ubc
Kayıtlı Üye
Bir başka başlıkta meleklerle tanışmamı şu şekilde anlatmıştım:
"Dün sabah bir arkadaşımın telefonuyla uyandım. Kendimi çok kötü hissediyorum, lütfen gel konuşmamız lazım dedi. Son dönemde hayatındaki zorluklarla başa çıkamamaya başladığını biliyordum ama sanırım artık tavan yapmıştı. Bir kahve içmeye gittik, sonra o an ansızın hadi dedi bir iskele biliyorum oraya gidelim. Arabama bindik, baya yol gittikten sonra tamam dedi burası. Issız sakin bembeyaz bir kumsalda tahta bir iskele, oradan defalarca geçmiş olmama rağmen o kadar güzel olduğunu fark edememiştim. Çürük müdür acaba diye korka korka gittik iskelenin ucuna oturduk, pırıl pırıl bir deniz, ışıl ışıl bir güneş sanki cennetten bir kare gibiydi. Beş dakika önce ikimizde kötüyken o an çok iyi hissediyorduk. Sonra nasıl oldu konu döndü dolaştı meleklerle iletişim kurma mevzusuna geldi. O ana kadar gerçekten bilgimin olmadığı hatta duyduğumda ne saçmalıyor ya bu manyaklar diye düşündüğüm bir konuydu. O an o kadar gerçek geldi ki, belki de arkadaşım o kadar inanarak anlattı ki. Gözlerinde inancın o parıltısını gördüm. Beki İkala'nın kitabından bahsetti, okumalısın dedi. dün öğleden sonra kitabı buldum. Dün akşam bitirdim. Hislerim çok yoğun ama düşüncelerim de bir o kadar karmaşık. İçimden bir ses düşünmeyi bırak ve sadece inan olacak diyor. Beki Hanımın yazdığına göre bu ses meleklerimin sesi ama bir yanımda saçmalama yok artık daha neler ya diyor sanırım bu da egomun sesi.
Bu önümüzdeki hafta meleklere bir şans vereceğim, denemekten zarar gelmez. Beki Hanım da öyle yazmış zaten kitabının girişinde isterseniz bir bilimadamı gibi, bir çocuk gibi deneyin, meleklerinizi sınayın onlardan sürekli işaret yollamalarını isteyin, he orada olacaklar diyor."
Bu başlıkta da bu hafta içersinde denediğim, deneyimlediğim şeylerden tarafsızca bahsedeceğim. Bunlar gün içersinde yaşadığım ufacık şeylerden büyük şeylere büyük bir yelpaze içersinde olacak. Çalışmam sanırım benim gibi deneyimsiz meraklıların meraklarını bir nebze de olsa giderir.
Bu haftanın sonunda hep beraber bakarız, nasıl oluyor?
26.04.2013/16:36
Bu sabahtan itibaren, meleklerle yaşamaya onlardan yardım istemeye çalıştım. Sabah arabama bindiğimde "Baş melek Mikail, lütfen güzel bir gün geçirmem için bana yardım et ve eğer sesimi duyuyorsan bana bir işaret yolla, radyoda güzel bir şarkı çalsın." dedim. Biraz acemice oldu. Arabanın içersinde kendi kendime konuşmak da açıkçası çok garip bir histi. İnsan kendi kendine ne saçmalıyorum ben diye düşünüyor. Radyoyu açtım sonra ve gerçekten de hoş bir programa denk geldim, oldukça eğlenceli bir dj şakalar falan yapıyordu güzel şarkılar çaldı. "Teşekkürler başmelek Mikail." dedim arabamdan inerken.
Tüm gün gerçekten de ufak tefek işlerimle alakalı şans benim yanımda oldu. Kırmızı ışıklara denk gelmedim vermem gereken raporu son anda yetiştirdim ama yine de umduğumdan güzel oldu. Sevdiğim bir arkadaşımı aramayı düşünürken yolda karşılaştım ama bir yandan da aklımda hep acaba sorusu oldu. Sonra ara verdiğimiz bir sırada dışarıda sigara içiyordum. Hep o panonun yanında sigara içiyorum, hiç de dikkat edip bakmamıştım. kafamı kaldırdım bir baktım ki, bir ilan var ve ilanda dün arkadaşımla gittiğimiz iskelenin resmi var. Bir kere daha dikkatli baktım evet burası o iskele. çürüyüp düşmüş tahtaları paslanmış çivileri bir tanesi eksik mervideniyle o. İçimden bir ses bunun bir işaret olduğunu söyledi.
Bugün başmelek Samuel ile de iletişime geçmeye çalıştım. Aklımı kurcalayan bir ilişkim var, her ilişkideki gibi problemlerimiz var ve ben ilişkimizin nereye gideceğiyle ilgili çok kararsızım. Arabamla eve dönerken " Başmelek Samuel, bana ilişkimle ilgili bir yol göster lütfen, ilişkimizin geleceği var mı? O kişi hayatımı, beni tamalayacak kişi mi? Anlaşmazlıklarımızı çözmek için daha çok mu çabalamalıyım? eğer cevabın devam etmem yönündeyse bu akşamki buluşmamıza kadar bana 3 tane yes kelimesi, cevabın devam etmemem yönündeyse bu akşamki buluşmamıza kadar bana 3 tane no kelimesi göster." dedim. Belki de olmayacağına inandığımdan kelimelerin ingilizcelerini seçtim. Çünkü herhangi bir kelimenin içersinde yes yada noyu görmenin direkt evet ya da hayırı görmekten daha kolay olacağına inandım. Evime geldim, her zamanki gibi bilgisayarımı açtım. (reklam gibi algılanmasın diye sitenin tam ismini vermeyeceğim) 9g**'a girdim. Baya bir postlara baktım, bi an ansızın postun birinde no kelimesi dikkatimi çekti. Post, no kelimesiyle başlıyordu. Hemen aşağıdakine indim, o da no ile başlıyordu. Korkarak bir aşağıdakine baktım o da no ile başlıyordu. Hemen yukarıdaki postlara baktım. Yukarıda da içersinde no geçen postlar vardı ama hiç biri 3 tanesi alt alta gelecek şekilde değildi ve sadece 3 tanesi alt alta geleceği zaman dikkatimi çekmişti. Başmelek Samuel'e bana gösterdiği yol için teşekkür ettim ama keşke sormasaydım diye düşündüm. İçimde sadece ufak bir burukluk kaldı. Tüm bunların gerçek mi yoksa bir tesadüf mü olduğuyla ilgili düşünceler daha da beynimi kemirmeye başladı.
Sanırım bugünlük bu deneyimle ilgili dersimi aldım; asla, cevabını kesinlikle bilmek istediğime emin olmadığım soruları ya da cevabını kaldıramayacağım soruları sormamak.
"Dün sabah bir arkadaşımın telefonuyla uyandım. Kendimi çok kötü hissediyorum, lütfen gel konuşmamız lazım dedi. Son dönemde hayatındaki zorluklarla başa çıkamamaya başladığını biliyordum ama sanırım artık tavan yapmıştı. Bir kahve içmeye gittik, sonra o an ansızın hadi dedi bir iskele biliyorum oraya gidelim. Arabama bindik, baya yol gittikten sonra tamam dedi burası. Issız sakin bembeyaz bir kumsalda tahta bir iskele, oradan defalarca geçmiş olmama rağmen o kadar güzel olduğunu fark edememiştim. Çürük müdür acaba diye korka korka gittik iskelenin ucuna oturduk, pırıl pırıl bir deniz, ışıl ışıl bir güneş sanki cennetten bir kare gibiydi. Beş dakika önce ikimizde kötüyken o an çok iyi hissediyorduk. Sonra nasıl oldu konu döndü dolaştı meleklerle iletişim kurma mevzusuna geldi. O ana kadar gerçekten bilgimin olmadığı hatta duyduğumda ne saçmalıyor ya bu manyaklar diye düşündüğüm bir konuydu. O an o kadar gerçek geldi ki, belki de arkadaşım o kadar inanarak anlattı ki. Gözlerinde inancın o parıltısını gördüm. Beki İkala'nın kitabından bahsetti, okumalısın dedi. dün öğleden sonra kitabı buldum. Dün akşam bitirdim. Hislerim çok yoğun ama düşüncelerim de bir o kadar karmaşık. İçimden bir ses düşünmeyi bırak ve sadece inan olacak diyor. Beki Hanımın yazdığına göre bu ses meleklerimin sesi ama bir yanımda saçmalama yok artık daha neler ya diyor sanırım bu da egomun sesi.
Bu önümüzdeki hafta meleklere bir şans vereceğim, denemekten zarar gelmez. Beki Hanım da öyle yazmış zaten kitabının girişinde isterseniz bir bilimadamı gibi, bir çocuk gibi deneyin, meleklerinizi sınayın onlardan sürekli işaret yollamalarını isteyin, he orada olacaklar diyor."
Bu başlıkta da bu hafta içersinde denediğim, deneyimlediğim şeylerden tarafsızca bahsedeceğim. Bunlar gün içersinde yaşadığım ufacık şeylerden büyük şeylere büyük bir yelpaze içersinde olacak. Çalışmam sanırım benim gibi deneyimsiz meraklıların meraklarını bir nebze de olsa giderir.
Bu haftanın sonunda hep beraber bakarız, nasıl oluyor?
26.04.2013/16:36
Bu sabahtan itibaren, meleklerle yaşamaya onlardan yardım istemeye çalıştım. Sabah arabama bindiğimde "Baş melek Mikail, lütfen güzel bir gün geçirmem için bana yardım et ve eğer sesimi duyuyorsan bana bir işaret yolla, radyoda güzel bir şarkı çalsın." dedim. Biraz acemice oldu. Arabanın içersinde kendi kendime konuşmak da açıkçası çok garip bir histi. İnsan kendi kendine ne saçmalıyorum ben diye düşünüyor. Radyoyu açtım sonra ve gerçekten de hoş bir programa denk geldim, oldukça eğlenceli bir dj şakalar falan yapıyordu güzel şarkılar çaldı. "Teşekkürler başmelek Mikail." dedim arabamdan inerken.
Tüm gün gerçekten de ufak tefek işlerimle alakalı şans benim yanımda oldu. Kırmızı ışıklara denk gelmedim vermem gereken raporu son anda yetiştirdim ama yine de umduğumdan güzel oldu. Sevdiğim bir arkadaşımı aramayı düşünürken yolda karşılaştım ama bir yandan da aklımda hep acaba sorusu oldu. Sonra ara verdiğimiz bir sırada dışarıda sigara içiyordum. Hep o panonun yanında sigara içiyorum, hiç de dikkat edip bakmamıştım. kafamı kaldırdım bir baktım ki, bir ilan var ve ilanda dün arkadaşımla gittiğimiz iskelenin resmi var. Bir kere daha dikkatli baktım evet burası o iskele. çürüyüp düşmüş tahtaları paslanmış çivileri bir tanesi eksik mervideniyle o. İçimden bir ses bunun bir işaret olduğunu söyledi.
Bugün başmelek Samuel ile de iletişime geçmeye çalıştım. Aklımı kurcalayan bir ilişkim var, her ilişkideki gibi problemlerimiz var ve ben ilişkimizin nereye gideceğiyle ilgili çok kararsızım. Arabamla eve dönerken " Başmelek Samuel, bana ilişkimle ilgili bir yol göster lütfen, ilişkimizin geleceği var mı? O kişi hayatımı, beni tamalayacak kişi mi? Anlaşmazlıklarımızı çözmek için daha çok mu çabalamalıyım? eğer cevabın devam etmem yönündeyse bu akşamki buluşmamıza kadar bana 3 tane yes kelimesi, cevabın devam etmemem yönündeyse bu akşamki buluşmamıza kadar bana 3 tane no kelimesi göster." dedim. Belki de olmayacağına inandığımdan kelimelerin ingilizcelerini seçtim. Çünkü herhangi bir kelimenin içersinde yes yada noyu görmenin direkt evet ya da hayırı görmekten daha kolay olacağına inandım. Evime geldim, her zamanki gibi bilgisayarımı açtım. (reklam gibi algılanmasın diye sitenin tam ismini vermeyeceğim) 9g**'a girdim. Baya bir postlara baktım, bi an ansızın postun birinde no kelimesi dikkatimi çekti. Post, no kelimesiyle başlıyordu. Hemen aşağıdakine indim, o da no ile başlıyordu. Korkarak bir aşağıdakine baktım o da no ile başlıyordu. Hemen yukarıdaki postlara baktım. Yukarıda da içersinde no geçen postlar vardı ama hiç biri 3 tanesi alt alta gelecek şekilde değildi ve sadece 3 tanesi alt alta geleceği zaman dikkatimi çekmişti. Başmelek Samuel'e bana gösterdiği yol için teşekkür ettim ama keşke sormasaydım diye düşündüm. İçimde sadece ufak bir burukluk kaldı. Tüm bunların gerçek mi yoksa bir tesadüf mü olduğuyla ilgili düşünceler daha da beynimi kemirmeye başladı.
Sanırım bugünlük bu deneyimle ilgili dersimi aldım; asla, cevabını kesinlikle bilmek istediğime emin olmadığım soruları ya da cevabını kaldıramayacağım soruları sormamak.