Dünya bir ilüzyon

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan hekate22
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

hekate22

Elit Üye
"Gerçek hayatta yaşamak için uyanmalıyız. Insan, uyanık olduğunu sanıyorsa nasıl uyanır? Geceden sabaha uyandığımızda, yine uyuyoruz yani yine rüyaya uyanıyoruz. Astral bedende rüya görmek çok ciddi bir şey değil, fiziksel bedenle gördüğümüz rüya daha derindir denilir; çünkü madde daha yoğundur ve şimdi biz daha derin uyuyor ve her gece biraz daha uyanıyoruz. Girdiğimiz dünya daha süptil daha, daha şeffaf ve astral dünya da ruhumuz kendini daha ifade erebilir, çünkü engeller daha şeffaf geçilebilir. Gün içinde tamamen uykudayız, gömüdeyiz. Bilincimizi yukarı taşıyamazsak ileride yok olacak gömüleceğiz ve herşey maddede kalacak. Bilincimizi, kendimizi; bu madde'den, fiziksel dünyadan kurtarmalı, sadece bedenimiz kalmalı. Ruhumuz sonsuzdur,

Geceden sabaha uyandığımızda, yine uyuyoruz, yine rüyaya uyanıyor ve uyuyoruz ama bu kez fiziksel halde ve daha derin...Yani bilincin dört durumu car diyebiliriz.

Birinci durum uyku: Her gece beden dışında uyduğumuz zaman, astral.

Ikinci durum uyku; günün olduğu durum, daha derin ciddi bir uyku. Yani birinci durumdan uyanıp ikinci uykuya..

Üçüncü durum; uyanık bilinç, o çok farklıdır. O durumda herşeyi olduğu gibi görebiliriz. Gerçek kişisel dünyada yaşıyoruz. Kişisel dünyamızda, gerçeği deneylemek için. Gerçeği deneylemek nedir? Gerçek zihinsel dünyada yaşamaktır, gercek hayatta değil. Biz zihnimizde, kişisel dünyamızda yaşıyoruz. Gerçek hayatta değil, kişisel hayatta!...

Sonsuzluk herşeyi kapsıyor, zaman dediğimiz dördüncü boyut. Üçüncü boyut dördüncü boyutun küçük bir kısmıdır. Biz şimdi o kısmını görüyoruz. Dördüncü boyutta zaman bir bütün. Beşinci boyutta zamanın sadece küçük kısmı sonsuzluğun bir kısmıdır. Zaten herşey içimizde, ama kim olduğumuzu sürekli unutuyoruz. Ego bilincimizi hapsediyor ve nereden geldiğimizi unutan kozmik varlıklarız. " diyor ezoterik dersler.

Elimden geldiğince bu karışık söyleyişleri önce yazıp sonra toparlayıp derlemeye çalıştım.
Bunları çok önceleri okumuş olsaydım, deli saçmalıkları der ilgilenmezdim. Fakat yıllardır aklımda duran bazı şeyleri çözmemde katkısı olması beni açıkca şaşırttı. Belki sizlerden de bir katkı gelir düşüncesiyle burada paylaştım.
 
"Gerçek hayatta yaşamak için uyanmalıyız. Insan, uyanık olduğunu sanıyorsa nasıl uyanır? Geceden sabaha uyandığımızda, yine uyuyoruz yani yine rüyaya uyanıyoruz. Astral bedende rüya görmek çok ciddi bir şey değil, fiziksel bedenle gördüğümüz rüya daha derindir denilir; çünkü madde daha yoğundur ve şimdi biz daha derin uyuyor ve her gece biraz daha uyanıyoruz. Girdiğimiz dünya daha süptil daha, daha şeffaf ve astral dünya da ruhumuz kendini daha ifade erebilir, çünkü engeller daha şeffaf geçilebilir. Gün içinde tamamen uykudayız, gömüdeyiz. Bilincimizi yukarı taşıyamazsak ileride yok olacak gömüleceğiz ve herşey maddede kalacak. Bilincimizi, kendimizi; bu madde'den, fiziksel dünyadan kurtarmalı, sadece bedenimiz kalmalı. Ruhumuz sonsuzdur,

Geceden sabaha uyandığımızda, yine uyuyoruz, yine rüyaya uyanıyor ve uyuyoruz ama bu kez fiziksel halde ve daha derin...Yani bilincin dört durumu car diyebiliriz.

Birinci durum uyku: Her gece beden dışında uyduğumuz zaman, astral.

Ikinci durum uyku; günün olduğu durum, daha derin ciddi bir uyku. Yani birinci durumdan uyanıp ikinci uykuya..

Üçüncü durum; uyanık bilinç, o çok farklıdır. O durumda herşeyi olduğu gibi görebiliriz. Gerçek kişisel dünyada yaşıyoruz. Kişisel dünyamızda, gerçeği deneylemek için. Gerçeği deneylemek nedir? Gerçek zihinsel dünyada yaşamaktır, gercek hayatta değil. Biz zihnimizde, kişisel dünyamızda yaşıyoruz. Gerçek hayatta değil, kişisel hayatta!...

Sonsuzluk herşeyi kapsıyor, zaman dediğimiz dördüncü boyut. Üçüncü boyut dördüncü boyutun küçük bir kısmıdır. Biz şimdi o kısmını görüyoruz. Dördüncü boyutta zaman bir bütün. Beşinci boyutta zamanın sadece küçük kısmı sonsuzluğun bir kısmıdır. Zaten herşey içimizde, ama kim olduğumuzu sürekli unutuyoruz. Ego bilincimizi hapsediyor ve nereden geldiğimizi unutan kozmik varlıklarız. " diyor ezoterik dersler.

Elimden geldiğince bu karışık söyleyişleri önce yazıp sonra toparlayıp derlemeye çalıştım.
Bunları çok önceleri okumuş olsaydım, deli saçmalıkları der ilgilenmezdim. Fakat yıllardır aklımda duran bazı şeyleri çözmemde katkısı olması beni açıkca şaşırttı. Belki sizlerden de bir katkı gelir düşüncesiyle burada paylaştım.
Uyanmalıyız uyanmasına sayın @hekate22 ama nasıl etrafıma bir bakıyorum da uyandığını sanan ama aslında hiç uykudan uyanamamış varlıklar görüyorum. Kendimi de dahil ediyorum bu gruba çünkü bir arayış içindesin önüne yollar çıkıyor fakat o kadar çok yol var ki kayboluyorsun. Ya da aslında tek bir yol var sen diğerlerini yol sanıyorsun ama onlar tuzaktan başka bir şey değil. Doğru patikaya giden yolda ellerinden birileri tutsun istiyorsun ama onlarda yalnız yürümen gerekiyor diye seni reddediyor. Arayış devam ediyor ama pes etmek yok...
 
Uyanmalıyız uyanmasına sayın @hekate22 ama nasıl etrafıma bir bakıyorum da uyandığını sanan ama aslında hiç uykudan uyanamamış varlıklar görüyorum. Kendimi de dahil ediyorum bu gruba çünkü bir arayış içindesin önüne yollar çıkıyor fakat o kadar çok yol var ki kayboluyorsun. Ya da aslında tek bir yol var sen diğerlerini yol sanıyorsun ama onlar tuzaktan başka bir şey değil. Doğru patikaya giden yolda ellerinden birileri tutsun istiyorsun ama onlarda yalnız yürümen gerekiyor diye seni reddediyor. Arayış devam ediyor ama pes etmek yok...
🙂 yürekli olun ve ne istediğinizden emin olun. Ne istediğimizi öğrenmek için de yolun düzgünü , dikenlisi diye ayırt etmeksizi riskleri alın. Canımız yanmadan yokuşu çıkmayı düşünemeyiz...Canımız acıyor, risklere giriyor ve her bir tehlikeye göğüs gerdiğimizde inadımız artıyor ve savaştan zevk alır oluyorsak iste budur deriz ve şekilleniriz, iyiyi kötüyü, ışığı karanlığı ayırt ermeksizin dönüşür ve güçleniriz. Yoksa özgürlüğün ne heyecanı, anlamı kalır ki!?...
 
Geri
Üst