Deirdre, İrlanda mitolojisinin en dokunaklı ve trajik figürlerinden biridir. Efsaneye göre, Deirdre doğmadan önce Ulster druidlerinden biri onun büyük bir güzelliğe sahip olacağını ama aynı zamanda ülkeye felaket getireceğini kehanet eder. Kral Conchobar mac Nessa, bu kehaneti duyunca Deirdre’nin doğar doğmaz öldürülmesini ister, ancak onu büyüten kişi olan druid Cathbad, bunun yerine onun gizlice yetiştirilmesini önerir. Conchobar, Deirdre’yi büyüdüğünde kendisiyle evlenmek üzere bir kulübede saklar ve genç kızın dış dünya ile hiçbir bağlantısı olmadan büyümesini sağlar. Ancak, kaderin yazdığı gibi, Deirdre özgürlüğünü ve aşkı seçerek bu plana karşı koyacaktır.
Bir gün Deirdre, bir kuzgunun karda bir av hayvanının karnını yiyişini izlerken, gelecekte âşık olacağı kişinin tıpkı bu görüntü gibi siyah saçlı, beyaz tenli ve kırmızı dudaklı biri olacağını söyler. Kaderini bilen yaşlı bakıcıları onu susturmaya çalışsa da, Deirdre çok geçmeden bu tarife uyan kişiyle tanışır: Naoise. Naoise, Ulster’in en yakışıklı savaşçılarından biridir ve Kral Conchobar’ın maiyetindedir. Deirdre, onu gördüğü an aşkına karşı koyamaz ve Naoise’ı birlikte kaçmaya ikna eder. Naoise da Deirdre’ye âşık olur ve kardeşleriyle birlikte onu alarak İskoçya’ya kaçar. Bir süre İskoçya’da huzur içinde yaşarlar, ancak Kral Conchobar, Deirdre’yi geri almak için tuzak kurar. Ulster’e dönmeleri için bir elçi göndererek onları barış ve affedilme vaadiyle kandırır. Ancak, Deirdre bu davete güvenmez ve bir kehanette bulunarak Ulster’e dönerlerse felaketin kaçınılmaz olacağını söyler. Ne var ki, Naoise ve kardeşleri, kralın affına inanarak geri dönmeyi kabul eder. Ulster’e döndüklerinde Conchobar ihanetini açık eder ve Naoise ile kardeşlerini öldürtür. Deirdre büyük bir yas içinde esir alınır ve Kral Conchobar onu zorla eşi yapmaya çalışır. Ancak Deirdre bir yıl boyunca tek kelime etmez ve sürekli keder içinde yaşar. Kral, Deirdre’yi sindirmek için onu en büyük düşmanlarından biri olan Eogan mac Durthacht ile evlendirmek ister. Deirdre bu durumu öğrenince artık daha fazla dayanamaz ve yolculuk sırasında bir kayalıktan kendini atarak intihar eder.
Deirdre’nin hikâyesi, aşkın trajedisi ve kaçınılmaz kader temalarını işleyen en etkileyici mitlerden biridir. Kral Conchobar’ın hırsı ve bencilliği, sadece Deirdre ve Naoise’ın değil, tüm Ulster halkının felaketine yol açar. Bu hikâye, İrlanda edebiyatı ve sanatında büyük bir etki bırakmış, yüzyıllar boyunca ozanlar tarafından anlatılmış ve birçok edebi esere ilham vermiştir. Deirdre, sadece bir mit kahramanı değil, aynı zamanda özgürlüğü ve aşkı için savaşan bir kadının trajik simgesi olarak İrlanda halkının hafızasında yaşamaya devam etmiştir.
Bir gün Deirdre, bir kuzgunun karda bir av hayvanının karnını yiyişini izlerken, gelecekte âşık olacağı kişinin tıpkı bu görüntü gibi siyah saçlı, beyaz tenli ve kırmızı dudaklı biri olacağını söyler. Kaderini bilen yaşlı bakıcıları onu susturmaya çalışsa da, Deirdre çok geçmeden bu tarife uyan kişiyle tanışır: Naoise. Naoise, Ulster’in en yakışıklı savaşçılarından biridir ve Kral Conchobar’ın maiyetindedir. Deirdre, onu gördüğü an aşkına karşı koyamaz ve Naoise’ı birlikte kaçmaya ikna eder. Naoise da Deirdre’ye âşık olur ve kardeşleriyle birlikte onu alarak İskoçya’ya kaçar. Bir süre İskoçya’da huzur içinde yaşarlar, ancak Kral Conchobar, Deirdre’yi geri almak için tuzak kurar. Ulster’e dönmeleri için bir elçi göndererek onları barış ve affedilme vaadiyle kandırır. Ancak, Deirdre bu davete güvenmez ve bir kehanette bulunarak Ulster’e dönerlerse felaketin kaçınılmaz olacağını söyler. Ne var ki, Naoise ve kardeşleri, kralın affına inanarak geri dönmeyi kabul eder. Ulster’e döndüklerinde Conchobar ihanetini açık eder ve Naoise ile kardeşlerini öldürtür. Deirdre büyük bir yas içinde esir alınır ve Kral Conchobar onu zorla eşi yapmaya çalışır. Ancak Deirdre bir yıl boyunca tek kelime etmez ve sürekli keder içinde yaşar. Kral, Deirdre’yi sindirmek için onu en büyük düşmanlarından biri olan Eogan mac Durthacht ile evlendirmek ister. Deirdre bu durumu öğrenince artık daha fazla dayanamaz ve yolculuk sırasında bir kayalıktan kendini atarak intihar eder.
Deirdre’nin hikâyesi, aşkın trajedisi ve kaçınılmaz kader temalarını işleyen en etkileyici mitlerden biridir. Kral Conchobar’ın hırsı ve bencilliği, sadece Deirdre ve Naoise’ın değil, tüm Ulster halkının felaketine yol açar. Bu hikâye, İrlanda edebiyatı ve sanatında büyük bir etki bırakmış, yüzyıllar boyunca ozanlar tarafından anlatılmış ve birçok edebi esere ilham vermiştir. Deirdre, sadece bir mit kahramanı değil, aynı zamanda özgürlüğü ve aşkı için savaşan bir kadının trajik simgesi olarak İrlanda halkının hafızasında yaşamaya devam etmiştir.