Eskici der ki...

Mefetseger

Elit Üye
Uzun bir günün ilk saatleriydi. Kendime “ha gayret!” diyerek, yapmam gerekenlere doğru yola koyulmuştum. Dışarıda yağmur yağıyordu. İnsanlar sanki koşarak gitseler, daha az ıslanacaklarmış gibi kaçışıyorlardı. Benim payıma düşen küçük damlalar ise, içime serinlik veriyordu. Bu serinlikten kaçmadan, sakince minibüse doğru yürüdüm.

Bindiğim minibüsün camından dışarıyı seyrediyordum.

Gözüme çarpan insanların, dış görünüşlerinin altındakini, yani ruhlarında gizlediklerini görmek istedim. Her biri bana canlı birer varlıktan ziyade, silik birer siluet gibi görünüyordu. Bir ara, gözüm caddedeki birine takıldı. Bu ihtiyar bir eskiciydi. Elindeki eski püskü mavi bir el arabasıyla, arabaları ve insanları rahatsız etmeden yoluna gitmeye çalışıyordu. Bu yaşlı ihtiyarın yüzüne değen yağmur taneleri, ona iyi davranmak ister gibi, yüzündeki çizgilerin içini dolduruyor ve onu daha genç gösteriyordu.

Bu detayları görmüş olmaktan dolayı kendime güldüm. İçimden gelen bir duygu ile tüm eskilerim için ona seslenmek istedim ve işte sonrası şöyle;

— Hey! Yağmurun dostu eskici! Lütfen dur.

Eskici sanki uzun zamandır benim seslenmemi bekliyormuş gibi, içimdeki ilk seslenişe hemen cevap verdi.

— Buyur! Dışa değil, içe bakan kızım.

Belli ki, benim onda hissettiğim farklılığı o da bende hissetmişti.

— Sana eskilerimi vermek istiyorum,

— Tabii ki kızım, bu benim işim. Neredeler göster, hemen bakıp alayım, ama sana çok para veremem.

— İstediğim para değil ki, sadece kurtulmak.

— Öyleyse alayım eskilerini, neredeler?

— Tüm ağır gelen eskilerim yüreğimde, ruhumda, anılarımda. Hepsini benden alıp çok uzaklara götürsen de, bende kuş gibi hafiflesem.

Yaşlı eskici, şaşkınlıktan açılmış olan gözlerini kıstı, omuzlarını indirdi ve gülümsedi.

— Ah be kızım! Benim gibi onlarca eskici gelse, senin eskilerini taşıyabilir mi sanırsın? Şunu unutma; insanın yüreğine ağır gelen eskilerini, sadece kendisi temizleyip, yok edebilir. Sen en iyisi onları kabullen, affet, temizle, derleyip topla ve kaldır. Böyle yaparsan, zamanı geldiğinde bir serçe, hatta belki de bir kar tanesi kadar hafif olursun. Selametle kal kızım, kar tanesi gibi selametle.

Yağmur tanelerine dost gibi davranan eskici, bu hayali diyalog da aslında çok iyi bildiğim bir şeyi bana hatırlatmıştı. İnsanın tek kurtuluşu yine kendisidir, en büyük güç kendi gücüdür.

Bu hayali diyalogdan sonra, ben de eskiciyi selametle ruhumdan huzurla uğurladım.

O andan itibaren, ihtiyar eskici başkalarının maddesel eskilerini toplayıp, onlardan kendisine yeni bir gün başlatmak için, yağan yağmura aldırış etmeden, gururla ve sakince uzaklaştı.


Alıntıdır.


Hayatta belki de eskilerinizden kurtulmak için birinin gelip sizi kurtarmasını dilemişsinizdir. :willy_nilly:Ya sizce onlardan kurtulmanın tek çaresi sadece ve sadece kendiniz iseniz? Hemen şimdi eskilerinizden ve üzerinizdeki ağırlıktan kurtulmamanız için sebep nedir? Bunu kendinize sorun ve cevabınız ne olursa olsun bir kuş kadar özgür olabileceğinizi, zincirlerinizden kurtulmanızın bir adım uzağınızda olduğunu hissedin ve sonsuz özgürlüğünüze adım atın. ;)
 
Eskiler baharla gelen yıl dönümlerinde arınma yaparlar ve geçen senenin bütün kötü anılarını atar, eski ve kullanılmayan eski eşyalarını yakar , iyi anılarını kutsar ve yeni yıla yüksüz girmeyi amaç edinirlermiş :)
 
Ahhh,bunu söylemek kolay..Bu sorunu çözmek benim için imkansız sanki:( Ama bunu aşmazsam olmayacak çok iyi biliyor,hissediyorum..
 
Geri
Üst