
Ben de geçmiş yaşamlarımıza inanıyorum.Ben de terk edilme ve güvensizlik korkusu var. Ve Yangın korkusu var.

Ekli dosyayı görüntüle 4610
Geçmiş Yaşamlar, Şimdiki
Problemler
Roger J.Woolger
Buzul dolaba vurur,
Çöl yatakta iç çeker,
Ve çay fincanındaki çatlak
Ölüm ülkesine dar bir geçit açar.
W. H. Auden
Tetiklenmek
Bundan önceki bölümde ve alıştırmada, çocukluğunuzdan imgeleri çağırmak ve serbest çağrışım yoluyla bir geçmiş yaşamdan imgeleri çağrıştırmak için yönlendirildiniz. Başka bir ömürden canlı ama huzurlu sahneler görmüş olabilirsiniz. Ama üzüntü ya da korku gibi güçlü hisler de uyanmış olabilir. Hatta hiç görmemeyi tercih edeceğiniz üzücü bir sahneyle de karşılaşmış olabilirsiniz veya tamamen bloke hale gelmiş olabilirsiniz.
Tüm bu tepkiler olağandır ve bireylerin geçmiş yaşam hafıza bankasını araştırdığında nasıl tepki göstereceğini öngörmek imkansızdır, deneyip görmemiz gerekir. Ama güçlü bir tepki gösterdiğinizde -özellikle de bloke olduğunuzda- muhtemelen "tetiklenmiş" olabilirsiniz. Genellikle bir geçmiş yaşam hafızasının kapısı bugünkü yaşamımızdaki sıkıntılı bir olaydır ve bu olay daha eski ya da daha derin bir hafızayı uyandırır ya da tetikler. Bölüm l'de incelediğimiz örnekler, yani Wendy'nin Kızılderili çocuk hikayesi, Cheryl'in Roma arenalarından kaynaklanan korkusu ve Peter’in ergenlik ölüm arzusu, onların yaşamındaki olayların uzun yıllara yayılan bir duygusal kaosa neden olabileceğini göstermektedir. Ama şimdiki tetikleyici koşula özel bir dikkat göstererek geçmişin kapısını nasıl aralayabileceğimiz! de görebiliriz. Bu tür bir kapıdan içeri giren genç bir kadının öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sally; Ölü Çocuk
Sally adıyla anacağım bu kadın, Kalifornia sahilinde yaşıyordu ve Big Sur'daki bir okulda sanat eğitimi alıyordu. Otuzlu yaşlarındaydı ve yalnızca birkaç yakın ilişkisi dışında çok yalnız bir yaşam sürmüştü. Daha sonraları, bu yaşamda bir aileye sahip olmak istemediğini itiraf etti.
Sally arabasıyla San Francisco'dan Big Sur'a doğru giderken korkunç bir trafik kazasına rastgeldi. Araba yoldan çıkmış, şarampole yuvarlanmış ve kayaların arasına sıkışmıştı. Birkaç kişi arabalarını durdurmuş, dehşet dolu gözlerle aşağıya bakmaktaydı ve içlerinden biri polisi aramıştı.
Hemşirelik eğitimi almış ve temel ilk yardım bilgisine sahip olan Sally pratik bir kişiydi. Kayalıklardan aşağıya doğru güçlükle inmiş ve arabanın içine girmeye çalışmıştı. İçeride, öldüğü anlaşılan bir kadının bedeni duruyordu. İlginç olan şu ki ölü kadını görmek Sally'yi hiç üzmemişti. Arabanın içinde veya yanında başka biri olup olmadığını görmek için etrafa bakarken, onu etkileyen bir şeyle karşılaştı: bir biberon.
İşte, o noktada kontrolü kaybetmişti, kendi ifadesiyle "çılgına dönmüştü." Titreyip gözyaşı dökmeye başlamıştı. Öylesine zayıf düşmüştü ki bebeği aramak yerine, oradan kaçmak için kayalıklardan yukarı tırmanmıştı. Polise aşağıda bir kadın cesedinin olduğunu ve bir de bebeğin olabileceğini söylemiş ve elinden bir şey gelmeyeceğini söyleyerek oradan ayrılmıştı. Arabasına binip yola koyulmuş ve bütün yol boyunca zangır zangır titremişti.
Sally üç hafta sonra bir seminere katıldığında bu hatıra halen onu etkilemekteydi. Biberonu gördüğü ve "çılgına döndüğü" ana odaklanmasını istedim. "O biberonu gördüğünde ne düşündün?" diye sordum.
"Çok geç kaldım," diye yanıt verdi.
"Devam et," dedim nazikçe.
"Çok geç kaldım ve bebeği kurtaramadım."
"Bu ifadeyi birkaç kez tekrarla ve seni nereye götürdüğüne bak."
"Çok geç, çok geç," dedi. "Tanrım, bebek ölmüş." "Neredesin?" diye sordum.
Sally kendini İskoçya'da bir dağın yamacında gördü. İskoçyalı bir köylü kadının kısa ama sağlam vücuduna sahip olduğunu derhal fark etmişti. Koyunlarla ilgilenirken, yaşadığı küçük köyden bir silah sesi duymuştu. Sınır bölgelerinde yaşayan ingiliz ve İskoç halkları arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı 17. yüzyıldı. Yamaçtan aşağıya doğru koşturmuş, aceleyle eve dalmış ve kız kardeşinin ve iki bebeğin -kız kardeşinin bebeğinin ve kendi bebeğini- vurulup öldürüldüğünü görmüştü. "Çok geç," dedi. "Çocuğumun yanında olmalıydım. Bu benim hatam."
Ölü bir bebek fikri bile Sally'nin başka bir ömre açılan kapısı olmuştu. Odaklanmasını istedikten sonra, geçiş neredeyse anında oldu. İlk tetiklendiğinde, bu sürecin içinde kalamayacak ve imgeleri inceleyemeyecek kadar çok üzgündü ama imgeler orada ve yüzeye yakındılar. Kendim başka bir yaşamda bulmak için kapıdan içeri bir adım atması yeterliydi. Böyle bir yaşamı hatırlamak acı vericiydi ama bu yaşamında neden çocuk sahibi olmak istemediğini anlamasına yardım etti.
Birlikte yaptığımız seanslar sona erdiğinde, geçmiş yaşamındaki başarısızlığından dolayı kendisini affetti ve ilişkilere daha sıcak bakmaya ve hatta bir aile kurma olasılığını düşünmeye başladı.
Sally'nin öyküsü Wendy'nin ailesini ölümden kurtaramayan Kızılderili genç hatırasına birçok bakımdan benzemektedir. Aslında bu tür öyküler kanlı sömürgecilik tarihimizde binlerce kez tekrarlanmış olmalıdır. Oysa bir çocuk annesi olan bu İskoç kadın farklı ama aynı ölçüde yıkıcı hislerle baş başa kalmıştı, bebeğini kurtaramadığı için kendini suçluyordu ve bu, ancak bir annenin hissedebileceği türden bir suçluluktu. İskoç kadın geçmiş yaşamda yatağında huzur içinde ölmüştü ama o korkunç günün hatırası onunla kalmıştı ve ölümünden sonra süptil aleme de onunla birlikte geçmiş ve Sally'nin ruhunun bugünkü yaralarından biri olarak aktarılmıştı. Bir şekilde, tam olarak dillendirmemiş olsa da Sally iyi bir anne olamayacağım düşünüyordu. Çocuklarla arası ne kadar iyi olsa da -ki masaj işinde ne kadar anaç bir kadın olduğu açıktı- bu türden tam olarak ifade edilmemiş düşünceler şuura çıkarılıp zararsız hale getirilene dek, onun kendine verdiği değerin altını oymuştu.
Komplexlerimiz, Karmamız
Carl Jung'un gözlemlediği gibi, herkes komplekslere sahip olduğumuzu bilir ama gözden kaçırdığımız şey komplekslerin de bize "sahip olduğu"dur! Wendy'nin ve diğerlerinin bugünkü problemlerinin arkasındaki etkili geçmiş yaşam öyküleri birer komplekstir ama bunlar, Freud takipçilerinin nitelendirdiği gibi, çocuklukta oluşan kompleksler değil de, ruha ait daha derin hatıralar çevresinde oluşan komplekslerdir.
Yani uzak geçmişten kaynaklanan karmik yaralarımızın, bugünkü komplekslerimiz haline dönüştüğünü söylemek abartılı olmayacaktır.
İncelenen her geçmiş yaşam kompleksinde, donmuş veya gömülmüş güçlü bir duygu ya da hissin (korku, utanç, suçluluk, gurur ve öfke) bulunduğunu, "Bunu asla yapamam," "Bunu tek başıma yapmam lazım," ve, "Herkes bana gülecek," gibi bir düşünce ya da varsayımın gömülü olduğunu; genellikle bedensel bir ağrının (baş ağrısı, cinsel sorunlar, cilt döküntüsü, bağırsak sorunları) var olduğunu ve her zaman bir öykü ya da senaryonun parçalarına (bir cadı avının kurbanı, senatoda ihanet veya katledilen bir kabile) rastlandığını görürüz. Aşağıdaki tabloda, geçmiş yaşam terapisinin ne kadar geniş bir kompleksler yelpazesini açığa çıkarabileceğini ve her birinin arkasındaki tipik öyküleri göreceksiniz:
Geçmiş Yaşam Komplexleri;
Yaygın Temalar ve Öyküler
Güvensizlik ve terk edilme korkusu: Genellikle geçmiş yaşamdaki terk edilme hatıralarıyla ilgili; yetim kalmak, köle olarak satılmak, kıtlık dönemlerinde ölüme terk edilmek, bir kriz veya savaş sırasında sevdiklerinden ayrılmak...
Depresyon ve düşük enerji: Sevilen birinin veya bir ebeveynin kaybı, tamamlanmamış matem, intihar hatıraları; bir savaş, kıyım, hapis ya da sürgün sonucundaki umutsuzluk.
Fobiler ve irrasyonel korkular: Geçmiş bir yaşamdaki her türden travmadan kaynaklanabilir: yangın, su, boğulma, hayvanlar, bıçaklar, böcekler, doğal felaketler...
Sado-mazoşist davranış problemleri: Genellikle cinsel imaları olan ve şuur kaybıyla birlikte geçmiş yaşamdaki bir işkence hatırasıyla ilgili; acı ve öfke kini ölümsüzleştirir ve kişi aynı biçimde intikam arzusu duyar.
Suçlu ve kurban kompleksleri: Genellikle sevdiği birini öldürmek, bir çocuğu kurban etmek, başkalarının ölüm emrini vermek ya da ölümlerinden sorumlu olmak gibi (örneğin, bir yangında) geçmiş yaşam hatıralarından kaynaklamr. Yerleşik düşünce çoğunlukla, "Hepsi benim suçum. Bunu hak ettim," şeklindedir.
Maddi güvensizlik ve beslenme bozuklukları: Açlık, ekonomik kriz veya kaçınılmaz yoksulluk gibi geçmiş yaşam hatıraları; iştahsızlık, aşırı yeme sendromu ya da obezite.
Kazalar, şiddet, fiziksel acımasızlık: Savaşçı yaşamlardan savaş meydanı hatıralarının, başarıya ulaşmamış iktidar mücadelelerinin, macera tutkunluğunun tekrarlanması. Bu kompleks birçok askerin tarihsel olarak ölümle karşılaştığı gençlik döneminde yaygındır.
Ailevi sorunlar: Geçmiş yaşamda ebeveyn, çocuklar ya da kardeşlerle görülecek bir hesabın olması; ihanet, gücün kötüye kullanılması, mirastaki adaletsizlikler, rekabetler. En çok da Oedipal dinamikleri içerir.
Cinsel güçlükler ve istismar: Cinsel soğukluk, iktidarsızlık ve cinsel enfeksiyon gibi problemlerin arkasında genellikle geçmiş yaşamdaki tecavüz, istismar ve işkence öyküleri vardır. Hatta ensest ve istismar vakaları, duyguların ifadesinin engellendiği geçmiş yaşam motiflerinin yeniden etkinleşmesi olabilir.
Evlilik problemleri: Bunlar bazen aynı eşle güç, sınıf ve cinsel bakımdan farklı bir ilişki içinde olunduğu (örneğin, efendi, metres, köle, fahişe veya cariye ya da cinsel rollerin tam tersi olduğu başka bir koşul) geçmiş yaşamlardan kaynaklanır.
Kronik fiziksel rahatsızlıklar: Travmatik kazalar ya da ölümlerin yeniden yaşanması. Baş ağrıları, başka yaşamlardaki dayanılmaz zihinsel seçimlerle ilişkili olabilir, boğaz ağrıları sözlü suçlamalar ya da konuşulmayan düşüncelerle ilişkili olabilir, ülser korkutucu hatıralarla, boyun ağrıları ise asılarak ya da boğazı sıkılarak öldürülmekle ilişkili olabilir. Terapi genellikle bu alanlardaki kronik ağrıları iyileştirir.
Kaynak: Other Lives, Other Selves, Roger J. VVoolger, Doubleday, 1977.
Geçmiş yaşam terapisinin iyileştirici etkisinin dört boyutu vardır:
1 - Eski ve donmuş hisleri çözmek ve bloke edilen enerjileri serbest bırakmak.
2 - Kökenlerini anlamak için negatif düşünceleri ve varsayımları şuura taşımak, onların artık şimdiki yaşama ait olmadığını görmek ve daha pozitif, yaşam dolu düşüncelerle değiştirebilmek onlardan kurtulmak.
3 - Bedendeki ağrıları ya da bloke edilmiş şeyleri serbest bırakmak (daha fazla bilgi için Bölüm 6'ya bakınız).
4 - Eski öyküyü tekrarlamak ve geçmiş yaşam karakterinin zihninde bir çözüme ulaştırmak.
Birçok vakada, en etkili başlangıç noktası öyküyü olabildiğince gerçekçi bir biçimde ortaya çıkarmaktır. Terapistler komplekslerimizin kilidini açmak için rol yapmanın gücünü her zaman bilirler; geçmiş yaşam çalışmasında yeniden yaşamak, bloke edilen duyguları serbest bırakmak için kendi içinde ve kendi başına fırsatlar sunan bir tür psiko-drama oluşturur. Psiko-dramatik yaklaşım negatif düşüncelerin eski ve esasen modası geçmiş bir dramaya ait olduklarını görerek onlardan uzaklaşabilmemizi de sağlar. Artık bizi etkilememesi gereken çok uzun bir kabusu yaşadığımızı fark ederiz. Artık bize "sahip olmayan" kompleks bizi idare edemez, enerjisi ise daha yaratıcı bir biçimde kullanılabilir.
Birkaç duygu, öfke ve hiddet gibi güçlü etkiler taşıyabilir ama hiçbir şey bu hisleri taşımak kadar tüketici olamaz.
( Geçmiş Yaşamlarınızı İyileştirmek - Roger J.Woolger )
Sevgiyle Kalın.
